MÜSLÜMANIN HAYATINA YÖN VEREN REHBER: SÜNNET-İ SENİYYE
Muhterem Müslümanlar!
Hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim; Rabbimizi bizlere tanıtan, yaratılışın hikmetini, hayatın gayesini öğreten ilahi mesajdır. Hak ile batılı, doğru ile yanlışı ayırt eden bir kılavuzdur. Kalplere şifa, gönüllere rahmet, ruhlara sekinettir. Sünnet-i seniyye ise; Kur’an’ın hayata yansımış, imanın pratiğe dönüşmüş, İslam’ın vücut bulmuş halidir. Hutbemize başlarken okuduğumuz ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
“Resûlüm! De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi
sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah bağışlayan ve merhamet
edendir.”[1]
Aziz Müminler!
Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir hadis-i şeriflerinde,
“Kim benim
sünnetimi yaşatırsa beni sevmiş olur, kim de beni severse cennette benimle
birlikte olur”[2]
buyurmaktadır.
Sünnet üzere yaşamak; Cenâb-ı Hakk’ı herkesten ve her şeyden çok sevmek, O’nun emirlerine
uymak, yasaklarından kaçınmaktır. Kur’an-ı Kerim’i gönlümüze ve hayatımıza
nakşetmek, İslam ahlakını kuşanmaktır. Sünnet üzere yaşamak, ailede sevgi ve
muhabbeti hâkim kılmaktır. Ticarette helal-haram hassasiyetini gözetmek,
doğruluk ve dürüstlükten ayrılmamaktır. Sünnet üzere yaşamak; hayatı birbirimize
yaşanılır kılmak, elimizle ve dilimizle kimseye zarar vermemektir. Sünnet üzere
yaşamak; ümmet bilinciyle hareket etmek, birbirimizi Allah için sevmek, bir
binanın tuğlaları gibi kenetlenmek, sevincimizi ve hüznümüzü paylaşmaktır. Sünnet
üzere yaşamak, iki günü birbirine denk olmadan bir ömür sürmektir.
Kıymetli Müslümanlar!
Dün olduğu gibi bugün de insanlık, Allah Resûlü (s.a.s)’in çağlar üstü mesajlarına muhtaçtır. Onun sünneti; her yüreğe dokunan, her insana hitap eden, her topluma yol gösteren güzellikler barındırmaktadır.
Bu husus Kur’an-ı Kerim’de şöyle ifade edilmektedir:
“İçinizden Allah’ın lütfuna ve ahiret
gününe umut bağlayanlar, Allah’ı çokça ananlar için hiç şüphe yok ki,
Resûlullah’ta güzel bir örneklik vardır.”[3]
Değerli Müminler!
Bize
düşen; Allah’ın emirlerini, Resûlullah (s.a.s)’in sünnetini, her şeyden daha
önemli ve daha değerli görmektir. Peygamberimiz (s.a.s)’in güzel ahlakını
hayatımızın her alanına aktarmanın gayretinde olmaktır. Peygamber Efendimiz
(s.a.s)’in sevgisini çocuklarımız ve gençlerimizin gönlüne nakış nakış işlemeye
daha fazla özen göstermektir. Şu hususu
unutmayalım ki, Allah Resûlü (s.a.s)’in sünnetini dikkate almadan
Kur’an-ı Kerim’i anlamak, İslam’ı yaşamaya çalışmak, Allah’ın rızasına ve
sevgisine nail olmak mümkün değildir.
Hutbemizi Peygamber Efendimiz
(s.a.s)’in Veda Hutbesindeki şu uyarılarıyla bitirmek istiyorum:
“Size
iki şey bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla
şaşırmazsınız. Bunlar, Allah’ın Kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.”[4]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder