30 Aralık 2022 Cuma

HAFTANIN HADİSİ

 Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)şöyle buyurur:   


- فَوَاللهِ، َلأَنْ يَهْدِيَ اللهُ بِكَ رَجُلاً وَاحِداً، خَيْرٌ لَكَ مِنْ أَنْ يَكُونَ لَكَ حُمْرُ النَّعَمِ


 “Allah’a yemin olsun ki; Allah’ın, senin sebebinle bir kişiyi hidayete erdirmesi, senin için kırmızı -değerli- develerin sahibi olmaktan daha hayırlıdır”.

(Buharî: Fedâilü’s-Sahabe 9; Müslim: Fedâilü’s-Sahabe 34)

Diyanet İşleri Başkanlığının 3012.2022 Tarihli Cuma Hutbesi:HAYATIN TEKRARI YOK

 

HAYATIN TEKRARI YOK




Muhterem Müslümanlar!

Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: İnsanların hesaba çekilecekleri gün iyice yaklaştı; hâlbuki onlar gaflet içinde haktan yüz çeviriyorlar.”[1]

Okuduğum hadis-i şerifte de Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: 

“Dünyada, bir garip yahut bir yolcu gibi ol!”[2]


Aziz Müminler!

Hayat, akıp giden su gibidir. Ezanla başlayıp salâyla biten ömür, önce yeşeren sonra da sararıp dökülen yaprak misalidir. Doğumun neşesi kadar, ölümün hüznü de hakikattir ve bütün yaratılmışlar için bir süre takdir edilmiştir. Aldığımız her nefeste o büyük güne biraz daha yaklaşıyoruz. Günlerimiz, aylarımız ve yıllarımız birer birer geride kalıyor. Her düşen takvim yaprağıyla ömür sermayemiz tükenip gidiyor.

Aziz Müminler!

Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur:    

               ثُمَّ لَتُسْـَٔلُنَّ يَوْمَئِذٍ عَنِ النَّع۪يمِ

Nihayet o gün, bütün nimetlerden mutlaka hesaba çekileceksiniz.”[3] Evet! Rabbimizin bize emanet ettiği ömrümüzün bir hesabı var. Sayılı nefeslerimizin, sıhhatimizin, dünya nimetlerinin ayrı ayrı suali var. Bütün yaptıklarımızı belgeleyecek bir amel defteri, kurulacak şaşmaz bir terazi, hakikati dosdoğru beyan edecek şahitler var. İşte o gün, zerre miktarı işlenen hayır da şer de karşılığını mutlaka bulacaktır. Hiç kimseye zulmedilmeyecek, herkese hak ettiği tam olarak verilecektir.

Değerli Müminler!

Ömrümüzden bir yılı daha geride bırakıyoruz. Vakit, hesaba çekilmeden kendimizi hesaba çekme, yaptıklarımız mizana yani tartıya girmeden amellerimizi gözden geçirme vaktidir. Rabbimizin

يُنَبَّؤُا الْاِنْسَانُ يَوْمَئِذٍ بِمَا قَدَّمَ وَاَخَّرَۜ

“O gün insana, yapıp önden gönderdiği ve yapmayıp geri bıraktığı şeyler haber verilir.”[4] ikazına uyup geride ne bıraktığımızı ve gelecekte ne yapacağımızı muhasebe etme vaktidir.  Vakit, dünyevileşme,  israf,  bencillik ve sınırsız tüketim arzusuna gem vurma vaktidir. Yolumuzu doğrultma, yönümüzü bulma vaktidir. Vakit, vicdan mahkememizi kurup, hakikat aynasında kendimizi görme vaktidir. Bizi ebedi kurtuluşa erdirecek salih amelleri ömrümüze katma vaktidir. Hâsılı vakit hayatımızı Kur’an ve sünnet ölçüsünde yeniden tefekkür etme vaktidir.

Aziz Müslümanlar!

Dünya bir imtihan yurdudur ve hayatın tekrarı da yoktur. Cenâb-ı Hak bizleri yapıp ettiklerimizden ve imkânımız olduğu halde ihmal edip terk ettiklerimizden hesaba çekecektir. Öyleyse vakit geçmeden, can boğaza gelip dayanmadan, kendimizle yüzleşelim.

اَلْيَوْمَ نَخْتِمُ عَلٰىٓ اَفْوَاهِهِمْ وَتُكَلِّمُنَآ اَيْد۪يهِمْ وَتَشْهَدُ اَرْجُلُهُمْ بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ

“O gün biz onların ağızlarını mühürleriz. Yaptıklarını bize elleri anlatır, ayakları da şahitlik eder.”[5] buyuran Rabbimize kulak verip, ahiret için hazırlık yapalım. Allah’ın bizi her an gördüğü ve bizimle beraber olduğu bilinciyle iyilikte ve hayırda yarışalım.  Her türlü haramdan, kötülükten, kul hakkından kaçınalım. Hata ve günahlarımızdan nedamet duyup tövbe ve istiğfar ile Rahmân’ın engin merhametine sığınalım. Kur’an ve sünnet, iman ve ibadet, salih amel ve güzel ahlak bir ömür hayatımıza yön versin.

Hutbemi bir ayet-i kerime mealiyle bitiriyorum: 

“Ey iman edenler! Allah’a itaatsizlikten sakının. Herkes kıyamet için ne hazırladığına baksın! Allah’a karşı gelmekten sakının; şüphesiz Allah yapıp ettiklerinizden hakkıyla haberdardır.”[6]

 



[1] Enbiyâ, 21/1.

[2] Buhârî, Rikâk, 3.

[3] Tekâsür, 102/8.

[4] Kıyâmet, 75/13.

[5] Yâsin, 36/65.

[6] Haşr, 59/18.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü 

26 Aralık 2022 Pazartesi

HAFTANIN AYETİ

                  Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:

23 Aralık 2022 Cuma

HAFTANIN HADİSİ

 Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)şöyle buyurur:   

مَنْ تَشَبَّهَ بِقَوْمٍ فَهُوَ مِنْهُمْ 

“Kim bir kavme benzerse o da onlardandır.”

 (Ebû Dâvûd, Libâs, 4.)

Diyanet İşleri Başkanlığının 23.12.2022 Tarihli Cuma Hutbesi:BİZİ BİZ YAPAN DEĞERLERE SAHİP ÇIKALIM

 

BİZİ BİZ YAPAN DEĞERLERE SAHİP ÇIKALIM




Muhterem Müslümanlar!

Yüce dinimiz İslam’ın hedefi, Kur’an ve sünnet çerçevesinde bir Müslüman kimliği inşa etmektir. Bu kimliği inşa ederken de İslam’ın temel ölçüsü, Allah Resûlü (s.a.s) ile hayat bulan ahlaki ilkelerdir. Bu ilkelerle vücut bulan İslam kültür ve medeniyetidir. Varlığımızı anlamlı kılan âdâb-ı muaşeret kurallarıdır. Dinimiz, bizi biz yapan bu evrensel değerlere sahip çıkmayı, öz benliğimizden uzaklaştıracak her türlü söz ve davranıştan kaçınmayı emreder. 

Aziz Müminler!

Müslüman kimliğini oluşturan en yüce değer, yaratılış gayemizi hatırlatan, sorumluluklarımızı öğreten ve bizlere şahsiyet kazandıran imandır. Rabbimizin rızasını kazandıran ibadetler, huzur ve mutluluğun kaynağı güzel ahlaktır. Müslümanlar, kulluktan sosyal hayata, giyim kuşamdan yeme içmeye kadar her alanda bu değerlere sahip çıktığında inançlarını ve kültürlerini muhafaza etmişlerdir. Çağ kapatıp çağ açan medeniyetler kurmuşlar, ilim ve bilimde, kültür, sanat ve edebiyatta bütün insanlara önder ve örnek olmuşlardır. Ancak Müslümanlar, ne zaman kendi inanç ve değerlerinden uzaklaşıp yabancı kültürlerin etkisi altına girmişler, işte o zaman kimlik ve aidiyetlerini kaybetmişlerdir.

Kıymetli Müslümanlar!

Kimliğini muhafaza eden Müslüman’dan beklenen, İslam’ın şiarına, yani İslam’ın sembol ve nişanelerine saygı duyması ve onları korumasıdır. Tevhidin sembolü Kâbe, ümmet olma bilincinin tazelendiği hac, teslimiyetin simgesi kurban, birlik ve beraberliğimizin nişanesi camiler, şehadetleri dinin temeli ezân-ı Muhammedî, kulluğun zirvesi namaz bizi biz yapan İslam’ın şiarlarındandır. Cenâb-ı Hak,

وَمَنْ يُعَظِّمْ شَعَٓائِرَ اللّٰهِ فَاِنَّهَا مِنْ تَقْوَى الْقُلُوبِ 

“Kim Allah’a ait nişanelere saygılı davranırsa, bu kalplerin takvalı olmasındandır.”[i] buyurmuş, bu sembol ve nişaneleri muhafaza etmenin takvamızın bir gereği olduğunu haber vermiştir.

Değerli Müminler

Ahlaki değerlerin, örf ve adetlerin bozulmaya başladığı, kültürel yabancılaşmanın hızla arttığı bir dönemde yaşıyoruz. Bu kültürel yozlaşmalardan birisi de yılbaşı kutlamalarıdır. Oysaki yılbaşı adı altında yapılan eğlencelerin, bu eğlencelerde yer alan sembolik figürlerin, çam ağaçlarının kesilmesinin tarihimizle, kültürümüzle hiçbir alakası yoktur. Yüce dinimiz İslam, bütün kötülüklerin anası olan alkolü, ocakları söndüren, cinayetlerin işlenmesine sebep olan kumarı haram kılmıştır. Kumarın farklı bir çeşidi olan piyango, toto, loto ve bütün şans oyunları da dinimizce haramdır, günahtır.

Kıymetli Müslümanlar!

Toplumlar değerleriyle bilinir, onlarla anılırlar. Değerleriyle yaşar, onlarla ayakta dururlar. Peygamber Efendimiz (s.a.s) bu hususta ümmetini şöyle uyarmaktadır:

مَنْ تَشَبَّهَ بِقَوْمٍ فَهُوَ مِنْهُمْ 

“Kim bir kavme benzerse o da onlardandır.”[ii] Öyleyse, bizi biz yapan, bizi ayakta tutan ve en güçlü sığınağımız olan değerlerimize sımsıkı sarılalım. İnancımız, tarihimiz ve kültürümüzle bağdaşmayan batıl örf, adet ve gelenekleri hayatımıza yansıtmayalım. İnancımızın ve karakterimizin şekillendiği ailemizi, göz aydınlığı çocuklarımızı, milletimizin umudu gençlerimizi milli ve manevi değerlerimizle buluşturalım. Yabancı kültürlerin esiri olmamaları için hep birlikte gayret gösterelim. Unutmayalım ki hiçbir millet bir başka toplumun değerleriyle yükselemez. Kültürüne yabancılaşan bir toplum, medeniyet inşa edemez. Tarihini bilmeyenler geleceklerini sağlam bir zemine oturtamaz.

Hutbemi Yüce Rabbimizin şu ayetiyle bitiriyorum: Sizin dostunuz ancak Allah’tır, Resûlüdür ve Allah’ın emirlerine boyun eğerek namazı kılan, zekâtı veren müminlerdir.”[iii]



[i] Hac, 22/32.

[ii] Ebû Dâvûd, Libâs, 4.

[iii] Mâide, 5/55.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü 

19 Aralık 2022 Pazartesi

HAFTANIN AYETİ

           Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:

وَمَا بِكُمْ مِنْ نِعْمَةٍ فَمِنَ اللّٰهِ ثُمَّ اِذَا مَسَّكُمُ الضُّرُّ فَاِلَيْهِ تَجْـَٔرُونَۚ


"Size ulaşan her nimet Allah’tandır. Sonra size bir sıkıntı ve zarar dokunduğu zaman yalnız O’na yalvarır yakarırsınız."

                                                   (Nahl Sûresi,53. Ayet)

18 Aralık 2022 Pazar

Hz.Mevlana'dan Birkaç Söz

HAFTANIN HADİSİ

  Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)şöyle buyurur:   

             اَلْمُسْلِمُ : مَنْ سَلِمَ الْمُسْلِمُونَ مِنْ لِسَانِهِ وَيَدِهِ

 “Müslüman, diğer müslümanların elinden ve

 dilinden zarar görmediği kimsedir”.

                                (Buharî: İman 4; Müslim: İman 64)

16 Aralık 2022 Cuma

Diyanet İşleri Başkanlığının 16.12.2022 Tarihli Cuma Hutbesi:ÇOCUK: RABBİMİZİN KIYMETLİ EMANETİ

 ÇOCUK: RABBİMİZİN KIYMETLİ EMANETİ

Muhterem Müslümanlar!


Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: 

“Biliniz ki, mallarınız ve çocuklarınız birer imtihan sebebidir ve büyük
mükâfat Allah katındadır.”1 Okuduğum hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Çocuğunun senin üzerinde hakkı vardır.”2


Aziz Müminler!


Çocuklarımız, Cenâb-ı Hakk’ın bizlere bahşettiği kıymetli bir emanettir. Onlar, hayatımızın neşesi, yuvamızın bereketidir. Ailemizin umudu,
geleceğimizin teminatıdır. Onun içindir ki çocuklarımızı sağlıklı bir aile ortamında, sevgi ve güzel ahlakla yetiştirmek öncelikli görevimizdir. Onları her türlü ihmal ve istismardan korumak, dini, ahlaki, hukuki ve insani sorumluluğumuzdur.


Kıymetli Müslümanlar!


Maalesef çocuklarımızla ilgili vicdanlarımızı derinden yaralayan haberlerin öne çıktığı bir gündemin içerisindeyiz. Ne acıdır ki, yozlaşmanın, ahlakı ve hukuku kaybetmenin, vicdansızlığın bedelini en fazla çocuklar ödüyor. Bir yanda yaşanan savaşların ve trajedilerin, mülteci kamplarının ve yoksulluğun; diğer yanda ihmal, istismar ve insanlık dışı davranışların en büyük mağduru çocuklar oluyor. Bu mağduriyetlerden biri de “küçük yaşta evlilikler”, “çocuk evlilikleri”, “çocuk gelinler” gibi ifadelerle gündeme gelen aşırılıklardır.


Değerli Müminler!


Kız çocuklarını, aile kurma sorumluluğuna sahip olmadan evliliğe zorlamak ve bunu İslam dininden hareketle meşrulaştırmaya çalışmak, büyük bir günah, ağır bir vebaldir. Bu yanlış tutum ve söylemin İslam’ın evlilik anlayışıyla hiçbir ilgisi yoktur. Çocukların emeğinin, bedeninin, geleceğinin istismar edilmesi, insanlığın iflas ettiğinin bir göstergesidir. Nerede, nasıl, ne zaman olursa olsun ve kim tarafından yapılırsa yapılsın, çocukların ihmal ve istismarı, akılla, vicdanla ve ahlakla bağdaşmayan, insanlık dışı bir eylemdir. Çocukları mağdur eden, onların geleceklerini karartan hiçbir söz ve davranışın mazereti ve meşruiyeti olamaz. Bir çocuğun hayatını karartmak, insanlığa ve vicdana karşı işlenebilecek en büyük cürümdür. Hem Yüce Allah hem de insanlık önünde hesabı verilemeyecek ağır bir suçtur.


Kıymetli Müminler!


Çocukların küçük yaşta evlendirilmesi ve çocuk istismarı vakalarının yüce dinimiz İslam ile anılması ve Müslüman kimliğinin zedelendiği bir sürece dönüştürülmesi asla kabul edilemez. İslam’a göre kadın ve erkek hem duygusal ve fiziksel, hem de ruhsal ve zihinsel olgunluğa erişmeden, aile kurmanın anlam ve sorumluluğunu idrak edecek rüşt yaşına gelmeden evlendirilemez. Zira evlilik için sadece ergen olmak yeterli değildir. Ergenlik biyolojik bir süreçtir. Evlilik ise reşit olmayı gerektirir. Nitekim ülkemizde evlilik yaşının asgari sınırı on sekiz olarak kanunlarla belirlenmiştir. Başta anne-babalar olmak üzere herkesin evlilik yaşı ile ilgili sınırlara riayet etmesi hem dini bakımdan gerekli bir davranış hem de ailede kalıcı huzur ve mutluluğu sağlamanın en temel şartıdır.


Aziz Müslümanlar!


Allah’ın emaneti olan yavrularımız, vicdan ve merhamet konusunda insanın ve toplumun en hassas terazileridir. O halde, yarınlarımızın ümidi olan çocuklarımıza karşı sorumluluklarımızın idrakinde olalım. Onların eğitimlerine, psikolojik, sosyal, kültürel gelişimlerine, dini ve ahlaki terbiyelerine özen gösterelim. Çocuklarımıza yönelik her türlü ihmal ve istismara karşı hep birlikte mücadele edelim. Çocuk istismarı gibi son derece hassas bir konuyu bilinçaltı mesajlarla İslam ve Müslümanlarla ilişkilendirmeye çalışanlara karşı da uyanık olalım. Unutmayalım ki insanlık, çocukların güven ve huzurunu temin etmedikçe asla iyiliğe erişemeyecektir. Hutbemi Kur'an-ı Kerim’de bize öğretilen şu dua ile bitiriyorum:


“Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle.”3


1 Enfâl, 8/28.

 2 Müslim, Sıyâm, 183. 

3 Furkân, 25/74.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü 

12 Aralık 2022 Pazartesi

HAFTANIN AYETİ

  Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:



9 Aralık 2022 Cuma

Diyanet İşleri Başkanlığının 09.12.2022 Tarihli Cuma Hutbesi:HAYDİ NAMAZA! HAYDİ KURTULUŞA!

 

HAYDİ NAMAZA! HAYDİ KURTULUŞA!




Muhterem Müslümanlar!

Günde beş vakit bir nida duyarız minarelerden. Gök kubbenin altında Rabbimizin kutlu daveti yankılanır:

حَىَّ عَلَى الْفَلاَحِ حَىَّ عَلَى الصَّلاَةِ 

“Haydi namaza! Haydi kurtuluşa!” Bu davet, camiye ve cemaatedir. Bu davet, Cenâb-ı Hakkın huzurunadır. Bu davet, namazla dirilişe, namazla kurtuluşadır.


Aziz Müminler!


اَلصَّلاَةُ عِمَادُ الدّ۪ينِ 

“Namaz, dinin direğidir.”[i] 

    أَوَّلُ مَا يُحَاسَبُ بِهِ الْعَبْدُ الصَّلاَةُ 

“Namaz, kıyamet gününde kulun hesaba çekileceği ilk amelidir.”[ii]        

    مِفْتَاحُ الْجَنَّةِ الصَّلاَةُ

“Namaz, cennetin anahtarıdır.[iii]

İslam’ın beş temel esasından biri olan namaz, kulun hem bedeni hem de ruhuyla Rabbine yönelmesi, O’nunla daimi ve sağlam bir bağ kurmasıdır. Kalabalıklar içinde yalnızlaşan insanın Rabbiyle buluşması, O’nunla konuşması, halini O’na arz etmesidir.

Kıymetli Müslümanlar!

Biz namazı kılarız, namaz da bizi kâmil bir mümin kılar. Namazını hakkıyla eda edenleri iyiliğe sevk eder, kötülükten beri kılar. Kur’an-ı Kerim’de bu hakikat şöyle ifade edilir: “Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten meneder…”[iv]

Değerli Müminler!

Her Müslümana farz olan beş vakit namazı, camide cemaatle kılmanın büyük bir fazileti ve sayısız hikmeti vardır. Cemaatle namaz kılmak o kadar önemlidir ki Yüce Rabbimiz cihad meydanında dahi namazlarımızı cemaatle nasıl kılacağımızı Kur’an-ı Kerim’de ayrıntılı olarak açıklamıştır.[v] Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) ise “Cemaatle kılınan namaz, tek başına kılınan namazdan yirmi yedi kat daha faziletlidir.”[vi] buyurmuştur. Cemaatle kılınan namaz, kalplerimizi birbirine bağlar. Aramızdaki sevgi, saygı ve muhabbeti artırır. Birbirimizle tanışmaya, kaynaşmaya, sevinç ve kederde ortak olmaya vesile olur.

Aziz Müslümanlar!

Şu anda eda ettiğimiz Cuma namazı ise müminlerin haftalık buluşmasıdır. Cuma namazı, iman kardeşliğinin, kaynaşma ve bütünleşmenin, yek vücûd tek yürek olmanın en canlı örneğidir. Önder bir ümmet, hayırlı bir toplum olmamızın en büyük nişanesidir. Cenâb-ı Hak, bu mübarek günde dünyevî telaşlarımızı bir kenara bırakarak Cuma namazına koşmamızı şöyle emretmektedir: “Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında Allah’ı anmaya koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz, bu sizin için çok hayırlıdır.”[vii]

Geçerli bir mazeret olmadan Cuma namazını terk etmek ise ağır bir vebal, büyük bir günahtır. Nitekim Allah Resûlü (s.a.s) bir hadisinde şöyle buyurmaktadır: “Her kim önemsemediğinden dolayı Cuma namazını üç defa terk ederse kalbi mühürlenir.”[viii]

Kıymetli Anne Babalar!

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) bizlere şöyle sesleniyor: “Yedi yaşına geldiklerinde çocuklarınızı namaza alıştırın.”[ix]

Öyleyse geliniz, çocuklarımızı tatlı dille, güler yüzle, sabırla ve anlayışla namaza davet edelim. Ellerinden tutarak hep birlikte ailece camiye koşalım. Camilerin huşû ve huzur veren ikliminden çocuklarımız da nasiplensin. Onlara cami adabını elbette öğretelim. Ancak çocukluklarının gereği olarak camide oynamalarına ve koşmalarına da hoşgörüyle yaklaşalım. Atacağımız yanlış bir adımla çocuklarımızın camiden ve cemaatten uzaklaşmalarına neden olmayalım.

Sevgili Gençler!

Resûl-i Ekrem (s.a.s), Rabbine ibadet ederek yetişen gençlerin kıyamet günü arşın gölgesinde gölgeleneceklerini müjdelemektedir.[x] O halde genç kardeşim, ömrünün bu en değerli günlerini cemaatle namaz kılarak bereketlendir. Ne olur, seni en çok Rabbine yaklaştıran namazdan kendini mahrum bırakma. Unutma, Allah’ın evinde cemaatle kıldığın namazlardan elde ettiğin iman ve cesaretle, hutbe ve vaazlardan öğrendiğin ilim ve hikmetle dünyanı huzur yurduna, ahiretini de cennete çevireceksin inşallah.

Aziz Müslümanlar!

Namaz kılmanın önünde hiçbir engel yoktur. Namazdan bizi alıkoyacak, ondan daha önemli hiçbir gerekçemiz olamaz. O halde, her gün beş vakit namazımızı camide kılmaya özen gösterelim. Özellikle, cemaatle kılınması farz olan Cuma namazına göre vaktimizi planlayalım. İşçi, işveren, amir, memur, öğrenci, öğretmen, çocuk, genç, yaşlı hep beraber Cuma namazında buluşalım. Eş, dost ve arkadaşlarımızı namazlarımızı camide kılmaya ve Cuma namazına teşvik edelim. Ahiret yolculuğumuza da yine bir cami avlusundan, omuz omuza saf tuttuğumuz kardeşlerimizin hüsnü şehadetleri, duaları ve kılacakları cenaze namazıyla uğurlanacağımızı unutmayalım.



[i] Beyhakî, Şuabü’l-îmân, 3, 39.

[ii] Nesâî, Muhârebe, 2.

[iii] Tirmizî, Tahâret, 1.

[iv] Ankebût, 29/45.

[v] Nisâ, 4/102.

[vi] Buhârî, Ezân, 30.

[vii] Cuma, 62/9.

[viii] İbn Mâce, İkâmet, 93.

[ix] Ebû Dâvûd, Salât, 26.

[x] Buhârî, Ezân, 36.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü