Efkan Vural'ın Yazıları
31 Ekim 2025 Cuma
Diyanet İşleri Başkanlığının 31.10.2025 Tarihli Cuma Hutbesi:AİLEDE HUZURUN KAYNAĞI: MERHAMET VE MUHABBET
Diyanet İşleri Başkanlığının 31.10.2025 Tarihli Cuma Hutbesi:
AİLEDE HUZURUN KAYNAĞI: MERHAMET
VE MUHABBET
Muhterem
Müslümanlar!
Aile; Yüce Rabbimizin bizlere bahşettiği sayısız nimetlerden bir tanesidir. Aile, ruhun sekinet bulduğu; insanın insana, cânın cânâna emanet edildiği güven yurdudur. İmanın gönüllere yerleştiği, ibadetlerin hayat bulduğu; iyiliğin, adaletin, doğruluğun, sevgi ve saygının öğrenildiği bir mekteptir. Aile, insanı kötülüklerden ve günahlardan koruyan sağlam bir kaledir. Ahlaklı bir nesli yetiştiren, şahsiyet ve kimliği şekillendiren, erdemli bir toplumu oluşturan muhabbet ve merhamet ocağıdır.
“İçinizden
kendileri ile huzura kavuşacağınız eşler yaratıp aranızda muhabbet ve rahmet
var etmesi, Allah’ın varlığının delillerindendir. Bunda düşünen bir toplum için
elbette ibretler vardır”[1] ayetinde buyrulduğu üzere
aile, ilahi
rahmetin yeryüzündeki tecellisidir.
Aziz
Müminler!
Ailenin her ferdi vazgeçilmezdir, önemlidir, değerlidir. Anne
ve baba; fedakârlığın, huzurun ve şefkatin vücut bulmuş halidir. Çocuklar;
Allah’ın eşsiz emanetleri, aile yuvasının nadide çiçekleridir. Anne ve babanın elinde bütün insanlığın
hayrına yetiştirilmesi gereken cevherlerdir. Nine ve dede ise geçmişin mirasını geleceğe taşıyan,
yerleri doldurulamayan, elleri öpülesi ulu çınarlardır.
Kıymetli
Müslümanlar!
Büyük emek ve umutlarla kurulan aile yuvalarımız bugün nice
tehditlerle karşı karşıyadır. Sapkın akımlar ve batıl ideolojiler, aile yapısını bozmaya çalışmakta,
özgürlük bahanesiyle gayr-ı meşru birliktelikler aile olarak sunulmaktadır. Ailemizin ve toplumumuzun istikbali, devletimizin bekası, millet
varlığımızın teminatı olan çocuklarımız külfetmiş gibi gösterilmektedir. Anne
ve babalar, nine ve dedeler ise rahatlık ve konfor gerekçe gösterilerek yalnızlığa
ve ilgisizliğe mahkûm edilmektedir. Dijital
mecralarda fıtratımıza uygun olmayan bir takım içerikler; bazı sinema, dizi,
reklam ve televizyon programları ile aile yapımız yıkıcı etkilere maruz
bırakılmaktadır. Ancak şunu bilelim ki, bütün bu olumsuzluklar karşısında asla
çaresiz değiliz. Bu sorunların çözümü; Kur’an-ı Kerim’in rahmet yüklü mesajları
ve Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in örnek ahlakıyla yoğrulan özümüze dönüşte
saklıdır.
Değerli
Müminler!
Ailemizi; Rabbimizin emrettiği, Resûlullah (s.a.s)’in hayatına aktardığı şekilde kurmak, sevgi ve saygıyla korumak, şefkat ve muhabbetle yaşatmak, iyilik ve adaletle geleceğe taşımak hepimizin ortak sorumluluğudur.
Dolayısıyla,
“En bereketli nikâh, külfeti en az olanıdır”[2] buyuran Allah Resûlü (s.a.s.)’in tavsiyesine uyarak aile yuvalarının kolaylıkla kurulmasına çaba gösterelim. Çocuklarımızın en mutlu zamanlarını lüks ve israfa kurban etmeyelim.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in,
“Sizin en hayırlınız, ailesine en hayırlı olandır. İçinizde ailesine karşı en hayırlı olan da benim”[3] hadisini kendimize rehber edinelim. Ailemizde nezaket ve zarafeti hâkim kılalım.
Göz aydınlığı çocuklarımızın çokluğunu Cenâb-ı Hakk’ın lütfettiği büyük bir nimet ve bereket kaynağı olarak görelim.
“Biz insana anne babasına iyi davranmasını emrettik”[4]
ilahi hitabına itaat
ederek aile büyüklerimize merhamet kanatlarımızı indirelim. Allah’ın rızasına
ulaşmanın yollarından birinin de anne babanın rızasından geçtiğini unutmayalım.
Hutbemizi Kur’an-ı Kerim’de bize
öğretilen şu dua ile bitirmek istiyorum:
“Ey
Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi takva
sahiplerine öncü eyle!”[5]
29 Ekim 2025 Çarşamba
29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI
CUMHURİYETİMİZİN 102.YILI
ve
29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI
Cumhuriyetimiz bundan tam 102 yıl önce TBMM' de ilan
edilmişti.
Bugün 29 Ekim 2023 yani bugün itibarıyla Cumhuriyetimiz 102
yaşında..
Cumhuriyet halkın kendi kendini yönetmesidir, kısaca.
Bugün bizim için önemli ve değerli bir gündür.
Çünkü bugünde, 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet kurulmuş ve
insanlar Cumhuriyetle birlikte özünde var olan özgürlük ve
eşitlik gibi unsurları kavramıştır.
Cumhuriyet bir halk yönetimi şeklidir. Cumhuriyet yönetiminde
egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir.
Bağımsızlık , özgürlük ve eşitlik Türk ulusunun önem
verdiği unsurlar olduğu için, Türk ulusu ancak
bir Cumhuriyet yönetim şekliyle yönetilebilir.
Cumhuriyete kavuşmamız tabi iki de kolay olmamıştır.
Çünkü atalarımız uzun yıllar bu uğurda savaşıp, kanlarını ve
canlarını vermişlerdir.
Türk Milleti 1.dünya savaşı sonrası yenilmiş sayılmış ve
toprakları işgale başlanmıştı.
Osmanlı devletinin başkenti İstanbul başta olmak üzere
ülkenin hemen hemen tamamı işgal edilmişti.
Bu işgal ve esaretten Türk Milletinin azmi ve gayreti ile kısa
sürede kurtulup bağımsızlığa ulaşılmıştır.
Mustafa Kemal önderliğinde Türk Milleti vermiş olduğu
mücadele ile Kurtuluş savaşını kazanarak zafere
ulaşılmıştır.
Artık Türk Milletinin kurmuş olduğu yeni Türk Devletinin adı
konulup yönetim şekli belirlendi.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti
Ülkemiz tüm dünyaya tanıtılması sağlandı.
Bundan 102 yıl önce emperyalistlere rağmen Yeni Türkiye
Cumhuriyeti Kurularak tüm mazlum milletlere örnek olmuştur.
Bugün de Türkiye Cumhuriyeti Devleti tüm mazlumların
yanındadır.
Tüm mazlum milletlere örnek olmaya devam etmektedir.
Bu gün yine emperyalistler iş başındalar...Filistin Gazze'de
ölüm yağdırmaktalar....
Öyle anlaşılıyor ki, Türkiye çok daha güçlü olmak zorunda...
Türkiye Cumhuriyetinin rolü geçmişte olduğu gibi her zaman
çok önemlidir.
Bunun için hepimiz çok çalışacağız. Birlik ve beraberlikle
çözemeyeceğimiz hiç bir sorun olmayacaktır.
Büyük bir millet olduğumuzu unutmamalıyız...
Büyüklüğümüze layık olmalıyız.
Gece gündüz durmadan çok çalışmalıyız...
Bizden yardım bekleyenlere derman olmalıyız...
Tabi önce kendimiz iyi olacağız.
Soba misali önce kendini ısıtıp sonra çevresine ısı verecektir.
Bu şuur ile Cumhuriyetimizin ilanının 102. yılının da başta
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadaşları olmak
üzere, vatanımızın aziz topraklarını canları pahasına savunan
ve asil milletimizin küllerinden yeniden doğmasını sağlayan
tüm şehit ve gazilerimizi rahmetle anıyoruz.
Cumhuriyet'e sahip çıkmanın onurunu yaşıyor,
Aziz Türk Milleti'nin Cumhuriyetinin 102. yılını ve 29 Ekim
Cumhuriyet Bayramı'nı kutluyor saygı ve sevgiler sunuyoruz.
Efkan VURAL
27 Ekim 2025 Pazartesi
24 Ekim 2025 Cuma
HAFTANIN HADİSİ
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)şöyle buyurur:
Allah'a ve ahiret gününe iman eden ya
faydalı söz söylesin ya da sussun.
(Buhârî, "Edeb", 31, 85; Müslim,
"Îmân", 74, 75, 77)
Diyanet İşleri Başkanlığının 24.10.2025 Tarihli Cuma Hutbesi:BİRLİKTE BEREKET, KARDEŞLİKTE RAHMET VARDIR
BİRLİKTE BEREKET, KARDEŞLİKTE RAHMET VARDIR
Muhterem
Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:
“Allah’a
ve Resûlüne itaat edin ve birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüz
elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.”[1]
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor:
“Birbirinizle ilgi ve alakayı kesmeyin,
birbirinize sırt çevirmeyin, birbirinize kin beslemeyin, birbirinize haset
etmeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olun.”[2]
Aziz
Müminler!
Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber
Efendimiz (s.a.s)’in bizlere öğrettiği değerlerden biri de kardeşliktir. Bu
kardeşlik, farklı dilleri, farklı renkleri aynı inanç ve aynı idealler
etrafında buluşturan iman kardeşliğidir. Bu kardeşliğin temelinde Yüce Allah’a
kul, Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s)’e ümmet olma bilinci vardır. Bu kardeşlikte
bir olma, biz olma, güçlü olma gayreti vardır; sen ben davası gütmek, üstünlük
yarışına girmek yoktur. Bu kardeşlikte birlik ve beraberlik içerisinde hareket
etmek vardır, parçalanıp dağılmak yoktur. Bu kardeşlikte muhabbet, merhamet, paylaşma
ve yardımlaşma gibi güzel hasletler vardır; kin, nefret, şiddet ve düşmanlık
yoktur.
Kıymetli
Müslümanlar!
Gücünü imandan alan bu kardeşlik anlayışı, asırlardır bizi millet olarak bir arada tutmuştur.
“Eğer inanıyorsanız üstün gelecek olan sizlersiniz”[3]
ayetine gönülden iman eden şanlı ecdadımız; Malazgirt’te, İstanbul’un
fethinde, Çanakkale’de işte bu kardeşlik bağı ile üstün gelmiştir. Nice şehit
kanıyla sulanan bu topraklar, İstiklal Harbi’nde bu kardeşlik ruhu ile kıyamete
kadar bize vatan olmuştur.
Değerli
Müminler!
Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır:
“Ey iman edenler! Eğer siz Allah’ın dinine yardım ederseniz, Allah da size yardım eder ve ayaklarınızı sabit kılar.”[4] İlhamını bu ayetten alan milletimiz, asırlar boyu İslam’ın sancaktarlığını yapmış, insanlığa hizmet etmiştir. Her daim mazlumun yanında yer almış, hakkı tutup kaldırmanın, dünyaya adaleti ve iyiliği yaymanın gayretinde olmuştur. Bu gayreti devam ettirdiğimiz sürece Allah (c.c) bizi de yardımsız ve kimsesiz bırakmayacaktır.
اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ اِخْوَةٌ
“Müminler ancak kardeştirler”[5] ayetine sımsıkı sarılan
ecdadımız, bütün zorlukları birlikte omuz omuza aşmıştır. Onlar canlarından
geçmiş, bir karış topraktan vazgeçmemiş, mabetlerimize namahrem eli
değdirtmemiştir. Bu birlik ve beraberlik anlayışını yaşattığımız
müddetçe cennet yurdumuzda ezanlar dinmeyecek, şanlı bayrağımız yere
düşmeyecektir.
Aziz
Müslümanlar!
Peygamberimiz (s.a.s)’den öğrendiğimiz,
geçmişlerimizden miras aldığımız kardeşlik ruhunu zedeleyecek her türlü söz ve
davranıştan kaçınalım. Aynı inanca, aynı tarihe, aynı ideallere sahip bir
millet olarak, farklılıklarımızı
zenginlik vesilesi sayalım. İstiklal ve istikbalimiz için geçmişine ve
değerlerine sımsıkı bağlı, ahlak ve bilgiyle donanımlı nesiller yetiştirmenin
gayretinde olalım. Bizi biz yapan milli ve manevi değerlerimize sahip çıkalım.
Bu
vesileyle; üzerinde yaşadığımız bu toprakları canlarıyla bize emanet eden aziz
şehitlerimizi, ahirete irtihal eden kahraman
gazilerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyoruz. Hayatta olan gazilerimize Yüce
Rabbimizden sağlık ve huzur diliyoruz. Cenâb-ı Hak, birlik ve beraberliğimizi
daim, devletimizi ve milletimizi payidar eylesin.
20 Ekim 2025 Pazartesi
17 Ekim 2025 Cuma
HAFTANIN HADİSİ
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)şöyle buyurur:
“Kim benim sünnetimi yaşatırsa beni sevmiş olur, kim de beni severse cennette benimle birlikte olur”
Tirmizî, İlim, 16.
Diyanet İşleri Başkanlığının 17.10.2025 Tarihli Cuma Hutbesi:MÜSLÜMANIN HAYATINA YÖN VEREN REHBER: SÜNNET-İ SENİYYE
MÜSLÜMANIN HAYATINA YÖN VEREN REHBER: SÜNNET-İ SENİYYE
Muhterem Müslümanlar!
Hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim; Rabbimizi bizlere tanıtan, yaratılışın hikmetini, hayatın gayesini öğreten ilahi mesajdır. Hak ile batılı, doğru ile yanlışı ayırt eden bir kılavuzdur. Kalplere şifa, gönüllere rahmet, ruhlara sekinettir. Sünnet-i seniyye ise; Kur’an’ın hayata yansımış, imanın pratiğe dönüşmüş, İslam’ın vücut bulmuş halidir. Hutbemize başlarken okuduğumuz ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
“Resûlüm! De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki Allah da sizi
sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah bağışlayan ve merhamet
edendir.”[1]
Aziz Müminler!
Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir hadis-i şeriflerinde,
“Kim benim
sünnetimi yaşatırsa beni sevmiş olur, kim de beni severse cennette benimle
birlikte olur”[2]
buyurmaktadır.
Sünnet üzere yaşamak; Cenâb-ı Hakk’ı herkesten ve her şeyden çok sevmek, O’nun emirlerine
uymak, yasaklarından kaçınmaktır. Kur’an-ı Kerim’i gönlümüze ve hayatımıza
nakşetmek, İslam ahlakını kuşanmaktır. Sünnet üzere yaşamak, ailede sevgi ve
muhabbeti hâkim kılmaktır. Ticarette helal-haram hassasiyetini gözetmek,
doğruluk ve dürüstlükten ayrılmamaktır. Sünnet üzere yaşamak; hayatı birbirimize
yaşanılır kılmak, elimizle ve dilimizle kimseye zarar vermemektir. Sünnet üzere
yaşamak; ümmet bilinciyle hareket etmek, birbirimizi Allah için sevmek, bir
binanın tuğlaları gibi kenetlenmek, sevincimizi ve hüznümüzü paylaşmaktır. Sünnet
üzere yaşamak, iki günü birbirine denk olmadan bir ömür sürmektir.
Kıymetli Müslümanlar!
Dün olduğu gibi bugün de insanlık, Allah Resûlü (s.a.s)’in çağlar üstü mesajlarına muhtaçtır. Onun sünneti; her yüreğe dokunan, her insana hitap eden, her topluma yol gösteren güzellikler barındırmaktadır.
Bu husus Kur’an-ı Kerim’de şöyle ifade edilmektedir:
“İçinizden Allah’ın lütfuna ve ahiret
gününe umut bağlayanlar, Allah’ı çokça ananlar için hiç şüphe yok ki,
Resûlullah’ta güzel bir örneklik vardır.”[3]
Değerli Müminler!
Bize
düşen; Allah’ın emirlerini, Resûlullah (s.a.s)’in sünnetini, her şeyden daha
önemli ve daha değerli görmektir. Peygamberimiz (s.a.s)’in güzel ahlakını
hayatımızın her alanına aktarmanın gayretinde olmaktır. Peygamber Efendimiz
(s.a.s)’in sevgisini çocuklarımız ve gençlerimizin gönlüne nakış nakış işlemeye
daha fazla özen göstermektir. Şu hususu
unutmayalım ki, Allah Resûlü (s.a.s)’in sünnetini dikkate almadan
Kur’an-ı Kerim’i anlamak, İslam’ı yaşamaya çalışmak, Allah’ın rızasına ve
sevgisine nail olmak mümkün değildir.
Hutbemizi Peygamber Efendimiz
(s.a.s)’in Veda Hutbesindeki şu uyarılarıyla bitirmek istiyorum:
“Size
iki şey bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla
şaşırmazsınız. Bunlar, Allah’ın Kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.”[4]