31 Aralık 2020 Perşembe

HAFTANIN HADİSİ



 “İki nimet vardır ki, insanların çoğu bu nimetleri kullanmakta aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit.” (Buhârî, Rikak 1. 

29 Aralık 2020 Salı

HAFTANIN AYETİ

              Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır: 

                   اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذ۪ي خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ وَجَعَلَ الظُّلُمَاتِ وَالنُّورَۜ 

                               ثُمَّ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا بِرَبِّهِمْ يَعْدِلُونَ


           Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve aydınlığı var eden Allah’a mahsustur. Böyle iken inkâr edenler başka şeyleri Rablerine denk tutuyorlar.

                        (En'âm Sûresi,1. Ayet)

25 Aralık 2020 Cuma

Diyanet İşleri Başkanlığının 25.12.2020 Tarihli Cuma Hutbesi- İÇKİ: KÖTÜLÜĞÜN ZEHİRLİ ARKADAŞI

 

İÇKİ: KÖTÜLÜĞÜN ZEHİRLİ ARKADAŞI


اِنَّمَا يُر۪يدُ الشَّيْطَانُ اَنْ يُوقِعَ بَيْنَكُمُ الْعَدَاوَةَ وَالْبَغْضَٓاءَ فِي الْخَمْرِ 

وَالْمَيْسِرِ وَيَصُدَّكُمْ عَنْ ذِكْرِ اللّٰهِ وَعَنِ الصَّلٰوةِۚ فَهَلْ اَنْتُمْ مُنْتَهُونَ.

وَقَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّي اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ:

كُلُّ مُسْكِرٍ خَمْرٌ، وَكُلُّ خَمْرٍ حَرَامٌ.



Muhterem Müslümanlar!

İslam; canımızın, malımızın, aklımızın, inancımızın ve neslimizin güvenliğini sağlayan kurallar koyar. Bizlere de bu temel değerlerimizi korumayı emreder. Sağlığımızı tehlikeye atan, aklî dengemizi bozan, malımızı heba eden ve ailemize zarar veren her türlü kötü alışkanlığı yasaklar. İçki de işte bu yüzden haramdır. Nitekim Resûl-i Ekrem (s.a.s) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurur: “Sarhoş eden her şey içkidir ve her türlü içki haramdır.”[1]

Aziz Müminler!

İçki, Allah’ın insana değerli birer nimeti ve emaneti olan aklı, ruhu ve bedeni tahrip eder. Bir hiç uğruna malın ziyan edilmesine, helâl lokma için harcanması gereken nafakanın israfına sebep olur. İçki yüzünden ailenin huzuru, çocukların umudu, gençlerin geleceği kararır. İyiliğe açılan kapılar kapanırken, kötülüğe giden yollar çoğalır. Dostluklar sona ererken, düşmanlıklar körüklenir. Her yıl içki yüzünden trafik kazaları dâhil binlerce üzücü hadise yaşanır.

Cenâb-ı Hak, içki konusunda Kur’an’da bizleri şöyle uyarmaktadır: 

“Şeytan, içki ve kumar yoluyla aranıza düşmanlık ve kin sokmak, sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi?”[2]

Kıymetli Müslümanlar!

Aklımızı ve irademizi Allah’ın razı olacağı helâl ve güzel işlerde kullanalım. İmanına ve umuduna sarılarak çalışan, erdemlerine sahip çıkan, düşünen ve üreten bir Müslüman olalım. İnsanı uyuşturan, tembelliğe ve çaresizliğe sürükleyen, kötülüğe alet eden içkinin toplumumuzu esir almasına asla izin vermeyelim. Sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir geleceği hep birlikte inşa edelim.



[1] Müslim, Eşribe, 74.

[2] Mâide, 5/91.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü 
KAYNAK:

 


24 Aralık 2020 Perşembe

HAFTANIN HADİSİ

Kur'an-ı Kerimden Mesaj Var-40

 

                  Kur’an’ı Kerim’den Mesaj Var

 

             Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın.


Yüce Allah evreni ve içindeki her şeyi yarattı.


Allah evreni ve içindekileri canlı cansız ne varsa hepsini yaratıp yalnız başına bırakmadı.


Allah her şeye bir düzen ve ölçü koydu. Allah evreni ve her şeyi idare etmektedir. Allah her an yaratma halindedir.


Allah insanın dünyada güzel ve düzgün yaşam sürdürebilmesi ve insanın merak ettiği bir takım şeylere çözüm getirmek ve yol göstermek için uyarıcı ve yönlendirici mahiyette vahiyler ve bu vahiylerden oluşan kutsal metinler ve kitaplarla peygamberler göndermiştir.


Kur’an-ı Kerim’in dışında Allah’ın gönderdiği kutsal metinler ve kitaplar değişikliğe uğramış ve tahrif edilmiştir.


Allah kutsal kitabımız Kur’an’la bize yol göstermektedir.


Allah dünyadaki tüm Müslümanlara birlik olmalarını emrediyor. Ayrılığa düşmeyin diye bizi uyarıyor.


Müslümanlara birliği sağlayacak şeyin Allah’ın ipi olduğu ve Bu ip de Allah’ın kitabı Kur’an-ı Kerim’dir.  


Yüce Allah’ın bu konu ile ilgili Kur’an’ı Kerim’deki mesajı şöyledir:

 “Hep birlikte Allah’ın ipine (Kur’an’a) sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin…”

(Âl-i İmrân Suresi 103. Ayet)


Bugün hem ülkemizde ve hem de İslam aleminde bir çok ayrılıklar mevcuttur. Öncelikle tüm Müslümanlar bu ayrılıkçı görüşlerden kurtulmalıdır.


İdeolojik ve menfaate dayalı grup ve cemaatler hep ayrı kulvarlarda yürümektedir. Ayrılıklar yerine esasen birlik içinde olunmalıdır.


Bütün Müslümanları birleştirecek tek şeyin Kur’an ve Sünnet olduğu aşikardır.


Allah tüm Müslümanları açık ve net olarak birlik olmaya çağırıyor.


Allah Müslümanlara Allah’ın ipine yani Kur’an’a sımsıkı sarılın, ayrılığa düşmeyin diyor.


Müslüman olduğunu söyleyen tüm İslam alemi bakıyoruz ki, bölük pörçük.


Müslümanlar olarak maalesef Allah’ın uyarılarına samimi bir şekilde riayet etmiyoruz.


Kimse yoğurdunun ekşi olduğunu kabul etmiyor. Herkes kendini doğru yolda yürüdüğünü sanıyor.


Oysa yürünecek yolun Allah yolu olduğu kesindir. Allah’ın yolu da elbette İslam yoludur, Kur’an yoludur.


İslam yolunda yürümek için hep birlikte Allah’ın ipine

 sarılmalıyız.


Yani Kur’an-ı Kerim’e sarılmalıyız. Bunun içinde Kur’an’a ve Sünnete uymalıyız.


Tüm Müslümanların referansı Allah ve Resulü olmalıdır.


Bunun için Kur’an’ın buyruklarına kulak vermeliyiz.


 Peygamberimizin sünnetine tabi olmalıyız.


Yol o dur ki, Hakka vara…


Hakka varacak yol Kur’an ve Sünnet yoludur.


Ne mutlu Hak yolda olanlara…..

 

                Efkan VURAL

Bu Yazı Aşağıdaki Web Sitelerinde Yayınlanmıştır:

Milliyet Blog:

 

22 Aralık 2020 Salı

HAFTANIN AYETİ

                          Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:  

                        وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمُ اتَّبِعُوا مَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ قَالُوا بَلْ نَتَّبِعُ مَا وَجَدْنَا عَلَيْهِ

     اٰبَٓاءَنَاۜ اَوَلَوْ كَانَ الشَّيْطَانُ يَدْعُوهُمْ اِلٰى عَذَابِ السَّع۪يرِ


Onlara «Allah'ın indirdiğine uyun» dendiğinde: Hayır, biz babalarımızı üzerinde bulduğumuz yola uyarız, derler. Ya şeytan, onları alevli ateşin azabına çağırıyor idiyse!

                              (Lokman Suresi 21. Ayet)


18 Aralık 2020 Cuma

Diyanet İşleri Başkanlığının 18.12.2020 Tarihli Cuma Hutbesi:MÜMİN HER İŞİNDE MUTEDİLDİR

 

MÜMİN HER İŞİNDE MUTEDİLDİR


Muhterem Müslümanlar!

Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Allah’ın sana verdiğinden âhiret yurdunu kazanmaya bak. Dünyadan da nasibini unutma! Allah’ın sana iyilikte bulunması gibi, sen de insanlara iyilikte bulun. Yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışma. Şüphesiz Allah bozguncuları sevmez.”[1]

Okuduğum hadis-i şerifte ise Resûl-i Ekrem (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Ey insanlar! Orta yolu tutun![2]

Aziz Müminler!

İslâm, itidal dinidir. Bizlere hayatımızın her alanında ölçülü ve dengeli olmayı emreder. Aşırılıktan uzak durmayı, istikamet üzere yaşamayı, sağduyulu ve tutarlı davranmayı öğütler.

Kıymetli Müslümanlar!

İnsanoğlu madde ile mana, beden ile ruh, dünya ile ahiret arasındaki dengeyi koruduğu sürece mutlu olacaktır. Dünyamızda huzur ve barışın hâkim olması da ancak ilâhî dengeyi korumakla mümkündür. Alışverişte, eğlencede, yeme-içmede, giyim-kuşamda, konuşmada ve yazmada, hatta dini konularda aşırı uçlara savrulmak, insana da topluma da zarar verecektir. 

Değerli Kardeşlerim!

Müminler olarak bize yakışan, Rabbimizin kâinatın her zerresine işlediği muhteşem dengeyi hayatımıza taşımaktır. İfrat ve tefrite kaçmadan orta yolu izlemektir. Kederde ve sevinçte, öfkede ve mutlulukta ölçüyü kaçırmamaktır. “Aşırıya kaçmayın, dosdoğru yolu tutun ve böyle davrandığınız için alacağınız mükâfattan dolayı sevinin.”[3] buyuran Sevgili Peygamberimizin çağrısına uymaktır.

Ne mutlu, Rabbimizin emrettiği gibi mutedil bir hayat sürenlere! Aşırılıklardan uzak durup istikametini muhafaza edenlere!



[1] Kasas, 28/77.

[2] İbn Mâce, Zühd, 28.

[3] Buhârî, Îmân, 29.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü 
KAYNAK:


Allah’ın İsimleri (Esmâ-i Hüsnâ=En Güzel İsimler):82-AFÜV

                                                           AFÜV  



Allah'ın en güzel isimleri olan "Esmaü'l-Hüsnâ" dan biri de el-Afüv’dür.

Rabbimizin el-Afüvv ismi; yok etmek, silip süpürmek, gidermek,

 anlamlarına gelmektedir.

El Afüvv; günahları bağışlayandır.

El Afüvv; kolaylıkla affedendir.

El-Afüvv; cezaları kaldırandır.

El Afüvv; ayıpları ve kusurları örtendir.

El Afüvv; günahların yazılı olduğu kayıtları silendir.

El Afüvv; ahirette kullarına günahlarını unutturandır.

El-Afüvv; cezadan sonra affedendir.

Afüvv; hiç bir sorumluluk kalmayacak şekilde günahları affeden

 demektir.

Allah, günahları kökünden kazıyıp tamamen yok eder. Hatırlayıp

 mahçup olmasınlar diye kullarına işledikleri günahları da unutturur.

 Bu isimden nasip alan kul, bir taraftan devamlı Allah’tan af diler,

 diğer taraftan ümitsizliğe kapılmaz. Kullara karşı da çok affedici

 olur.


Yüce Allah Kur’an-ı Kerimde bazı ayetlerde şöyle buyurmaktadır:

“İşte bunları da Allah’ın af etmesi umulur; zira Allah, ‘Afuv (çok affedici)dir, Gafûr (çok bağışlayıcı)dır.” (Nisâ,99.ayet)

“De ki: “Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah, bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Zümer Suresi 53. Ayet)

“Bir hayrı açıklar veya gizlerseniz, yahut bir kötülüğü affederseniz (bilin ki), Allah da çok affedicidir, her şeye hakkıyla gücü yetendir.” (Nisa suresi 149. Ayet)

“(Resûlüm!) Sen af yolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir.” (A’râf Suresi 199. Ayet)

“Şüphesiz Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz. Bunun dışında kalan (günah)ları ise dilediği kimseler için bağışlar. Allah’a şirk koşan kimse, şüphesiz büyük bir günah işleyerek iftira etmiş olur.” (Nisâ Suresi 48. Ayet)

“Bir kötülüğün karşılığı, onun gibi bir kötülüktür (ona denk bir cezadır). Ama kim affeder ve arayı düzeltirse, onun mükâfatı Allah’a aittir. Şüphesiz O, zâlimleri sevmez.” (Şûrâ Suresi 40. Ayet)

(Bu yazı, Diyanet İslam Ansiklopedisinden yararlanarak hazırlanmıştır.)

 (Devam edecek)

Efkan VURAL

 

 

 

 

HAFTANIN HADİSİ

14 Aralık 2020 Pazartesi

HAFTANIN AYETİ

                Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:   

                   اَلَمْ تَرَ كَيْفَ ضَرَبَ اللّٰهُ مَثَلًا كَلِمَةً طَيِّبَةً كَشَجَرَةٍ طَيِّبَةٍ اَصْلُهَا ثَابِتٌ

                                         وَفَرْعُهَا فِي السَّمَٓاءِۙ


Görmedin mi, Allah güzel bir sözü nasıl misal getirdi? (Güzel bir söz), kökü sağlam, dalları göğe yükselen bir ağaç gibidir.


                           (İbrahim Suresi 24. Ayet)

11 Aralık 2020 Cuma

Diyanet İşleri Başkanlığının 11.12.2020 Tarihli Cuma Hutbesi-SU: HAYAT VE ŞİFA KAYNAĞIMIZ

 

su: HAYAT VE ŞİFA KAYNAĞIMIZ




Muhterem Müslümanlar!


Rabbimizin bizlere bahşettiği en kıymetli nimetlerden biri “su”dur. Kur’ân-ı Kerîm’in ifadesiyle, “canlı olan her varlık sudan yaratılmıştır”[1] ve suya bağımlı bir ömür sürmektedir. Su, hayatımızın kaynağı, toprağımızın bereketidir. Bedenimize sıhhat ve temizlik, çevremize rahmet ve güzellik su ile gelir.


Değerli Müminler!


Aziz dinimiz İslam, suyu ölçülü kullanmayı ve israf etmemeyi emreder. Nitekim Resûl-i Ekrem (s.a.s), bir sahabinin abdest alırken fazla su kullandığını görünce, “Bu ne israf!” diyerek onu ikaz etmiştir. Sahabinin “Abdestte de israf olur mu?” sorusu üzerine “Evet, akan bir nehirde (abdest alıyor) olsan bile!” diye cevap vermiştir.[2] Peygamberimizin bu uyarısı, suyun ibadet maksadıyla bile olsa asla israf edilmemesi gereken nadide bir nimet olduğunu bize hatırlatmaktadır.


Kıymetli Müslümanlar


Rabbimiz Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle buyurur: “Biz gökten uygun bir ölçüde su indirir ve onu yeryüzünde tutarız. Kuşkusuz bizim onu tamamen gidermeye de gücümüz yeter.”[3]

Hepimiz biliyoruz ki, su gibi bir hazineye paha biçilemez. Suyumuz toprağın derinliklerine çekilip gitse, onu bize Rabbimizden başka hiç kimse geri getiremez.

Bugün yeryüzünde bir damla berrak ve tatlı suyun hasretiyle yaşayan milyonlarca insan varken, bize düşen sonsuz şükretmektir: Bizi yediren, suya kandıran, ihtiyaçlarımızı gideren ve bizi barındıran Allah’a hamdolsun!”[4]

Şükrümüzün gereği olarak, nimetin kıymetini bilelim, suyu kullanırken bilinçli davranalım. İhtiyacımızdan fazla su tüketerek geleceğimizi tehlikeye atmayalım. Diğer canlıların da hakkını ihlal ederek vebale girmeyelim.


Değerli Kardeşlerim!


Bildiğiniz gibi, son zamanların en kurak yılını yaşadığımız bu günlerde ülkemizde suya ve yağmura ihtiyaç duyulmaktadır. Siz kıymetli cemaatimizi, Cuma namazının farzından sonra yapacağımız yağmur duasına katılmaya davet ediyorum.



[1] Enbiyâ, 21/30.

[2] İbn Mâce, Tahâret, 48.

[3] Mü’minûn, 23/18.

[4] Müslim, Zikir, 64.


Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü 
KAYNAK:

10 Aralık 2020 Perşembe

Allah’ın İsimleri (Esmâ-i Hüsnâ=En Güzel İsimler):81-MÜNTEKIM

                                                                      MÜNTEKIM




Allah'ın en güzel isimleri olan "Esmaü'l-Hüsnâ" dan biri de el-Müntekım’dır.

El-Müntekim: Suçlulara cezalarını verir, mağdurların intikamını alır.

El-Müntekim: Asilerden intikam alan.

El-Müntekim: Suçluları adeletiyle cezalandıran O'dur.

El-Müntekim: Zulüm etmeksizin intikam alan.

El-Müntekim: Suçluları hak ettikleriyle cezalandıran, intikam alan O'dur.

El-Müntakim; Suçluları, adaleti ile hak ettikleri cezaya çarptıran, kendisine isyan edenleri, asileri, canileri, azgınları şiddetle cezalandıran. Kulun hak ettiği ceza ne ise onun cezasını tam olarak veren demektir. Zarar verenin yaptığının karşılığıyla ödeştiren.

Zalimleri ahiret gününde cezalandıran:

 Cennet, Allah'a, peygamberlere ve ahiret gününe iman edip salih amel işleyen kullar için yaratıldı. Allah'a şirk koşan, kul hakkı yiyen ve büyük günahları işlemekte ısrarcı olanlar ise cehenneme gidecektir.

 Kuranı Kerimde cehennem ateşinin çok şiddetli ve azaplı olduğu yazılıdır. Oraya girenler ebediyen orada kalacak ve yaptıklarının cezasını çekecektir. Cehennem 7 kattan oluşur ve en aşağı katı Esfel Safilin olarak bilinir. Orada münafıklar ve şirk günahını işleyenler kalacaktır.

Şiddetle cezalandırıp intikam alan:

Allah'ın emir ve yasaklarını uymayan, yoksul ve yetimi itip kakan, zekat vermek yerine mallarını biriktirip yığanlar, Allah tarafından şiddetle cezalandırılacaktır. Allah, mazlumların intikamını zalimlerden alacağını ''bekleyin, biz de sizinle birlikte bekliyoruz'' ayetiyle bildirmiştir. Bu dünyada iki tarafın anlaşamadığı konular da Allah katında sonuca bağlanacaktır.

Allah, mümin kullarına dünya hayatında sabretmelerini, zulmeden zalimlerin yaptıklarının karşılıksız kalmayacağını buyurur. Başta Hz. Muhammed olmak üzere tüm peygamberler de kavimleri tarafından zulme uğramıştır. Peygamberler sabrederek ve cezalandırmayı Allah'a bırakarak takva sahibi kullara örnek olmuştur.


Yüce Allah Kur’an-ı Kerimde bazı ayetlerde şöyle buyurmaktadır:

“Biz de âyetlerimizi yalanlamaları ve onlardan gafil kalmaları sebebiyle kendilerinden intikam aldık ve onları denizde boğduk.” (A'râf Sûresi,136. Ayet)

“Kim, Rabbinin âyetleri kendisine hatırlatıldıktan sonra onlardan yüz çevirenden daha zalimdir? Şüphesiz ki biz suçlulardan intikam alıcıyız.” (Secde Sûresi,22. Ayet)

Andolsun ki, biz senden önce kendi kavimlerine nice peygamberler gönderdik de onlara açık deliller getirdiler. (Onları dinlemeyip) günaha dalanların ise cezalarını hakkıyla vermişizdir. Müminlere yardım etmek de bize düşer.” (Rûm Suresi 47. Ayet)

Fakat biz büyük bir şiddetle yakalayacağımız gün, kesinlikle intikamımızı alırız.” (Duhân Sûresi,16. Ayet)

“Biz de onlardan intikam aldık. Bak, yalanlayanların sonu nasıl oldu?” (Zuhruf Sûresi,25. Ayet)

“İşte bu, ellerinizle yaptığınız yüzündendir, yoksa Allah kullara zulmedici değildir.”( Enfâl Sûresi,51. Ayet




 (Bu yazı, Diyanet İslam Ansiklopedisinden yararlanarak hazırlanmıştır.)

 (Devam edecek)

Efkan VURAL