MÜSTAKİM OL,
EMİN OL HER TASADAN!
Muhterem Müslümanlar!
Bir sahabi, Peygamber Efendimizin yanına gelerek
ona şöyle dedi: “Ey Allah’ın Resûlü, bana İslâm ile ilgili öyle bir nasihat ver
ki, bu konuda başka kimseye soru sorma ihtiyacım kalmasın.” Bunun üzerine
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurdu:
“Allah’a inandım de, sonra da
dosdoğru ol”[1]
Aziz Müminler!
İnsanın yaratılış gayesi kulluktur, en önemli
vazifesi ise Allah’ın varlığına ve birliğine inanmak sonra da bu imanın gereği
olarak dosdoğru yaşamaktır. Zira iman gönüllere işleyince, duygulara,
düşüncelere ve davranışlara yansır. Kişiyi hak ve hakikate, dürüstlük ve
istikamete yöneltir. İşte o zaman mümin,
huzurlu ve onurlu bir hayat yaşar. Her iki dünyada da sıkıntı ve kederden emin
olur. Takvaya ve ilâhî ikrama kavuşur.
Kıymetli Müslümanlar!
İstikamet; imanda sebat
etmek ve ahdine vefa göstermektir. Cenâb-ı Hakka itaat, Resûlüllah’a ittiba
etmektir. Özü, sözü bir olmak, olduğu gibi görünmek ve göründüğü gibi olmaktır.
İstikamet; küfürden ve
şirkten arınmak, günahtan ve isyandan kaçınmaktır. Fitne ve fesattan uzak
durmak, nefsin aşırı istekleri ve şeytanın vesvesesi ile mücadele etmektir.
Değerli Müminler!
İstikamet sahibi bir
mümin, doğruluktan ödün vermez. Sözünü eğip bükmez, asla yalan söylemez.
Adaleti gözetir, haksızlığa meyletmez. İyi niyetli ve samimidir, riyakârlık
göstermez. İşini sağlam ve güzel yapar; hileye tevessül etmez. Yaratan’a olan
sevgi ve saygısıyla, yaratılana merhamet gösterir, hiçbir canı incitmez. Hâsılı
sırât-ı müstakim üzere yaşar. Allah’ın rızasını kazanmayı her türlü kazançtan
aziz bilir. Rabbinin gizli ya da aşikâr her şeyi görüp işittiğinin ve kullarını
hesaba çekeceğinin bilincinde bir hayat sürer.
Hutbemi
Yüce Rabbimizin şu müjdesiyle bitiriyorum:
“Rabbimiz Allah’tır deyip sonrada dosdoğru olanlara ne bir korku vardır
ne de onlar üzüntü çekeceklerdir.” [2]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder