VATAN MÜDAFAASI MUKADDESTİR
Muhterem
Müslümanlar!
Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir defasında
vatan müdafaasının önemini ve faziletini şöyle anlatmıştır: “Vatanı korumak
için bir gün ve bir gece nöbet tutmak, bir ay nafile oruç tutup geceleri nafile
namaz kılmaktan daha hayırlıdır. Mümin nöbet tutarken ruhunu Allah’a teslim
etse bile amel defteri kapanmaz. Allah, onu rızıklandırmaya devam eder…”[i]
Allah Resûlü (s.a.s) bu hadisiyle bizlere,
vatan müdafaasının mukaddes bir görev olduğunu öğretmektedir. Vatanı korumak
için nöbet tutanların ibadet sevabı kazanacaklarını haber vermektedir. Bu
uğurda canlarını feda eden şehitlerin, Allah katında sonsuz nimetlere
ulaşacaklarını, ebedi cennet ile ödüllendirileceklerini bildirmektedir.
Aziz Müminler!
Vatan müdafaası, sadece üzerinde yaşadığımız
toprak parçasını korumaktan ibaret değildir. Vatan müdafaası; dinimizi,
canımızı, malımızı, namusumuzu ve neslimizi her türlü tehlikeden korumaktır.
İstiklal ve istikbalimizi teminat altına almak, birliğimizi ve kardeşliğimizi
güçlendirmek için gayret göstermektir. Vatan müdafaası; en değerli hazinemiz
olan ailemizi güçlü kılmaktır. Çocuklarımızı ve gençlerimizi batıl
ideolojilerin, sapkın akımların insafına terk etmemektir. Vatan müdafaası;
işimizi ve mesleğimizi en güzel ve en doğru şekilde yapmak, insanların malına
ve canına zarar vermemektir. Şahsi ihtirasları için dinimizi ve duygularımızı
istismar etmek isteyen hainlere karşı uyanık olmaktır.
Kıymetli
Müslümanlar!
Bizler, millet olarak tarih boyunca aziz vatanımızı muhafaza etmek için nice sıkıntılara göğüs gerdik, nice badireler atlattık. Bütün zorluklar karşısında tek dayanağımız Yüce Rabbimiz oldu.
Her şart ve durumda yalnızca O’na güvendik, O’na sığındık.
وَلَا تَهِنُوا وَلَا تَحْزَنُوا وَاَنْتُمُ الْاَعْلَوْنَ اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِن۪ينَ
“Gevşeklik göstermeyin, üzülmeyin; iman etmişseniz üstün olan sizsiniz.”[ii] ayetinin müjdesiyle hiçbir zaman yılmadık, yıkılmadık, ümitsizliğe kapılmadık.
Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in “Mümin, mümin kardeşi için birbirine sımsıkı kenetlenmiş tuğlalardan oluşan bir bina gibidir.”[iii] hadisi gereğince birbirimize omuz verdik.
Malazgirt’te, Çanakkale’de, Milli Mücadele’de bütün imkânsızlıklara rağmen en
kesif ordulara karşı vatanımızı müdafaa ettik. Hiçbir zaman zulme ve zalimlere
geçit vermedik elhamdülillah.
Değerli
Müminler!
Dün olduğu gibi bugün de yarın da ülkemize ve aziz milletimize karşı kurulan kirli tuzaklar boşa çıkacaktır. İnsanlıktan nasibini almamış, hiçbir ahlaki ve insani değer tanımayan dâhili ve harici cinayet şebekeleri, kirli emellerine asla ulaşamayacaktır. Vatanımızın bölünmez bütünlüğüne kasteden hainler; güven ve huzur ortamımızı bozamayacak, gücümüzü zayıflatamayacak, istikbale dair ümitlerimizi yok edemeyecektir.
Rabbimizin,
وَاللّٰهُ مُتِمُّ نُورِه۪ وَلَوْ كَرِهَ الْـكَافِرُونَ
“Kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.”[iv] vaadi mutlaka gerçekleşecektir.
سَيُهْزَمُ الْجَمْعُ وَيُوَلُّونَ الدُّبُرَ
“Yakında o zalimler topluluğu da yenilecek,
arkalarını dönüp kaçacaklardır.”[v]
ayetinde buyrulduğu üzere, yeryüzünü savaş alanına çevirmeye çalışan bütün
terör örgütleri ve arkalarındaki şer güçleri mutlaka hezimete uğrayacaktır.
Aziz
Müslümanlar!
Etrafımızın
ateş çemberine döndürülmek istendiği bugünlerde bize düşen; İslam kardeşliğini
esas alarak birlik ve beraberliğimizi muhafaza etmektir. Her alanda güçlü olmak için daha
fazla çalışmak, daha fazla çaba göstermektir. İyiliği hayatımızın her alanında
hâkim kılmak, kötülüğe ve kötülere engel olmaktır. Göz nuru yavrularımızın iyi bir insan, bilinçli bir
Müslüman olarak yetişmeleri için sorumluluklarımızı yerine
getirmektir. İnsanların huzuruna, canına, malına kast edenlere karşı yekvücut
olmaktır. Aziz şehitlerimizin, uğruna
canlarını feda ettikleri, kahraman gazilerimizin cepheden cepheye koştukları
ulvi değerleri yaşamak ve yaşatmaktır. Hülasa, ülkemize ve aziz milletimize
karşı oynanan kirli oyunları feraset ve basiretle boşa çıkarmaktır.
Bu vesileyle, huzurla yaşadığımız güzel
vatanımızı bize yurt kılan aziz şehitlerimizi ve ahirete irtihal eden kahraman
gazilerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyorum. Ayrıca Ankara’da
gerçekleştirilen menfur terör saldırısında şehadet şerbetini içen
kardeşlerimize Yüce Rabbimden rahmet, yaralılara acil şifalar, yakınlarına ve
aziz milletimize sabır ve baş sağlığı diliyorum.
Hutbemi Enfâl sûresi kırk altıncı ayetin mealiyle bitiriyorum:
“Allah’a ve Resûlüne itaat edin, birbirinizle
çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüzü kaybedersiniz. Sabırlı olun. Çünkü
Allah sabredenlerle beraberdir.”[vi]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder