İSLAM, İNANDIĞIMIZ GİBİ YAŞAMAYI BİZE EMREDER
Muhterem
Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:
“Allah ve Resûlü bir konu hakkında hüküm verdiği zaman, mümin bir erkek
ve mümin bir kadının o konuda tercih yapma hakkı yoktur. Her kim Allah ve
Resûlü’ne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.”[1]
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor:
“Sözlerin en
doğrusu Allah’ın Kitabı; rehberliğin en güzeli ise Muhammed (s.a.s)’in
rehberliğidir.”[2]
Aziz
Müminler!
Yüce dinimiz
İslam’a göre insanı en doğruya, en iyiye ve en güzele götürecek olan yol,
Kur’an ve sünnetin gösterdiği sırat-ı müstakimdir. İnsanın huzur ve güvenini
sağlayacak bundan başka bir yol yoktur. İslam’a göre dinin sahibi Allah’tır.
Neye, nasıl inanacağımızı belirleyen, bizi mutluluğa götürecek yolları gösteren
de O’dur. Kur’an ve sünnet, İslam’ın iki ana kaynağıdır; birbirinden asla
ayrılmaz. Bir konu hakkında hüküm verme yetkisi Allah’a ve O’nun izin verdiği
kadarıyla Resûlüllah’a aittir. Hiç kimse kendi görüş,
düşünce ve ideolojisini Allah ve Resûlü’nün koyduğu hükümlerden daha üstün
tutamaz, daha değerli göremez. Kendi kanaatine göre bu hükümlerden bazılarını
alıp bazılarını terk edemez.
Değerli Müslümanlar!
Allah’a
teslimiyetimizin göstergesi imanımızdır. İmanımızı diri tutacak olan
ibadetlerimiz; onu kemale erdirecek olan ise güzel ahlakımızdır. O halde, kalbimize ferahlık, ruhumuza
huzur, ömrümüze bereket veren ibadetlerimizi hakkıyla eda edelim. İslam’ın
emrettiği helal ve haram ölçülerine titizlikle uyalım. Söz, tutum ve
davranışlarımızın tamamına İslam ahlakını yansıtmanın gayretinde olalım.
Kıymetli
Müminler!
Aile hayatımızdan ticaretimize, yeme içmemizden giyim kuşamımıza kadar hayatın her alanında İslam’ın koyduğu ilkelere riayet edersek; kendimize, Rabbimize ve çevremize karşı görevlerimizi yerine getirmiş oluruz. Öyleyse, eşimizin, çocuklarımızın, anne ve babamızın, akraba ve komşularımızın haklarını koruyalım. Ticaretimizde helali gözetelim, daha çok kazanmak için harama tevessül etmeyelim. Fahiş fiyat artışlarıyla kimseyi mağdur etmeyelim. Cehennem ateşinden bir parça olan faizden, karaborsacılıktan ve stokçuluktan uzak duralım. Her zaman adalet, iyilik, merhamet ve dürüstlük gibi erdemleri kuşanalım. Birlik, beraberlik ve kardeşliğimizi daha güçlü kılalım. Yalan, gıybet, dedikodu, iftira gibi her türlü kötülükten; alkol, kumar, zina ve rüşvet gibi her türlü ahlaksızlıktan kaçınalım. Amellerimizi yok eden kibir, riya, gösteriş ve zulüm gibi haramlardan; Allah katında büyük bir vebal olan kul ve kamu hakkını ihlal etmekten sakınalım. Bütün bu hususlarla ilgili başta çocuklarımız ve ailemiz olmak üzere; akrabalarımıza, komşularımıza, arkadaşlarımıza ve dostlarımıza usulüne uygun bir üslup ile gerekli hatırlatma uyarı ve telkinlerde bulunalım.
Zira Yüce Rabbimiz,
وَذَكِّرْ فَاِنَّ الذِّكْرٰى تَنْفَعُ الْمُؤْمِن۪ينَ
“Hatırlat! Çünkü hatırlatmak, müminlere fayda verir.”[3] buyurmaktadır.
İşte o zaman, evimizde huzur, kazancımızda
bereket, toplumumuzda sükûnet hâkim olacaktır.
Hutbemi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu duasıyla bitiriyorum:
يَا مُقَلِّبَ الْقُلُوبِ ثَبِّتْ قَلْبِى عَلَى دِينِكَ
“Ey kalpleri
hâlden hâle çeviren Allah’ım! Kalbimi dinin üzere sabit kıl.”[4]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder