21 Nisan 2013 Pazar

Günlük hayatımızda hadislerin yeri


Günlük hayatımızda hadislerin yeri




Hz. Muhammed(s.a.v) insanlardan iyi ve güzel davranışlar sergilemesini istemiştir.

 

Peygamberimizin hadislerini dikkatli bir şekilde okuyup, düşünmeliyiz.Hadislerin ışığında günlük yaşantımızı sürdürmeliyiz.

 

Günlük hayatımızda Hadis-i Şerifler ışığında yapabileceğimiz bazı davranışlar şunlardır.

 

Güzel ahlaklı olmak

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur:”Mü’minlerin imanı en kuvvetli olanları ,huyu en güzel olanlarıdır.” (Ebu Davud,Sünnet, 14)

 

Anne ve babaya hürmet etmek

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur:Allah’ın rızası, anne babanın rızasında; gazabı da anne babanın gazabındadır. ( Tirmizi, birr ve sıla ,3 )

 

Yaşlılara saygı göstermek

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur: “Yaşlılara saygı göstermek,Allah Teala’ya hürmetten’dir.”(Ebu Davut,edeb,20)

 

Akraba’yı gözetmek

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur:”Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse sıla-i rahim etsin(akrabasını gözetsin)” (Buhari, ilim ,37)

 

Komşuya ikram etmek

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur:”Allah’a ve ahiret gününe inanan kimse komşusuna ikram etsin.” (Buhari,edeb,319

 

Kendimiz için istediğimizi din kardeşimiz için de istemek.

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur:”Hiç biriniz kendi nefsi için istediğini (Mü’min) kardeşi için de istemedikçe (tam)mü’min olamaz” (Buhari,iman,7)

 

Üç günden fazla dargın olmamak

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur:”Bir müslümana kardeşini üç günden fazla terk etmesi (küsmesi) helal olmaz”(Buhari,edeb ,57)

 

İyi bir işe sebep olmak

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur:”Hayırlı bir işe sebep olan kimse o hayrı yapan sevabı kadar sevap alır” (Müslim,imaret ,133)

 

Güzel söz söylemek

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur:”Güzel söz sadakadır” (Buhari , cihad ,128)

 


Soğan ve sarımsak kokusuyla başkalarına eziyet vermemek

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur:”Sarmısak veya soğan yiyen kimse bizden ve mescidimizden uzak olsun.Evinde otursun.(Kokusuyla başkasını rahatsız etmesin.) (Buhari, ezan ,16)

 

İnsanlara güzel davranmak

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur:”İnsanlara en güzel şekilde muâmele et. (Tirmizi,birr ve sıla 559

 

Çocuklara güzel terbiye vermek

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur:”Hiçbir baba, çocuğuna güzel terbiyeden daha üstün bir bağışta bulunmamıştır.” (Tirmizi,birr ve sıla ,33)

 

Çocuklarımıza adaletli davranmak

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur:”Allah’tan korkun, çocuklarınız arasında adalet ve eşitliğe riayet ediniz.” (Buhari,hibe 12)

 

Misafire ikramda bulunmak

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur:”Allah’a ve ahiret gününe inanan kimse misafirine ikram etsin.”(Buhari,edeb,31)

 

İnsanlara ve hayvanlara zarar veren şeyleri engellemek

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur:”Bir adam yolda yürürken bir diken dalına rastladı ve onu (insanları rahatsız etmemesi için) kenara çekti. Allah’ta bu hareketinden memnun olup onu affetti.(Buhari,ezan, 32)

 

Hayvanlara eziyet etmemek

İbni Ömer (r.a)’dan rivayet edilmiştir.Şöyle dedi:”Nebi (s.a.v),hayvana işkence ve azap edene lanet etti.”

 

Öfkeli iken irademize sahip olmak

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur:”Kuvvetli kimse güreşte başkalarını yenen kimse değildir.(Gerçekten kuvvetli kimse)öfkelenme anında iradesine hakim olan kimsedir.”(Buhari,edeb,76)

 

Kolaylaştırmak,zorlaştırmamak.Müjdelemek,nefret ettirmemek

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur:”Kolaylaştırın,zorlaştırmayın;müjdeleyin,nefret ettirmeyin.” (Buhari,ilim,11)

 

Başkalarına acımak,merhamet etmek

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur:”Merhamet etmeyen (başkasına acımayan )kimseye merhamet olunmaz.”(Buhari,edeb, 18)

“İnsanlara acımayan kimseye Allah ,merhamet etmez. (Tirmizi,birr ve sıla,16)

 


Laf taşımamak

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur:”Koğucu (laf taşıyan) herhangi bir kişi cennete giremez.”(Müslim, iman,168)

 

Kıskançlıktan uzak durmak

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur:”Hasedden kaçının, ateş odunu nasıl yerse,haset de iyilikleri öyle yer.” (Ebu Davud,edeb,44)

“Bir kulun kalbinde iman ile haset bir arada bulunmaz.”(Nesei, cihad,8)

 

Her işitileni söylememek

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur:”Her işittiğini söylemek kişiye günah olarak yeter.”(Ebu Davud ,edeb,80)

 

Yalan sözden ve yalancılıktan kaçınmak

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur:Yalandan sakınınız.Çünkü o günah ile beraberdir.Bunları yapanın ikisi de(yalan söyleyen ve günah işleyen) cehennemdedir.(Müslim birr ve sıla 103-105)

 

İki yüzlülük yapmamak

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur:”Şüphesiz ki birisine bir yüzle başkasına başka bir yüzle hareket eden iki yüzlü kimse insanların en kötülerindendir.(Buhari,menâkıb,1)

 

Ticarette dürüst olmak

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur:”Dürüst ve kendisine güvenilen tüccar,nebiler,sıdıklar ve şehitlerle beraberdir.” (Tirmizi,buyu,4)

 

Helal lokma yemek

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur:”Hiç kimse kendi eli ile kazandığından daha hayırlı bir şey yememiştir…”(Buhari,buyu,131)

 

Hastaları ziyaret etmek.

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur:”Herhangi bir hastayı ziyaret eden kimse (ziyaretten dönünceye kadar cennet bahçelerinde yaşar.”(Müslim,birr ve sıla,39)

 

Yemeklerden önce elleri yıkamak

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur:”Yemekten önce ve sonra el yıkamak yemeğe bereket verir.”(Tirmizi.et’ime.39)

 

Ölümü hatırlamak.Kabir ziyaretinde bulunmak

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur:”Ölümü çok (sık sık )hatırlayınız.”(İbni Mace,zühd,31)

“Kabirleri ziyaret etmek isteyen ,ziyaret etsin .Çünkü o (kabir ziyareti),bize ahreti hatırlatır.”(Ebu Davud,cenaiz,48)

 

İşçiye ücretini vermek

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur:”İşçinin ücretini alnının teri kurumadan ödeyiniz.” (İbni Mace ruhun,4)

 


İlim öğrenmek

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur:İlim tahsili her müslümana farzdır.(İbni Mace Mukaddime,17)

“Ben muallim olarak gönderildim”(İbni Mace Mukaddime 17)

 

Kur’an’ı kerim’i öğrenmek ve öğretmek

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur: “En hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir.(Ebu Davut vitir,14)

 

Zikretmek

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur:”Zikrin en faziletlisi “Lailahe illallah” demektir.”(İbni Mace edeb,55)

“Son sözü “lailahe illallah” olan kimse cennete girer.”(Buhari, cenaiz,1)

 

Peygamberimize salat ve selam getirmek

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur:”Kıyamet gününde insanların bana en yakını,bana en çok selavat getirenidir.”(Tirmizi vitr,20)

“Bana bir salat getirene Allah on salat yazar.”(Tirmizi,vitr,20)

 

Tevbe etmek

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur:”Ey insanlar! Allah’a tevbe edin. Çünkü ben O’na günde yüz defa tevbe ediyorum.”(Müslim.zikir ve dua,42)

 

Dua etmek

Peygamberimiz (s.a.v) şöyle buyurur:”Şüphesiz ki dua ibadettir.”(İbni Mace dua,1)

“Duanın en faziletlisi “elhamdülillah “ demaktir.”(İbni Mace edeb,55)

“Allah katında duadan daha kıymetli bir şey yoktur.”(Tirmizi,daavat,1)

EFKAN VURAL

 

(YARARLANILAN ESER.Hadislerin Işığında Günlük Hayatımız,Marifet yayınları. Hazırlayan Mahmud Denizkuşları)

 

18 Nisan 2013 Perşembe

Kur’an’da Hz.Muhammed

Kur’an’da Hz.Muhammed


Kur’an’da Hz.Muhammed
Yüce Allah insanlara iyiliği ve doğruluğu bildirmek için peygamberler göndermiştir. Peygamberler insanlar arasından seçilmişlerdir. Hz.Muhammed Allah’ın görevlendirildiği son peygamberdir.

Peygamberimizi ve özelliklerini bize en güzel kutsal kitabımız anlatmaktadır.
Kur’an ayetlerinin ışığında peygamberimizle ilgili şu bilgileri elde edebiliyoruz.
Hz.Muhammed rahmet peygamberidir. O herkese merhamet eder, yetimleri korur, yaşlılara hürmet ederdi.
Kur’anda şöyle buyurulur:
“(Resulüm !) Biz seni ancak alemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiya,21/107)
(Enbiya suresi,sure no:21,ayet no:107)
Peygamberimiz yüce bir ahlağa sahipti. Hz.Aişe’ ye Peygamberimizin ahlağı sorulduğunda verdiği cevap şu olmuştur: O'nun ahlakı Kur’an ahlakıydı.
Kur’anda şöyle buyurulur:
“Ve sen elbette yüce bir ahlak üzeresin” (Kalem,68/4)
Hz.Muhammed hiçbir kimseye zorla dini kabul ettirmeye çalışmamıştır. O sadece dini anlatma görevini yerine getirmiştir. İnsanlar kendi isteğiyle dine girmişlerdir.
Kur’anda şöyle buyurulur:
“Sen onların üzerinde bir zorlayıcı değilsin.” (Kaf,50/45)
“Biz seni bütün insanlara ancak müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik; fakat insanların çoğu bunu bilmezler.” (Sebe,34/28)
“Ey Peygamber biz seni hakikaten bir şahit,bir müjdeleyici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.” (Ahzab,33/45)

“…Peygamber’e düşen, yalnız açık bir tebliğdir.” (Ankebut,29/18)
“Sen sadece bir uyarıcısın” (Fatır,35/23)
Peygamberimiz kendi heva ve hevesinden konuşmaz,onun konuşması ölçülü ve vahye uygun olmuştur.
Kur’anda şöyle buyurulur:
“… O, arzusuna göre de konuşmaz “ (Necm/53/3)

İnananlar için en güzel örnek, Hz. Muhammed’dir.
Kur’anda şöyle buyurulur:
“And olsun ki Resulullah, sizin için ,Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.” (Ahzab,33/21)
Hz.Muhammed diğer tüm insanlar gibi ayni özellikleri taşımakta, onlar gibi yer, giyinir, gezer, çalışır, hasta olur. Ancak O bir peygamber olarak görevlendirilmiştir.
Kur’anda şöyle buyurulur:
“De ki Ben yalnızca sizin gibi bir insanım (şu var ki) bana, ilahınızın tek bir ilah olduğu vahyolunuyor. Artık her kim Rabbine kavuşmayı umuyorsa, iyi iş yapsın ve Rabbine ibadetle hiçbir şeyi ortak koşmasın.”(Kehf,18/110)
“Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir…”(Al-i İmran,3/144
“Muhammed, sizin erkeklerinizden hiç birinin babası değildir. Fakat O Allah’ın Resulu ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.” (Ahzab,33/40)
Peygambere itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur. Peygambere isyan eden Allah’a isyan etmiş olur.
Kur’an da şöyle buyurulur:
“Kim Peygambere itaat ederse , Allah’a itaat etmiş olur…” (Nisa,4/80)
“Ey insanlar! Rasul size Rabbinizden gerçeği getirdi.(bunda şüphe yoktur)Şu halde kendi iyiliğinize olarak(Ona) iman edin…” (Nisa,4/170)


Hz.Muhammed inananlara çok yakındır. Hatta canlarından bile daha yakındır.
Kur’an da şöyle buyurulur:
“ Peygamber, mü’minlere kendi canlarından daha yakındır…” (Ahzab,33/6)
Hz.Muhammed İslam dinini yaymaya çalışırken hiçbir kimseden menfaat sağlamamıştır. O nun tek amacı insanların Allah’a karşı kulluk görevlerini yerine getirmeleriydi.
Kur’an da şöyle buyurulur:

“De ki: Buna karşılık sizden, Rabbine doğru bir yol tutmayı dileyen kimseler (olmanız)dışında herhangi bir ücret istemiyorum.” (Furkan,25/57)
Müslümanlar Peygamberimize devamlı selavat getirmeleri gerekir,
Kur’an da şöyle buyurulur:
“Allah ve Melekleri, Peygamber’e çok selavat getirirler. Ey Mü’minler ! Siz de O’na salevat getirin ve tam bir teslimiyetle selam veriniz.” (Ahzab,33/56)


Efkan Vural

8 Nisan 2013 Pazartesi

Tevekkül etmek

                                

Her hangi bir iş konusunda gerekli olan ne varsa hepsini yerine getirdikten sonra, Allah’a güvenme ye ve işin sonucunu O’ndan beklemeye dinimizde tevekkül denir.Peygamberimiz, kendilerini ziyarete gelen bir kişiye:

-Deveni ne yaptın, diye sorunca O kişi:

-Allah’a tevekkül edip dışarıya salıverdim, diye cevap verdi.

Peygamberimiz de :
-Deveni sağlam bağla da sonra tevekkül et, buyurdu.


 

Sevgili Peygamberimizin bu buyruğu hepimize bir uyarıdır. Yaptığımız işlerde bulunduğumuz görevlerde üstlendiğimiz sorumluluklarda üzerimize düşen her şeyi en güzel bir biçimde yerine getirmeliyiz.

Tevekkül etmeyi iki konuda örnek vererek açıklamak istiyorum. Bunlardan birincisi vatanımızı korumak ve düşman saldırısına karşı koymak için önceden yapılması gereken her şey yapılmalı, devlet olarak savunma sanayimizi geliştirmeliyiz, bu konuda bilim adamlarımıza destek vermeliyiz ve gerekli donanımları hazırlamalıyız. Askerimizi gelişen en son teknoloji ile yetiştirmeliyiz. Ordumuzun ve milletimizin inancını, moralini yüksek tutmalıyız. Bu ve benzeri çalışmaları yaptıktan sonra başarıyı Allah’tan beklemek ve O’na güvenmek tevekkül anlayışına uygun olur.

Tevekkül etmeye başka bir örnekte hayatımızın bir parçası haline gelen sınavları verebiliriz. Her yıl yüz binlerce gencimizin girmiş olduğu üniversite sınavları öncesi yapılması gereken çalışmaları zamanında ve tam olarak yerine getirenlerin başarıya ulaşması mümkündür. Çalışmadan, uğraşmadan, yorulmadan başarıyı yakalamak imkansızdır.

 Üniversite sınavı öncesi TV kanallarında ana haber bültenlerinde “anneler babalar türbelere koştu, artık iş duaya kaldı” Haberini duymuşsunuzdur.

 Haberi duyduğum da tevekkülü iyi anlamamız gerektiğini düşünmüştüm.

Bu arada şunu da belirtmek isterim ki türbelerden ve ölülerden asla yardım beklenmez. Dinimizde yardım yalnız Allah’tan istenir. Sınavlara hazırlanan gençlerimiz öncelikle başarıya inanarak düzenli ve planlı bir şekilde çalışmaları gerekir. Yeteri kadar konulara çalışıp, bol bol konu testleri çözerek eksik oldukları konuları belirleyerek öğretmenlerinden yardım alarak eksikliklerini gidermelidirler. Ellerinden gelen her şeyi yaptıktan sonra başarıyı Allahtan beklemek, dinimizde doğru bir davranış olur.

Yüce Allah’a yaptığımız dualarda samimi olursak üzerimize düşen görevi en iyi bir şekilde yapmamız gerektiğini anlarız ve ona göre önceden çalışmalarımızı planlı ve ciddi bir şekilde yaparız. Sonrasında da Allah’tan yardım isteye biliriz.
İşte bu davranışımız; peygamberimizin “ deveyi bağla sonra tevekkül et” sözüne ve dinimizin tevekkül anlayışına uygun düşer.

EFKAN VURAL

 



7 Nisan 2013 Pazar

ÇANAKKALEYİ HATIRLAMAK


ÇANAKKALEYİ HATIRLAMAK

 

Türk Milletinin unutulmayacak zaferlerinden biri olan “Çanakkele Zaferi” her yıl 18 Mart Şehitler Gününde” yeniden hatırlanır. Başta Çanakkale’de ve yurdumuzun her tarafında kutlamalar ve çeşitli etkinlikler yapılır.

 


Milletimizin zafere ulaşmasında etken olan şeyler başında elbette vatan sevgisi gelmektedir. Vatan toprağını korumak, dini ve milli değerlerimizi kaybetmemek için canlarını hiçe sayan binlerce vatan sever bile bile ölüme gidiyordu. Mustafa Kemal ATATÜRK, onlara: ”Ben size taarruzu emretmiyorun, ölmeyi emrediyorum.”

 

Onlar aslında ölüme değil, Şehadete koşuyorlardı. Bizim için ölüm olan şey, onlar için cennete gitmekti. Hiç kimse ölmeyi istemez. Onlar şehitliği arzuluyorlardı. Çünkü dinimizde şehitlik önemli bir makamdır. Şehit olmak herkese nasip olmaz.

 

Yüce Allah şehitler için şöyle buyurmaktadır: ”Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyin. Hayır onlar diridirler. Ancak siz bunu bilemezsiniz. (Bakara2/154)

 

Peygamberimiz Hz.Muhammed (s.a.v.) de şehitler için şöyle buyurmuştur: “Şehidin günahları affolunur, Cennetteki makamı kendisine gösterilir. Kabir azabından kurtulur.”

 


Vatan için şehit olmak bir şereftir. Analar evlatlarını vatana kurban olsunlar diye Çanakkale’ye gönderiyordu. Mehmetçik iman dolu göğsü ile siperlerde ölümü karşılıyordu. Türk askerinin durumunu ve zaferin sırrını Mustafa Kemal ATATÜRK şu sözüyle dile getirmiştir: ”Siperler arası 8 metre… Yani ölüm muhakkak… 3 dakika önce gelen bölüğün tamamı şehit olmuş. Yeni gelenler bunu biliyor ve bir üç dakika sonra kendisinin de şehit olacağının farkında ilerliyor. Ama ne ilerleme! Bir an bile sarsılma, durma geriye bakmak yok… Okuma bilenler ellerinde Kuran’ okuyor, bilmeyenler Kelime-i Şehadet getiriyor. Az sonra öleceğini bile bile gözünü kırpmadan şehadete gidiyor. İşte Çanakkale Savaşlarının Zaferle sonuçlanmasını sağlayan şey Milletimizin ve onun askerindeki bu yüce ruhtur.”

 


Evet, Çanakkale dünyanın en kesif ordularına karşı kazanılmış bir zaferdir.

Çanakkale, hiçbir şeyin, hiçbir gücün, hiçbir silahın, hiçbir ordunun vatan sevgisinden daha güçlü olmadığının görüldüğü yerdir.

 

Çanakkale iki yüz elli bin vatan evladının şehit olduğu yerdir.

 

Çanakkale bir devrin battığı yerdir.

 

Çanakkale hasta adam olarak düşünülen Milletimizin ayağa kalkıp, sıçradığı yerdir.

 

Çanakkale Mehmetçiğin kanlarıyla sulamış olduğu vatan toprağıdır.

 

Çanakkale şehitlik makamının verildiği yerdir.

 

Çanakkale Türk Milletinin hiçbir zaman esir düşmeyeceğini anlatan yerdir.

 

Çanakkale Avrupalının canavarlaştığı yerdir.

 

Çanakkale Milletimizin birlik ve beraberliğinin mayalandığı yerdir.

 

Çanakkale Kurtuluş savaşına öncülük eden yerdir.

 

Her zaman Çanakkale ruhunu yaşamalıyız ve yaşatmalıyız, çeşitli etkinliklerle Çanakkale’yi gençlerimize anlatmalıyız, yarınlar için şimdiden hazırlıklı olmalıyız, unutmayalım ki su uyur düşman uyumaz.

 


Çanakkale savaşlarında, Kurtuluş savaşında ve vatan için günümüze kadar şehit olan, tüm şehitlerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize saygılar sunuyoruz.

 

Efkan VURAL