Peygamberimiz ve Çocuk
Ülkemizde ve İslam aleminde Peygamberimizin doğumu olan Rebiül-Evvel ayının
11.günü, Mevlid-i Nebi (Peygamberin Doğumu) kutlamaları yapılır.
Peygamberimizin doğumu münasebetiyle onu bir kez daha hatırlıyor ve örnek
davranışlarını kendimize rehber ediniyoruz.
Diyanet İşleri Başkanlığı, Mevlid-i Nebi kutlama haftası nedeniyle bu yılki
temayı “Peygamberimiz ve Çocuk” olarak belirlemiştir.
Peygamberimiz Hz.Muhammed her yönüyle örnek almamız gereken şahsiyettir.
Müslümanların dünya ve ahiret hayatıyla ilgili dini yaşantılarında örnek
olmaları gereken Hz.Muhammed için Yüce Allah şöyle buyurmaktadır:
“"And olsun ki, Allah'ın elçisi (Hz. Muhammed), sizin için, Allah'a ve
ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir
örnektir. (Ahzab Suresi, 21. Ayet).
“Öyle ise emrolunduğun gibi dosdoğru ol. Beraberindeki tövbe edenler de
dosdoğru olsunlar. Hak ve adalet ölçülerini aşmayın. Şüphesiz O, yaptıklarınızı
hakkıyla görür ” (Hud suresi,112.ayet)
“(Ey Muhammed) seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.”
( Enbiyâ Suresi,107.
Ayet)
“Muhammed Allah'ın elçisidir…” (Fetih Suresi 29. Ayet)
“…Sen af yolunu tut. İyiliği emret
ve cahillere aldırış etme.” (Araf suresi, 199.
“Kur'an-ı
Hakim’e and olsun ki, sen doğru yol üzere gönderilmiş peygamberlerdensin.”
(Yasin Suresi,2-4.Ayetler)
““Muhammed,
içinizden herhangi bir adamın babası değildir. O, Allah’ın elçisi ve
peygamberlerin sonuncusudur. Allah, her şeyi bilendir.”(Ahzâb Suresi,40.Ayet)
“Biz, seni ancak
bütün insanlara müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Fakat insanların çoğu
bilmezler.” (Sebe’ Suresi 28. Ayet)
Sevgili
Peygamberimizin çocuklarla ilgi bizlere nasıl örnek olduğunu anlatmaya gayret
edeceğiz.
Şüphesiz
Rahmet Elçisi’nin çocuklarla ilişkisi muhabbet, şefkat ve merhamet üzerine
kuruluydu. O, “Küçüğümüze merhamet etmeyen, büyüğümüze saygı göstermeyen,
iyiliği emredip kötülükten sakındırmayan bizden değildir.”(Tirmizî, Birr, 15;
Ebû Dâvûd, Edeb, 58.), buyurarak çocuklara karşı merhametli olmamızı
istemiştir.
Peygamberimiz
çocuk, genç, yaşlı herkesi sever ve saygı duyardı. Çocukları gördüğünde onların
anlayacağı dil ve hareketle onlara davranırdı. Çocukların sevgisini kazanırdı.
Gençlerle ve yaşlılarla da aynı şekilde onların durum ve seviyelerine göre hareket
ederdi. Böylece herkesin sevgi ve saygısını kazanırdı.
Hz.
Peygamber’in (s.a.s.) çocuklarla kurduğu ilişki, şefkat ve merhamet
eksenindeydi. Öyle ki büyüklere saygı gösterilmesini isterken küçüklere de
merhamet gösterilmesi gerektiğinin altını çizer, kendisi de yaşantısıyla bu
konuda çevresine örnek olurdu. Kimi zaman aralarına karışıp onlarla oyunlar
oynar kimi zaman yolunu gözleyen çocukları bineğine alıp onları gezdirirdi.
Kendisine bir yiyecek ikram edildiğinde bulunduğu mecliste bir çocuk varsa önce
ona yedirir, ardından kendisi yerdi. (Müslim, Hac, 474)
Hz.
Peygamber, çocukları çok severdi. Zira o, âlemlere rahmet olarak gönderilmişti
ve çocuk sevgisi, Allah’ın insana bahşettiği merhamet duygusunun göstergesiydi.
Bir bedevî Hz. Peygamber’e gelerek ona, “Sizler çocukları öper misiniz? Biz
onları (hiç) öpmeyiz.” demişti. Peygamber (s.a.v) ona şu anlamlı cevabı
vermişti: “Allah senin gönlünden merhameti çekip almışsa ben ne yapayım?” (
Buhârî, Edeb,18;)
Şefkat
Peygamberi, çocukları bazen bineğine alarak sevindirirdi. Resûlullah’ın bu
uygulaması, çocukların o kadar hoşuna giderdi ki onun seferden dönüşünü âdeta
dört gözle beklerler ve onu karşılamak için yarışırlardı. Resûlullah da
çocuklardan birini bineğinin önüne, birini de arkasına alır ve gönüllerini hoş
ederdi.(Ebû Dâvûd, Cihâd, 54;)
Namaz
kılarken çocuklar onun önünden geçtiklerinde namazına devam eder hatta bazen
dizlerinden tutan çocuklar olur ama Peygamberimiz namazını bozmadan tamamlardı.
(Nesâî,
Kıble, 7; )
Namaz kıldırırken cemaatin içinde ağlayan bir
çocuk sesi duysa dayanamaz, kıraati kısa tutarak namazı bir an evvel bitirirdi.
Buhârî, Ezân, 65)
Peygamber
Efendimiz, her ne sebeple olursa olsun çocukların incitilmelerine göz yummazdı.
Nitekim onun amcasının hanımı ve torunu Hasan’ın da süt annesi olan
Ümmü’l-Fadl, bir gün ziyarete geldiğinde yanında Hasan’ı da getirmiş ve onu
Resûlullah’ın kucağına vermişti. Ne var ki Hasan, dedesinin kucağını ıslattı.
Bunun üzerine süt annesi, “Ne yaptın!” dercesine bebeğin omuzuna dokununca,
Rahmet Peygamberi dayanamamış ve “Oğlumun canını acıttın! Allah senin hayrını
versin!” buyurmuştu.(İbn Mâce,Ta’bîrü’r-rü’yâ, 10)
Sevgili
Peygamberimiz çocuklara kızmaz, yaramazlıklarını görmezden gelir ve onlara
müsamahakâr davranırdı. Hz. Peygamber‟e on yıl hizmet eden ve bu sebeple onun
davranışlarını en iyi bilen genç sahabilerden Enes b. Mâlik şöyle anlatıyor:
Allah Resûlü (s.a.s.), insanlar içerisinde ahlakı en güzel olan idi. Bir gün
beni bir iş için gönderdi. Ben, “Allah‟a yemin olsun ki gitmem.” dedim. Oysa
içimde Resûlullah‟ın emrettiği işe gitme niyeti vardı. Derken bu iş için yola
koyuldum. Sokakta oynayan çocuklara rastladım (da onlarla birlikte oyuna dalıp
işimi unuttum). Bir de baktım ki, Allah Resûlü (s.a.s.) arkamdan başımı tutmuş
gülümseyerek duruyor. Bana, “Ey Enescik, sana emrettiğim yere git haydi!” dedi.
Ben de, “Peki ya Resûlallah, hemen gidiyorum” dedim. Enes b. Mâlik devamla
şöyle dedi: “Allah‟a yemin olsun ki, ben kendisine on yıl hizmet ettim.
Yaptığım bir işten dolayı “niye böyle yaptın?”, yapmadığım bir işten dolayı da
“niçin böyle yapmadın?” dediğini hatırlamıyorum.”( Buhârî, edeb 39,)
Hz. Peygamber (sav), çocukların kişiliklerine
saygı gösterir ve onlara iltifat ederdi. Bu amaçla, bazen oyun oynayan
çocuklara selâm verir, (Müslim, Fedâilü’s- sahâbe, 145)
bazen onların kıyafetlerini över, (Buhârî, Cihâd, 188.) bazen de
hastalandıklarında ziyaretlerine giderdi.(Buhârî, Merdâ, 11.)
Peygamberimize
mevsimin ilk meyvesi sunulunca bereket duası yapar ve onu orada bulunan en
küçük çocuğa ikram ederdi.(Müslim, Hac, 474.)
Peygamberimiz torunları Hz.Hasan ve Hz.Hüseyin’i çok
severdi. Torunları namazda sırtına binerdi ve onlarala secdeye giderdi ve
namazını kılardı.
Büreyde b. el-Husayb anlatıyor: Ben, Resûlullah‟ı hutbe
okurken gördüm. Hutbe esnasında torunları Hasan ve Hüseyin geldiler.
Üzerlerinde iki kırmızı gömlek vardı. Küçük yaşta oldukları için düşe kalka
yürüyorlardı. Hz. Peygamber minberden indi, onları alıp kucağına koydu,
ardından, “Biliniz ki mallarınız ve çocuklarınız bir imtihandır ve büyük sevap
Allah katındadır.” (Enfâl, 8/28.) ayetini okudu ve “Ben bunları gördüm de
sabredemedim” buyurdu. Sonra hutbesine devam etti.”
(İbn Mâce, libâs 20)
Peygamberimiz çocuklara verilecek en iyi hediyeyi şöyle
dile getiriyor:
“Hiçbir anne ve
babanın çocuğuna güzel terbiyeden daha üstün bir bağışta bulunamayacağını bildirmiştir.”(Tirmizî,
birr ve sıla 33),
Kız çocuklarının canlı canlı toprağa gömüldüğü cahiliye
düşüncesini yıkarak kız çocuklarına değer vermiş ve onlar için de akika kurbanı
kesilmesini önermiştir.
Hz. Peygamber, kız
çocuklarının bakımının güzelce yapılmasını, onlarla ilgilenilmesini öğütlemiş
ve “Bir kimse iki kıza bulûğa erinceye kadar bakarsa, kıyamet gününde benimle
beraber şöyle gelir.” diyerek parmaklarını bir araya getirmiştir.
( Müslim, birr ve sıla 149)
Peygamberimizin kız olsun erkek olsun, hür olsun köle
olsun ayırım yapmadan herkese iyi davranırdı.
Peygamberimiz bir gün Medine’de satıcıdan 10 dirhem verir
bir gömlek alır. Gömleği gören bir kız çocuğu o gömleğe ne kadar da ihtiyacım
var, der. Peygamberimiz de gömleği çocuğa verir.
Peygamberimiz tekrar yeni bir gömlek daha alır.
Çıkınca bir kız çocuğunu daha ağlarken görür.
Peygamber çocuğa sorar “niye ağlıyorsun”
Ev sahibim un almak için bana 2 dirhem vermişti. Onu
kaybettim bu yüzden ağlıyorum dedi.
Hz. Peygamber cebindeki iki dirhemi de ona çıkarıp verdi.
Kız yine ağlıyordu.
Hz. Peygamber çocuğa şimdi de neden ağlıyorsun? dedi
Çocukta, eve geç kaldım, Efendimin beni dövmesinden
korkuyorum, dedi.
Peygamberimiz çocuğu elinden tutup taa şehrin ucundaki
evine götürdü.
Peygamberimiz selam verip kapıyı çaldı.
Kapı açılmadı. İkinci kez selam verdi. Sonra kapı açıldı.
Peygamberimiz neden kapıyı açmadınız dedi.
Evdekiler peygamberimize: Senin geldiğini görünce sesini
daha çok işitmeyi arzu ettik. Canımız sana feda olsun Ya Resulallah…dediler.
Çocuğun efendisi peygamberimize: Ey Allah’ın Resulü seni
buraya getiren nedir?
Çocuk efendisine Allah’ın Resulü benim için buraya geldi.
Geç kaldığım için sizden korkuyordum. dedi.
Çocuğun efendisi Peygamberimize:Ey Allah’ın Resulü siz bu
köle kız çocuğu için kapıma kadar geldiniz. Ben de bu kız çocuğunu hür
bırakıyorum. Dedi. Böylelikle kız çocuğu hür olmuştur.
İşte Peygamberimiz Hz. Muhammed böyle merhametli biriydi
Sevgili Peygamberimiz her yönüyle bizim için en iyi
örnektir.
Peygamberimizin örnekliliği ile ilgili bilgiler
edinmeliyiz.
Peygamberimizin hadislerini incelemeliyiz.
Peygamberimizin hayatını okumalıyız.
Onun dünya ve ahiretle ilgili yaptığı davranışları
öğrenmeliyiz.
En iyi ve en güzel örneğimiz Peygamberimiz Hz.Muhammed
olmalıdır.
Eğer Peygamberimizi örnek alamaz ve peygamberimizin örnekliliğini
iyi bilemezsek, başkalarını örnek almaya başlarız.
Örnek aldığımız kişiler de bizi yanlış ve kendi
emelleri doğrultusunda
yönlendirebilirler. Biz bunu fark edemeyebiliriz.
Başkalarının tuzaklarına düşmemek için; Peygamberimizi, Kur’an’ı ve İslam’ı iyi
bilmeliyiz.
Yaşayışımızı Kur’an ve Sünnete göre düzenlemeliyiz.
Peygamberimiz Hz.Muhammed(s.a.v.)şöyle buyurmaktadır:
“Size iki şey bırakıyorum. Onlara sıkı sarıldığınız sürece yolunuzu
şaşırmazsınız: Allah’ın kitabı ve Resûlü’nün sünneti.” (Mâlik, Muvatta’,
Kader 3)
Efkan VURAL