Muhterem Müslümanlar!
Dünya
hayatında her insan yolcudur. Şu fânî âlemde gelen gider, konan göçer. Her birimizin cennete uzanan
yolu, inişlerden ve yokuşlardan, sevinçlerden ve zorluklardan geçer. Umutlar kadar acıları da göze
alarak yolculuğa devam ederken, Rabbimiz bize yüreğimizi telaştan, dilimizi
şikâyetten ve bedenimizi yanlış davranışlardan koruyan eşsiz bir nimet
bahşeder. İşte o nimet, sabırdır.
Aziz Müminler!
Sabır
zillet ya da miskinlik değildir. Sabır yılgınlık ya da çaresizlik de değildir.
Sabır sebattır; kul olma bilinciyle Allah’a ibadete ve itaate devam etmektir.
Sabır dirençtir;
dünyanın bin bir türlü imtihanına göğüs germektir. Sabır ferasettir; şeytanın
vesvesesine kapılmadan, nefsin arzusuna aldanmadan yaşamaya gayret etmektir.
Sabır metanettir; beklenmedik hadiseler karşısında mutedil ve soğukkanlı
davranmaktır. Sabır tevekküldür; her türlü tedbiri aldıktan sonra takdir-i
ilahiye rıza göstermektir. Ve sabır; imanın gereği, selamet
kapısı, cennet
hazinesidir.
Kıymetli
Müslümanlar!
İnsan
bazen küçük sıkıntılara bile sabretmek istemez. Bazen de büyük felaketler
karşısında sabrını kaybeder ve ümitsizlik girdabına düşer. Hastalığının
iyileşmeyeceğini, maddi sıkıntısının sona ermeyeceğini, aile sorunlarının
çözülemeyeceğini düşünür. Huzurun, başarının, şifanın kendisinden çok uzak olduğu vehmine kapılır.
Hâlbuki Kur’an’ın müjdesi apaçıktır: “Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır.”[1] Her zahmette nice rahmet gizlidir. Şer gibi
görünen bir işten umulmadık hayırlar çıkabilir. Yeter ki kul gayret, sabır ve
sebatı elden bırakmasın! Yeter ki insan, Allah’ın daima sabredenlerle beraber
olduğuna inansın!
Değerli Müminler!
Sevgili
Peygamberimiz (s.a.s) bir hadisinde şöyle buyurur: “Kim sabrederse, Allah da
ona dayanma gücü verir. Hiç kimseye sabırdan daha hayırlı ve daha geniş bir
ikram verilmemiştir.”[2]
Öyleyse,
sabır gibi nadide bir nimetin kıymetini bilelim. Allah’ın bizi varlıkla da
yoklukla da imtihan ettiğini, her türlü imtihanın emek ve sabırla kazanılacağını
hatırlayalım.
Hiçbir zaman Rabbimizin yardımından ve merhametinden ümidimizi kesmeyelim.
Hutbemi,
Yüce Kitabımızın şu ayetiyle bitiriyorum: “Kim Allah’tan
korkar, kötülükten sakınır
ve sabrederse, şüphesiz Allah güzel davrananların mükâfatını zayi etmez.”[3]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder