Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)şöyle buyurur:
Efkan Vural'ın Yazıları
29 Aralık 2023 Cuma
Diyanet İşleri Başkanlığının 29.12.2023 Tarihli Cuma Hutbesi:MUHASEBE BİLİNCİYLE BİR ÖMÜR GEÇİRMEK
MUHASEBE BİLİNCİYLE BİR ÖMÜR
GEÇİRMEK
Muhterem
Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce
Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Ey iman edenler! Allah’a
itaatsizlikten sakının. Herkes yarın için ne hazırladığına baksın! Allah’a
karşı gelmekten sakının; şüphesiz Allah, yapıp ettiklerinizin hepsinden
haberdardır.”[1]
Okuduğum hadis-i şerifte ise
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Akıllı kişi, nefsine hâkim olan ve ölüm sonrası için
çalışandır. Aciz kişi ise nefsinin arzu ve isteklerine göre yaşayan ve buna
rağmen hâlâ Allah’tan iyilik temenni edendir.”[2]
Aziz
Müminler!
Hayatımızın her anı, her saati, her günü, her
senesi ömür defterimizden bir sayfadır. Bizler, bu sayfaları sevaplar veya
günahlar, iyilikler veya kötülükler, doğrular veya yanlışlarla doldurmaktayız.
Gün gelecek kendi elimizle doldurduğumuz defterimiz önümüze açılacak ve
Rabbimiz bize şöyle buyuracaktır: اِقْرَأْ كِتَابَكَۜ كَفٰى بِنَفْسِكَ
الْيَوْمَ عَلَيْكَ حَس۪يباًۜ “Oku kitabını!
Bugün sana hesap sorucu olarak nefsin yeter.”[3] Bu ayet-i
kerime, nice yüzlerin
ağaracağı, nice yüzlerin de kararacağı o gün gelmeden önce kendimizi hesaba
çekmeyi hatırlatmaktadır. Mizanda amellerimiz tartılmadan evvel, her daim
muhasebe bilincimizi diri tutmayı öğretmektedir.
Değerli
Müslümanlar!
Muhasebe bilinci, وَهُوَ مَعَكُمْ اَيْنَ مَا كُنْتُمْۜ “Nerede olursanız olun, Allah sizinle beraberdir.”[4]
ayeti gereğince her an Rabbimizin
gözetiminde olduğumuz şuuruyla yaşamaktır.
Muhasebe bilinci, ثُمَّ لَتُسْـَٔلُنَّ
يَوْمَئِذٍ عَنِ النَّع۪يمِ “O gün bütün nimetlerden mutlaka hesaba çekileceksiniz.”[5] ilahi uyarısınca emanet olan her bir nimetin
kıymetini bilerek şükrünü eda edebilmektir.
Muhasebe bilinci, “O gün günahkârların dilleri, elleri ve ayakları, yapıp ettikleriyle
ilgili aleyhlerine şahitlik edecektir.”[6] ayetini unutmadan bütün
uzuvlarımızın kötülüklere değil, iyiliklere şahitlik edeceği mümince bir hayat
yaşamaktır.
Kıymetli Müminler!
Bir miladi yılın daha son günlerindeyiz. Ömür
sermayemizden bir yılı daha tükettik. Kaçınılmaz son olan ölüme bir adım daha
yaklaştık. Şimdi hep birlikte kendimize şu soruları soralım: Her şeyin
karşılığının tastamam verileceği hesap gününe hazır mıyız? Kur’an ve sünnetin
örnek olarak sunduğu bir mümin olabildik mi? Fani hayatın telaşına düştüğümüz
kadar, ebedi hayatın kaygısını da taşıdık mı? Amel defterimizde görünce
yüzümüzü karartacak kötülüklerden elimizi çekebildik mi? Gönül inciten,
kardeşliğimizi zedeleyen kem sözlere karşı dilimize kilit vurabildik mi?
Kalbimizi katılaştıran, zihnimizi kirleten her türlü olumsuz duygu ve
düşünceden kendimizi arındırabildik mi? Bilerek ya da bilmeyerek işlediğimiz
günahlara nedamet gözyaşlarıyla tövbe edip Rabbimizin affına sığınabildik mi?
