31 Ağustos 2017 Perşembe

Kur’an-ı Kerim’den mesaj var – 14





Kur’an-ı Kerim’den mesaj var – 14

İnsan farklı özelliklere sahiptir. İnsan mükemmel bir varlıktır. Aklı sayesinde güzel ve faydalı işler yapar.

İnsan çok mükemmel olmasına rağmen,bir bakıyorsunuz çok basit biri de olabiliyor. 

İnsanın yaptığı güzel ve  faydalı işler yanında,kötü ve çirkin işler de yapmaktadır. İnsanın sevap işlediği gibi günaha da girmektedir.
İnsanoğlu iyiliğede kötülüğe de meyillidir. Helalı gözettiği kadar, harama da düşebilmektedir. 

İnsanı kötülüğe sürükleyen  şey, yaratılıştan kendisine verilen nefsidir.

Bu bakımdan nefsi terbiye etmek mühüm bir meseledir.

 Nefis sayesinde insanoğlu,arzu ve isteklerine esir düşmektedir. Böylece, insan  yaptığı yanlış davranışları yüzünden günaha kolayca girmektedir.
İnsan bir yönüyle  iyilikleri yapar ,bir yönüyle de kötü davranışlarda bulunur.
Kötü davranışları yapan kişiler günaha sürüklenir. Günah işleyen kimseler kendilerinin kötü olduklarını düşünürler. Günahtan kurtulamayacaklarını düşünen bu kişiler bir türlü yanlış hareketlerini düzeltmezler. Halbuki Allah günahları bağışlayandır,affedendir. Yeter ki, bizler yaptıklarımıza pişman olalım,tevbe edelim.



İnsanı en iyi tanıyan elbette onu yaratan Yüce Allah’tır. Allah insanın günaha kolayca girdiğini bildiği için, insanı günahlardan kurtarmak ve iyi şeylere yöneltmek için tevbe kapısını her zaman açık tutmaktadır.

Allah’ın en önemli özelliklerinden biri  affetmek ve bağışlamaktır. Bu yüzden Allah’tan işlediğimiz günalardan tevbe ederek-pişman olarak- af ve bağışlama dilemeliyiz.

Kurban bayramının arefe gününde,Arafatta af dileyen binlerce müslüman gibi biz de bugün, şimdiye kadar yaptığımız tüm kötü davranışlardan dolayı pişman olalım ve Yüce Allah’tan bağışlanmayı dileyelim.

Yüce Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de ki,  mesajı şöyledir:

“Kim, (bu) haksız davranışından sonra tevbe eder ve durumunu düzeltirse, şüphesiz Allah onun tevbesini kabul eder. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir” (Maide Suresi,39.ayet)
 
Ne mutlu tevbesi kabul olup,bağışlananlara...

 Efkan VURAL

Bu yazı aşağıdaki sitelerde yayınlanmıştır:

Milliyet blog:

Celal'in penceresinden:




 










29 Ağustos 2017 Salı

Her Bayram Yeni Bir Fırsattır






Dini bayramlarımzdan biri olan Kurban Bayramına  ulaşmak üzereyiz. Bayramlar barışın , kardeşliğin ,sevginin ve dostluğun geliştiği günlerdir. Bu bakımdan  bayramlar her zaman yeni fırsatlar oluşturur. Bayramların sunmuş olduğu fırsatları iyi değerlendirmeliyiz. Fırsatlar her zaman ele geçmez. Başka bir bayrama bir daha erişemeye biliriz. Bunun için bu bayramı kaçırılmaz bir fırsat olarak değerlendirebiliriz.

Hiç tereddüt etmeden dargın olduğumuz kimselerle hemen barışmalıyız. Bayram vesilesiyle dargınlıklarımızı bir kenara koyarak sevgi ve kardeşlik içinde bayramlaşmalı ve bayram günlerini neşe ve sevinç içinde geçirmeye çalışmalıyız.   Belki ,bu bayram son bayramımız olabilir...
Bayram sevinci ile elde ettiğimiz sevgi ve kardeşliğimizi bayramdan sonra da devam ettirmeliyiz.

Bayram vesilesiyle yakınlarımızla görüşüp onlarla bayramlaşmalı , hal ve hatırlarını sormalıyız. İhtiyaç sahibi olanlara yardım etmeliyiz. Kestiğimiz kurbanların etlerinden kesemeyenlere vermeliyiz. Ve misafirlere de  ikramda bulunmalıyız. 

Tanıdığımız ve tanımadığımız kimselerle bayramlaşmalıyız.
Bayramın güzelliklerini doyasıya yaşamalıyız...
Bayramı en güzel biçimde geçirmek, dinimizin de bir gereğidir.
Bayram günlerinde İslam kardeşliği bir kez daha önem kazanır.
Sevgili peygamberimiz Hz.Muhammed (s.a.v) şöyle buyurur: “Ey Allah’ın kulları kardeş olunuz.” (Buhari.nikah.45.)

Sevgi barış ve kardeşliğin öne çıktığı bayram günleri dışında da bu güzel hasletleri devam ettirmeliyiz. Birbirimizi Allah için sevmeliyiz.
Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır: “Mü’min olmadıkça cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de Mü’min olamazsınız…” (Müslim,İman, 93.)

Kendimiz için istediğimizi din kardeşimiz için de istemeliyiz.
Sevgili peygamberimiz Hz.Muhammed (s.a.v) şöyle buyurur : Hiç biriniz kendi nefsi için istediğini (Mü’min ) kardeşi için de istemedikçe (tam) Mü’min olamaz.”(Buhari,İman, 7)
Başka bir hadiste ise peygamberimiz şöyle buyurmaktadır: “Müslüman müslümanın kardeşidir, ona hiyanet etmez,yalan konuşmaz ve onu sahipsiz bırakmaz. Müslümanın her şeyı ; ırzı malı ve kanı müslümana haramdır…” (Müslim ,birr ve sıla, 32.)
Bayramda yaptığımız güzel davranışlar iyilik olarak kabul edilir ve sevap olarak yazılır.
Yüce Allah Kur’an’ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır:
“Kim bir iyilikle gelirse, kendisine bunun on katı vardır, kim bir kötülükle gelirse, onun mislinden başkasıyla cezalandırılmaz ve onlar haksızlığa uğratılmazlar.” (En'am Suresi, 160)

Bayram dolayısıyla küs ve dargınlıkarı sonlandırmalı, barış ve sevgi içinde yaşamalıyız. Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurmaktadır: “ Bir müslümana kardeşine üç günden fazla küsmesi helal olmaz. (Buhari, edeb, 57-62.)





Evet bayram günlerinde şunları yaparsak Allah’ın rızasını kazanmış oluruz:

1-Teşrik tekbirlerini getirmek. Kurban bayramında  arefe günü sabah namazından itibaren  bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar,farz namazlardan sonra  tekbir getirilir ki bu tekbirlere teşrik tekbirleri denir. Yani her vaktin farzını kıldıktan sonra selam verilince hemen; “Allahu ekber Allahu ekber, Lailahe  illallahu vellahu ekber, Allahu ekber  ve lillahi’l-hamd” (Allah en büyüktür, Allah en büyüktür. Allahtan başka ilah yoktur. Allah en büyüktür, Allah en büyüktür. Hamd Allah içindir.)

2- Bayram namazını kılmak,

3- Bayram namazı sonrasında cemaatle bayramlaşmak,

4- Bayramlaşırken selavat getirmek, Kesilen kurbana iyi davranmak, kesim işini bilen kişilere  yaptırmak, hayvana eziyet vermemek.

5-Kurban etlerinin üçte birini ihtiyaç sahiplerine vermek.

6- Çocukları ve yetimleri sevindirmek,

7- Ailemizle bayramlaşmak, aile fertleri arasında sevgi ve saygıyı artırmak,

8- Komşu ,dost ve akrabalarla bayramlaşmak,

9- Hastaları ziyaret etmek, onlarla bayramlaşmak, Engelli kardeşlerimizi ihmal etmemek.
10- İkramda bulunmak,
11- Mezarlıkları ziyaret etmek,(Kur’an  ve  dua okuyarak ölümü  ve ötesini düşünmek)
12-Dargınları barıştırmak,
13- Bayram vesilesiyle sevgi, barış, kardeşlik ve höşgörüyü yaygınlaştrmak ve bayram sonrasına da  taşımak.

Kurban  bayramınızı tebrik eder, Milletimize ve tüm İslam alemine hayırlara vesile olmasını Yüce Allahtan dilerim.
 Nice bayramlara...


Efkan VURAL

Bu yazı aşağıdaki sitelerde yayınlanmıştır:

Milliyet blog:

Celal'in penceresinden:



26 Ağustos 2017 Cumartesi

Ağustos Ayı Zafer Ayı



        

          Ağustos Ayı  Zafer Ayı
Ağustos ayı milletimizin zaferleriyle  dolu olduğu bir aydır. Ağustos ayıın son haftası (26-30 Ağustos) Zafer haftası ve Malül Gaziler Haftası olarak kutlanır.
Türk tarihinin altın sayfalarından bir kısmı Ağustos ayında yazılmıştır. Bu ayda birçok zaferler kazanılmış ve bu zaferlerle Türk Milleti dünyada kendisini tanıtmş oldu. Bu zaferler Türklerin tarihteki tapusudur. Bizi hiçbir güç hafife alamaz... Biz bağımsızlığa alışmış bir milletiz... Alsa hiçbir zaman bağımlı olamayız.
26 Ağustos 1071 tarihinde Alparslan Anadoluya Türk ve İslam adını yazdırmıştır.1071 Malazgirt savaşı ile Anadolu toprakları Türklere açılmıştır.
Anadolunun baştan sona fethi ile bu topraklar silinmez bir Türk ve İslam beldesi olarak yaşayacaktır.
Türkler bu toprakları “İlahi Kelimetullah” için fethettiler. Allah’ın sözünün  buralara ulaştırılması mücadelesidir bunun adı...
Yüz yıllarca Türkler bu topraklarda İslam adaletini hakim kıldılar. İslam adaletini Tüm Anadolu’ya ve Anadolu dışına da  ulaştırmaya çalışmışlardır.
İstanbul’un fethiyle Türkler bizansın gücünü  yok etmiş ve Anadoluyu tamamen yurt edinmiştir.
Türkler, Höşgörü ve adaletli davranarak başka din mensublarını  kendilerine hayran bırakmıştır.
Türkler bugün dünyanın en fazla ihtiyaç duyduğu huzur ve güveni  sağlayarak  tüm dünyaya örnek olmuşlardır.
Anadolunun Türk ve İslam beldesi olarak klaması için günümüze kadar binlerce şehit verildi.
Zaman zaman işgaller yaşayan Anadolu Allah’ın yardımıyla müslüman Türk Milletinin azmi ve gayretiyle günümüze kadar bağımsız olarak gelmiştir. Bağımsız olarak Türk ve İslam yurdu olarak devam edecektir.
Anadolu’da  Çok güçlü Türk devletleri kuruldu. 600 yıllık Osamanlı Türk devletinin zayıfladığı ve yıkılmaya yüz tuttuğu dönemde, Anadolu topraklarının büyük bir kısmı düşmanlar tarafından işgal edildi.
Büyük  Türk mileti bağımsızlığı için top yekün  düşmana karşı birlik oldu. Türk Milleti,Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün etrafında kenetlenerek düşmana karşı  bu kutsal vatan toprağında yeniden dirilmiş ve yeni bir devlet kurmuştur.
İşgal altında yeniden bağımsızlığımızın mücadelesini verdiğimiz Milli mücadelede en önemli taarruzlar  Ağustos ayıda başlanılmış ve zaferler kazanılmıştır. Bunun için bu aya zaferler ayı diyoruz.
26 Ağustos 1922’de ATATÜRK,ilk taarruz emrini vermiştir. Büyük taarruz(26 Ağustos-9 Eylül) olarak  gerçekleşmiştir.
30 Ağustos günü başlayan Türk Taarruzunu bizzat Mustafa Kemal Paşa yönetti. Dumlupınar’da Başkumandan Meydan Muharebesi kazanıldı. Ardından Eskişehir,Kütahya,Uşak ve İzmir düşmanlardan temizlendi. Tüm yurtta düşman yenilgiye uğratıldı.
Anadolu toprakları tekrar bağımsızlığına ulaşmış oldu. Bu topraklar İnşallah kıyamete kadar Türk ve İslam beldesi olarak kalacaktır.
Hiç bir güç bizi bölemeyecek ve işgal edemeyecektir. Yeter ki, birlik olalım,kardeş olalım...
Dün olduğu gibi bugünde bağımsızlığımıza,birlik ve beraberliğimize zarar vermek isteyenler çıkacaktır.
Milletimizin birlik ve beraberliğini istemeyen iç ve dış güçler boş durmayacaktır. Ama milletimizde her zaman uyanık olacaktır. Düşmana asla fırsat vermeyecektir.
İşte en son 15 Temmuzda olduğu gibi,hain FETÖ’nün darbe girişimini milletimiz birlikte bastırmıştır. Milletimiz düşmanı inanç ve azmiyle silahsız teslim almıştır. Bu  Türk Milletinin , tarihteki zaferlerine eklenecek bir  başarıdır.
Vatan,millet,bayrak,ezan ve kutsal değerlerimize karşı girişilen düşmanca davranışlara milletimiz top yekün karşı koyar. Gerekirse bunlar için canını verir.
Milletimiz vatan toprağına düşman ayağı bastırmaz...
Allah  vatanımızı savunan tüm askerlerimize,polislerimize ve güvenlik güçlerimize  yardım eylesin. Vatanı korumada zaferler nasip etsin.
Bir olalım,birlik olalım,huzur ve güven içinde kardeşçe yaşayalım....
Nice Zaferlerimizi unutmayalım...

Efkan VURAL

Bu yazı aşağıdaki sitelerde yayınlanmıştır:

Of Havadis Gazetesi:

Milliyet blog: