29 Haziran 2022 Çarşamba

HAFTANIN AYETİ

 Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:

24 Haziran 2022 Cuma

HAFTANIN HADİSİ

Diyanet İşleri Başkanlığının 24.06.2022 Tarihli Cuma Hutbesi:KURBAN: TAKVAYA ULAŞMA ARZUSU

                        KURBAN: TAKVAYA ULAŞMA ARZUSU




Muhterem Müslümanlar!

Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:

 Kurbanların ne etleri, ne de kanları Allah’a ulaşır; O’na ulaşacak olan sadece sizin takvanızdır...[i]

Okuduğum hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: 

“Âdemoğlu, kurban günlerinde, Allah için kurban kesmekten daha güzel bir amel işleyemez…[ii]

Aziz Müminler!

Zilhicce ayının gölgesi üzerimize düştü. Zilhicce, hac ve kurban günleri gibi çok kıymetli vakitleri içinde barındıran müstesna bir aydır. Bugünkü hutbemizde insanlıkla yaşıt olan kurban ibadetinden bahsedelim. Bu ibadeti eda ederken dikkat etmemiz gereken hususları hatırlayalım.

Kıymetli Müslümanlar!

Kurban kurbiyettir; kulun Rabbine yakınlaşma çabasıdır, takvaya ulaşma arzusudur, ilahi rahmete nail olma gayretidir.

Kurban sadakattir; Cenâb-ı Hakk’ın rızasını herkesten ve her şeyden üstün tutmaktır. 

Kurban teslimiyettir; müminin Allah yolunda malını ve canını seve seve feda edebileceğinin nişanesidir.

Kurban şükürdür; Rabbimizin verdiği sayısız nimetlerin kadr ü kıymetini bilmektir. Heva ve hevesin, hırs ve tamahın esiri olmamak, Allah’la aramızdaki bütün engelleri kaldırmaktır.

Değerli Müminler!

Her ibadette olduğu gibi kurban ibadetinde de belirli şartlar vardır. Akıllı, büluğ çağına ermiş, dini ölçülere göre zengin sayılan Müslümanlar Peygamberimiz (s.a.s)’i örnek alarak kurban keserler. Kurban edilecek hayvan ise İslam’ın emrettiği küçük veya büyükbaş hayvanlardan biri olmalıdır. Kurbanın sağlıklı, organları tam ve besili olması hem ibadet açısından hem de sağlık bakımından önemlidir. Kurban edilecek hayvan, Peygamberimiz (s.a.s)’in sünnetiyle tayin edilen yaş şartını taşımalıdır. Satıcının bu şartlara özenle riayet etmesi alıcının da gerekli araştırmayı yapması dini ve ahlaki bir sorumluluktur. Diğer yandan hayvan neslinin devamı için dişi hayvanlar tercih edilmemelidir.

 

Aziz Müslümanlar!


Kurban ibadeti, kurbanlık hayvanın belli günlerde ve kurban niyetiyle usulüne uygun olarak kesilmesiyle eda edilir. Kurbanlık hayvan kesilmeksizin bedelini infak etmek suretiyle kurban ibadeti yerine getirilmiş olmaz. Bu gibi uygulamalardan kaçınılmalıdır.

Kurban her şeyden önce bir ibadettir, et alım satımı değildir. Dolayısıyla kurban ibadetini adeta belli kiloda et satışına indirgeyen uygulamalar bu ibadetin maksadı ve ruhuyla bağdaşmaz.  Kesimden önce her bir kurbanlık hayvan ve hissedarları muhakkak belirlenmelidir. Önceden vaat edilen kiloyu tamamlamak amacıyla farklı kurbanların etlerini birbirine karıştırmak asla caiz değildir.

Kıymetli Müminler!

Kurban aynı zamanda kardeşlik şuurunu pekiştirmek, yardımlaşma ve dayanışma bilincini geliştirmektir. Müminler arasında gönül köprüleri kurmak, ülkemizde ihtiyaç sahiplerine ve dünyanın her köşesindeki mazlum ve mağdurlara umut ışığı olmaktır. Kurbanlarımızdan bize asıl kalan yiyip tükettiklerimiz değil, paylaşıp ikram ettiklerimizdir. Nitekim bir defasında Peygamber Efendimiz (s.a.s), kestiği hayvandan geriye ne kaldığını sorunca Hz. Âişe validemiz, “sadece bir kürek kemiği kaldı” diye cevap vermişti. Bunun üzerine Allah Resûlü (s.a.s) şöyle buyurmuştu:

بَقِىَ كُلُّهَا غَيْرَ كَتِفِهَا

“Desene, kürek kemiğinin dışında hepsi bize kaldı.[iii]


Aziz Kardeşlerim!


Kurban ibadetini yerine getirmenin en güzel şekli, kişinin kurbanını alma, kesme ve dağıtma gibi her aşamasıyla bizzat ilgilenerek ibadet şuurunu bütün benliğiyle hissetmesidir. Bununla birlikte güvenilir kişi veya kurumlar aracılığıyla yani vekâlet yoluyla da bu ibadet eda edilebilir. Her yıl olduğu üzere bu yıl da pek çok vakıf ve STK gibi Türkiye Diyanet Vakfı da vekâlet yoluyla kurban kestirmek isteyen aziz milletimizin hizmetindedir. “Kurbanını paylaş, kardeşinle yakınlaş” şiarıyla yeryüzündeki ihtiyaç sahiplerine sadece kurban eti değil, devletimizin yardımseverliğini ve necip milletimizin cömertliğini götüreceğiz. Emanet ettiğiniz her bir kurban açık ve şeffaf bir şekilde İslami usullere göre kesilecek ve sizin adınıza mazlum, mağdur ve muhtaçlara ulaştırılacaktır. Bu sayede kardeşlik bilincimiz güçlenecek, buruk gönüllere bayramın neşe ve sevinci taşınacaktır inşallah. Bu vesileyle siz aziz cemaatimizi din görevlilerimize, il ve ilçe müftülüklerimize başvurarak ya da vakfımızın internet sitesi üzerinden bu hayır kervanına katılmaya davet ediyoruz. Bizleri sağlık, huzur ve afiyet içerisinde bayrama ulaştırmasını Yüce Rabbimizden niyaz ediyoruz


[i] Hac, 22/37.

[ii] Tirmizî, Edâhî, 1.

[iii] Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 33.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü
KAYNAK:

21 Haziran 2022 Salı

HAFTANIN AYETİ

 Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:

20 Haziran 2022 Pazartesi

Kur’an ayetleri aydınlatıyor-18

 1111111

HAFTANIN HADİSİ

 Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)şöyle buyurur:  


17 Haziran 2022 Cuma

Diyanet İşleri Başkanlığının 17.06.2022 Tarihli Cuma Hutbesi:HAYDİ KOŞ GEL, CAMİLER SENİNLE GÜZEL

 

HAYDİ KOŞ GEL, CAMİLER SENİNLE GÜZEL




Muhterem Müslümanlar!

Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: 

Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan sebebidir ve büyük mükâfat Allah’ın katındadır.”[i]

Okuduğum hadis-i şerifte Allah Resûlü (s.a.s) şöyle buyuruyor: 

“Hiçbir anne baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha kıymetli bir bağışta bulunmamıştır.”[ii]

Aziz Müminler!

Allah Teâlâ’nın bizlere emanet ettiği en kıymetli nimetlerden biri de çocuklarımızdır. Onlar gözümüzün nuru, gönlümüzün süruru, ailemizin neşesi ve geleceğimizin teminatıdır. Fani olan insanın gök kubbe altında bırakabileceği en değerli ve en anlamlı eseridir çocuklar.

Kıymetli Müslümanlar!

Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir hadislerinde şöyle buyurur:

وَإِنَّ لِوَلَدِكَ عَلَيْكَ حَقًّا

“Çocuğunun senin üzerinde hakkı vardır.”[iii] 

Evet, nasıl ki anne-babanın çocukları üzerinde hakları varsa çocukların da ebeveynleri üzerinde hakları vardır. Çocuklarımızın yeme, içme ve barınma gibi ihtiyaçlarını karşılamak temel görevimizdir. Bununla birlikte saf ve temiz bir fıtratla dünyaya gelen yavrularımızı Allah’a kulluk bilinci ve ibadet aşkıyla büyütmek, iyi bir insan ve güzel bir Müslüman olarak yetiştirmek de bizim sorumluluğumuzdur.

 

Değerli Müminler!

Cenâb-ı Hak bizleri şöyle uyarıyor:             

  يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا قُٓوا اَنْفُسَكُمْ وَاَهْل۪يكُمْ نَاراً

“Ey iman edenler! Kendinizi ve ailenizi cehennem ateşinden koruyun.”[iv]

Öyleyse hep birlikte şefkatle tutalım çocuklarımızın elinden. Kur’an’ın bereketli ortamıyla buluşturalım onları. Rahmet taşıyan yağmur damlaları gibi Kur’an’ın nuru yağsın yavrularımızın gönüllerine. Dünyanın en güzeli çocuklar, mekânın en güzeli camiyle, sözün en güzeli Kur’an’la, ahlakın en güzeli Peygamberî ahlak ile buluşsun. Unutmayalım ki bizi hayırla yâd edecek, ağzı dualı ve Kur’an’lı, besmeleyi dilinden düşürmeyen, özü sözü bir, ahlakı güzel, gönlü sevgi dolu evlat yetiştirmek hem dünya huzurumuz hem de ahiret azığımızdır.

Aziz Müslümanlar!

Çocuklarımızın Yüce Kitabımız Kur’an’ı, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in örnek hayatını, iman ve ibadet esaslarını, dinî ve ahlaki değerlerimizi öğrenebilecekleri yaz Kur’an kurslarımız 27 Haziran’da başlıyor. Önümüzdeki Pazartesi’den itibaren kayıtlarınızı yaptırabilirsiniz. “Haydi Koş gel, Camiler Seninle Güzel şiarıyla camilerimiz göz aydınlığı yavrularımızla bir kez daha şenlenecek. Çocuklarımız Kur’an’ın anlam dünyasıyla buluşacak, İslam ahlak ve terbiyesini gönüllerine nakşedecek inşallah. Bütün anne-babaları çocuklarımızı sevgiyle bu önemli faaliyetimize teşvik etmeye ve hocalarımıza destek olmaya davet ediyoruz.



[i] Enfâl, 8/28.

[ii] Tirmizî, Birr, 33.

[iii] Müslim, Sıyâm, 183.

[iv] Tahrîm, 66/6.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü
KAYNAK:

13 Haziran 2022 Pazartesi

10 Haziran 2022 Cuma

HAFTANIN HADİSİ

 Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)şöyle buyurur:  


      خَيْرُ النَّاسِ قَرْنيِ، ثُمَّ الَّذِينَ يَلُونَهُمْ، ثُمَّ الَّذِينَ يَلُونَهُمْ

 “İnsanların en hayırlısı:
-Benimle beraber yaşayan mü’minler “SAHABE” dir.
-Sonra onların ardından gelenler “TABİÎN” dir.
-Sonra da bunların ardından gelenler “ETBÂUT-TABİÎN” dir”.

                          (Buharî: Sulh 5; Müslim: Akzıye 17)


Diyanet İşleri Başkanlığının 10.06.2022 Tarihli Cuma Hutbesi:BİR YUVA KURALIM

 

BİR YUVA KURALIM




Muhterem Müslümanlar!

Nikâh, Allah’ın emri, Peygamberin kavli ile hayat bulan bir sünnettir. Fıtratımıza uygun bir şekilde ve meşru bir nikâhla evlilik yapmak, her birimiz için şükür vesilesidir. Mutlu bir ailenin ferdi olmak, ailenin güven veren iklimi içinde yetişmek ne büyük nimettir. Aile üyelerinin hayata anlam katan desteğini almak ne büyük bahtiyarlıktır.

Kıymetli Anne-Babalar!

Cuma gününün şu icabet vaktinde sizlere sesleniyorum: Geleceğimizi sağlam bir şekilde inşa etmek, dini ve ahlaki temelleri sağlam, sevgi ve merhamet dolu yuvalarla mümkündür. Bize düşen, ilahi bir emanet olarak ihsan edilen çocuklarımıza cennete layık bir yuva kurmanın gayretinde olmaktır. Bu yuvayı kurarken Allah Resûlü (s.a.s)’in

يَسِّرُوا وَلاَ تُعَسِّرُوا وَبَشِّرُوا وَلاَ تُنَفِّرُوا 

Kolaylaştırın, zorlaştırmayın; müjdeleyin, nefret ettirmeyin!”[i] hadis-i şerifini rehber edinmektir.

İstiklal ve İstikbalimizin Teminatı Sevgili Gençler!

Sizlere de sesleniyorum. Geleceğimiz, umudumuz, en büyük imkân ve zenginliğimiz sizlersiniz. Göz aydınlığı bir yuva kurmanız en büyük neşemizdir. Huzur ve saadetiniz bizleri ziyadesiyle mutlu kılar. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) sizlere şöyle nasihat etmektedir: 

“Ey genç topluluğu! Aranızdan evlenmeye gücü yetenler evlensin. Çünkü evlenmek, gözü haramdan korumak ve iffeti muhafaza etmek için en iyi yoldur.”[ii]

Genç Kardeşim!

Peygamber Efendimizin tavsiyesine uyarak değerlerimizle örtüşen bir aile yuvası kurmanın gayretinde ol. Bu yuvayı hem kurarken hem de korurken sevgi ve saygıdan, ülfet ve muhabbetten, nezaket ve zarafetten asla ödün verme. Cenâb-ı Hakk’ın

هُنَّ لِبَاسٌ لَكُمْ وَاَنْتُمْ لِبَاسٌ لَهُنَّۜ 

“Onlar sizin için birer elbise, sizde onlar için birer elbisesiniz”[iii] buyruğu üzere aileni ilgi ve sevgiyle kuşat, her türlü kötülükten muhafaza et. “Ömürde bir kez düğün yapıyoruz” bahanesine sığınarak İslam’ın helal ve haram çizgisini sakın ha ihlal etme. Rabbimizin şu ayeti her daim rehberin olsun: 

“Ey iman edenler! Allah’ın size helal kıldığı iyi ve temiz şeyleri siz kendinize haram kılmayın ve Allah’ın koyduğu sınırları da aşmayın. Zira Allah haddi aşanları sevmez.”[iv]

Aziz Müslümanlar!

Rabbimizin biz kulları için bereket vesilesi kıldığı aile olmanın huzurunu hep birlikte yaşayalım. Her zaman olduğu gibi düğünlerimizde de aklı uyuşturan alkolden, düğün sevincimizi hüzne çeviren silahla kutlama yapmaktan ve mahremiyet sınırlarını ihlalden kaçınalım. Anne-baba ve gençler olarak evliliklerde kolaylaştırıcı olalım. Nişanımız, nikâhımız, düğünümüz sade ve mütevazı olsun. Taleplerimiz makul ölçüleri aşmasın. Huzur ve mutluluğu gösteriş ve şatafatta değil, hürmet ve samimiyette, sevgi ve saygıda, anlayış ve fedakârlıkta, hâsılı Rabbimizin rızasında arayalım.

Hutbemi Cenâb-ı Hakk’ın bize öğrettiği şu dua ile bitiriyorum:

“Ey Rabbimiz! Bize mutluluk getirecek eşler ve çocuklar bahşet; bizi günahtan sakınanlara öncü yap!”[v]


[i] Buhârî, İlim, 11.

[ii] Buhârî, Nikâh, 3.

[iii] Bakara, 2/187.

[iv] Maide, 5/87.

[v] Furkân, 25/74.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü
KAYNAK:

7 Haziran 2022 Salı

HAFTANIN AYETİ

 Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:

4 Haziran 2022 Cumartesi

AYIN SÖZÜ

  Ayın Seçme Sözü ve Yorumu

“Her sigara yaktığınızda hayatınızın yaşamaya değmediğini söylüyorsunuz.” 

                                                                                             Bir Söz

Allah’ın insana verdiği en önemli nimetlerden birisi tartışmasız sağlıktır. Sağlıklı olmak ve sağlıklı yaşamak insan olmanın gereğidir.

İnsanı diğer varlıklardan ayıran en temel özellik onun akıllı oluşudur. İnsan aklı sayesinde insan olarak yaşar. Aklından yoksun ve aklını kullanmayan kişiler hayatın önemini ve güzelliğini kavrayamazlar.

Hayatta kalmanın en  önemli şartı sağlıklı olmaktır. Sağlıklı bir bünyeyi korumak ve sağlıklı yaşamak akıllı kişilerin işidir.

İnsanın sağlığını ciddi bir şekilde tehdit eden şeylerin başında sigara içmek gelir. Sigaranın zararlarını bilmeyen yoktur. Burada bunlardan söz etmeyeceğim.

Sigaranın zararlarını bilimsel olarak bilmemize rağmen hiç aldırış etmeden sigara içenlerimizin hattı hesabı yoktur.

Acaba sigara içenler sağlıklarını kaybetmek için adeta bir yarış içinde olduklarını bilmiyorlar mı? Sigara içenler sahte mutluluğu ve keyfi hissetmekle sağlığını tehlikeye soktuklarını anlamazlar mı? Anlarlar elbette… Ancak bu işi alışkanlık haline getirdikleri için içmeye devam ederler…

Sigarayı her seferinde yakıp, ağzına alan kimse hastalıklara ve ölüme bir adım daha yaklaştığının farkında değildir. Böyle bir yaklaşımı kabul etmezler. Çünkü alışkanlıklarına teslim olmuşlardır.

İnsan sağlığını ve yaşamını hiç düşünmez mi?

Kendine ve yakınlarına değer vermez mi?

Sigara içerek kendinin ve sevdiklerinin hakkına girdiğini bilmez mi?

Sigara içmek suretiyle sağlığını ve mutluluğunu elini tersiyle ittiğini anlamaz mı?

Sigarayı ağzına almakla bunları bilmezlikten ve vurdum duymazlıktan gelir. İşte tamda burada şu sözü dile getirmek isterim:

“Her sigara yaktığınızda hayatınızın yaşamaya değmediğini söylüyorsuuz.” 

Keşke bu sözü sigara içenler samimi bir şekilde düşünseler ve empati yapsalar da bu konuyu kendi masalarında oturup düşünseler…

Şöyle birkaç konuyu zihinlerinden geçirseler belki etkilenirler, utanırlar da kendileri için ve sevdikleri için sigarayı bırakmayı düşünürler…

Sigara içenler kafalarını öne eğsinler ve aşağıdaki durumları şöyle bir düşünsünler:

1-Yaşamlarını öksürük ve nefes darlığı içinde geçirmeye çalışıyorlar.

2-Sevdiklerine eziyet ediyorlar.

3-Çevrelerine rahatsızlık veriyorlar.

4-Herşeyden önce sağlıklarını kaybediyorlar.

5-Küçüklere ve gençlere kötü örnek oluyorlar.

6-Maddi ve manevi zararlara uğruyorlar.

7-Allah’ın verdiği sağlam vücuda zarar vermekle Allah’ı hoşnutsuz ediyorlar.

8-Kendinin ve ailesinin rızkını heba ederek sorumlu duruma düşüyorlar.

Sigara içmek suretiyle bedenimize vermiş olduğumuz zararlardan(hastalıklardan) dolayı sağlığımızı kaybettiğimiz için bunun hesabını Allah’ın bizden soracağını bilmeliyiz. Çünkü Allah yaptıklarımızın zerre miktarı bile olsa karşılığını verecektir.

Maddi imkansızlıklar içinde bile olsalar sigara içmek suretiyle  hayata kastederek yaşamlarını  sonlandırmayı hızlandırmaktadırlar. Yazık böyle kişilere…

Böyle kişileri anlamak ve uyarmak zor bir iş…

Ama yine de herkes bu konuda uğraş vermeli…

Sevdiklerimizi korumak adına her platformda sigara ile mücadele etmek gerekir. Tabii ki, tatlı sert şekilde. Kırmadan dökmeden uslunca…Sevgi ve saygı çizgisinde halledilebilir diye düşünüyorum.

Ne mutlu önceden tehlikeyi fark ederek, sigaradan vaz geçenlere….

Ne mutlu sevdikleri için bu illetten uzak kalanlara….

Selam Olsun Herkese….

Efkan VURAL


3 Haziran 2022 Cuma

HAFTANIN HADİSİ

Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)şöyle buyurur:  

 

                               خَيْرُكُمْ : مَنْ تَعَلَّمَ الْقُرْآنَ وَعَلَّمَهُ.


 “Sizin en hayırlınız: Kur’anı öğrenen ve öğreten kimsedir”.

                                                   Buharî: Fedâilü’l-Kur’an 21

Diyanet İşleri Başkanlığının 03.06.2022 Tarihli Cuma Hutbesi:ÇEVREYE VEFA MÜMİNİN ŞİARIDIR

 

ÇEVREYE VEFA MÜMİNİN ŞİARIDIR




Muhterem Müslümanlar!


Yüce Rabbimiz kusursuz bir kâinat yarattı. Uçsuz bucaksız bu kâinatta dünyayı, kulları için en güzel bir şekilde var etti. Onun imar ve ihyasını, cennetten yeryüzüne indirdiği ve halifesi kıldığı biz Âdemoğluna emanet etti. Hak duyarlılığı ve sorumluluk bilinciyle çevremize muhabbet ve merhamet beslemeyi, onu koruyup gözetmeyi emretti. Her alanda olduğu gibi doğal kaynakların kullanımında da israf, sömürü ve açgözlülükten kaçınmayı öğütledi.


Aziz Müminler!


Allah’ın yarattığı kâinatı okuma ve anlamlandırmada en güzel rehber Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’dir. Onun tabiata bakışı ibret, hikmet, rahmet ve tefekkür merkezlidir. Allah Resûlü (s.a.s), Mekke’de ve Medine’de “Harem Bölgesi” ilan etmiş, bir bakıma doğal koruma alanları oluşturmuştur. Akıp giden nehirden abdest alırken dahi suyun israf edilmemesini[i] emrederek suya vefasını göstermiştir.

Uhud bizi sever, biz de onu severiz.”[ii] diyerek dağa muhabbetini izhar etmiştir.

Kıyamet kopuyor olsa dahi elinizdeki fidanı dikin.”[iii] buyurarak tabiata karşı sorumluluğumuzu hatırlatmıştır. 

“Bu dilsiz hayvanlar hakkında Allah’tan korkun.”[iv] uyarısıyla mümine yakışanın bütün canlılara merhamet olduğunu beyan buyurmuştur.


Kıymetli Müslümanlar!


Son iki asırda insanlık ailesi maalesef, kendisine emanet edilen dünyanın kıymetini bilemedi. Tabiatın dengesini bozdu, çevreyi hoyratça kullandı. İsraf ve savurganlıkla her türlü nimeti sınırsız bir şekilde tüketti. Neticede devasa boyutlara ulaşan çevre sorunlarına maruz kaldı. Temiz havamız kirlenmeye devam ediyor, nefesimize nefes katan ormanlar yok oluyor, sadık yârimiz topraklar çöle dönüyor, hayat pınarımız sular kuruyor. Denizlerimizin ve okyanuslarımızın düzeni altüst oluyor. Can taşıyan nice tür yok olup gidiyor. Hâsılı dünyamızın dengesi her geçen gün daha da bozuluyor.


Değerli Müminler!


Kâinatı hassas bir denge üzerine yaratan, kâinat ve içindekilerin dengesini koruma görevini insanoğluna veren Rabbimiz, Yüce Kitabında bakınız ne buyuruyor:

“İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu; böylece Allah dönüş yapsınlar diye işlediklerinin bir kısmını onlara tattırıyor.”[v]


Evet, ayet-i kerimede buyrulduğu üzere, dünyanın dengesi insan eliyle bozuldu. Bugün bize düşen İslam’ın insanlığa takdim ettiği çevre ahlakını yeniden kuşanmaktır. Dünyanın sahibi değil, emanetçisi olduğumuzu aklımızdan çıkarmamaktır. Cenâb-ı Hakk’ın kâinata koyduğu hassas dengeyi bozmamaktır. İsraf ve açgözlülük hastalığından kurtulmak, kaynakları ölçülü kullanmaktır. Bir lokma ekmeği, bir damla suyu dahi heba etmemektir. Piknik ve mesire alanlarında daha bir duyarlı davranmak, çevreyi gözü gibi korumaktır. Arkamızda yaşanabilir bir dünya bırakmak için sorumlu davranmaktır. Unutmayalım ki çevreyle ilgili hassasiyet, Rabbimizin emanetine hakkıyla riayet ve gelecek nesillerin hakkını teslim etmektir.



[i] İbn Mâce, Tahâret, 48.

[ii] Buhârî, Megâzî, 82.

[iii] İbn Hanbel, III, 184.

[iv] Ebû Dâvûd, Cihâd, 44.

[v] Rûm, 30/41.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü
KAYNAK: