İSLAM, ŞEFKAT VE MERHAMETİ EMREDER
Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:
“Allah’ın rahmeti sayesinde sen
onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın senin
etrafından dağılıp giderlerdi…”[i]
Okuduğum hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor:
“Merhamet edene
Rahmân da merhamet eder. Siz yerdekilere merhamet edin ki, göktekiler de size
merhamet etsin.”[ii]
Aziz
Müminler!
Yüce dinimiz İslam,
şefkat ve merhamet dinidir. Rabbimizin güzel isimlerinden biri de
“er-Rahmân”dır. O, merhametin yegâne kaynağıdır. Allah’ın bütün peygamberleri
birer rahmet elçisidir. Ümmeti olmakla şeref bulduğumuz Hz. Muhammed Mustafa
(s.a.s), âlemlere rahmet olarak gönderilen son peygamberdir.
Kıymetli
Müslümanlar!
Peygamber Efendimiz (s.a.s), şiddetin yerine şefkati, nefretin yerine
merhameti inşa etmiştir. O, canlı cansız her varlığa şefkat ve merhametle
davranmıştır. Bir cana kıymanın bütün insanlığa kıymakla, bir gönlü incitmenin,
Rahmân’ın arşını yıkmakla eşdeğer olduğunu bize o haber vermiştir. Dini,
dili ve rengi ne olursa olsun her insanın hürmete layık olduğunu; canının,
kanının, malının ve haysiyetinin
dokunulmaz olduğunu bize o öğretmiştir. Savaşın da bir ahlakı olduğunu; masum
canlara, hatta çevreye ve hayvanlara zarar verilmemesini bize o göstermiştir.
Aziz
Müslümanlar!
Ne yazık ki, Allah Resûlü (s.a.s)’in bize miras bıraktığı
merhamet öğretilerinden gün geçtikçe uzaklaşmaktayız. Ailede, işte, trafikte,
hâsılı gündelik hayatın içerisinde şiddetin her türlüsüne üzülerek şahit
olmaktayız. Maalesef şiddetten en çok kadınlar, çocuklar ve yaşlılar
etkilenmektedir. Oysa ki kimden gelirse gelsin, kime yönelik
ve hangi gerekçe ile yapılırsa yapılsın, şiddetin hiçbir çeşidi kabul edilemez.
Şiddeti meşru gören hiçbir söz, tutum ve davranış kendine Kur’an ve sünnette
yer bulamaz. İslam’a göre şiddet, zulümdür, kul hakkı ihlalidir. Ağır bir vebaldir,
büyük bir günahtır.
Kıymetli
Kardeşlerim!
Şiddet, insanlığın en büyük düşmanıdır. Kendisine şiddet ve nefreti esas alanlar, insanlık ailesine en büyük kötülüğü yapanlardır. Bu büyük kötülüğün en acı örneklerinden biri bugün Filistin’de yaşanmaktadır. Hak ve hukuk tanımayan zalimler, Filistinli kardeşlerimize şiddetin her türlüsünü reva görmektedir. Mabetler, hastaneler ve okullar vahşice bombalanmakta; Müslümanlar, baskı ve şiddetle vatanlarından koparılmaktadır. Vicdan yoksunu caniler, kadın, çocuk, yaşlı ayırt etmeden Gazze’de büyük bir soykırım gerçekleştirmektedir. Filistin’de insan hakları, çocuk hakları, eğitim hakları gibi en temel haklar, işgalci zorbalar tarafından ayaklar altına alınmaktadır. Bu hakları savunduklarını iddia edenler ikiyüzlü tavırlarıyla yaşanan bu katliamları görmezlikten gelirken, insaf ve vicdan sahibi insanların sayısı yeryüzünde her geçen gün artmaktadır. Unutulmamalıdır ki, şiddet hiçbir kimseyi ve toplumu başarıya ulaştırmaz. Gazze’de masum insanları katledenleri, dünyada hüsran, ahirette ise can yakıcı bir azap beklemektedir. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in uyarısı gayet açıktır:
إِنَّ أَشَدَّ النَّاسِ عَذَابًا يَوْمَ الْقِيَامَةِ، أَشَدُّهُمْ عَذَابًا لِلنَّاسِ فِي الدُّنْيَا
“Kıyamet günü
en ağır azaba uğrayacak olanlar, dünyada insanlara azap edip, şiddeti reva
görenlerdir.”[iii]
Değerli
Müminler!
İnsanların gönlüne şefkat ve merhamet tohumlarını
ekenlerin başında anne babalar ve öğretmenler gelmektedir. Öğretmenlerimiz,
geleceğimizi imar etmek için canla başla çalışan fedakâr insanlardır.
Evlatlarımızı iyiye ve güzele yönlendirmek, milli ve manevi değerlerine bağlı,
çevresine ve insanlara faydalı kişiler olarak yetiştirmek için var güçleriyle
gayret gösteren cefakâr insanlardır.
Bu vesileyle
bizleri ilim, irfan ve hikmetle buluşturan, bu günlere gelmemize vesile olan
bütün öğretmenlerimizi hürmet ve minnetle yâd ediyorum. Ahirete irtihal
edenlere rahmet, hayatta olanlara sağlık, afiyet ve huzur diliyorum.
Hutbemi,
“Ben ancak bir muallim olarak gönderildim.”[iv] buyuran
Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu duasıyla bitiriyorum:
“Allah’ım! Huşû duymayan kalpten, doymayan nefisten, fayda
vermeyen ilimden ve kabul olunmayan duadan sana sığınırım.”[v]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder