9 Haziran 2017 Cuma

Peygamberimizin Hadis-i Şeriflerinden Mesaj Var – 1


Bugün 09 Haziran 2017  Cuma, okulların tatile girdiği gündür. Öğrenciler tatilin keyfini nasıl çıkaracaklarını düşünmektedir. Tabii ki, öğrencilerin tatil yapmaları  ve dinlenmeleri onların doğal hakkıdır.

Yaz tatilinin tamamını dinlenmek ve eğlenmek için harcamak  uygun olmaz. Tatilde bazı aktiviteler yapmak lazım. Seyahat etme, Kitap okuma,derslere göz atma,yazı yazma,şiir yazma, şiir okuma,müzik,spor vb. şeyler yanında Kutsal kitabımız Kur’an’ı öğrenme faaliyeti içine girmek gerekir.  

Bir işi bitirince başka bir işe yönelmek gerekir. Boş durmak ve  zamanı  boşa geçirmek dinimizde uygun görülmemiştir.

Okullar kapanabilir ama  eğitim süreklidir. Bunun için camilerimiz ve kur’an kurslarımız kapılarını herkese açmıştır.

Diyanet işleri başkanlığının kontrolünde yaz kur’an kursları başlatılmıştır. Camilerimize ve kur’an kurslarımıza  müracaat edilmelidir.

Kutsal kitabımızı öğrenmek ve okumak her müslümanın önemli görevlerindendir. Kutsal kitabımızı Arapça olarak orijinal metinden okumayı öğrenen bir kimse,okuduğu ayetlerin Türkçe mealini de okuyarak din ile ilgili bilgileri  birinci kaynaktan öğrenmelidir.
Kur’an öğrenerek ve kur’an okuyarak kalbimizi ve evimizi süslemeliyiz. Kalbimizi  ve gönlümüzü Kur’anla dolduramazsak başka şeyler kalbimizi ve yüreğimizi işgal eder.Şeytanın istediği de budur.

Yaz tatilini Kur’an öğrenerek ve Kur’an okuyarak değerlendirenler  hem bu dünyada
 ve hem de ahrette mutlu olacaklardır.

Peygamberimizin  hadislerindeki mesajı  şöyledir:

“ En hayırlınız, Kur’an’ı öğrenen ve öğretendir.
Allah’ın sevdiği kullardan olmak için;

Haydi çocuklar ve gençler, camilere… Kur’an kurslarına……

Efkan VURAL


Bu yazı aşağıdaki sitelerde yayınlanmıştır:




Celal'in penceresinden:

6 Haziran 2017 Salı

İlk Teravih namazı ve Başbakan Binali Yıldırım




2017 Ramazan ayının ilk teravih namazını Ankara Hacı Bayram Camiinde kılma fırsatı bulduk. İlk teravih namazını burada kılmayı planlamıştım. Allah’a şükürler olsun bunu bize nasip etti. Çünkü Hacı  Bayram Camii Ankara’nın manevi atmosferinin en yoğun olduğu bir mekandır. Cami hocaları da  sahasında seçkin kişilerdir. Hacı Bayram Veli önemli bir şahsiyet olup Allah’ın veli kuludur. Türbesi de caminin hemen önündedir.

İlk teravihin kalabalık olabileceği endişesiyle komşumla beraber akşam namazı  vaktinde  camiye girdik. Namaz sonrası caminin bahçesinde dolaşarak, Hacı Bayram Veli Hazretlerinin türbesini ziyaret ettik. Kur’an okuyarak dualar yaptık. Sonra tekrar camiye girdik. İkinci safta yerimizi aldık. Vaiz, cami kürsîsine çıkarak Ramazan ayı ve oruç ibadetiyle ilgili sohbete başladı. Vaaz devam ederken cami içinde bir hareketlilik görüldü. Mihrabın arkasındaki saftan üç kişiyi yerlerinden kaldırdılar. Yaşlı bir amca yerinden neden kaldırıldığını anlamadığı için kalkmakta zorluk çıkardı ve sonunda yerinden kaldırıldı. Orada 3 kişilik yer ayrılmıştı. Cami de korumalar telaşlı bir şekilde birbirleriyle iletişime geçiyorlar. Önemli birinin buraya geleceği belliydi. Caminin orta tarafındaki kapıdan mihrabın olduğu yere kadar bir geçiş yolu ayarlamak için birçok kişiyi yerlerinden kaldırarak geçiş yolunu açtılar. Vaaz süresince korumalar bu geçiş yolunu açık tutmak için sürekli bir telaş içinde dinleyenleri rahatsız etmekteydiler. Bazı kişiler bu davranışın yanlış olduğunu kendi kendilerine söylenip duruyorlardı. Korumalar,dinleyenlere  verdikleri rahatsızlığın farkında değillerdi. Onlar gelecek şahsın hatasız bir şekilde yerine gitmesini düşünmekteydiler.
Ezan okunuyordu, korumalar bir anda hareketlendiler. Beklenen önemli kişi geliyordu, gelen başbakanımız Sayın Binali Yıldırım’dı. Başbakan kapıdan içeri girer girmez  sade bir vatandaş gibi cemaatın içine dalarak hemen boş bulduğu yere oturdu. Korumalar birbirine bakakaldılar. Tabii ki, birazda matara oldular. Bunca insana vermiş oldukları eziyet  boşuna olmuştu.

Başbakana kendisi için yer ayarlandığı ve ön tarafa alınmak  istenmesine rağmen ,  başbakan aldırış etmeden yerine oturdu. Çünkü başbakan camide  her kul gibi cemaatin bir üyesi olup,Allah’ın huzuruna sade bir kul olarak çıkmak istiyordu.

 Ezan bittikten sonra namaz için yağa kalkıldı. Cami imamı, “Sayın başbakanım buraya buyurunuz” hitabına başbakan Yıldırım,hiç aldırış etmedi ve cemaatın arasında namaza durdu. Böylelikle,Başbakanımız  Binali Yıldırım Anadolu insanı olduğunu gösterdi.
Helal olsun Başbakanım herkese örnek oldun. İyi ki,ilk teravih namazını burada kıldık ve bu manzaraya şahit olduk. Durumu not düşmek için bu yazıyı kaleme almayı düşündüm.
İşte İslam’da insanların birbirlerinden farkının olmadığını  bu davranışıyla başbakanımız ortaya koymuştur.  Allah katında üstünlük sadece takva iledir. Yani kim Allah’tan daha çok sakınırsa ve O’na kulluk ederse üstün odur.  Bu durumu oradaki cemaate yaşattığı için Başbakanımız Binali Yıldırım’dan Allah razı olsun.

Devletimiz var olsun.

Milletimizin kardeşliği, birlik ve beraberliği daim olsun.

Bu davranış hepimize örnek olsun.


Yolun açık olsun Başbakanım… 


Efkan VURAL 

Bu yazı aşağıdaki sitede yayınlanmıştır:

1 Haziran 2017 Perşembe

Kur’an-ı Kerim’den mesaj var – 12

Ramazan ayı din ikliminin hakim olduğu bir aydır. Bu ayda başta oruç ibadeti olmak üzere,namaz,zekat,sadaka ve özellikle fıtır sadakası gibi ibadetler öne çıkar.

Ramazan ayında önemsediğimiz bu ibadetleri ramazan dışında da devam ettirmeliyiz.
İbadetler insanı olgunlaştırır. İbadetlerimiz manevi hayatımızı düzenler ve ruh dünyamızı güzelleştirerek huzura kavuşmamızı sağlar.

İnsan sadece maddi bir varlık değildir. İnsanın bir de manevi yönü vardır.
Maddi ihtiyaçlarımız yanında manevi ihtiyaçlarımızda vardır.

Maddi ve manevi ihtiyaçlarımızı gidererek sağlıklı bir yaşam sürdürürüz.
Maddi veya manevi yönden eksikleri olan biri mutlu olamaz.

Maddi ihtiyaçlarımızı karşılayarak bu dünyada rahat yaşarız. Manevi ihtiyaçlarımızı karşılamak suretiyle de hem bu dünya ve hem de ahrette mutluluğa erişiriz.
Öldükten sonra, cennete gitmek ve rahat etmek istiyorsak, Allah’ın bizden istediği şeyleri yerine getirmeli ve yasakladıklarından da kaçınmalıyız.

Yüce Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de ki,  mesajı şöyledir:

Allah şu  kişiler  için bir affediş ve büyük bir ödül hazırlamıştır: Müslüman erkekler, Müslüman kadınlar, mümin erkekler, mümin kadınlar, itaat eden erkekler, itaat eden kadınlar, özü-sözü doğru erkekler, özü-sözü doğru kadınlar, sabreden erkekler, sabreden kadınlar, Allah korkusuyla ürperen erkekler, Allah korkusuyla ürperen kadınlar, sadaka veren erkekler, sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler, oruç tutan kadınlar, ırz ve iffetlerini koruyan erkekler, ırz ve iffetlerini koruyan kadınlar, Allah'ı çok anan erkekler, Allah'ı çok anan kadınlar.” (Ahzâb suresi,35.ayet)


Bu ayette, Allah’ın anlattığı kimselerden olmaya çalışmalıyız.

Efkan VURAL