24 Temmuz 2020 Cuma

Diyanet İşleri Başkanlığının 24.07.2020 Tarihli Cuma Hutbesi:AYASOFYA: FETHİN NİŞANESİ, FATİH’İN EMANETİ


                 AYASOFYA: FETHİN NİŞANESİ,
                                      FATİH’İN EMANETİ





Muhterem Müslümanlar!


Bugün, Ayasofya’nın kubbelerinde yeniden tekbir, tehlil ve 
salavatların yankılandığı, minarelerinden ezan ve 
salâların yükseldiği gündür. Evlad-ı Fatihan’ın hasreti, ulu 
mabedin sessizliği sona eriyor. Ayasofya Cami-i Şerifi 
bugün yeniden mümin ve muvahhit cemaatine kavuşuyor.

Bizleri böyle şerefli ve tarihî bir günde bir araya getiren Rabbimize sonsuz hamd ü senalar olsun. “Konstantiniyye mutlaka fetholunacaktır. Onu fetheden komutan ne güzel komutandır! Ve o asker, ne güzel askerdir!”[1] buyurarak fethi müjdeleyen Resûl-i Ekrem Efendimize salat ve selam olsun. 

Bu müjdeye nail olma aşkıyla yollara düşen İstanbul’un 

manevi mimarı Ebû Eyyûb el-Ensârî Hazretleri başta 

olmak üzere, ashab-ı kirama, onların kutlu izinden 

gidenlere, Anadolu’yu bize vatan eylemiş, korumuş ve 

emanet etmiş olan bütün şehit ve gazilerimize selam 

olsun.

Çağının en gelişmiş teknolojisini üreten, gemilerini 

karadan yürüten, Allah’ın izni ve inayetiyle İstanbul’u 

fetheden, sonra da bu aziz şehrin tek bir taşına bile zarar 

gelmesine izin vermeyen, o genç ve dirayetli padişaha, 

Fatih Sultan Mehmet Han’a selam olsun.

Ayasofya, asırlar öncesinden gelen gül rengi bir 

muştudur. 

Ayasofya, fethin nişanesi ve kıyamete kadar cami olması 

kaydıyla onu vakfeden Fatih’in emanetidir. Bu nadide 

emanetin cemaatine kavuşması için dünden bugüne 

canla başla emek veren büyüklerimize, ilim ve fikir 

insanlarımıza, irfan ve ihsan öncülerimize, tüm 

kardeşlerimize selam olsun.

Aziz Müminler!


Ayasofya’nın yeniden ibadete açılması, beş asır boyunca 

cami olarak müminleri bağrına basan mukaddes bir 

mekânın, aslî vasfını kazanmasıdır.

Ayasofya’nın yeniden ibadete açılması, başta Mescid-i 

Aksa olmak üzere, yeryüzünün bütün mahzun ve mazlum 

mescitlerinin ümide kavuşmasıdır.

Ayasofya’nın ibadete açılması, temeli tevhid, tuğlası ilim, 

harcı erdem olan medeniyetimizin yükselmeye devam 

edişidir.

Kıymetli Müslümanlar!


Bizim medeniyetimiz, cami merkezli bir medeniyettir. 

Camilerimiz, birlik ve dirliğimizin, ilim ve irfanımızın 

kaynağıdır. Yüce Rabbimiz, cami ve mescitleri imar 

edenler hakkında şöyle buyurmaktadır: 
“Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah’tan başkasından korkmayan kimseler imar eder. İşte doğru yolda oldukları umulanlar bunlardır.”[2]

Bir caminin yapılması ve varlığını koruması için gayret 

gösteren kimseleri Peygamberimiz cennetle müjdeler:
“Her kim Allah için bir mescit bina ederse, Allah da ona cennette bu mescidin benzeri bir köşk bina eder.”[3]


Aziz Müslümanlar!

Şimdi bize düşen, birlik ve kardeşlik şuuruyla camilerimizi 

canlı tutmaktır. Camilerimizi hayatımızın merkezine 

almaktır. Kadınıyla erkeğiyle, çocuğuyla, genciyle, 

yaşlısıyla camilerimizde olmak, camilerimizle hayat 

bulmaktır. 
Ayasofya Cami-i Şerifi’nin ifade ettiği ulvi anlamlara sahip 

çıkmak için daha büyük bir inanç, azim, kararlılık, 

heyecan ve özveri ile çalışmaktır.




[1] Ahmet b. Hanbel, Müsned IV, 335.
[2] Tevbe, 9/18.
[3] Müslim, Zühd, 44.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü 
KAYNAK:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder