Vefatının 746.yılında Hz. Mevlana
Her yıl olduğu gibi bu yılda Hz. Mevlana’nın vefatının
746.yılı törenlerle kutlanmaktadır.
Vefatının yıl dönümü münasebetiyle Hz.Mevlana Celaleddin-i Rumi ile ilgili
birkaç bilgiyi ve mevlananın bazı
sözlerini hatırlatmak istiyorum.
Mevlana'nın asıl adı
Muhammed Celaleddin'dir. Daha çok “Mevlana Celaleddin-i Rumi” diye anılır.
Kendisine Mevlana ve Rumi isimleri verilmiştir. Mevlana isminin anlamı,
“efendimiz” demektir. Rumi, Anadolu demektir. Mevlana'nın, Rumi diye tanınması,
geçmiş yüzyıllarda Anadolu’ya Rum diyarı denildiği için Anadolu ülkesinin
vilayeti olan Konya'da uzun müddet yaşaması, orada vefat etmesi ve türbesinin
orada bulunmasındandır.
Mevlana,
bugün Afganistan sınırları içerisinde yer alan Horasan yöresinin Belh şehrinde
1207 tarihinde doğmuştur. Ailesiyle Anadolu’ya göç ederek Konya’ya yerleşmiş ve burada 17
Aralık 1273’te vefat etmiştir.
Mevlâna ölüm gününü yeniden doğuş günü olarak
kabul ediyordu. O öldüğü zaman sevdiğine yani Allah'ına kavuşacaktı. Onun için
Mevlâna ölüm gününe düğün günü veya gelin gecesi manasına gelen "Şeb-i
Arûs" diyordu ve dostlarına ölümünün ardından ah-vah edip ağlamayın
diyerek vasiyet ediyordu.
XIII. yüzyılda yaşamış, ama
eserleriyle çağları aşmış bir sufi olan Mevlana; yazdığı en büyük eser olan Mesnevi sayısız dile
çevrilerek dünyanın her yerinde okunmuş ve insanların beğenisini
kazanmıştır. “Gel
gel yine gel, ne olursan ol yine gel. Yüz kere tövbeni bozarsan da yine gel” dizeleriyle,
insanlar arasında ayrım gözetmeden,
kardeş olmaya, barışa ve hoşgörüye çağıran din bilginidir.
Merhameti, karşılıksız ve sınırsız
insan sevgisinin yanı sıra sonsuz hoşgörüsüyle sadece İslam alemini değil, tüm
insanlığı kendisine hayran bırakmıştır.
Mevlana kamil manada alim,
sufi ve şairlik özelliklerine sahip bir şahsiyettir.
Mevlana’daki dini-tasavvufi
düşüncenin kaynağı Kur’an ve Sünnet’tir. “Canım tenimde oldukça Kur’an’ın
kölesiyim ben. Seçilmiş Muhammed’in yolunun toprağıyım ...” beytiyle bunu dile
getirmiştir.
Mevlana kısaca hayatını şöyle anlatır: “Ömrümün özeti
sadece şu üç kelimedir.”
“Hamdım, Piştim, Yandım.” Buna göre Mevlana Hazretleri
ömrünü üç döneme ayırmıştır:
a) Hamlık Safhası (1207-1231): Bu dönem, doğumdan,
babası Bahaeddin Veled’in vefatına kadar geçen süredir.
b) Pişme (Olgunlaşma) Safhası: Mevlana’nın, Seyyid
Burhaneddin’in terbiyesi altında bulunduğu dönemdir.
c) Yanma Safhası (1244-1273): Seyyid Burhaneddin’in
ardından, Mevlana’nın 1244 yılında Konya’da Şems-i Tebrizi ile buluşmasından
ölünceye kadarki dönemdir.
Mevlananın
hayatı,düşünceleri ve eserleri hakkında tüm dünyada binlerce eser yazılmıştır.
UNESCO, Mevlana’yı iki kez “Dünya
Mevlana Yılı Olarak” ilan etmiştir. İlk kez Mevlana’nın 700. Vuslat yıl dönümü için, 1973 Dünya Mevlana Yılı olarak kutlanmıştı. İkinci
kez 800. doğum yıl dönümü nedeniyle 2007’yi Dünya Mevlana ve Hoşgörü Yılı ilan etmiştir.
Mevlananın eserleri:
Eserleri:
Mesnevi, Divan-ı Kebîr, Mecalis-i Seb’a, Mektubat, Fihi
Mafih
Mesnevi
Mevlana’nın Çelebi Hüsameddin’in isteği üzerine Farsça
yazdığı mesnevisidir. 25 bin beyitten oluşan eserde Mevlana, tasavvufi düşüncelerini hikayelerden
hareketle anlatmıştır.
Divan-ı Kebîr
Mevlana’nın çeşitli konularda söylediği şiirlerin toplandığı
divandır. Eserin dili Farsçadır, içinde az sayıda
Arapça, Türkçe ve Rumca şiir de yer almaktadır.
Mektubat
Başta Selçuklu hükümdarlarına ve devrin ileri gelenlerine
öğüt vermek, dini,ilmi ve ahlaki konularda açıklayıcı bilgiler vermek için
yazdığı 147 adet mektuptur.
Fihi Mafih
Mevlana’nın çeşitli meclislerde yaptığı sohbetlerin, oğlu
Sultan Veled tarafından toplanarak meydana getirilmiştir.
Mecalis-i Seb’a
Yedi Meclis anlamına gelen eser, Mevlana’nın yedi
sohbetinden oluşmuştur.
Mevlananın
yedi öğüdü
Cömertlik ve yardım etme konusunda akarsu gibi ol
Şefkat ve merhamette güneş gibi ol
Başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol
Hiddet ve asabiyette ölü gibi ol
Tevazu ve alçak gönüllükte toprak gibi ol
Hoşgörülülükte deniz gibi ol
Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol
Hz. Mevlânâ’nın Vasiyeti:
Size, gizlide ve açıkta Allah’tan korkmayı, az
yemeyi, az uyumayı, az konuşmayı, isyan ve günahları terk etmeyi, oruç tutmayı,
namaza devam etmeyi, sürekli olarak şehveti terk etmeyi, bütün yaratıklardan
gelen cefaya tahammüllü olmayı, aptal ve cahillerle oturmamayı, güzel
davranışlı ve olgun kişilerle birlikte bulunmayı vasiyet ediyorum. İnsanların
en hayırlısı, insanlara yararı olandır. Sözün en hayırlısı, az ve anlaşılır
olanıdır.
Mevlana’dan seçme güzel ve
anlamlı sözler:
Ne olursan ol, yine gel.
Gönül sevgiyi
bulmuşsa kuru dal bile çiçek açar.
Sen Allah’a güven.
Hiç beklemediğin anda çiçek açar umutlar.
Ey dost! Derdin ne
olursa olsun umudun her zaman Allah olsun.
Aynı dili konuşanlar
değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.
İmtihan içinde
imtihan vardır. Derlen toparlan da ufak bir imtihana satma kendini.
Kalbi ve sözü bir
olmayan kimsenin yüz dili bile olsa, o yine dilsiz sayılır.
Dilini terbiye
etmeden önce yüreğini terbiye et; çünkü söz yürekten gelir, dilden çıkar.
Ne kadar bilirsen
bil, söylediklerin karşındakilerin anlayabileceği kadardır.
Nasibinde varsa alırsın karıncadan bile ders.
Nasibinde yoksa bütün cihan önüne serilse sana ters.
Kaliteli insan işiyle, boş insan kişiyle uğraşır.
İnsanların en hayırlısı, insanlara yararı olandır.
Sözün en hayırlısı, az ve anlaşılır olanıdır.
İnsanları iyi tanıyın, her insani fena bilip
kötülemeyin, her insanı da iyi bilip övmeyin.
Kendini noksan gören kişi, olgunlaşmaya on atla koşar.
Kendini olgun sanan ise Allah’a bu zannı sebebiyle ulaşamaz.
Bir şeyden kaçacaksan yılandan, akrepten, aslandan,
kaplandan kaçma da, bedenden kaynağını alan nefsani isteklerden, heveslerden
kaç! Çünkü başımıza gelen bütün belalar, çektiğimiz bütün zahmetler,
meşakkatler boş ve olmayacak heveslerden meydana gelir.
Kapı açılır, sen
yeter ki vurmayı bil! Ne zaman? Bilemem! Yeter ki o kapıda durmayı bil!
Tut ki Ali’den sana
miras kaldı Zülfikar. Sende Ali’nin yüreği yoksa Zülfikar neye yarar?
Gözyaşının bile
görevi varmış. Ardından gelecek gülümseme için temizlik yaparmış.
Kötülük yaptın mı
kork! Çünkü o bir tohumdur. Allah yeşertir, karşına çıkarır.
İnsan her şeyi
göremez; sevdiğin şeyler, seni kör ve sağır eder.
Yapraksız kaldın diye
gövdeni kestirme. Zira bu işin baharı var.
Susmak, mana
eksikliğinden değil. Belki mana derinliğindendir.
Kitaplardan önce,
kendimizi okumaya çalışalım.
Bir kimsede kibir
varsa, söz söylediği zaman soğan gibi kokar.
Sabır önceleri
zehirdir. Huy edinirsen bal olur!
Cahil kişi gülün
güzelliğini görmez, gider dikenine takılır.
Bilmez misin ki cevap
vermemek de cevaptır.
Kimde bir güzellik
varsa bilsin ki ödünçtür.
Dua kapı çalmaktır.
Gerisine karışmak haddi aşmaktır.
Ayıpsız dost arayan, dostsuz kalır.
Testide ne varsa dışına o sızar
Çoban uyudu mu kurt emin olur.
Dediler ki: gözden ırak olan gönülden de ırak olur.
Dedim ki: gönle giren gözden ırak olsa ne olur.
Kalp denizdir, dil de kıyı. Deniz de ne varsa kıyıya o
vurur.
Köpeklerin kardeşliği, aralarına kemik atana kadardır.
Doğruların yemin etmeye ihtiyacı yoktur.
Akıl bir kuzu, nefis bir kurt, iman ise çobandır. İman
kuvvetli olmazsa, nefis aklı yer.
Muhabbet ve merhamet, insanlığın; hiddet ve şehvet de
hayvanların sıfatlarıdır.
Küsmek
ve darılmak için bahaneler aramak yerine, sevmek ve sevilmek için çareler
arayın.
Gel de birbirimizin kadrini bilelim. Çünkü ansızın
ayrılacağız birbirimizden.
Kimle gezdiğinize, kimle arkadaşlık ettiğinize dikkat
edin. Çünkü bülbül güle, karga çöplüğe götürür.
Aklım
her gün tövbe eder. Nefsim her an tövbemi bozar. Arada kalmış biçareyim. İyi ki
senin kapın var.
Misafirsin
bu hanede ey gönül, umduğunla değil bulduğunla gül, hane sahibi ne derse o
olur, ne kimseye sitem eyle, ne üzül.
Şarap
küpü nereye konursa konsun şaraptır. Gül mezbelelikte bitmekle kötü olmaz,
şarap altın tasa konmakla helal olmaz.
Ay
doğmuyorsa yüzüne, güneş vurmuyorsa pencerene, kabahati ne güneşte ne de ay da
ara! Gözlerindeki perdeyi arala!
Bazen halimize
Melekler imrenir. Bazen de halimizden Şeytan bile iğrenir.
Mevlana’nın yüzlerce
söz ve menkıbeleri mevcuttur. Bu güzel ve anlamlı ders verici sözleriyle bize
ışık olan Hz. Mevlana’yı vefatının 746.yılında minnet ve rahmetle anıyoruz. Allah
ondan razı olsun.
Efkan VURAL