Değerli Kardeşlerim!
Bu soruların cevabını düşünerek bu günümüzü bir
milat kılalım. Kalan ömrümüzü Rabbimizin rızası doğrultusunda geçirmeye
çalışalım. İman, ibadet ve güzel ahlakla bezenmiş bir hayatla bu dünyadan
ayrılmanın gayretinde olalım. Dinimizde ve kültürümüzde yer almayan yılbaşı
eğlenceleri, Noel baba figür ve kıyafetleri, çam ağacı süslemeleri gibi yanlış
tutum ve davranışlardan uzak duralım. Kötülüklerin anası olan alkol, ocakları
söndüren kumar, umutları tüketen şans oyunları ve piyango gibi haramlarla
sağlığımızı, zamanımızı ve kazancımızı heba etmeyelim.
Aziz Müslümanlar!
Geçtiğimiz
günlerde millet olarak hepimizin yüreğine kor düştü. Menfur bir terör saldırısı
sonucu kahraman evlatlarımız şehadet şerbeti içtiler. Bizler biliyoruz ki,
vatanımızın bütünlüğüne, istiklalimize, kardeşliğimize ve canlarımıza
kastedenler ile Filistin’de masumları katledenler aynı kirli ellerdir. Her
türlü insani ve ahlaki değerden yoksun hain terör örgütleri, aynı kötülük ve
cinayet şebekesinin maşalarıdır. Biz,
bir ve beraber oldukça, ülkemize ve değerlerimize sahip çıktıkça bu kirli eller
ve maşaları emellerine asla ulaşamayacaktır. Bu vesileyle Yüce Rabbimden kahraman
şehitlerimize rahmet; ailelerine, yakınlarına sabr-ı cemil ve hayırlı bir ömür, yaralılarımıza
acil şifalar diliyorum. Aziz milletimizin başı sağ olsun.
25 Aralık 2023 Pazartesi
HAFTANIN AYETİ
Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:
اَوْفُوا الْكَيْلَ وَلَا تَكُونُوا مِنَ الْمُخْسِر۪ينَۚ
“Ölçüyü tam yapın. Eksik verenlerden olmayın.”
Şuarâ Sûresi,181. Ayet
24 Aralık 2023 Pazar
22 Aralık 2023 Cuma
HAFTANIN HADİSİ
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)şöyle buyurur:
لَيْسَ الشَّدِىدُ بِالصُّرْعَةِ، إنَّمَا الشَّدِىدُ الَّذِى يَمْلِكُ نَفْسَهُ عِنْدَ الْغَضَ
"Kuvvetli kimse, (güreşte hasmını yenen) pehlivan değildir. Hakiki kuvvetli, öfkelendiği zaman nefsini yenen kimsedir."
[Buhârî, Edeb 76; Müslim, Birr 107,
Diyanet İşleri Başkanlığının 22.12.2023 Tarihli Cuma Hutbesi:MÜMİNLERİN EBEDİ YURDU: CENNET
MÜMİNLERİN EBEDİ
YURDU: CENNET
Muhterem Müslümanlar!
Dünya fanidir, hayat gelip geçicidir. Gün gelir; ömür biter, vade dolar.
Her şeyin son bulduğu bu anda, ebedi ahiret hayatı başlar. İnsanı iki akıbetten
biri bekler: Ya sonsuz nimetlerle donatılmış cennet; ya da azap diyarı
cehennem. Biz müminlerin bu dünyadaki en büyük arzusu ve gayesi ise Allah’ın rızasına nail olup mükâfat yurdu cennete girebilmektir.
Aziz
Müminler!
Cennet, hiçbir gözün
görmediği, hiçbir kulağın işitmediği, akla hayale gelmeyen nimetlerin müminlere
ikram edileceği esenlik yurdudur. Dünya imtihanlarını
sabırla aşanları bekleyen huzur yeridir. Başta
Peygamber Efendimiz (s.a.s) olmak üzere, Allah’ın sadık kulları, şehitler ve
salihlerle buluşacağımız mutluluk diyarıdır.
Değerli Müslümanlar!
Hutbeme başlarken okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
“İman edip salih amel işleyenler, Firdevs
cennetlerinde ağırlanacaktır. Onlar, orada ebedi kalacaklar ve hiç ayrılmak
istemeyeceklerdir.”[i] Evet, cennet, Rabbimizin biz
müminlere vaadidir. Resûl-i Ekrem (s.a.s)’in
buyurduğu üzere, “Rab olarak Allah’a, din olarak İslâm’a ve peygamber olarak Muhammed
Mustafa (s.a.s)’e gönülden iman edenler muhakkak cennete gireceklerdir.”[ii] İmanını ibadetlerle mamur edip hayatını güzel ahlakla
süsleyenler, Allah’ın rahmetiyle cennete kavuşacaklardır. Her şart ve durumda doğru
söyleyen, sözünü yerine getiren, emanete riayet eden, iffetini koruyan,
haramdan kaçınan, kötülüklerden uzak duran müminler, cennetteki ikramlara
mazhar olacaklardır. Öfkenin yerine sevgiyi, düşmanlığın yerine barışı,
kötülüğün yerine iyiliği hâkim kılan, her daim zalimin karşısında mazlumun
yanında duran müminler, cennette ağırlanacaklardır. Cömertliğiyle muhtaçları
güldüren, merhametiyle kırık gönülleri tamir eden, güzel bir söz tatlı bir
tebessümle etrafına huzur veren müminler, cennet nimetlerine nail olacaklardır.
Kıymetli Müminler!
Cennete
giden yol, bazen bir garibin gönlünden geçer; o gönüle girmek gerekir. Bazen bir
yetimin sevincinde gizlidir; o yetimi bulmak gerekir. Bazen bir mazlumun
duasında saklıdır cennet; o duaya tutunmak gerekir. Bazen anne ve babamızın,
eşimiz ve çocuklarımızın, akraba ve komşularımızın hoşnutluğundadır; onu
kazanmak gerekir. Bazen bir bitkiye bir damla su vererek, bazen bir hayvana
şefkat göstererek girilir cennete; hiçbir iyiliği küçümsememek gerekir. Bazen
insanların kusurlarını bağışlayıp ayıplarını örtmektir cennetin anahtarı; affı
ve müsamahayı ihmal etmemek gerekir. Bazen de bir selam ile müminin dilinden
kardeşinin gönlüne giden yoldur cennet; bu yolda sabırla yürümek gerekir.
Aziz Müslümanlar!
Elhamdülillah, mademki cennet var, öyleyse boşuna
değildir hayatımızdaki sıkıntılar. Mademki cennet var, öyleyse her imtihanın
sonsuz mükâfatı var. Mademki cennet var, öyleyse ebediyen
gülecek, şu fani dünyada ağlatılanlar. Ne mutlu, Rabbi kendisinden, kendisi de
Rabbinden razı olarak cennete girecek olanlara. Ne mutlu, Rabbine karşı gelmekten
sakınanlar için hazırlanan, uçsuz bucaksız cennete koşanlara.
Hutbemi Allah Resûlü (s.a.s)’in şu duasıyla bitiriyorum:
اَللَّهُمَّ إِنِّى أَسْأَلُكَ الْجَنَّةَ وَمَا قَرَّبَ إِلَيْهَا مِنْ قَوْلٍ أَوْ عَمَلٍ
“Allah’ım!
Senden cenneti ve beni cennete yaklaştıracak olan söz ve amelleri istiyorum.”[iii]
18 Aralık 2023 Pazartesi
HAFTANIN AYETİ
Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:
اِنَّ اللّٰهَ لَهُ مُلْكُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ يُحْي۪ وَيُم۪يتُۜ وَمَا لَكُمْ مِنْ دُونِ اللّٰهِ مِنْ وَلِيٍّ وَلَا نَص۪يرٍ
Göklerin ve yerin mülkü yalnız Allah'ındır. O diriltir ve öldürür. Sizin için Allah'tan başka ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.
Tevbe Sûresi 116. Ayet
15 Aralık 2023 Cuma
Diyanet İşleri Başkanlığının 15.12.2023 Tarihli Cuma Hutbesi:ADALET: HER HAK SAHİBİNE HAKKINI VERMEK
ADALET: HER HAK SAHİBİNE HAKKINI VERMEK
Muhterem
Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:
“Ey iman edenler! Allah için adaleti ayakta tutun, adil şahitler olun. Bir
topluluğa duyduğunuz kin, sizi asla adaletsizliğe sevk etmesin. Adil olun; bu,
takvaya daha uygundur. Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan
haberdardır.”[i]
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor:
“Yönettikleri insanlara,
ailelerine ve sorumlu oldukları kişilere karşı adaletle davrananlar, Allah
katında nurdan hazırlanmış tahtlarda ağırlanacaklardır.”[ii]
Aziz Müminler!
Yüce Rabbimizin güzel isimlerinden biri de اَلْعَدْلُ’dir.
Rabbimiz, mutlak adalet sahibidir. Adaletin yegâne kaynağıdır. O, bütün
varlıklara adaletle muamele edendir.
Adalet, toplumu ayakta tutan en temel değerdir.
Adalet, vicdanın sesidir; huzurun teminatıdır; güvenin dayanağıdır. Adalet, her hak sahibine hakkını vermektir.
Aleyhimize de olsa hakkı üstün tutmaktır. Daima haklının yanında yer almaktır.
Kıymetli Müslümanlar!
Adalet, hayatın tüm alanlarına hâkim kılındığı zaman gerçek anlamını bulur. Mümin, her şeyden önce ailesine karşı adaleti gözetmelidir. Anne ve babasına, eşine ve çocuklarına şefkat, merhamet ve nezaketle davranmalıdır. Onlara kötü söz söylememeli, kalplerini kırmamalıdır.
Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in,
اِعْدِلُوا بَيْنَ أَبْنَائِكُمْ
“Çocuklarınız arasında adaletli davranın.”[iii] emrine uyarak evlatları arasında hiçbir konuda ayrım
yapmamalıdır.
Mümin, sorumluluğu altındaki kişilere karşı
adil olmalıdır. Onların haklarını korumalıdır. Alın terini yok saymamalıdır.
Mümin, ticaretinde adaleti elden bırakmamalıdır. Cenâb-ı Hakk’ın,
وَاَق۪يمُوا الْوَزْنَ بِالْقِسْطِ وَلَا تُخْسِرُوا الْم۪يزَانَ
“Ölçüyü doğru yapın,
eksik tartmayın.”[iv] ilahi
ikazına bağlı kalmalıdır. Hiç kimseyi aldatmamalı, rızkına haram bulaştırmamalıdır.
Mümin, toplumsal ilişkilerinde de adaleti
gözetmelidir. Kendisi için istediğini kardeşi için de istemelidir. Eliyle ve
diliyle hiç kimseye zarar vermemelidir.
Değerli Müminler!
Bugün, kadın, erkek, çocuk, yaşlı demeden masum insanları katleden zalimler, yeryüzünde adaletin temsilcisi olduğunu iddia etmektedirler. Son örneğini Filistin ve Gazze’de gördüğümüz gibi bunlar, ‘Dünyada adaleti sağlayacağız’ söylemiyle beldeleri, şehirleri, ülkeleri yaşanmaz hale getirmektedirler. Kendi çıkarları uğruna insani ve ahlaki bütün değerleri hiçe saymaktadırlar. İşlemiş oldukları tarifsiz zulümlerle, çıkardıkları büyük fitne ve fesatlarla nice acı ve gözyaşına sebep olmaktadırlar. Yeryüzünün düzenini bozan bu zalimleri Yüce Rabbimiz bizlere şöyle tanıtmaktadır:
“Onlara, ‘Yeryüzünde fesat çıkarmayın’ denildiğinde, ‘Biz ancak ıslah
edicileriz!’ derler. İyi bilin ki onlar bozguncuların ta kendileridir. Fakat
onlar anlamazlar.”[v]
Aziz Müminler!
Şu
gerçek unutulmamalıdır ki, dün olduğu gibi bugün de yeryüzünde adaleti, İslam’a
gönülden bağlı müminler tesis edecektir. Yeter ki bizler, kaybolan adaleti
dünyamıza yeniden hâkim kılmak için sorumluluklarımızı yerine getirmeye gayret
edelim. Hayatımızın her alanında hakkı
gözetelim. Hakikati dile getirmekten geri durmayalım. Kimden gelirse gelsin,
kime yönelik olursa olsun zalimin karşısında, mazlumun yanında yer alalım. Geleceğe
dair ümitlerimizi diri tutalım. İlahi adaletin mutlaka tecelli edeceğine olan inancımızı asla
yitirmeyelim.
Hutbemi bir ayet-i kerime mealiyle bitiriyorum:
“Biz, kıyamet gününde adalet terazileri kurarız; kimseye hiçbir şekilde
haksızlık edilmez. Yapılanlar, bir hardal tanesi kadar dahi olsa, onu adalet
terazisine getiririz. Hesap görücü olarak biz yeteriz.”[vi]
11 Aralık 2023 Pazartesi
8 Aralık 2023 Cuma
Diyanet İşleri Başkanlığının 08.12.2023 Tarihli Cuma Hutbesi:BİZ, TEK BİR ÜMMETİZ
BİZ, TEK BİR ÜMMETİZ
Muhterem Müslümanlar!
Bir gün Mescid-i Nebevi’de birkaç sahâbî sohbet ediyordu. Cahiliyeden kalma bir anlayışla birbirlerine karşı ırkçılık ve kabilecilik yarışı içerisine girmişlerdi. İçlerinden biri Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in çok değer verdiği İran asıllı Selmân-ı Fârisî’ye imalı bir şekilde “Sen hangi kabiledensin, soyun nedir?” diye sordu. Bunun üzerine Selmân (r.a),
أنَا سَلْمَانُ ابْنُ الْإسْلَامِ
“Ben, İslam’ın oğlu Selmân’ım.” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben yolumu kaybetmiştim; Allah, beni Peygamberimiz (s.a.s) ile hidayete erdirdi. Ben fakirdim; Allah, beni Muhammed Mustafa (s.a.s) ile zenginleştirdi. Ben köleydim; Allah, beni Resûlü ile özgürleştirdi.” Bu konuşmalara şahit olan Hz. Ömer, orada bulunanlara “Benim de soyumu öğrenmek ister misiniz?” diye sordu ve şöyle söyledi:
أخُو سَلْمَانِ ابْنِ الْإسْلَامِ أنَا عُمَرُ ابْنُ الْإسْلَامِ
“Ben de İslam’ın oğlu Ömer’im,
İslam’ın oğlu Selmân’ın kardeşiyim.”
Aziz Müminler!
Nice ibretlerle dolu bu
hâdise, bize şunları öğretmektedir: Üstünlük ne soyda ne ırktadır. Gerçek
üstünlük, Allah’a layıkıyla kul olmaktır. Hakiki izzet, İslam ile şeref
bulmaktır. Asıl kardeşlik, ümmet bilinciyle hareket etmektir.
Kıymetli Müslümanlar!
Ümmet-i Muhammed olmak,
“Doğrusu
ümmetiniz, tek bir ümmettir. Ben de sizin Rabbinizim. Öyleyse bana ibadet
edin.”[i]
ayetine uyarak tevhide dayalı İslam inancına sarılmaktır. Zalimlere karşı
vahdete dayalı iman kardeşliğini kuşanmaktır.
Peygamberimizin ümmeti olmak,
“Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en
hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten menedersiniz ve Allah’a
inanırsınız…”[ii]
ayeti gereğince hakkın önderliğini, hakikatin rehberliğini yapmaktır. Adaleti ve iyiliği bütün insanlara ulaştırmak,
zulmü ve kötülüğü ortadan kaldırmak için gayret göstermektir.
Allah Resûlü (s.a.s)’in ümmeti olmak, tek yürek yekvücut olmaktır. Mümin kardeşimizi düşmanın insafına terk etmemektir. Onu yalnız ve çaresiz bırakmamaktır.
Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in
“Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu düşmana teslim etmez…”[iii]
hadisini hayatımızın her alanında şiar edinmektir.
Değerli
Müminler!
Birlik ve
beraberlik içerisinde olması gereken ümmet, maalesef bugün parçalanmış
durumdadır. Fitne, fesat ve tefrika ateşiyle
yanmaktadır. Dünyanın farklı bölgelerinde Müslümanlar, ayrımcılık,
ötekileştirme ve türlü baskılara maruz kalmaktadır. Hak ve hukuk tanımayan zalimler,
ümmet-i Muhammed’in bu dağınıklığından cesaret bulmaktadır. Kin ve nefretten
beslenen caniler, dünyanın gözü önünde Müslümanlara hayâsızca saldırmaktadır.
Ümmetin sessizliğinden güç alan katiller, Filistin’de kadın, erkek, yaşlı, bebek
ayrımı gözetmeden masumların üzerine zalimce bombalar yağdırmaktadır. Bununla
da yetinmeyen insafsızlar, insani yardımlara engel olmakta, mazlumları bir
lokma ekmekten, bir yudum sudan mahrum bırakmaktadır. Sözde insan hakları
savunucuları ise İslam beldelerindeki katliam ve soykırımlara göz yumarak,
insani değerlerin ayaklar altına alınmasına ses çıkarmayarak zalimlere destek
olmaktadır.
Öyleyse Aziz Müslümanlar!
Her türlü ihtilafı ve farklılığı bir kenara bırakarak İslam kardeşliğini
esas alalım. İnancımız, ibadetlerimiz, ahlakımız, bütün söz ve davranışlarımızla
dinimizi en güzel şekilde temsil edelim. Ümmet olma bilincimizi her daim diri
tutalım. İmanımızdan aldığımız
gücümüzü, İslam’dan aldığımız izzetimizi, kardeşliğimizden
aldığımız kuvvetimizi koruyalım. İşte o zaman ümmet
coğrafyamız, zalimlerin zulmünden, hainlerin ihanetinden kurtulacaktır.
Garipler sevinecek, yetimlerin yüzü gülecek, çaresizler çare bulacaktır.
Hutbemi Allah Resûlü (s.a.s)’in ümmet olma mesuliyetimizi hatırlatan şu hadis-i şerifiyle bitiriyorum:
“Birbirinizle üstünlük yarışı içine girmeyin. Birbirinize haset
etmeyin. Birbirinize kin beslemeyin. Birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın
kulları! Kardeş olun!”[iv]
6 Aralık 2023 Çarşamba
1 Aralık 2023 Cuma
HAFTANIN HADİSİ
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)şöyle buyurur:
فَإِنَّ اللَّهَ قَدْ حَرَّمَ عَلَى
النَّارِ مَنْ قَالَ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ يَبْتَغِي بِذَلِكَ وَجْهَ اللَّهِ
"Şüphesiz Allah, sırf kendi
rızasını umarak “La İlahe illallah (=Allah'tan başka hiç bir ilâh yoktur)”
diyen kimseye ateşi haram kılmıştır."
Buhari , Sahih hadis no: 410;
Müslim, Sahih hadis no: 1058.
Diyanet İşleri Başkanlığının 01.12.2023 Tarihli Cuma Hutbesi:İNSAN, ÖZÜ İTİBARİYLE DEĞERLİDİR
İNSAN, ÖZÜ İTİBARİYLE DEĞERLİDİR
Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:
“Ey insanlar!
Biz sizi bir erkekle bir kadından yarattık. Birbirinizle tanışasınız diye sizi
kavimlere ve kabilelere ayırdık. Allah katında en değerli olanınız, O’na karşı
sorumluluklarını en iyi yerine getireninizdir. Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla
bilendir, her şeyden hakkıyla haberdardır.”[i]
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor:
“Allah sizin
görünüşlerinize ve mallarınıza bakmaz, kalplerinize ve davranışlarınıza bakar.”[ii]
Aziz Müminler!
İnsan, yeryüzünün en değerli varlığıdır. Onun bu değeri, dış görünüşünde,
malında, mülkünde, şan ve şöhretinde değildir. İnsanın, vahye muhatap olan bir
aklı vardır. İyiyi kötüden, hakkı batıldan ayırabilen bir iradesi vardır.
Sevgi, şefkat ve merhamet gibi güzel duygularla donatılması gereken bir kalbi
vardır. İşte insan, aklını, iradesini ve kalbini, imanın, ibadetlerin ve
ahlakın güzellikleriyle donatırsa değerine değer katar, kâmil bir insan olur.
Kıymetli Müslümanlar!
İnsanlık, saygınlığını ve gerçek değerini Peygamber Efendimiz (s.a.s)’den
öğrenmiştir. O, hiç kimseyi, dış görünüşüne, malına ve mülküne, makam ve
mevkiine göre değerlendirmemiştir. İnsan olması hasebiyle herkese değer vermiş,
sevgi, saygı, şefkat ve merhametle davranmıştır. Allah Resûlü (s.a.s) insanları
engelli ya da engelsiz diye ayırmamıştır. Engelleri sebebiyle hiç kimseyi
dışlamamıştır. Farklı engel gruplarında yer alan sahâbîlere yakın ilgi
göstermiş, her daim destek olmuştur. Birikim ve yeteneklerine göre önemli
görevler vermiş, onları topluma kazandırmaya çalışmıştır. Nitekim görme engelli Abdullah b.
Ümmü Mektûm’u Medine’de kendi yerine vekil bırakmıştır.
Ortopedik engelli genç sahâbî Muâz b. Cebel’i vali olarak tayin etmiştir.
Değerli Müminler!
Dinimize göre engellilik; görememek, konuşamamak, yürüyememek değildir. Asıl engellilik, hakkı duymamaktır. Hakikati görmemektir. Doğruyu söylememektir. Kişinin kalbini imandan, gönlünü İslam’dan, söz ve davranışlarını güzel ahlaktan mahrum bırakmasıdır. İmkânlarını Allah’ın rızası ve insanlığın faydası için kullanmamasıdır. Samimiyetini riyakârlığa feda etmesidir. Hâsılı asıl engellilik; insanın, kendi eliyle değerini yitirmesidir.
Kur’an-ı Kerim, gerçek engellileri bizlere şöyle tanıtmaktadır:
لَهُمْ قُلُوبٌ لَا يَفْقَهُونَ
بِهَاۘ وَلَهُمْ اَعْيُنٌ لَا يُبْصِرُونَ بِهَاۘ وَلَهُمْ اٰذَانٌ لَا
يَسْمَعُونَ بِهَاۜ
“…Onların, kalpleri vardır ama hakkı anlamazlar; gözleri vardır ama gerçeği
görmezler; kulakları vardır ama hakikati işitmezler…”[iii]
Aziz Müslümanlar!
İnanç, azim ve gayret hiçbir engel tanımaz. Önemli olan birbirimize engel çıkarmamak, hayatı birbirimize zorlaştırmamaktır. Engelli kardeşlerimizin ve ailelerinin hayat mücadelesinde yanlarında olmaktır. Onları ziyaret ederek, hal ve hatırlarını sormak, dualarını almaktır. Kendilerine içten ve samimi davranmaktır. Onlara karşı komşuluk ve insani görevlerimizi yerine getirmektir. Çalışmalarını ve üretmelerini zorlaştıran bütün engelleri ortadan kaldırmaktır. Yollarımızı, sokaklarımızı, binalarımızı ve hayatın her alanını onların kullanabileceği şekilde planlamaktır.
Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu hadis-i şerifini kendimize şiar edinmektir:
يَسِّرُوا وَلاَ تُعَسِّرُوا، وَبَشِّرُوا وَلاَ تُنَفِّرُوا
“Kolaylaştırın, zorlaştırmayın!
Müjdeleyin, nefret ettirmeyin!”[iv]
Kardeşlerim!
Hak ve hukuk tanımayan vicdan yoksunu siyonist
zalimler; kadın, çocuk, yaşlı, engelli demeden Filistinli kardeşlerimize top
yekûn bir soykırım gerçekleştirmektedir. Bu zulme engel olmak, din, dil ve ırk
ayrımı olmaksızın bütün insanlığın ortak görevidir. Bugün bizler de Cuma namazının
farzından hemen sonra dünyada zulüm altında inleyen bütün kardeşlerimiz için
Yüce Rabbimize dua edeceğiz. Cenâb-ı Hak, dualarımızı kabul buyursun. Başta
Filistinli kardeşlerimiz olmak üzere bütün mazlumları zafere ulaştırsın.