RAHMET VE MAĞFİRET MEVSİMİNE GİRERKEN
Muhterem Müslümanlar!
Müjdeler olsun hepimize, şükürler olsun Rabbimize. Ramazan-ı şerifin hilali bir kez daha doğacak üzerimize. Bu akşam kılacağımız ilk teravih namazıyla karşılayacağız inşallah rahmet ve mağfiret mevsimini. Teravih ki, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in kıldığı, kıldırdığı ve ümmetinin kılmasını istediği,[i] sahabe-i kiramdan beri günümüzdeki şekliyle kılınagelen[ii] sünnet bir namazdır. Teravih; yorulan ruhlarımızı dinlendiren, daralan gönüllerimizi ferahlatan, günahlarımızın affına vesile olan müstesna bir ibadettir.
Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyurmaktadır:
“Kim, inanarak ve sevabını Allah’tan bekleyerek
teravih namazını kılarsa geçmiş günahları bağışlanır.”[iii]
Aziz
Müminler!
Bu gece, Ramazanın bereketi olan sahura kalkacağız inşallah. Sahur vakti, teheccüd namazının vaktidir. Dua ve niyaz, tövbe ve istiğfar vaktidir. Sahura kalkmak, mahlûkatın uyanışına şahitlik etmektir. Uykuyu terk edip, gafleti bir kenara bırakıp, Rabbimizin maddi ve manevi ikramlarıyla dirilmektir.
Allah Resûlü (s.a.s),
فَإِنَّ فِى السُّحُورِ بَرَكَةً
“Sahurda
bereket vardır.”[iv]
buyurmuş, bir yudum suyla bile olsa sahur yapmamızı istemiş, sahura kalkanlara
Allah’ın merhamet edeceğini, meleklerin ise hayır duada bulunacağını müjdelemiştir.[v]
Kıymetli Müslümanlar!
Ramazan, oruç ayıdır.
Peygamber Efendimiz (s.a.s),
“Mübarek Ramazan ayı geldi. Yüce Allah bu ayda oruç tutmayı farz kıldı. Bu ayda cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır…”[vi] buyurmaktadır.
Mukim, akıllı ve büluğ çağına ermiş, hastalık ve yolculuk
gibi dinen geçerli bir mazereti bulunmayan her Müslümanın Ramazan ayında oruç
tutması farzdır. Rükünlerine, şartlarına ve adaplarına riayet edilerek tutulan
oruç, irademizi güçlendirir, gönlümüzü
bencillik ve tamahkârlıktan kurtarır. Elimizi
haramdan, dilimizi gıybet ve yalandan, ibadetlerimizi riyadan, kalbimizi
günahlardan arındırır. Bizleri cehennemden uzaklaştırıp cennete
yaklaştırır.
Değerli Müminler!
Ramazan, Kur’an ayıdır.
Yüce Rabbimiz,
“Ramazan; insanlar için bir hidayet rehberi, hak ile batılı birbirinden ayırmanın apaçık delilleri olarak Kur’an’ın indirildiği aydır...”[vii] buyurmaktadır.
O halde, Ramazanı
on bir ayın sultanı kılan Kur’an-ı Kerim’i bol bol okuyalım, manası
üzerinde düşünelim, onun hükümlerini hayatımıza aktarmanın daha çok gayretinde
olalım. Çocuklarımıza Kur’an’ı, orucu, namazı, camiyi sevdirelim. Muhabbet ve
merhamet mekânı camilerimize gelen çocuklarımızı incitmeyelim. Onları güler yüz
ve tatlı dille cemaatimiz arasına alarak namazın sükûnetle kılınabilmesini
sağlayalım. Ramazan ayının rahmet ve
bereketinden, neşe ve coşkusundan onları mahrum bırakmayalım.
Aziz
Müslümanlar!
Ramazan; Rabbimize, kendimize, ailemize, çevremize ve insanlara karşı
sorumluluklarımızı bir kez daha gözden geçirme ayıdır. Öyleyse gönlümüzü,
evimizi, işyerimizi, sokağımızı, köyümüzü, ilçemizi, şehrimizi Ramazan ayına
hazırlayalım. Yemeden içmeye, giyimden
kuşama, alışverişten tüketime, aileden komşuluk ilişkilerine kadar hayatımızın
her anına ve alanına İslam’ın emir ve yasaklarını aktarmaya gayret edelim. Dinimizde
ve medeniyetimizde yeri olmayan, Ramazanın ruhuna uygun düşmeyen eğlencelerle
vaktimizi heba etmeyelim. İbadetlerimizi vaktinde eda etmeye özen gösterelim; zamanımızı ibadet vakitlerine göre
ayarlayalım. Lüks ve israfın sergilendiği, ihtiyaç sahiplerinin unutulduğu
iftar sofraları kurmayalım. Mazluma, yoksula, kimsesize, yetim ve öksüze kol
kanat gerelim, iftar sofralarımızı muhtaçlarla paylaşalım. Orucu bahane ederek
evde, işyerinde ve trafikte gönül kırmayalım, huzursuzluk çıkartmayalım.
Fırsatçılık yaparak fahiş fiyatlarla insanları mağdur etmeyelim. Müslümanlara
zulmedenlere destek verenlerin ürünleriyle sofralarımızı donatmayalım.
Bu vesileyle idrak edeceğimiz
Ramazan-ı şerifin; başta aziz milletimiz olmak üzere âlem-i İslam ve tüm
insanlık için hayırlı olmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder