28 Ağustos 2023 Pazartesi

HAFTANIN AYETİ

 Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:

25 Ağustos 2023 Cuma

HAFTANIN HADİSİ

 Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)şöyle buyurur:


مَنْ مَاتَ وَهُوَ بَرِئٌ مِنْ ثَثٍ: الْكِبْرِ، وَالْغُلُولِ، وَالدَّيْنِ دَخَلَ الْجَنَّةَ -


"Kim şu üç şeyden berî olarak ölürse

 cennete girer: Kibir, Gulûl, * Borç 


                 [Tirmizî, Siyer 21]

Diyanet İşleri Başkanlığının25.08.2023 Tarihli Cuma Hutbesi:ALLAH’IN YARDIMI AZİZ MİLLETİMİZLE BERABERDİR

 

ALLAH’IN YARDIMI AZİZ MİLLETİMİZLE BERABERDİR




Muhterem Müslümanlar!

Hutbeme başlarken okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:

“Ey İman edenler! Eğer siz Allah’ın dinine yardım ederseniz, Allah da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit kılar.”[1]

Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s)

“Ellerinizle, dillerinizle ve mallarınızla cihad edin.”[2] buyurmaktadır.

Aziz Müminler!

Bizler, tarih boyunca din-i mübin-i İslam’a gönülden bağlı bir millet olduk. İ’lâ-yi kelimetullah yani Allah’ın ismini yüceltme aşkıyla yanıp tutuştuk. Hak ve hakikati, barış ve huzuru, adalet ve iyiliği yeryüzüne hâkim kılma gayesinden ayrılmadık. Sonsuz hamd ve sena olsun ki Cenâb-ı Hakk’ın yardımı, zalimin hasmı mazlumun umudu olan aziz milletimizin daima yanında oldu. Mümin gönüller, 

مَتٰى نَصْرُ اللّٰهِۜ  

“Allah’ın yardımı ne zaman gelecek?”

diye duaya durduğunda,

اَلَٓا اِنَّ نَصْرَ اللّٰهِ قَر۪يبٌ 

“Bilesiniz ki Allah’ın yardımı yakındır.”[3] nidasıyla Rabbimiz, inananların yardımcısı oldu.

Kıymetli Müslümanlar!

İstiklal ve istikbalimizin teminatı olan Anadolu’yu yurdumuz kılan 26 Ağustos Malazgirt Zaferi, Allah Teâlâ’nın, aziz milletimizi nusret ve inayetinden mahrum etmediğinin şahididir. En güçlü donanmalarla vatanımızı işgal etmek isteyenleri mağlup ettiğimiz Çanakkale Zaferi buna şahittir. Bütün yokluk ve imkânsızlıklara rağmen hayâsızca akınlara “dur!” dediğimiz Milli Mücadele ruhu buna şahittir. Vatan aşkıyla dolu imanlı yüreklerin Anadolu’muzdan düşmanları kovduğu 30 Ağustos Büyük Taarruz Zaferi buna şahittir.

Aziz Müslümanlar!

Vatanımızı bölmek, milletimizi esaret altına almak isteyenler dün olduğu gibi bugün de vardır. Bu gerçeği hiçbir zaman aklımızdan çıkarmadan vatan sevgisi ile dopdolu, gözünü kırpmadan şehadete koşacak nesiller yetiştirmek en büyük idealimizdir. İstiklâl Marşı Şairimizin bir asır önce dile getirdiği şu mısralar, millet olarak bu ruhu hep taşımamız gerektiğini ortaya koymaktadır:

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?

Şühedâ fışkıracak, toprağı sıksan şühedâ!

Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,

Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.

Kıymetli Müminler!

Bugün bize düşen, aramıza fitne ve fesat tohumları ekmek isteyenlere karşı uyanık olmaktır. Her zamankinden daha fazla el ele, omuz omuza, gönül gönüle vermektir. Kardeşlik ahlakını kuşanmak, birlik ve beraberliğimizi daha güçlü kılmaktır. Bu toprakları asırlardır Müslüman yurdu kılan fetih ruhunu diri tutmaktır. Şanlı ecdadımızın, uğruna şehadete yürüdüğü mukaddes değerlere sahip çıkmak, bu değerleri gelecek nesillere aktarabilmektir.

Bu vesileyle Allah’ın adını yüceltme uğruna canından geçen ve bu cennet vatanı bizlere emanet bırakan aziz şehitlerimizi, ebedi âleme göç eden kahraman gazilerimizi rahmetle yâd ediyorum. Mekânları cennet, makamları âlî olsun. Hayatta olan gazilerimize ise sıhhat, afiyet ve hayırlı ömürler diliyorum. Cenâb-ı Hak, vatanımızın bekası, milletimizin huzur ve güveni için gecesini gündüzüne katarak mücadele eden peygamber ocağı kahraman ordumuzun ve emniyet güçlerimizin yardımcısı olsun. Bütün kötülüklerden ve şerlerden onları muhafaza eylesin.

 



[1] Muhammed, 47/7.

[2] Nesâî, Cihâd, 48.

[3] Bakara, 2/214.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü 

23 Ağustos 2023 Çarşamba

HAFTANIN AYETİ

 Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:

HAFTANIN HADİSİ

 Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)şöyle buyurur:


مَنْ مَاتَ وَهُوَ بَرِئٌ مِنْ ثَثٍ: الْكِبْرِ، وَالْغُلُولِ، وَالدَّيْنِ دَخَلَ


"Dört şey vardır, bunlar geçmiş peygamberlerin

 sünnetlerindendir: Haya, koku sürünme, evlenme, misvak

 kullanma." 

                                                   [Tirmizî, Nikah 1, (1080).]

ÇALIŞMAK İBADETTİR

Diyanet İşleri Başkanlığının18.08.2023 Tarihli Cuma Hutbesi:AHİRET: EBEDİ YURDUMUZ

                                        AHİRET: EBEDİ YURDUMUZ




Muhterem Müslümanlar!

Geçici olan şu dünyada hepimiz birer yolcuyuz.  Rabbimizin takdir ettiği kadar bir ömür sürüp, sonra da ebedi olan ahirete göç edeceğiz. Ahiret, dünyada yapıp ettiklerimizin karşılığını bulacağımız ebedi yurdumuzun adıdır. Ahirete iman ise altı iman esasından biridir.

Aziz Müminler!

Kıyamet mutlaka vuku bulacak, dünya hayatı bütün çekiciliği ve cazibesine rağmen bir gün sona erecektir. Bütün insanlar mahşerde Cenâb-ı Hakk’ın huzurunda toplanacak, günahlarımız ve sevaplarımız Mîzan adı verilen şaşmaz terazide tartılacaktır. Amel defterimiz önümüze açılacak, 

                                 اِقْرَأْ كِتَابَكَۜ كَفٰى بِنَفْسِكَ الْيَوْمَ عَلَيْكَ حَس۪يباًۜ

“Kitabını oku! Bugün sana hesap sorucu olarak kendi nefsin yeter.”[i] denilecektir. 

Dünyada iman edip salih amel işleyenler ve güzel ahlakı düstur edinenler, Allah’ın rahmetine nail olacak ve cennete gireceklerdir. Bu hayatta sorumluluklarını ihmal edenler ise karşılığında cehennemde cezalarını çekeceklerdir.   

Kıymetli Müslümanlar!

Ahirete iman, dünya hayatımıza yön vermelidir. Hesap bilinci, bizi kötülüklerden alıkoymalı, iyiliklere yönlendirmelidir. Ebedi bir hayat düşüncesi, özümüzle, sözümüzle ve yaşantımızla bizi iyi bir insan, ideal bir mümin kılmalıdır. Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır:

“Allah’a ve ahiret gününe iman eden, komşusuna eziyet etmesin. Allah’a ve ahiret gününe iman eden, misafirine ikramda bulunsun. Allah’a ve ahiret gününe iman eden, ya hayır söylesin ya da sussun!”[ii] 

Değerli Müminler!

Ahirete iman eden mümin, kendisiyle, ailesiyle, çevresiyle, canlı cansız bütün yaratılmışlarla barışık yaşar. Onun elinden ve dilinden hiç kimseye zarar gelmez. O, bir başkasının malına, canına, iffet ve onuruna kastedemez.

Hesap gününe inanan mümin, eşine iyi davranır. Evlatlarından şefkat ve merhameti esirgemez. Anne-babasının duasını almanın ve rızalarını kazanmanın gayretinde olur. Akraba ve komşularının hakkını gözetir. Yetime, yoksula, dara düşene el uzatır.

Ebedi hayata iman eden mümin, kötülüklerden uzak durur. Kin, ihtiras, haset ve düşmanlık gibi olumsuz duygularla hareket etmez. Kul ve kamu hakkı yemez. Kazancına haram bulaştırmaz. Huzuru ve mutluluğu, mal ve mülkte, makam ve mevkide, şan ve şöhrette değil, Allah’a imanda, ibadetlerin hazzında ve ahlakın güzelliğinde arar.

Aziz Müslümanlar!

Bu dünyada ne ekersek ahirette onu biçeceğiz. Dünyada iyilik adına ne yaparsak ahirette onu göreceğiz. Dünyada hayır ve sadaka adına ne verirsek ahirette onu bulacağız. Öyleyse dünya hayatının geçici hevesleri bize ahireti unutturmasın. Rabbimizin,

“Ey insanlar! Şüphesiz Allah’ın vaadi gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın…”[iii] uyarısı aklımızdan çıkmasın. Ahirette bizi mahcup edecek her türlü söz ve davranıştan sakınalım. Unutmayalım ki, Rabbimiz, bizleri yaptıklarımızdan ve yapma imkânına sahip olduğumuz halde yapmadıklarımızdan da hesaba çekecektir.

Hutbemi bir ayet mealiyle bitiriyorum: 

        Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve herkes, ahirete önceden ne göndermiş olduğuna baksın. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.”[iv]



[i] İsrâ, 17/14.

[ii] Buhârî, Edeb, 3.

[iii] Fâtır, 35/5.

[iv] Haşr, 59/18.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü 

BİR HADİS BİR YORUM

HAFTANIN HADİSİ

  Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)şöyle buyurur:


اَللّٰهُمَّ إِنّ۪ي أَعوُذُ بِكَ أنْ أَضِلَّ أَوْ أُضَلَّ أَوْ أَزِلَّ أوْ أُزَلَّ أوْ أَظْلِمَ أَوْ أُظْلَمَ أَوْ أَجْهَلَ أَوْ 

يُجْهَلَ عَلَيَّ

Allah’ım! Dalalete (sapıklığa) düşmekten veya (başkalarını) dalalete düşürmekten, hataya düşmekten veya (başkasını) hataya düşürmekten, zulmetmekten veya zulme uğramaktan, cahillik etmekten veya cahillikle karşılaşmaktan, sana sığınırım. 

Ebû Dâvûd (Edeb 112)

Diyanet İşleri Başkanlığının11.08.2023 Tarihli Cuma Hutbesi:SILA-İ RAHİM: RAHMET VE BEREKET VESİLEMİZ

      SILA-İ RAHİM: RAHMET VE BEREKET VESİLEMİZ




Muhterem Müslümanlar!

Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: 

“…Adını anarak birbirinizden dilek ve istekte bulunduğunuz Allah’a karşı gelmekten ve akrabalık bağlarını koparmaktan sakının...”[i]

Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: 

“Rızkının bol, ömrünün bereketli olmasını arzu eden, akrabalık bağını devam ettirsin.”[ii]

Aziz Müminler!

Müminler olarak gözetmemiz gereken önemli değerlerden biri de sıla-i rahimdir. Sıla-i rahim; ailemizle, akrabalarımızla, komşularımızla güzel ilişkiler kurmaktır. Onlarla bağlarımızı koparmamaktır. Sevinçlerini ve hüzünlerini paylaşmaktır. İhtiyaç duydukları anda yardımlarına koşmaktır. Düştükleri vakit ellerinden tutup kaldırmaktır. Birbirimize şefkat, merhamet ve muhabbetle destek olmaktır.

Kıymetli Müslümanlar!

Sıla-i rahim, sadece bizimle ilişkilerini devam ettiren akrabalarımızla ilgilenmek, onların ziyaretinde bulunmak değildir. Bununla birlikte sıla-i rahim, aramayanı aramak, gelmeyene gitmek, hal hatır sormayanın halini ve hatırını sormaktır. Nitekim sahabeden biri Peygamberimiz (s.a.s)’e gelerek, “Ey Allah’ın Resûlü! Ben akrabalarımla ilişkilerimi sıcak tutmaya, irtibatımı devam ettirmeye çalışıyorum, onlarsa beni arayıp sormuyorlar. Ben onlara iyilik ediyorum, onlar bana kötülük ediyorlar.

Ben onlara yumuşak davranıyorum, onlar bana kaba davranıyorlar.” demişti. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (s.a.s), o sahabeye şöyle buyurmuştu: 

“Sen böyle davranmaya devam ettiğin sürece Allah’ın yardımı seninledir.”[iii]

Değerli Müminler!

Teknolojinin baş döndürücü hızla ilerlediği bir dönemde yaşıyoruz. İstediğimiz anda dünyanın diğer ucundaki insanlarla hem sesli hem de görüntülü irtibat kurabiliyoruz. Ancak bütün bu gelişmelerin aksine gün geçtikçe birbirimizden daha da uzaklaşıyor, en yakınımız olan anne babamızı dahi ihmal edebiliyoruz. Her geçen gün kalabalıklar içinde yalnızlaşıyor ve bireyselleşiyoruz. Günümüzde, gözbebeği evlatlarının yolunu gözleyen, yalnızlığa terk edilmiş nice ana-babalar var. Halinin hatırının sorulmasını bekleyen nice akrabalarımız var. Bir nebze olsun dertlerinin paylaşılmasını, gönüllerinin alınmasını dileyen nice yakınlarımız var. Bir selama, içten bir tebessüme, samimiyet ve muhabbete muhtaç nice komşularımız var.

Aziz Müslümanlar!

Rahmet vesilesi olan sıla-i rahimi ihmal etmeyelim. Sıla-i rahimin bereketinden kendimizi mahrum bırakmayalım. Anne-babamızın gönlünü hoş tutalım. Akrabalarımızdan samimiyet ve muhabbeti, selamı ve içten bir tebessümü esirgemeyelim. Bayramlarda, düğün ve cenazelerinde onları yalnız bırakmayalım. Çocuklarımız, büyüklere hürmet etmeyi, yakınlarımızı sevindirmeyi bizden öğrensin. Yavrularımız, sevinçlerin paylaşıldıkça arttığını, üzüntülerin paylaşıldıkça azalacağını bizden görsün.

Hutbemi Allah Resûlü (s.a.s)’in bir hadis-i şerifi ile bitiriyorum: “Sıla-i rahim, Rahmân olan Allah’tan bir bağdır. Kim onunla irtibatını sürdürürse Allah da onunla irtibatını sürdürür; kim de onu koparırsa Allah da o kimseyle ilişkisini koparır.”[iv]


[i] Nisâ, 4/1.

[ii] Buhârî, Edep, 12.

[iii] Müslim, Birr, 22.

[iv] Tirmizî, Birr, 16.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü 

7 Ağustos 2023 Pazartesi

HAFTANIN AYETİ

 Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:

6 Ağustos 2023 Pazar

BİR AYET BİR YORUM

HAFTANIN HADİSİ

 Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)şöyle buyurur:

 مَا منْ دَعْوَةٍ أسْرَعُ إجَابَةً مِنْ دَعْوَةِ غَائِبٍ لِغَائِبٍ 

"Allah Teâla Hazretleri kendisinden istemeyene gadap eder."

             [Tirmizî, Daavât 3, (3370); İbnu Mâce, Dua 1, (3827)

4 Ağustos 2023 Cuma

Diyanet İşleri Başkanlığının 04.08.2023 Tarihli Cuma Hutbesi:CUMA: HAFTALIK BAYRAM GÜNÜMÜZ

                            CUMA: HAFTALIK BAYRAM GÜNÜMÜZ






Her hafta Cuma günü tevhidin nişanesi minarelerden yankılanan ezan-ı Muhammedi ile camilere koşan aziz kardeşlerim! Cumamız mübarek olsun. Allah’ın selamı, rahmeti ve mağfireti hepimizin üzerine olsun.


Muhterem Müslümanlar!


Bugün, günlerden Cuma. Bugün, Peygamberimiz (s.a.s)’in buyurduğu üzere, güneşin doğduğu en hayırlı gün.[1] Bugün, biz müminlerin haftalık bayramı. Bugün, Rabbimize olan kulluk sözünü tazelediğimiz mübarek bir gün. Bugün, kardeşliğimizi pekiştirdiğimiz, birlik ve beraberliğimizi sağlamlaştırdığımız bereketli bir gün.

Aziz Müminler!

Hutbeme başlarken okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:

“Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağrıldığınızda Allah’ı zikretmeye koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır.”[2] A

yet-i kerimeden de anlaşılacağı üzere kendilerine Cuma namazı farz olan kimselerin, ezan okunduktan sonra yaptıkları alışveriş ve elde ettikleri kazanç helal değildir. Evet, bugün en önemli vazifemiz, bütün işlerimizi bir tarafa bırakarak Cuma namazı için camilerde buluşmaktır. Maddi ve manevi kirlerden arınmak için, neşe ve sevinç içerisinde Rabbimizin emrine uymaktır. Yanımızdaki kardeşimize rahatsızlık vermeden, tertemiz bir şekilde omuz omuza saf tutmaktır.  

Kıymetli Müslümanlar!

Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir hadislerinde bizlere şu müjdeyi vermektedir:

“Cuma namazı vaktinde öyle bir an vardır ki insan o anda Allah’tan bir şey dilerse Allah dilediğini ona mutlaka verir.”[3]

Bir başka hadisinde ise Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), bizleri şöyle uyarmaktadır: 

“Her kim önemsemediğinden dolayı Cuma namazını üç defa terk ederse kalbi mühürlenir.”[4] 

Bu hadislerdeki müjde, ne güzel bir müjde; uyarı ise, ne büyük bir uyarıdır. Bu müjdeyi ve uyarıyı işiten bir mümin, Cuma namazını kasten terk edebilir mi hiç?

Değerli Müminler!

Hutbe olmadan Cuma namazı olmaz. Hutbe, tıpkı namaz gibi Allah’ı zikretmektir. Hutbenin bir adabı vardır. Bu da minberdeki hatibi can kulağıyla dinlemektir. Hutbe esnasında asla konuşmamaktır. Telefonla ya da başka şeylerle meşgul olmamaktır. Allah Resûlü (s.a.s) hutbe adabı hususunda bizi şöyle uyarmaktadır: 

“Cuma günü imam hutbe okurken konuşan arkadaşına ‘sus!’ bile desen, hatalı bir iş yapmış olursun.”[5]

Aziz Kardeşlerim!

Cuma gününün bereketinden, sevincinden, maddi ve manevi kazanımlarından kendimizi mahrum bırakmayalım. Günde beş defa eda ettiğimiz namazlarımızı Cuma namazıyla taçlandıralım. 

Sen yine de öğüt ver. Çünkü öğüt müminlere fayda verir.”[6] ilahi hitabına kulak vererek Cuma namazını birbirimize hatırlatalım. Gençlerimizi, çocuklarımızı sevgiyle, muhabbetle, güzel bir üslupla camiye teşvik edelim. Kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla Allah’ın evlerine koşalım. Çalışanlarımızın ve öğrenci kardeşlerimizin en önemli farz ibadetlerinden birisi olan Cuma namazını eda edebilmelerine yardımcı olalım. İş yerlerimizdeki mesai saatlerini, okullarımızdaki ders programlarını Cuma namazının vaktine göre düzenleyelim. Unutmayalım ki ibadet özgürlüğü ve insan haklarına riayet bunu gerektirir. Bu hususta hassas davranmayanlar büyük bir vebal altına girmektedir.

 

[1] Müslim, Cum’a, 18.

[2] Cuma, 62/9.

[3] Tirmizî, Cum’a, 2.

[4] İbn Mâce, İkâmet, 93.

[5] Müslim, Cum’a, 11.

[6] Zâriyât, 51/55.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü