Efkan Vural'ın Yazıları
28 Ocak 2024 Pazar
26 Ocak 2024 Cuma
Diyanet İşleri Başkanlığının 26.01.2024Tarihli Cuma Hutbesi:MÜLK SÛRESİNDEN MESAJLAR
MÜLK SÛRESİNDEN
MESAJLAR
Muhterem
Müslümanlar!
Bu haftaki hutbemizde Kur’an-ı Kerim’in altmış yedinci
sûresi olan, “Tebâreke” diye bildiğimiz Mülk sûresinden bahsedeceğiz. Peygamber
Efendimiz (s.a.s)’in uyumadan önce okumayı adet edindiği[i] bu sûrenin
mesajlarını yeniden hatırlayacağız.
Aziz Müminler!
Mülk sûresi, yerlerin, göklerin ve bütün yaratılmışların
yegâne sahibinin Allah Teâlâ olduğunu haber veren bir fermandır. Cenâb-ı Hak bu
sûrenin ilk ayetinde “Mülkü,
hükümrânlığı elinde bulunduran Allah ne yücedir. O’nun her şeye gücü yeter.”[ii] buyurmaktadır. Rabbimiz, Mâlikü’l-mülk’tür; mülkü dilediğine verir, dilediğinden alır. O,
mutlak kudret sahibidir. Bize düşen, Rabbimizin kudretine teslim olmaktır.
O’nun yardımına, rahmetine ve affına her daim muhtaç olduğumuz bilinciyle bir
ömür sürmektir.
Kıymetli Müslümanlar!
Mülk sûresi, fâni dünyanın imtihan yurdu olduğunu bildiren bir beyandır.
Sûrenin ikinci ayetinde şöyle buyrulmaktadır: “Allah, hanginizin işini daha
güzel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır. O, mutlak güç
sahibidir, çok bağışlayandır.”[iii] Ayetten anlaşıldığı üzere bu dünyaya gelişimiz de vademiz dolduğunda bu
dünyadan ayrılışımız da imtihanın gereğidir. Sağlık da hastalık da bir
imtihandır. Sevinçler de üzüntüler de bir imtihandır. Mühim olan, bütün bu
imtihanları iman, bilinç ve metanetle aşabilmektir.
Değerli Müminler!
Mülk sûresi, kâinatın yaratılışının ve eşsiz bir
denge üzere işleyişinin, Rabbimizin
varlığına ve birliğine işaret ettiğini öğretmektedir. Rabbimizin
çağrısına kulak vermeyen inkârcıları çetin bir azapla uyarmaktadır. Bugün
Müslümanları katleden, onları aç ve susuz bırakan inkârcılar da dünyada
zilletten, ahirette cehennemden kurtulamayacaklardır. Onların mahşer günü büyük
bir pişmanlık içinde söyleyecekleri tek söz, “Keşke hakikate kulak verip
aklımızı başımıza alsaydık” olacaktır. Ancak Rabbimiz, kıyamet günü onlarla
konuşmayacak, onların yüzlerine bakmayacak, onları temize çıkarmayacak ve elem
verici ebedi bir azaba mahkûm edecektir.
Aziz Müslümanlar!
Mülk sûresi aynı zamanda müminler için Allah
katında büyük bir mükâfat olduğunu müjdelemektedir. Bu müjdeye nail olmak
isteyen müminler, Allah’tan hakkıyla sakınırlar. O’nun emirlerine hakkıyla
riayet ederler, yasaklarından hakkıyla kaçınırlar ve İslam ahlakını kuşanırlar.
O müminler ki, mazlumların çığlıklarına seyirci kalamazlar. Bir yandan savaş,
diğer yandan açlıkla mücadele eden başta Gazze halkı olmak üzere tüm
mazlumların maruz kaldığı zulme karşı meşru tepkilerini ortaya koyarlar.
Zalimleri engelleyecek kadar boykotu büyütürler. Dualarını müminlerden eksik
etmezler.
Aziz Müslümanlar!
Mülk sûresi, gizlesek de söylesek de bütün sözlerimizi, kalbimizden
geçenlerin tamamını Allah’ın bildiğini haber vermektedir. Bize düşen, elimizi, dilimizi,
zihnimizi ve gönlümüzü Rabbimizin razı olacağı yollarda kullanabilmektir. Her
türlü kötülükten uzak durmak, iyiliği ve hayrı yeryüzüne yaymak, kendimizi
hesap gününe hazırlamaktır.
Mülk sûresi, Allah’ın bize bahşettiği sonsuz
nimetlerini de hatırlatmaktadır. O, yeryüzünü bizler için yaşanılır kılmıştır. Yediğimiz her lokmayı,
içtiğimiz her damla suyu bize O lütfetmiştir. Hakkı idrak edebilmemiz için
kalbimizi, hakikati görebilmemiz için gözümüzü, doğruyu işitebilmemiz için
kulağımızı bize O emanet etmiştir. Bize düşen, Rabbimizin bütün nimetlerine
hakkıyla şükredebilmektir.
Ne mutlu, Mülk sûresinin mesajlarını hayatına yansıtanlara.
Ne mutlu, Rabbimizin istediği bir mümin olabilmek için gayret gösterenlere. Ne
mutlu, işini en güzel ve en doğru şekilde yaparak Allah’ın rızasını
kazananlara.
Hutbemi
Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu duasıyla bitiriyorum: “Allah’ım! Senin kudretinle sabaha çıktık,
senin kudretinle akşamladık. Senin kudretinle yaşar, senin kudretinle ölürüz.
Dönüşümüz de ancak sanadır.”[iv]
22 Ocak 2024 Pazartesi
21 Ocak 2024 Pazar
19 Ocak 2024 Cuma
Diyanet İşleri Başkanlığının 19.01.2024Tarihli Cuma Hutbesi:BİZİ GÜÇLÜ KILAN, BİRLİK VE BERABERLİĞİMİZDİR
BİZİ
GÜÇLÜ KILAN, BİRLİK VE
BERABERLİĞİMİZDİR
Muhterem
Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:
“Allah’a ve Resûlü’ne itaat edin,
birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz de gücünüzü kaybedersiniz. Sabırlı
olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.”[i]
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor:
“Müminler, birbirini
destekleyen bir binanın tuğlaları gibidir.”[ii]
Aziz
Müminler!
Coğrafyaları, renkleri ve dilleri farklı olsa da bütün Müslümanlar kardeştir. Müminlerin tamamı Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’in ümmetidir. Allah Resûlü (s.a.s), bir hadislerinde ümmet ve kardeş olmanın gereklerini bizlere şöyle öğretmektedir:
لاَ تَبَاغَضُوا، وَلاَ تَحَاسَدُوا، وَلاَ تَدَابَرُوا، وَكُونُوا عِبَادَ اللّٰهِ إِخْوَانًا
“Birbirinize
kin beslemeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey
Allah’ın kulları! Kardeş olun!”[iii]
Kıymetli Müslümanlar!
Bizler,
tarih boyunca Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in bu çağrısını dikkate aldık.
Birlik ve beraberliğimize, huzur ve muhabbetimize her daim sahip çıktık. Bu
bilinçle nice kardeşlik destanları yazdık. El ele, gönül gönüle vererek her
türlü zorluğa ve sıkıntıya birlikte göğüs gerdik. Aynı topraklar üzerinde
yaşadığımızı, aynı idealleri paylaştığımızı hiçbir zaman unutmadık. Gök kubbenin
altında sevinçlerimiz de birdir, üzüntülerimiz de birdir. Dualarımız da birdir,
âminlerimiz de birdir. Düşüncelerimiz, mezhep ve meşrebimiz farklı olsa da uğruna
nice şehitler verdiğimiz vatanımız birdir.
Değerli Müminler!
Dün olduğu gibi
bugün de cennet vatanımıza göz diken, hain emellerle kardeşliğimize kastedenler
var. Bizi birbirimize düşürmek ve huzurumuzu bozmak için çalışanlar var. Aramıza
fitne ve fesat tohumları ekerek bizi zayıflatmak isteyenler var. Bunlar
karşısında hepimize düşen, birlik, beraberlik ve kardeşliğimizden asla ödün
vermemektir. Din, Kur’an, vatan ve ezan gibi mukaddesatımız etrafında birbirimize
kenetlenmektir. Şehitlerimizin uğruna canlarını feda ettikleri ulvî değerleri
yaşamak ve yaşatmaktır. Göz aydınlığı yavrularımızı ve geleceğimizin teminatı
gençlerimizi, inancımıza, tarihimize ve medeniyetimize sahip çıkacak iyi bir
insan olarak yetiştirmektir. Onları, güler yüz ve tatlı dille, camilerimizin huşû
ve huzur veren manevi iklimiyle buluşturmaktır.
Aziz Müslümanlar!
Geçen hafta hain bir terör saldırısı nedeniyle vatan evlatlarımız şehadet makamına ulaştı. İnanıyoruz ki, Rabbimizin rahmeti şehitlerimizin üzerinedir. Onlar, kendilerine müjdelenen cennet nimetleriyle sevinmektedirler. Şehitlerimizi ve gazilerimizi yetiştiren anne babalar başımızın tacıdır. Onların eş ve çocukları en değerli emanetimizdir. Biliyoruz ki, Allah’ın yardımı müminlerle beraberdir ve zafer inananlarındır. Vatanımıza göz diken, milletimize ve ümmet-i Muhammed’e düşmanlık besleyen, Filistin’de bebek, kadın, yaşlı demeden masumları katleden işgalci zalimlere gelince, onlar, mutlaka kaybedeceklerdir. Rabbimizin vaadi gayet açıktır:
وَقُلْ جَٓاءَ الْحَقُّ وَزَهَقَ الْبَاطِلُۜ اِنَّ الْبَاطِلَ كَانَ زَهُوقاً
“De ki: Hak geldi bâtıl yok oldu. Zira bâtıl yok
olmaya mahkûmdur.”[iv]
Bu vesileyle bütün
şehitlerimize Yüce Rabbimden rahmet, yaralılarımıza acil şifalar, ailelerine
sabr-ı cemil diliyorum. Aziz milletimizin başı sağ olsun. Cenâb-ı Hak, kahraman
ordumuzu ve güvenlik güçlerimizi, huzur ve emniyetimizi sağlamak için
verdikleri mücadelede muvaffak eylesin. Birliğimizi, kardeşliğimizi ve
muhabbetimizi daim kılsın.
17 Ocak 2024 Çarşamba
12 Ocak 2024 Cuma
HAFTANIN HADİSİ
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)şöyle buyurur:
اذْكُروُا محَاسِنَ مَوْتَاكُمْ، وَكُفُّوا عَنْ مَسَاوِيهِمْ
"Ölülerinizin iyiliklerini zikredin, kötülüklerini zikretmeyin."
[Ebu Dâvud, Edeb 50, (4900); Tirmizî, Cenâiz
34, (1019).]
Diyanet İşleri Başkanlığının 12.01.2024Tarihli Cuma Hutbesi:ALLAH’IN RAHMET VE İNAYETİNE SIĞINMANIN ADI: EÛZÜ-BESMELE
ALLAH’IN RAHMET VE İNAYETİNE SIĞINMANIN ADI: EÛZÜ-BESMELE
“De
ki: Rabbim! Şeytanların vesveselerinden sana sığınırım. Onların yanı başımda
bulunmalarından da sana sığınırım.”[i]
Okuduğum
hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor:
“Bismillâhirrahmânirrahîm ile başlanmayan her önemli
iş, bereketsiz ve sonuçsuzdur.”[ii]
Aziz
Müminler!
Cenâb-ı Hak, peygamberleri aracılığıyla her
türlü sıkıntı ve zorluktan kurtaran, iyilik ve hayır kapılarını açan iki önemli
cümle öğretmiştir bizlere. Bu iki cümle, Eûzü-Besmele olarak bildiğimiz
اَعُوذُ بِا للّٰهِ مِـنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيــمِ ve بِسْــــمِ
اللّٰهِ الرَّحْمَـنِ الرَّحِيـمِ
’dir. Eûzü-Besmele,
“Kovulmuş şeytanın şerrinden Allah’a sığınırım.”, “Söz ve işlerime Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın
adıyla başlarım.” demektir. Rabbimizin emir ve yasaklarına göre hayatımızı
tanzim etme kararlılığını göstermektir.
Kıymetli
Müslümanlar!
Eûzü-Besmele, imkânları ve gücü sınırlı olan
insanın, sonsuz kudret ve merhamet sahibi Allah’a sığınmasıdır. Allah’ın her an ve her yerde kendisini gördüğü
bilinciyle yaşamasıdır. Eûzü-Besmele, ibadetlerimizin anahtarıdır. Dilimizin süsüdür.
Eûzü-Besmele
ile açılır gönül kapıları Allah’a. Zorlukların üstesinden gelmek için Eûzü-Besmele
ile niyazda bulunulur Yüce Mevlâ’ya. Sorumluluklar yerine getirildikten sonra Eûzü-Besmele
ile hastalıklara şifa istenir Allah’tan. Bütün tedbirler alındıktan sonra Eûzü-Besmele
ile sıkıntılara çare beklenilir Cenâb-ı Hak’tan.
Değerli
Müminler!
Eûzü-Besmele, kitaplara ve levhalara sığdırılamayacak kadar değerli ve
kıymetli bir hazinedir. Rabbimiz, onları anlayalım ve hayatımızın her alanında
kılavuz edinelim diye bizlere göndermiştir. Nitekim tertemiz yaşantılarıyla
insanlara örnek olan bütün peygamberler, davetlerine Eûzü-Besmele ile
başlamışlardır. İnsanları tevhit ve vahdete Eûzü-Besmele ile çağırmışlardır.
Haramlardan, gayri meşru işlerden, kin, nefret ve öfkeden, fayda vermeyen
ilimden Allah’a sığınmışlardır. Şeytana, şeytani duygu ve düşüncelere, her
türlü şerre ve şer odaklarına karşı Allah’tan yardım istemişlerdir. Yüce
Rabbimizin bu husustaki emri gayet açıktır:
وَاِمَّا
يَنْزَغَنَّكَ مِنَ الشَّيْطَانِ نَزْغٌ فَاسْتَعِذْ بِاللّٰهِۜ
“Eğer şeytandan seni kötülüğe sevk edecek bir
düşünce gelirse, hemen Allah’a sığın.”[iii]
Öyleyse
Aziz Müslümanlar!
Bizler de hayatımızın her ânını Eûzü-Besmele ile ilmek ilmek dokuyalım. Eûzü-
Besmele ile başlayalım her sözümüze ve işimize. İyiliklerle kuşatalım dört bir
yanımızı; yaklaşmayalım hiçbir kötülüğe. Eûzü-Besmele ile öğrenelim ilmi,
bilimi ve teknolojiyi. Allah’ın adıyla okuyalım, okutalım. Öğrendiklerimiz bizi
Allah’ın rızasına ulaştırsın, dünya ve ahiretimizi mamur kılsın. Eûzü-Besmele
ile girelim evimize. Huzur ve mutluluğu hâkim kılalım ailemizde; şiddet ve
nefretten uzak duralım her zaman ve her yerde. Eûzü-Besmele ile işyerlerimizi
açalım, mesaimize başlayalım. Helalinden kazanıp helale harcayalım;
haramdan, kul ve kamu hakkından sakınalım. Eûzü-Besmele birleştirsin
gönüllerimizi. Sağlamlaştıralım birlik, beraberlik ve kardeşliğimizi; aramıza
fitne, fesat ve ayrılık sokmaya çalışanlara asla fırsat vermeyelim.
“Allah’ım! Peygamberimiz Hz. Muhammed
(s.a.s)’in senden istediği bütün hayırları biz de istiyoruz, lütfeyle. Sana sığındığı
bütün kötülüklerden biz de sana sığınıyoruz, muhafaza eyle. Yardım sendendir ve
dönüş sanadır. Güç ve kuvvet sadece senin yardımınladır.”[iv]
9 Ocak 2024 Salı
5 Ocak 2024 Cuma
HAFTANIN HADİSİ
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)şöyle buyurur:
قَتْلُ الْمُؤْمِنِ أعْظَمُ عِنْدَ اللّهِ مِنْ زَوَالِ الدُّنْيَا
"Mü'minin öldürülmesi, Allah katında dünyanın zevalinden daha büyük (bir hâdise)dir."
[Nesâî, Tahrim 2, (7, 83).]
Diyanet İşleri Başkanlığının 05.01.2024Tarihli Cuma Hutbesi: RAHMET VE MAĞFİRET İKLİMİ: ÜÇ AYLAR
RAHMET VE MAĞFİRET İKLİMİ: ÜÇ AYLAR
Muhterem
Müslümanlar!
Rahmet mevsiminin esintileriyle yine huzura kavuşacak gönüllerimiz. Mümin yürekleri şenlendirmek için bir kez daha geliyor üç aylar. Bu sene de yaklaştı özlemle beklenen kavuşma vakti. Hissedilmeye başlandı şimdiden, Receb ayının bereketi, Şaban ayının rahmeti, Ramazan-ı şerifin mağfireti. Dillerimizde, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in bizlere öğrettiği şu dua:
“Allah’ım! Seni zikretmek, sana şükretmek ve sana güzelce
ibadet etmek için bize yardım eyle!”[i]
Aziz
Müminler!
Önümüzdeki Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan gece, üç
ayların birincisi olan Receb ayına kavuşacağız inşallah. Bu mübarek aylara
Regaib Gecesiyle hoş geldin diyeceğiz. Rağbetimizin yalnızca Allah’a ve Resûlü’ne
olması gerektiğini yeniden hatırlayacağız.
Bu müstesna aylara bizleri yaklaştıran Yüce
Rabbimize sonsuz hamdüsenalar olsun. Bu kutlu günleri nasıl idrak edeceğimizi bizlere
öğreten Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa’ya, âline ve ashabına salât ve
selam olsun. Regaib Gecesi ve üç aylar hepimiz için şimdiden mübarek olsun.
Değerli
Müslümanlar!
Üç aylar, Cenâb-ı Hakk’ın ikram ve ihsanını müminlerin üzerine sağanak sağanak yağdırdığı rahmet ve mağfiret iklimidir. Yaratılış gayemizi tekrar tekrar tefekkür ettiğimiz, kulluk ahdimizi gözden geçirdiğimiz bereketli bir zaman dilimidir. Üç aylar, kimi zaman hırs ve tamahla kirlettiğimiz zihin ve gönüllerimizi yeniden tertemiz etme fırsatı sunar bizlere. Bütün varlığımızla Allah’a sığınma, hata ve günahlarımızdan pişmanlık duyup çokça tövbe etmemiz gerektiğini hatırlatır bizlere. Yüce Rabbimizin bu husustaki daveti gayet açıktır:
“Ey iman edenler! İçtenlikle Allah’a
tövbe edin. Umulur ki Rabbiniz kötülüklerinizi örter ve sizi altından ırmaklar
akan cennetlerine koyar...”[ii]
Kıymetli
Müminler!
Rabbimizin af ve mağfiret kapısı her daim
ardına kadar açıktır. Öyleyse, üç ayları vesile bilerek iman, ibadet ve güzel
ahlakla bu kapıdan içeri girelim. Rabbimizin lütuf ve inayeti müminlerin
üzerinedir. Öyleyse, hayır ve hasenatımızı çoğaltarak mağdur, mazlum ve ihtiyaç
sahiplerini gözetelim. Rabbimizin rahmet ve merhameti bütün kâinatı
kuşatmıştır. Öyleyse, kin, haset ve düşmanlıkları bir tarafa bırakarak muhabbet
ve kardeşliğimizi pekiştirelim.
Aziz
Müslümanlar!
Yüce dinimiz İslam’a göre, ibadet ve taatler yalnızca belli gün ve gecelere mahsus değildir. Rabbimizin rızasını kazanmak için her ânımız değerlidir.
Cenâb-ı Hak, وَاعْبُدْ رَبَّكَ حَتّٰى يَأْتِيَكَ الْيَق۪ينُ
“Ölüm sana gelinceye kadar
Rabbine ibadet et.”[iii] diye buyurmaktadır. Öyleyse
iki cihan saadetine nail olmak için imanla, ihlasla, samimiyet ve takvayla dolu
bir ömür geçirelim. Dünyevileşme ve bencillikle kararmaya yüz tutan
kalplerimizi, ibadetlerle aydınlatmaya çaba gösterelim. Nasuh tövbelerimizle
hata ve günahlarımız için Rabbimizden bağışlanma dileyelim. Başta Filistin
olmak üzere dünyanın birçok yerindeki zulüm ve şiddetin son bulması, mazlumların
yüzlerinin gülmesi için ortaya koyduğumuz asil duruşumuzu sürdürelim.
Kıymetli Müminler!
Yaklaşık bir asır
evvel kahraman ecdadımızdan on binlercesi vatan ve mukaddesat uğruna Allahuekber
dağlarında şehadete yürüdü. Başta Sarıkamış şehitleri olmak üzere istiklal ve
istikbalimiz için canlarını feda eden bütün şehitlerimizi rahmet ve minnetle
yâd ediyorum. Yüce Rabbimiz, her karış toprağı şehitlerimizin kanlarıyla yoğrulan
cennet vatanımızı payidar, mazlum ve mağdurların umudu aziz milletimizi bahtiyar
eylesin.