29 Nisan 2023 Cumartesi

28 Nisan 2023 Cuma

Diyanet İşleri Başkanlığının 28.04.2023 Tarihli Cuma Hutbesi:İŞ AHLAKI: TOPLUMSAL HUZURUN KAYNAĞI

                       İŞ AHLAKI: TOPLUMSAL HUZURUN KAYNAĞI




Muhterem Müslümanlar!

Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: 

İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır ve çalıştığını da görecektir.”[i]

Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor:

“Allah Teâlâ, birinizin yaptığı işi en güzel şekilde yapmasından memnun kalır.[ii]

Aziz Müminler!

Yüce dinimiz İslam’ın gönderiliş gayelerinden biri de hayatın her alanında güzel ahlakı kendine rehber edinen bir toplum inşa etmektir. Cenâb-ı Hak, dünya ve ahiret mutluluğu için bizlere ibadetleri emrettiği gibi işimizde de bizlerden ahlaklı olmayı istemiştir.

 İş ahlakı, doğruluk, güven, saygı ve adalet gibi temel değerleri işimize yansıtmaktır. İşimizi sağlam yapmak, kul ve kamu hakkına riayet etmek, sözümüzde ve özümüzde dürüst olmaktır. Her daim helali gaye edinmek, kazancımıza haram, dilimize yalan bulaştırmamaktır.

Kıymetli Müslümanlar!

İş ahlakı, çalışma hayatının tamamını kapsayan bir değerdir. Memur olmanın ahlakı olduğu gibi amir olmanın da ahlakı vardır. İşçi olmanın ahlakı olduğu gibi işveren olmanın da ahlakı vardır. Esnaf olmanın ahlakı olduğu gibi müşteri olmanın da ahlakı vardır.

Memur olmanın ahlakı, devletine sadakatle bağlı kalmak, milletine nezaket ve özveriyle hizmet etmektir. Amir olmanın ahlakı ise, hak ve adaletten asla ayrılmamak, himayesindeki kişilere hakkaniyetle davranmaktır.

İşçi olmanın ahlakı, işini sağlam ve kaliteli yapmak, işyerini işverenin emaneti olarak görmektir. İşyerinin imkânlarını şahsi ihtiyaçları için kullanmamaktır. İşveren olmanın ahlakı ise, işçiye huzurlu bir iş ortamı oluşturmaktır. Onu sosyal haklardan mahrum bırakmamak, alın teri kurumadan ücretini tam ve vaktinde ödemektir.

Esnaf olmanın ahlakı, dürüstlükten ayrılmamaktır. Malın kusurunu gizlememek, stok ve karaborsacılığa tevessül etmemek, helal kazancına haram bulaştırmamaktır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in 

مَنْ غَشَّنَا فَلَيْسَ مِنَّا

“Bizi aldatan, bizden değildir”[iii] 

hadis-i şerifi gereğince müşterisini aldatmamak, ölçü ve tartıyı eksik yapmamaktır. Müşteri olmanın ahlakı ise, esnafa verdiği sözü yerine getirmek, borcunu zamanında ödemek, onu zarara uğratacak her türlü söz ve eylemden kaçınmaktır.

Değerli Müminler!

İş hayatında duyarlılığın azaldığı, kanaat, doğruluk ve dürüstlük gibi erdemlerin zayıfladığı, ahlak kavramının içinin boşaltıldığı ve istismar edildiği bir çağda yaşıyoruz. Dünyevileşme, bencillik, bir malı değerinden fazlaya satmak veya kiraya vermek suretiyle çok kazanma arzusu gibi yanlış tutum ve davranışlar toplumsal huzuru ve barışı derinden etkilemektedir. Oysaki güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderilen Allah Resûlü (s.a.s), “Hiçbiriniz, kendisi için istediğini kardeşi için de istemedikçe tam anlamıyla iman etmiş olmaz.”[iv] buyurmuş, şahsi menfaatlere takılıp kalmamayı, başkalarının hak ve hukukunu gözetmeyi, sosyal hayatta adil ve dengeli olmayı bizlere tavsiye etmiştir. Bizlere düşen görev, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in sadakatini kuşanarak her işimizi emanet bilinciyle sahiplenmektir. Onun hak duyarlılığına riayet ederek işçinin hakkını zayi etmemek, iş sağlığı ve güvenliğine daha fazla hassasiyet göstermektir.

Aziz Müslümanlar!

Bize verilen her bir imkânı Rabbimizden bir emanet, O’nun rızasını kazanmak için bir fırsat bilelim. İşimizi sağlam yaparak hem dünyamızı hem de ahiretimizi mamur kılalım. Her işimizde helali gözetelim. Allah’ın rızasında arayalım asıl kazancımızı. O’nun yolunda harcayalım bilgimizi ve servetimizi. Güveni hâkim kılalım hayatımızın her alanında. Ne aldatan olalım ne de aldanan. Doğruluk ve dürüstlükten, adalet ve hakkaniyetten asla ayrılmayalım. Unutmayalım ki, Allah katında bizi değerli kılan, yaratılış gayemize uygun hareket etmemiz, her işimizde İslam ahlakını kuşanmamızdır.



[i] Necm, 53/39,40.

[ii] Beyhakî, Şüabü’l-îmân, 4/334.

[iii] Müslim, Îmân, 164.

[iv] Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 59.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü 

25 Nisan 2023 Salı

HAFTANIN AYETİ

 Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:


وَاصْبِرْ وَمَا صَبْرُكَ اِلَّا بِاللّٰهِ وَلَا تَحْزَنْ عَلَيْهِمْ وَلَا تَكُ ف۪ي ضَيْقٍ مِمَّا يَمْكُرُونَ

"Rasûlüm! Sabret; şunu bil ki sabretmen de ancak Allah’ın yardımıyla olur. Dâvetini kabul etmiyorlar diye üzülme; kurmaya çalıştıkları tuzaklar sebebiyle de telâş edip sıkıntıya düşme."

                        Nahl,127. Ayet


23 Nisan 2023 Pazar

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı


 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı Kutlu Olsun!

 


Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının 103. yıl dönümünü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını sevinç ve mutluluk içinde idrak ediyoruz.

Türk milletinin bağımsızlığının sarsılmaz ifadesi olarak en önemli unsuru olan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, her yıl yurdumuzda ve yurtdışındaki temsilciliklerimizde, çeşitli etkinliklerle kutlanarak millî birliğimizin kenetlenmiş halidir.

23 Nisan 1920, Türk milletinin iradesini temsil eden Birinci Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı ve Türk halkının egemenliğini ilân ettiği tarihtir.

Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışı 23 Nisan Cuma günü yapılmıştır.

Açılışın Cuma günü yapılması tesadüfi değildir.

Asırlar önce de Büyük Selçuklu Hükümdarı Alparslan Anadolu kapılarını Türklere açmak için, bir Cuma günü namazdan çıkıp beyaz elbisesiyle atına binerek seferi başlatmıştır.

Tarihimizde bu olay Türk Milleti içim büyük bir başlangıç olup, unutulmaz değerlerimizdendir.

İşte Mustafa Kemal ATATÜRK’te  özellikle Cuma gününü seçmiştir.

Çünkü çok önemli bir kurumun açılışı yapılacaktı.

Orada tüm dünyaya Türk Milletinin Bağımsızlığı ve bütünlüğü ilan edilecekti.



Böylesi önemli bir günde Cuma namazı sonrası dualarla açılan TBMM Milletin kalbi olmuştur.

Türk Milletinin bağımsızlığı ve varlığı her şeyin üstündedir.

Bağımsızlık olmadan yapılan hiçbir şeyin anlamı yoktur.

Tutsak olmak, zincire vurulmak ölmekten beterdir.

Onun için önce bağımsızlık ve hatta tam bağımsızlık.

Bağımsızlık ve özgürlük yoksa bir yerde Cuma namazı kılınmaz diyerek milleti bağımsızlık ve milli mücadeleye davet eden Maraşlı Sütçü İmam’ı da dile getirmek lazım.

Bağımsızlığımıza ulaşmak adına mücadele eden herkese minnettarız.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün, Büyük Millet Meclisinin açılışı ile beraber Türk çocuklarına armağan ettiği 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 23 Nisan 1921'de Milli Bayram olarak kutlanmaya başladı.

23 Nisan Ulusal Egemenlik Ve Çocuk Bayramını idrak ettiğimiz bu kutlu günde;

Çocuklar ve gençler yarının büyükleri olarak idealleriniz  ve ideallerimiz kısaca şunlar olmalıdır:

Biz büyük bir milletin çocuklarıyız. Bunu hepimiz çok iyi bilmeliyiz.

Kendimizi hiçbir zaman küçük görmemeliyiz.

 Bizler çok çalışıp, çok okuyup, çok düşünmeliyiz. Bilimsel çalışmalara önem vermeliyiz. Teknolojik olarak çok ilerlemeliyiz.

Kendi teknolojimizi kurmalıyız.

Kendi savaş donanımımızı oluşturmalıyız.

Savunmamızı çok güçlü bir hale getirmeliyiz. En güçlü orduya sahip olmalıyız.

Bunun için ekonomimizin iyi olması lazım. Hep beraber ülke ekonomisine katkı sağlamalıyız.

Hepimiz tasarrufa önem vermeliyiz. Lüks tüketimden uzak durmalıyız.

Devlet malını kullanırken bir toplu iğnenin dahi hesabını Allah’a vereceğimizi unutmamalıyız.

Herkese hoşgörülü olmalıyız.

Elimizden geldiğince herkese yardım etmeliyiz.

Yardım sever olmalıyız.

Hep birlikte daha güzel günlere inşallah....

Efkan VURAL


HAFTANIN HADİSİ

  Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)şöyle buyurur:

21 Nisan 2023 Cuma

Diyanet İşleri Başkanlığının 21.04.2023 Tarihli Cuma Hutbesi:HAYATI RAMAZAN BİLİNCİYLE YAŞAMAK

 

HAYATI RAMAZAN BİLİNCİYLE YAŞAMAK

Muhterem Müslümanlar!

Bugün, gönül hanemizin aziz bir misafirini, Ramazan-ı şerifi uğurluyoruz. Ramazan ayı, Rabbimizin rahmet ve bereketini gönüllerimize, hanelerimize ve beldelerimize ikram ederek bu yıl da vedalaştı bizlerle. O, öylesine kıymetli bir misafirdi ki, gelişi gibi gidişi de bayram oldu tüm müminlere.

Aziz Müminler!

On bir ayın sultanı Ramazan, bir ay önce ilahi bir rahmet esintisiyle geldi. Afetlerden dolayı mahzun olan yüreklerimizi bereketiyle serinletti. Buruk sinelerimizi coşkusuyla ferahlattı. Bu mübarek ayda şifa kaynağı, hidayet rehberi Kur’an’ın tilavetiyle huzur bulduk. Oruçlarımızı günahlara kalkan yaparak takva elbisesine büründük. Seherlerde teheccüt ve sahurla bereketlendik. Birlikte oturduğumuz iftar sofralarında Rabbimizin rızasını umarak oruçlarımızı açmanın sevincini yaşadık. Teravih namazlarımızla birlik ve beraberliğimizi pekiştirdik. Zekât, fitre, hayır ve hasenatımızla malımızı temizledik, paylaşmanın hazzına erdik. Bin aydan daha hayırlı Kadir gecesiyle günahlarımızdan arındık. Nihayetinde Rabbimizin müminlere ikramı olan bayrama ulaştık.

Kıymetli Müslümanlar!

Ramazan mektebinde bir ay boyunca eğitim aldık. Bu ayın rahmet ikliminde nice güzellikler edindik. İyilik sardı dört bir yanımızı. Ferahladı ruhumuz, huzurla doldu gönüllerimiz. Bundan sonra bize düşen Ramazan bilinciyle bir ömür geçirmektir. Vakit, Ramazan kazanımlarımızı hayatın her alanına yayma vaktidir. Vakit, hayatı Ramazan kılmanın vaktidir.

Değerli Müminler!

Kulluk, bir geceye ya da bir aya mahsus değildir elbette. Allah’a kulluk, hayatın asıl gayesidir. Fani dünya hayatını ebedi cennet kılmanın yegâne yoludur. Kur’an-ı Kerim’de, “O göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin Rabbidir. Şu halde O’na sabır ve sebatla kulluk et.”[1] buyrulmaktadır. Rabbimiz bu ayette bir ömür kendisine kul olmamızı, hayatımızın her anını ibadete dönüştürecek sorumluluk bilincini kuşanmamızı istemektedir. Peygamber Efendimiz (s.a.s) ise bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır: Allah katında amellerin en sevimlisi, az da olsa devamlı olanıdır.”[2]

Öyleyse Aziz Kardeşlerim!

Ramazandaki ibadet bilincimizi Ramazandan sonra da devam ettirelim. Namazla olan bağımızı Ramazan ayında kuvvetlendirdiğimiz gibi bundan böyle de koparmayalım. Bu ayda daha iyi özümsediğimiz Kur’an’ın hayat veren mesajlarını ömrümüze hâkim kılalım.

Ramazan ikliminde merhametle dolan yüreklerimizden şefkat ve muhabbet yayılsın etrafımıza. Yardımlaşma, dayanışma ve paylaşma ruhuyla kardeşlik köprüleri inşa edelim yıl boyunca. İnfak ve desteklerimizle tebessümler açsın ihtiyaç sahiplerinin yüzlerinde.

Ramazan-ı şerifte olduğu gibi Ramazandan sonra da iyilikleri kendimize şiar edinelim. Kötülüklerden uzak duralım. Gönül kırmayalım, kalp incitmeyelim. Unutmayalım ki, iki cihan saadeti, imanını ibadete, ibadetini ahlaka dönüştüren müminlerin olacaktır.

Hutbemi Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’den öğrendiğimiz şu duayla bitiriyorum: “Allah’ım! Seni zikretmek, Sana şükretmek ve Sana güzelce ibadet etmekte bize yardım et.”[3]

 



[1] Meryem, 19/65.

[2] Ebû Dâvûd, Tatavvu’, 27.

[3] Ebû Dâvûd, Vitr, 26.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

21.04.2023 Tarihli Diyanet Ramazan Bayramı Hutbesi:RAMAZAN BAYRAMI: NEŞE, HUZUR VE KARDEŞLİK GÜNLERİ

 

RAMAZAN BAYRAMI: NEŞE, HUZUR VE KARDEŞLİK GÜNLERİ

Muhterem Müslümanlar!

Bugün, neşe, huzur ve kardeşliğin doruğa çıktığı Ramazan bayramını idrak ediyoruz. Rahmet, bereket ve mağfiret ayı Ramazandan sonra bizleri bir bayram sabahına daha ulaştıran Rabbimize sonsuz hamdü senalar olsun. Bizlere bu günlerin kıymetini öğreten Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya salat ve selam olsun. Ramazan bayramımız mübarek olsun.

Aziz Müminler!

Bayramlar, sevgi ve saygının, ülfet ve muhabbetin, şefkat ve merhametin, vefa ve sadakatin zirve yaptığı günlerdir. Öyleyse, bugün, varlık sebebimiz anne babamızın ellerini hürmetle öpüp dualarını alalım. Mütebessim yüzlerimizle hayatın yükünü paylaştığımız eşimize sevgimizi gösterelim. Tatlı sözlerimizle göz aydınlığı çocuklarımızı bayram sevincine ortak edelim. Akraba ve komşularımızı ziyaret edip, bayramın neşesini çoğaltalım. Geçmişlerimizi hayır ve rahmetle yâd edip, dualarımızdan onları da nasiplendirelim. 

Kıymetli Müslümanlar!

Bayramlar, paylaşma, yardımlaşma ve dayanışma günleridir. Öyleyse yetimlerin ve öksüzlerin ışıl ışıl gözlerine bayram sevinci taşıyalım. Muhtaca, mağdura, kimsesize el uzatıp, onlara da bayramın huzurunu ve mutluluğunu tattıralım.  Bayramın coşkusunu, hanelerimizden başlayarak, binalarımıza, mahallelerimize, şehirlerimize, ülkemize ve tüm dünyaya taşıyalım. Yeryüzündeki bütün mazlum ve mağdur kardeşlerimizin özgürce bayram yapabilmeleri için dua edelim. Edelim ki bayramımız bayram olsun.

Değerli Müminler!

Bayramlar, birlik, beraberlik ve kardeşlik günleridir. Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de “Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin.”[i] buyurmaktadır. O halde bugün dargınlıklara, küskünlüklere son verelim. Bir mümin olarak başta ailemiz olmak üzere dargın olanların arasını düzeltmek için çaba gösterelim. Şefkat ve muhabbetle yüreklerimizi birbirimize açalım. Birlik olalım, kardeş olalım, kardeşler topluluğu inşa edelim. Edelim ki, bayramımız bayram olsun.

Aziz Müslümanlar!

Bayramlar, günahlardan arınma, tövbe ve istiğfar günleridir. Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: قَدْ اَفْلَحَ مَنْ تَزَكّٰىۙ. وَذَكَرَ اسْمَ رَبِّه۪ فَصَلّٰىۜ “Nefsini arındıran, Rabbini zikredip namaz kılan kimse kurtuluşa ermiştir.”[ii] Camilerimizi bayram sevinciyle tıklım tıklım dolduran değerli kardeşlerim! Hatalarımızın ve günahlarımızın ölçüsüne bakmadan, “Benim rahmetim her şeyi kaplamıştır.”[iii] buyuran Yüce Rabbimizin engin hoşgörüsüne ve rahmetine sığınalım. Geleceğimizi, huzurumuzu ve umudumuzu İslam’ın rahmet yüklü mesajlarında arayalım. Arınalım her türlü kötülükten, haramlardan, kul ve kamu hakkından. Allah’ı zikirde bulalım huzuru. Namazla, ibadetle, hayır ve hasenatla yaklaşalım Rabbimize. Yaklaşalım ki bayramımız bayram olsun.

Kıymetli Kardeşlerim!

Az önce bayram namazımızı, omuz omuza, gönül gönüle eda ettik. Birazdan tekbirlerle, salavatlarla Rabbimize niyazda bulunacağız. Ancak hemen ayrılmayalım camimizden, uzaklaşmayalım birbirimizden. Allah Resûlü (s.a.s)’in şu hadisini hep birlikte hatırlayalım: “Birbirinizle musafaha edin, el sıkışın ki içinizdeki kin gitsin. Birbirinize hediyeler verin ki sevginiz artsın, düşmanlıklar yok olsun.”[iv] Öyleyse bu kutlu mabette başlayalım bayram sevincini paylaşmaya. El sıkışıp kucaklaşalım birbirimizle. Güler yüzümüzü ikram edelim yanımızdaki kardeşimize. İkram edelim ki bayramımız bayram olsun.

Aziz Müminler!

Bayramlar, ebedi bayramların müjdecisidir. Öyleyse bayramı hakkıyla idrak edelim. Ramazan ve bayramın güzelliklerini ömrümüzün tamamına yayalım.  Yayalım ki ahiretimiz cennet, akıbetimiz bayram olsun. Bayramımız mübarek olsun.

 



[i] Hucurât, 49/10.

[ii] A’lâ 87/14,15.

[iii] A’râf, 7/156.

[iv] Muvatta’, Hüsnü’l-hulk, 4.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

18 Nisan 2023 Salı

HAFTANIN AYETİ

Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:

  • اِنَّٓا اَنْزَلْنَاهُ فٖي لَيْلَةِ الْقَدْرِۚ 
    ﴿١
  • وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا لَيْلَةُ الْقَدْرِؕ 
    ﴿٢
  • لَيْلَةُ الْقَدْرِ خَيْرٌ مِنْ اَلْفِ شَهْرٍؕ 
    ﴿٣

 Biz Kur’an’ı, Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Cebrâil o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için inerler. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.”

                                                                 Kadir Suresi,1-5.Ayetler

Ramazandan Sonra da Günahlardan uzak durmak

HAFTANIN HADİSİ

 Peygamberimiz (s.a.s)’in Hz. Âişe annemize öğrettiği, 

اَللّٰهُمَّ إِنَّكَ عَفُوٌّ كَرِيمٌ تُحِبُّ الْعَفْوَ فَاعْفُ عَنّ۪ي 

Allah’ım! Sen affedicisin, ikram sahibisin, affetmeyi seversin, beni de affet.”

                                                             Tirmizî, Deavât, 84.

7 Nisan 2023 Cuma

HAFTANIN HADİSİ


 اَلْإِحْسَانُ أَنْ تَعْبُدَ اللّٰهَ كَأَنَّكَ تَرَاهُ فَإِنْ لَمْ تَكُنْ تَرَاهُ فَإِنَّهُ يَرَاكَ

İhsan, Allah’ı görür gibi kulluk etmendir. Sen O’nu görmesen de O seni görmektedir.

                                           (Buhârî, Tefsîr, (Lokman) 2.)

Diyanet İşleri Başkanlığının 07.04.2023 Tarihli Cuma Hutbesi:İHSAN BİLİNCİ: KULLUĞUN ZİRVESİ

                  İHSAN BİLİNCİ: KULLUĞUN ZİRVESİ



Muhterem Müslümanlar! 

Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:

“Kim ihsan üzere Allah’a kulluk ederse, Rabbi onu mükâfatlandıracaktır. Onlar asla korkmayacak ve üzülmeyeceklerdir.”[i]

Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor:

“Allah her şeyin en güzel şekilde yapılmasını emretmiştir.”[ii]

Aziz Müminler!

Mümini mümin yapan hasletlerden biri de ihsan bilincidir. İhsanın özü, kâmil bir imana sahip olmaktır. Cenâb-ı Hakk’ın kâinatı yoktan var ettiğine ve yönettiğine iman etmek, kullarına karşı cömert olduğuna gönülden inanmaktır. Rabbimizi herkesten ve her şeyden daha çok sevmektir. Rehber olarak Kur’an’ı, örnek olarak Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’i, ölçü olarak İslam’ın hayat veren ilkelerini samimiyetle kabul etmektir. Gönül hanemizi tevhitle inşa etmek, ruhumuzun sekinetini Allah’ı zikirde aramaktır.

Kıymetli Müslümanlar!

İhsanın başı, ibadette ihlası kuşanmaktır. Yalnızca Allah’a ibadet etmek ve sadece O’ndan yardım dilemektir. İhsan, aynı zamanda güzel ahlaka sahip olmaktır. Doğruluk ve dürüstlükten ayrılmamak, Rabbimizin yarattığı her varlığa iyilikte bulunmaktır. Nihayetinde ihsan, müminin mesleğini en güzel şekilde yapması, işini hakkıyla yerine getirmesi, görevine sadakatle bağlı kalmasıdır.

Değerli Müminler!

Peygamber Efendimiz (s.a.s) hadis-i şeriflerinde şöyle buyuruyor:

اَلْإِحْسَانُ أَنْ تَعْبُدَ اللّٰهَ كَأَنَّكَ تَرَاهُ فَإِنْ لَمْ تَكُنْ تَرَاهُ فَإِنَّهُ يَرَاكَ

İhsan, Allah’ı görür gibi kulluk etmendir. Sen O’nu görmesen de O seni görmektedir.[iii] 

 Hadis-i şerifte de ifade edildiği gibi ihsan, yalnızca Allah’a kul olmak, her an Allah’ı görüyormuş gibi yaşamaktır.

İhsan bilinciyle yaşayan mümin, namazını kendine miraç kılar. Zekâtıyla kazancını manevi kirlerden arındırır, malını bereketlendirir, kardeşliğini pekiştirir. Orucuyla kendisini kötülüklerden korur, bedenini ve ruhunu şifaya kavuşturur.

İhsan bilincini kuşanan mümin nezaket sahibidir; kimseyi incitmez. Güvenilirdir; emanete ihanet etmez, kul ve kamu hakkına tevessül etmez. Takva sahibidir; yalan ve iftiraya, gıybet ve dedikoduya, kin ve hasede hayatında asla yer vermez.

Aziz Müslümanlar!

Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyuruyor:

 وَهُوَ مَعَكُمْ اَيْنَ مَا كُنْتُمْۜ 

“Nerede olursanız olun Allah sizinle beraberdir.”[iv]

Evet, ihsan sahibi olmak, halk içinde Hak ile beraber olmaktır. Sorumluluk sahibi bir ebeveyn, vefakâr bir eş, hayırlı bir evlat, iyi bir komşu olabilmektir. Akrabayı gözetmek, mazluma el uzatmak, yetime kol kanat germektir. İhsan sahibi olmak, huzurun ve kardeşliğin teminatıdır. Herkesin canını, malını ve onurunu dokunulmaz bilmek, şiddete asla meyletmemektir. İhsan sahibi olmak, ticarette kimseyi aldatmamak, stok ve karaborsacılık yapmamaktır. Bir malı insafsızca, vicdansızca değerinden fazlaya satarak veya kiraya vererek insanları mağdur etmemek, fırsatçılık yapmamaktır. Rızkı helalinden kazanıp helal olana harcamaktır.

Kıymetli Müminler!

“Rabbinizin mağfiretine, genişliği göklerle yer arası kadar olan ve takva sahipleri için hazırlanmış bulunan cennete koşun.”[v] emr-i ilahisine uyarak Ramazanın rahmet ve bereket ikliminden istifade edelim. Rabbimizin lütfettiği nimetleri bizler de ihtiyaç sahibi kardeşlerimizle paylaşmaya devam edelim. Rabbimizin mağfiretine mazhar olmak için af yolunu tutalım. Kulluğun zirvesi olan ihsan bilinciyle dünyamızı güzelleştirip, ahiretimizi mamur kılalım.

Değerli Müslümanlar!

Ne hazindir ki, yine bir Ramazan ayında selam ve barış yurdu Kudüs bir çatışma yeri haline getirilmek isteniyor. Miracın ilk durağı Mescid-i Aksâ’nın kutsiyeti ve dokunulmazlığı hiçe sayılıyor. Müslümanların öz vatanlarında kendi camilerinde ibadet etmeleri engelleniyor. Ancak bilinmelidir ki, Kudüs, herhangi bir toprak parçası değildir; Kudüs, İslam yurdudur, dârü’s-selâm’dır. Tarih boyunca tüm dinlerin varlığını özgürce devam ettirdiği insanlığın ortak mirasıdır. Mescid-i Aksâ, sadece Filistinlilerin değil, bütün Müslümanların harîm-i ismetidir. Tarih boyunca zalimin karşısında, mazlumun yanında yer alan aziz milletimiz, dün olduğu gibi bugün de yarın da Mescid-i Aksâ’nın yanında olmaya devam edecektir inşallah.



[i] Bakara, 2/112.

[ii] Tirmizî, Diyât, 14.

[iii] Buhârî, Tefsîr, (Lokman) 2.

[iv] Hadîd, 57/4.

[v] Âl-i İmrân, 3/133.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

3 Nisan 2023 Pazartesi

HAFTANIN AYETİ

 Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:

قُلْ اِنَّ رَبّ۪ي يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَنْ يَشَٓاءُ مِنْ عِبَادِه۪ وَيَقْدِرُ لَهُۜ وَمَٓا اَنْفَقْتُمْ

مِنْ شَيْءٍ فَهُوَ يُخْلِفُهُۚ وَهُوَ خَيْرُ الرَّازِق۪ينَ

De ki: Rabbim, kullarından dilediğine bol rızık verir ve (dilediğinden de) kısar. Siz hayıra ne harcarsanız, Allah onun yerine başkasını verir. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.

                                                           (Sebe’ Suresi 39. Ayet)