sonsuz hayat ahiret
Muhterem Müslümanlar!
Asr-ı saadette bir adam telaşlı bir şekilde Mescid-i Nebevî’ye girdi ve gür sesiyle Peygamberimize “Ey Allah’ın Resûlü, kıyamet ne zaman kopacak?” diye sordu. Ashâb-ı kirâm, ona susmasını işaret ettiyse de o, aynı soruyu sesini alçaltmadan üç defa tekrarladı. Resûl-i Ekrem (s.a.s), önce namazı kıldırdı, sonra da
“Kıyametin ne zaman kopacağını soran kişi nerede?” diye sordu.
Adam, “Benim, Yâ Resûlallah.” diye cevap verdi. Peygamberimiz,
“Peki sen kıyamet için ne hazırladın?” buyurdu.
Soruyu soran kişi bu defa “Benim çok fazla amelim yok. Fakat ben, Allah ve Resûlü’nü gerçekten çok seviyorum.” deyince, Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyurdu:
“Kişi sevdiğiyle beraberdir, sen de sevdiğinle beraber olacaksın.”[1]
Böylelikle Allah Resûlü (s.a.s), kıyametin ne zaman kopacağıyla
ilgilenilmesinden ziyade ahiret için hazırlık yapılmasını ümmetine hatırlatmıştır.
Aziz Müminler!
Dünya, insan için bir sınav yeri ve misafirhanedir. Ahiretin
tarlası ve ona hazırlık yeridir. Ahiret ise, kulluk
yolculuğumuzun sonsuzluk durağıdır. Bizim asıl yurdumuz
ve ebedi meskenimizdir. Ahiret, dünyada iken ektiklerimizi
biçeceğimiz, büyük veya küçük, iyi ya da kötü bütün
yaptıklarımızın hesabını vereceğimiz yerdir.
Kıymetli Müslümanlar!
Ahirete iman etmek, hayatımıza, tutum ve davranışlarımıza
anlam katar. Yaratılış gayemizi idrak etmemizi sağlar.
Rabbimize imanımızı, ibadet ve itaatimizi güçlü kılar. Canlı
cansız bütün mahlûkata karşı sorumluluk
bilinci kazandırır.
Değerli
Müminler!
Ahirete iman eden kişi, ilahi bir gözetim altında olduğunun
bilincindedir. Daima ölçülü ve dengelidir. Affedicidir,
bağışlayıcıdır, hoşgörülüdür. Zorluklar karşısında sabırlı ve
metanetlidir. Hiçbir zaman ümidini yitirmez, daima Allah’a
tevekkül eder. Huzuru ve mutluluğu, O’na imanda ve
O’nun rızasını kazandıracak amellerde arar. Zira mümin,
bilir ki;
وَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ شَراًّ يَرَهُ فَمَنْ يَعْمَلْ مِثْقَالَ ذَرَّةٍ خَيْراً يَرَهُۜ
“Kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse onun mükâfatını
görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse
onun cezasını görecektir.”[2]
Aziz
Müslümanlar!
Peygamberimiz (s.a.s) bir hadisinde şöyle buyurmuştur:
“Ben, dünyada bir ağacın altında gölgelendikten sonra
yola koyulup orayı terk eden bir yolcu gibiyim.”[3]
Evet, hepimiz ahiret yolcusuyuz. Bir misafir misali
konakladığımız bu dünyadan göç edeceğiz. O büyük gün
geldiğinde, dünyada yapıp ettiklerimizle yüzleşeceğiz
. Amel defterimiz elimize verilecek, adalet terazileri
kurulacak ve hesaba çekileceğiz. Her iyiliğimizin
mükâfatını göreceğimiz gibi, her günahımızın da hesabını
vereceğiz. Ne mutlu, kendisini hesaba çeken ve ölümden
sonrası için çalışanlara! Ne mutlu, mahşer günü kitabı
sağından verilenlere! Razı olacakları bir hayat kendilerine
bahşedilenlere!
Hutbemi Rabbimizin şu ayetiyle bitiriyorum:
“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve
herkes yarın için ne hazırladığına baksın. Allah’a karşı
gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan
haberdardır.”[4]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder