31 Temmuz 2021 Cumartesi

HAFTANIN HADİSİ

     Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)şöyle buyurur:


مَا مِنْ مُسْلِمٍ يَغْرِسُ غَرْسًا أوْ يَزْرَعُ زَرْعًا فَيَـأكُلُ مِنْهُ


طَيْرٌ أوْ إِنْسَانٌ أوْ بَهِيمَةٌ إِلاَّ كَانَ لَهُ بِهِ صَدَقَةٌ


"Bir müslümanın diktiği ağaçtan veya ektiği ekinden insan, hayvan ve kuşların yedikleri şeyler, o müslüman için birer sadakadır."

(Buhârî, Edeb, 27; Müslim, Müsâkât, 7, 10.)


30 Temmuz 2021 Cuma

Diyanet İşleri Başkanlığının 30.07.2021 Tarihli Cuma Hutbesi:AFETLERE KARŞI SORUMLULUĞUMUZUN İDRAKİNDE OLALIM

 

AFETLERE KARŞI SORUMLULUĞUMUZUN İDRAKİNDE

 OLALIM




Muhterem Müslümanlar!


Bizler, bir çevrenin içinde ve bir çevreye muhtaç halde

 yaratıldık. Çevremiz bizler için hayat demektir; hayatın rengi,

 ahengi, dirliği ve birliği demektir. Kâinat, Cenâb-ı Hakk’ın eseri

 ve insana emanetidir. Bu sebepledir ki yeryüzünün şerefli

 halifesi olarak bizler, bütün insanları, canlı cansız bütün

 mahlûkatı korumakla, onlara karşı şefkatli ve merhametli

 olmakla yükümlüyüz. Bu sorumluluğumuzu yerine

 getirdiğimizde çevremizle birlikte bizler de ihya oluruz. Aksi

 halde zarar görecek olan sadece yeryüzü ve gökyüzü değil aynı

 zamanda hepimiz ve geleceğimizdir.


Aziz Müminler!


Son günlerde yaşadığımız afetler hepimizi derinden üzdü. Bir yandan sellerin açtığı yaraları sarmaya çalışıyoruz. Diğer yandan ciğerlerimizi dağlayan orman yangınlarıyla mücadele ediyoruz. Böylesi zor günlerde şunu bir kez daha hatırlamalıyız ki sel, heyelan, yangın, deprem, kuraklık ve salgın hastalık gibi afetler karşısında can ve mal kaybımızı en aza indirmek ancak gerekli tedbirleri almakla mümkündür. Zira tabiat olayları, sünnetullah yani ilahi düzen ve kanunlar gereği, sebep-sonuç ilişkisi içerisinde meydana gelmektedir. Dolayısıyla bir mümin, sorumluluğunu ihmal edip göz göre göre afetlere kapı aralayamaz. Yeryüzünde dengeleri bozacak adımlar atamaz. Nitekim afetlerin kötü neticelerinin önemli bir kısmı insanoğlunun kendi hata ve ihmalleri sebebiyledir. Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır:

“İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu.”[1]

Kıymetli Müslümanlar!

Cenâb-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır:

“Kendi kendinizi tehlikeye atmayın.”[2]

O halde sel, heyelan ve deprem riski bulunan bölgelerde tabiatın dengelerine, bölgenin gerçeklerine uygun, doğru ve sağlam adımlar atalım. Yangınlara sebebiyet verecek ihmalden ve sorumsuz davranışlardan uzak duralım. Ormanlarımızı bilerek yakan, vatanımıza göz diken, milletimizin canına kast edenlere gelince dünyada ve ahirette Allah’ın, meleklerin, insanların ve diri diri yanan bütün canlıların laneti onların üzerinedir. Onlar her iki âlemde de yaptıklarının cezasını çekeceklerdir.

Değerli Müminler!

Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir hadisinde şöyle buyurmaktadır:

“Nerede olursan ol, Allah’a karşı sorumluluğunun bilincinde ol!”[3] 

Öyleyse geliniz, üzerimize düşen sorumlulukların idrakinde olalım. Acı tecrübelerden ders alalım. Güvenli bir hayat için afetlere karşı hazırlıklı olalım. İçinde bulunduğumuz yaz günlerinde başta orman yangınları olmak üzere her türlü afet ve acil durum anlarında duyarlı olalım ve yetkili mercileri haberdar edelim. 

Bu vesileyle afetlerde hayatını kaybeden kardeşlerimize

 Rabbimizden rahmet, yakınlarına başsağlığı, yaralılara acil

 şifalar diliyoruz.



[1] Rûm, 30/41.

[2] Bakara, 2/195.

[3] Tirmizî, Birr, 55.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü 

KAYNAK:


26 Temmuz 2021 Pazartesi

HAFTANIN AYETİ

     Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:


        إِنَّ هَؤُلَاء يُحِبُّونَ الْعَاجِلَةَ وَيَذَرُونَ وَرَاءهُمْ يَوْمًا ثَقِيلًا


"Şu insanlar, çarçabuk geçen dünyayı seviyorlar da önlerindeki çetin bir günü (ahireti) ihmal ediyorlar."

                         (İnsan Suresi 27. Ayet)

25 Temmuz 2021 Pazar

Allah’ın İsimleri (Esmâ-i Hüsnâ=En Güzel İsimler):89-MUĞNȊ

      Allah’ın İsimleri (Esmâ-i Hüsnâ=En Güzel İsimler)                      

                                                 MUĞNȊ

Allah'ın en güzel isimleri olan "Esmaü'l-Hüsnâ" dan biri de el-Muğnî’dir.

Sözlükte “zengin olmak, ihtiyacı bulunmayıp müstağni kalmak” anlamındaki gınâ (ganâ’) kökünden türemiş bir sıfat olan muğnî “zenginlik verip tatmin eden” demektir.

Muğnî: “Dilediğine zenginlik veren.”“Hiçbir şeye muhtaç olmayıp her şeyden müstağni olan.” 

El-Muğnî; İhtiyacı giderir ve zengin eder.

El-Muğnî; Dilediğine zenginlik veren O'dur.

El-Muğnî; Kendisi zengin olduğu gibi, dileğinine de zenginlik veren O'dur.

El-Muğnî:; Zenginlik veren, istediğini zengin eden O'dur.

El-Muğnî; Muhtaç olmaktan kurtaran O'dur.

El-Muğnî ;İhtiyacı giderir ve zengin eder. Muhtaç olmaktan kurtaran, dilediğine zenginlik veren, kendisi zengin olduğu gibi, dileğinine de zenginlik veren, dilediğini muhtaç olmaktan kurtararak zengin eden, istediğini ve dilediğini zengin eden demektir.

Allah İstediğini zengin edendir.
Allah mutlak zenginlik sahibi olan Muğnîdir!
Allah  dilediğini zengin eder, ömür boyunca zengin olarak yaşatır.
Bazı kullarını zenginken fakir, bazılarını da fakirken zengin yapar.
Kul her ihtiyacını Muğnî olan sonsuz ve sınırsız zenginlik sahibi Allah'tan  istemelidir!
Bütün mahlûkatın ihtiyacını karşılayacak olan yalnız ve yalnız Muğnî olan Allah'tır.
Allah ihtiyacını Kendisine arz edenleri sever.
Etmeyenleri; başka kapılara umut bağlayanları sevmez!
Kendisine açılan elleri asla boş çevirmeyendir.Çünkü o sonsuz ve sınırsız Sahibidir ve hazinesinden isteyene Verendir!

Yüce Allah Kur’an-ı Kerimde bazı ayetlerde şöyle buyurmaktadır:

“Ey insanlar! Siz Allah’a muhtaçsınız. Allah ise her bakımdan sınırsız zengin olandır, övülmeye hakkıyla lâyık olandır.” (Fâtır Suresi 15.Ayet)

“Doğrusu zengin eden de varlıklı kılan da O'dur.”(Necm Suresi 48.Ayet)

“Bir yoksul iken seni bulup zengin etmedi mi?” (Duhâ Suresi 8.Ayet)

“…Allah dilediğini hesabsız şekilde rızıklandırır.” (Bakara Sûresi, 212.Ayet)

Göklerde ve yerde ne varsa Allah’ındır. Şüphesiz Allah, her bakımdan sınırsız zengin olandır, övülmeye lâyık olandır.” (Lokman Suresi 26.Ayet)

“O, istediğiniz şeylerin hepsinden size verdi. Eğer Allah’ın nimetlerini saymaya kalkışsanız sayamazsınız. Şüphesiz insan çok zalimdir, çok nankördür.”         (İbrahim Sûresi,34.Ayet)

(Bu yazı, Diyanet İslam Ansiklopedisinden yararlanarak hazırlanmıştır.)

 (Devam edecek)

 


24 Temmuz 2021 Cumartesi

HAFTANIN HADİSİ

   Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)şöyle buyurur:


تَبَسُّمُكَ فِي وَجْهِ أخِيكَ لَكَ صَدَقَةٌ وَأمْرُكَ بِالْمَعْرُوفِ وَ نَهْيُكَ عَنِ 

 الْمُنْكَرِ صَدَقَةٌ وَإِرْشَادُكَ الرَّجُلَ فِي أرْضِ الضَّلاَلِ لَكَ صَدَقَةٌ 

وَإِمَاطَتُكَ الْحَجَرَ وَالشَّوْكَ وَالْعَظْمَ عَنِ الطَّرِيقِ لَكَ صَدَقَةٌ


(Mümin) kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atman da senin için sadakadır.

(Tirmizî, Birr, 36.)

23 Temmuz 2021 Cuma

Diyanet İşleri Başkanlığının 23.07.2021 Tarihli Cuma Hutbesi: MÜSLÜMAN’IN MÜSLÜMAN ÜZERİNDEKİ HAKLARI

                      MÜSLÜMAN’IN MÜSLÜMAN ÜZERİNDEKİ HAKLARI




Muhterem Müslümanlar!

Yüce Rabbimize hamd ü sena olsun ki böylesine güzel bir Kurban Bayramını daha idrak ediyoruz. Birlik ve beraberliğimizi perçinlediğimiz bayram namazımızı eda ettik. İslam’ın nişanelerinden biri olan kurbanlarımızı Cenâb-ı Mevla’mıza takdim ettik. Rabbim kabul buyursun.

Bayramlar, bir yandan Rabbimize kulluğumuzu arz etme, diğer yandan da birbirimizin gönlünü kazanma, kardeşliğimizi pekiştirme günleridir. Geliniz, bu Cuma günü Resûl-i Ekrem (s.a.s)’in asırlar öncesinden tarif ettiği kardeşlik ahlakına kulak verelim.

Aziz Müminler!

Peygamber Efendimiz (s.a.s), Müslümanları birbirlerine bağlayan ve muhabbete dayalı ilişkiler kurmalarına vesile olan güzellikleri şöyle haber vermiştir: “Müslüman’ın Müslüman üzerindeki hakkı beştir: Selâmı almak, hastayı ziyaret etmek, cenazeye katılmak, davete icabet etmek ve aksırana dua etmek.”[1]

Evet, Peygamberimiz (s.a.s)’in öğütlediği ilk görev, Müslümanların birbirlerine selam vermesidir. Selam; gönülden gönüle muhabbet köprüsü kurmaya vesile olur. Güven ve huzuru gerçekleştirmenin, dostluk ve kardeşliği pekiştirmenin yoludur. İmanın gereği, güvenin teminatı ve sevginin kemalidir selam.

Kıymetli Müslümanlar!

Allah Resûlü (s.a.s)’in öğütlediği ikinci görev, hasta ziyaretidir. Sağlığımızı her an kaybedebileceğimizi ve birbirimize muhtaç olduğumuzu hatırlatan bu ziyaret, Yüce Rabbimizin sonsuz rahmetine ulaşmaya vesiledir. Allah rızası için hasta ziyaretinde bulunan müminler için melekler şöyle dua ederler: “Ne iyi ettin! Attığın adımlar hayırlı olsun, cennette bir yerin yuvan olsun.”[2]

Resûl-i Ekrem (s.a.s)’in öğütlediği üçüncü görev, cenazeye iştirak etmektir. Kardeşimizin cenaze namazını kılmak, onun için hüsn-i şehadette bulunmak, defnetmek ve yakınlarına taziyede bulunmak hem dini hem de insani bir vazifedir. Ancak, bu vazifeyi yerine getirirken de günümüz şartlarının gerektirdiği sosyal mesafe ve maske gibi tedbirlere uymak, hem kendimiz, hem de çevremizdekilerin sağlığı açısından önem arz etmektedir. Her zaman olduğu gibi hüzünlü gününde de mümin, Rahman olan Rabbine sığınır. Yüce Allah’ı hoşnut eden şu ilâhi kelamla teselli bulur:                  اِنَّا لِلّٰهِ وَاِنَّٓا اِلَيْهِ رَاجِعُونَ Şüphesiz biz Allah’a aitiz ve muhakkak ki O’na döneceğiz.”[3]

Muhterem Müslümanlar!

Peygamber Efendimizin öğütlediği dördüncü görev, davete icabet etmektir. Bir Müslümanın, şartlar ve imkânlar ölçüsünde davet edildiği yere icabet edip kardeşinin gönlünü kazanması Peygamber ahlakındandır.

Sevgili Peygamberimizin öğütlediği beşinci görev ise, aksırdığında kardeşimize dua etmektir. Nitekim Allah Resûlü (s.a.s), aksıran bir mümin ile ona şahit olan diğer müminin karşılıklı olarak birbirleri hakkında sıhhat ve hidayet temennilerinde bulunmalarını şöyle öğütlemiştir:  Biriniz aksırdığı zaman اَلْحَمْدُ لِلَّهِ desin. Mümin kardeşi da ona    يَرْحَمُكَ اللَّهُ ‘Allah sana merhamet etsin’ diyerek karşılık versin. Aksıran, bu defaيَهْدِيكُمُ اللَّهُ وَيُصْلِحُ بَالَكُمْ  ‘Allah sizlere hidayet eylesin ve hâlinizi, işinizi de iyileştirsin’ desin.”[4]

Değerli Müminler!

Elbette kardeşlik hukukumuz bu beş görevle sınırlı değildir. Ailemize, komşumuza, akrabamıza iyilikte bulunmak, yetimlere kol kanat germek, ihtiyaç sahiplerini gözetmek gibi sorumluluklarımız da bulunmaktadır.

O halde geliniz, birbirimizden sevgimizi, şefkatimizi ve merhametimizi esirgemeyelim. Kardeşlerimizin sevinçlerini paylaşalım, hüzünlerine ortak olalım. Son nefesimize kadar kardeşlik ahlakına ve hukukuna riayet etmeye gayret gösterelim.

Hutbemi Rabbimizin Kur’an-ı Kerim’de bize öğrettiği şu dua ile bitiriyorum: 

Rabbimiz, bizi ve bizden önceki iman etmiş kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde iman edenlere karşı hiçbir kin tutturma. Şüphesiz sen çok şefkatlisin, çok merhametlisin.”[5]

 



[1] Buhârî, Cenâiz, 2.

[2] Tirmizi, Birr, 64.

[3] Bakara, 2/156.

[4] Buhârî, Edeb, 126.

[5] Haşr, 59/10.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü 

KAYNAK:


20 Temmuz 2021 Salı

Diyanet İşleri Başkanlığının 20.07.2021 Tarihli Kurban Bayramı Hutbesi:KURBAN BAYRAMI

 

                   KURBAN BAYRAMI




Muhterem Müslümanlar!

Bugün, Zilhicce ayının onuncu günü. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in buyurduğu üzere, Allah katında günlerin en değerlisi.[i] Bugün, mübarek Kurban Bayramı. İbadet ve taatimizle, zikir ve şükrümüzle Rabbimize kulluğumuzu arz ettiğimiz, kurbanlarımızla Allah’a yaklaştığımız mukaddes bir zaman dilimi. Bizleri böylesine kıymetli bir vakte kavuşturan Cenâb-ı Hakk’a sonsuz hamd ve sena olsun. Bayramları nasıl idrak edeceğimizi öğreten Resûl-i Ekrem Efendimize salat ve selam olsun.

Aziz Müminler!

Bugün ilk işimiz olan bayram namazımızı eda ettik, biraz sonra da inşallah kurban sevincini yaşayacağız. Allah Resûlü (s.a.s) bir hadisinde kurban ibadetinin faziletiyle ilgili şöyle buyurmaktadır:

“Âdemoğlu kurban günü Allah katında kurban kesmekten daha güzel bir amel işlememiştir.[ii] 

Nitekim Kurban, rızasını kazanmak amacıyla Yüce Rabbimize sunduğumuz en kıymetli hediyemizdir. Malımızla ve canımızla O’nun yolunda olduğumuzun en büyük nişanelerinden biridir.


Kıymetli Müslümanlar!


Bayramlar; rahmet ve bereket vakitleridir. Peygamberimize ümmet olma şuuruyla kardeşliğimizi diri tutma anlarıdır. Bayramlar; sevinme ve sevindirme, barış ve huzur zamanlarıdır. Anne babamızın, kardeşlerimizin, akrabalarımızın ve komşularımızın gönlünü ziyadesiyle hoşnut etme günleridir.

 

Değerli Müminler!


Bayramlar, yardımlaşma ve paylaşmayla güzelleşir. Öyleyse bayram sevincimizi artırmak için kurbanlarımızdan, akraba ve komşularımıza ikram edelim. Yoksul, yetim ve kimsesizlerle paylaşalım. Yüce Rabbimizin şu tavsiyesine uymaya gayret gösterelim:

“…Allah’ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlıkları belirlenen günlerde kesecekleri zaman üzerlerine Allah’ın adını ansınlar. Artık onlardan siz de yiyin, yoksula fakire de yedirin.[iii]

Aziz Müslümanlar!

Bayramlar, kardeşlik ve muhabbet günleridir. O halde, bu nadide günleri fırsat bilerek dargınlıkları ve küskünlükleri sonlandıralım. Unutmayalım ki bir Müslümanın üç günden fazla kardeşiyle küs durması helal değildir.[iv]

Bayramlar aynı zamanda “sıla-i rahim” yani dost ve akraba ziyareti günleridir. Ancak salgın hastalıkla imtihan edildiğimiz şu günlerde temizlik, maske ve mesafe kurallarına özenle riayet edelim; sevinç günlerimize hüzün gölgesi düşürmeyelim.

Bu mübarek günlerin hakkını vermek için üzerimize düşen vazifeleri yerine getirelim. Özellikle, Arefe günü sabah namazıyla başladığımız ve bayramın dördüncü günü ikindi namazıyla birlikte sona erecek olan teşrik tekbirlerini unutmayalım.

Hutbemi bitirirken siz kıymetli cemaatimizin, aziz milletimizin ve ümmet-i Muhammed’in Kurban Bayramını tebrik ediyorum. Rabbimizin selamı, rahmeti, mağfireti ve bereketi üzerimize olsun. Bayramımız mübarek olsun.



[i] Ebû Dâvûd, Menâsik, 19.

[ii] Tirmizî, Edâhî, 1.

[iii] Hac, 22/28.

[iv] Buhârî, Edeb, 62.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü 

KAYNAK:

19 Temmuz 2021 Pazartesi

HAFTANIN AYETİ

 Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:


وَاتْلُ عَلَيْهِمْ نَبَاَ ابْنَيْ اٰدَمَ بِالْحَقِّۢ اِذْ قَرَّبَا قُرْبَانًا فَتُقُبِّلَ مِنْ اَحَدِهِمَا وَلَمْ يُتَقَبَّلْ مِنَ الْاٰخَرِۜ قَالَ لَاَقْتُلَنَّكَۜ قَالَ اِنَّمَا يَتَقَبَّلُ اللّٰهُ مِنَ الْمُتَّق۪ينَ


"Onlara Âdem’in iki oğlunun başından geçen ibret verici şu gerçeği anlat: Onlar Allah’a birer kurban takdîm etmişlerdi de birinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti. Kurbanı kabul edilmeyen kıskanıp: “Seni mutlaka öldüreceğim” deyince, öteki şu cevabı vermişti: “Allah ancak takvâ sahiplerinin ibâdetini kabul buyurur.”
                     (Mâide Sûresi(5) 27. Ayet)

18 Temmuz 2021 Pazar

Kur'an-ı Kerim'den Mesaj var-43

                 İman Edip İyi İşler Yapanlar

Dünya hayatı geçici bir süreyle bizlere bahşedilmiştir. Allah bizi dünyaya gönderirken bizden maddi bir şey istemiyor. O insanı sadece Rabbini tanıması, büyüklüğünü görebilmesi ve O’na kulluk etmesi için yaratmıştır.

Allah insanı sayısız nimetlerle donattığı bir dünyaya gönderiyor. Bu nimetlerin kıymetini bilerek Yüce Allah’a şükretmeli ve kulluğumuzu yerine getirmeliyiz.

İnsanoğlu yaratılış gayesini ve kulluk vazifesinin ne olduğunu kendi kendine bilemez. Allah bunları peygamberleri aracılığıyla bildirmiştir.

Allah tüm insanları elçileriyle uyarmıştır. Çeşitli kitap ve peygamberler gönderen Yüce ALLAH en son gönderdiği peygamberi Hz. Muhammed’e kıyamete kadar tüm insanlığı uyarıcı nitelikte olan Kur’an’ı indirmiştir.

Kur’an’da dünya hayatında insanların uyacağı her husus bildirilmiştir. Dünya hayatının ahiret hayatının kazanılacağı bir saha olduğu bildirilmiştir. Adete dünyanın ahiretin bir tarlası olduğu vurgulanmıştır. Tarla ekilir, sulanır ve bakımı yapılırsa, bol ürünler elde edilir.

Bunun gibi dünyada inanan ve güzel işler yapan ve düzgün hayat sürdüren bir kişi buradan ayrılıp öteki aleme geçiş yaptığında orada dünyada yaptıklarının karşılığını alacaktır. Yaptığı iyiliklerine karşı cennetteki nimetleri hak edecektir.

Bu konu ile ilgili Allah’ın Kur’an’ı Kerim’deki mesajı şöyledir: 

İman edip iyi işler yapanlara gelince, onlar, cennette nimetlere ve sevince mazhar olacaklardır.”( Rûm Sûresi 15. Ayet)

Cennetteki nimetlere mazhar olmak için öncelikli şart Allah’a iman etmektir. Allah’a iman etmek için; Allah’ın bir tek olduğuna inanmak, Hz.Muhammed’in peygamber olduğuna ve ona gönderilen Kur’an’a inanmak gerekir.

İman ettikten sonra cennetteki nimetlere kavuşmak için; bol ibadet, bol iyilik, güzel ve faydalı şeyler yapmak gerekir.

Allah kutsal kitabımız Kur’an’ı Kerim’de bu dünya yaşamımızda ne yapmamız ve nelerden uzak durmamız gerektiğini ortaya koymuştur. Peygamberimiz Hz.Muhammed (s.a.v.) kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’in emir ve nehiylerini insanlara öğretmiş ve onların Kur’an’a uymalarını sağlamıştır. Bu şekilde Kur’an’a inanan ve Hz. Muhammed’in elçiliğini kabul edip, Allah’a iman eden Mü’minlerin yaptıkları her iyilik ve güzel işler karşılığında cennetle mükafatlandırılacaktır.

Müslümanlar, Ahirette mükafat olarak cennette karşılaştıkları nimetlerle sevince mazhar olacaklardır.

Ne mutlu ahirette nimetler içinde mutlu sonsuz bir hayata ulaşabilenlere…

Efkan VURAL

Bu Yazı Aşağıdaki Web Sitelerinde Yayınlanmıştır:

Milliyet Blog:

17 Temmuz 2021 Cumartesi

HAFTANIN HADİSİ

       Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)şöyle buyurur:


عَجَبًا لأمْرِ الْمُؤْمِنِ إِنَّ أمْرَهُ كُلَّهُ خَيْرٌ وَلَيْس ذَاكَ لأحَدٍ  إِلاَّ لِلْمُؤْمِنِ: إِنْ أصَابَتْهُ سَرَّاءُ شَـكَرَ فَـكَانَ خَيْرًا لَهُ وَإِنْ أصَابَتْهُ ضَرَّاءُ صَبَرَ فَـكَانَ خَيْرًا لَهُ

Mü’minin başka hiç kimsede bulunmayan ilginç bir hali vardır; O’nun her işi hayırdır. Eğer bir genişliğe (nimete) kavuşursa şükreder ve bu onun için bir hayır olur. Eğer bir  darlığa (musibete) uğrarsa sabreder ve bu da onun için bir hayır olur.

              (Müslim, Zühd, 64; Dârim”, Rikâk, 61.)

16 Temmuz 2021 Cuma

Diyanet İşleri Başkanlığının 16.07.2021 Tarihli Cuma Hutbesi: KURBAN: TEVHİDİN SEMBOLÜ, İSLAM’IN ŞİARI

 

KURBAN: TEVHİDİN SEMBOLÜ, İSLAM’IN ŞİARI

Muhterem Müslümanlar!

Medine’de bir bayram sabahıydı. Mümin gönüller bayram heyecanı ve coşkusuyla dopdoluydu. Mescid-i Nebevî’nin yanı başındaki namazgâhta genç-yaşlı, kadın-erkek, çoluk-çocuk hep birlikte bayram namazı eda edildi. Peygamberimiz (s.a.s)’in îrâd ettiği hutbenin ardından sıra kurbanları kesmeye gelmişti. Resûl-i Ekrem Efendimiz, âdeti olduğu üzere iki kurban hazırlamıştı. Kendisine getirilen kurbanlık koçları şefkatle kıbleye doğru yatırdı ve şu mealdeki âyet-i kerimeleri okudu: “Ben, O’nun birliğine inanarak, yönümü gökleri ve yeri yaratan Allah’a çevirdim ve ben müşriklerden değilim.[1] “Şüphesiz namazım, kurbanım, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabbi Allah içindir. O’nun ortağı yoktur.”[2] Daha sonra Allah Resûlü (s.a.s), şöylece dua etti ve Allah’ın adını anarak kurbanlarını kesti: “Allah’ım! Bu kurbanlar senin nimetindir. Muhammed ve ümmeti tarafından senin rızan için sunulmuştur...”[3] “Allah’ım! Benim, ailemin ve ümmetimin kurbanlarını kabul eyle!”[4]

Aziz Müminler!

Yüce Rabbimize sonsuz hamd ü senalar olsun ki, bir bayrama daha bizleri yaklaştırdı. İslam âlemi olarak önümüzdeki hafta salı günü, Kurban Bayramı’nı idrak edeceğiz. Hep birlikte vahdet şuuruna, kardeş ve ümmet olma bilincine ereceğiz. Her ne kadar haccetme imkânı bulamasak da samimi dualarımızla kutsal beldelerde yapılan dualara ortak olacağız. Kurbanlarımızla, Rabbimize kulluğumuzu ve itaatimizi bir kez daha izhar edeceğiz.

Değerli Müminler!

Derin hatıraları bünyesinde barındıran kurban ibadeti, Hz. Âdem’den bugüne her topluma emredilmiştir. Kurban, tevhidin sembolü, din-i mübin-i İslam’ın önemli bir şiarıdır. Kurban, Allah’ın rızasına ve takvaya erişme gayretidir. Kurban, Yüce Yaratana karşı ihlas ve samimiyet, sadakat ve teslimiyet, şükür ve vefa beyanıdır. Sahip olduğumuz her şeyi Allah yolunda tereddütsüz feda edebilme iradesidir kurban.

Aziz Müslümanlar!

Kurban ibadeti bizlere, malımızı Allah rızası için harcama ve başkalarıyla paylaşma mutluluğunu tattırır. Bizi cimrilik hastalığından, dünya malının esiri olmaktan kurtarır. Kurbanlarımızla hem Rabbimize yaklaşır hem de muhtaç kimselerin hanelerine muhabbet ve sevinç taşırız. Coğrafyaları aşan gönül köprüleri inşa ederiz. Tanıdığımız, tanımadığımız nice kardeşimizin dertleriyle dertlenip, onlar için iyilik ve hayır eli oluruz. Kurban ibadetiyle birlik ve beraberliğimizi güçlendirir, yardımlaşma ve dayanışma ruhunu diri tutarız.

Muhterem Müminler!

Diyanet İşleri Başkanlığımız, Türkiye Diyanet Vakfı ile birlikte geçmiş yıllarda olduğu gibi bu yıl da vekâlet yoluyla kurban kesim organizasyonu düzenlemektedir. “Kurbanını paylaş, kardeşinle yakınlaş” şiarıyla aziz milletimizin emaneti olan kurbanlar, İslami usullere uygun bir şekilde kesilerek ülkemizdeki ve dünyanın dört bir yanındaki ihtiyaç sahibi kardeşlerimize ulaştırılacaktır. Bayramın birinci günü akşamına kadar müftülüklerimize bizzat başvurarak ya da vakfımızın internet sitesi üzerinden yapacağınız bağışlarla, müminler arasındaki sevgi ve kardeşlik köprülerinin sağlamlaştırılmasına katkıda bulunabilirsiniz.

Kıymetli Müminler!

Hutbemi bitirirken önemli bir hatırlatmada bulunmak istiyorum. Bayram vesilesiyle pek çok kardeşimiz yolculuğa çıkacak. Bu noktada trafik kurallarına uyalım, sabırlı ve dikkatli olalım, birbirimizin hak ve hukukunu koruyalım. Trafik kazalarının, bayramların huzur ve sevincini acı ve hüzne dönüştürmesine izin vermeyelim.

Yüce Rabbimiz, bizleri her türlü kaza, bela ve musibetten muhafaza eylesin.  Sağlık, huzur ve afiyet içerisinde bizleri bayrama ulaştırsın. 

 



[1] En’âm, 6/79.

[2] En’âm, 6/162-163.

[3] İbn Mâce, Edâhî, 1; Ebû Dâvûd, Dahâyâ, 3-4.

[4] Müslim, Edâhî, 19.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü