EFKAN VURAL'IN EĞİTİM KÜLTÜR ve BİLGİ SİTESİ
Efkan Vural'ın Yazıları
1 Ekim 2025 Çarşamba
26 Eylül 2025 Cuma
HAFTANIN HADİSİ
Peygamberimiz Hz.Muhammed(s.a.v.) Şöyle buyurmuştur:
Sizden birisinin kapısının önünde nehir olsa ve orada
günde beş kere yıkansa o kişinin hiç kiri kalır mı? İşte beş vakit namaz da
böyledir. ...
(Buhârî, "Mevâkîtu'- Salât", 6; Müslim,
"Mesâcid", 283)
Diyanet İşleri Başkanlığının 26.09.2025 Tarihli Cuma Hutbesi:PEYGAMBERİMİZ (S.A.S), CAMİ VE NAMAZ
PEYGAMBERİMİZ (S.A.S), CAMİ VE NAMAZ
Muhterem Müslümanlar!
Yüce
dinimiz İslam’ın temel esaslarından biri de namazdır. Namaz, Cenâb-ı Hakk’ın
bütün peygamberlere ve ümmetlerine emrettiği bir ibadettir. Namaz; dinin
direği, müminin miracı, imanın hayata yansımasıdır. Huzurun, teslimiyetin ve
kulluğun tezahürüdür. Rükün, şart ve adabına riayet edilerek kılınan namaz;
nefsimizi terbiye eder.
Ömrümüze bereket katar. Evlerimize huzur verir. Bizleri dünyevi hırs ve
gösterişten korur. Yorgun ruhlarımızı dinlendirir. Zorluklara ve
sıkıntılara karşı sabretmeyi öğretir.
Aziz Müminler!
Namaz, sadece belirli
hareketlerden ibaret değildir; o, hayatımıza yön veren, bizi istikamet üzere
sabit tutan bir yol haritasıdır. Nitekim bizler;
namaza başlarken ‘İftitah Tekbiri’ alır, Allah’tan başka ilah olmadığını dile
getiririz. ‘Kıyam’ ile hakkın yanında batılın karşısında duracağımızı, zulme
ve zalime asla rıza göstermeyeceğimizi beyan ederiz. ‘Kıraat’ ile Kur’an-ı
Kerim’i okur, onun çağları aşan mesajlarını hayatımızın her alanına
aktaracağımızı ifade ederiz. ‘Rükû’ ile Allah’tan başkasının önünde
eğilmeyeceğimizi izhar ederiz. ‘Secde’ ile Rabbimize olan yakınlığımızın huzur
ve mutluluğuna varırız. ‘Selâm’ ile elimizden ve dilimizden kimseye zarar
gelmeyeceğinin güvenini veririz.
Kıymetli Müslümanlar!
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) için namaz, hayatın son anına kadar terk edilmeyen bir kulluk vazifesidir. O, hayatının son günlerinde çok hasta olmasına rağmen cemaatle namazı bırakmamış, zorlukla da olsa namaz kılmak için mescide gelmiştir.
Allah Resûlü (s.a.s), namazı bir kalkan olarak görmüş, meleklerin şahitlik ettiği sabah namazıyla gününe başlamış,
“Her kim sabah namazını kılarsa, o kimse Allah’ın koruması altındadır.”[i] buyurmuştur. Bir vakit namazı terk etmeyi; dünyayı ve içindekileri kaybetmekle eşdeğer görmüş,
“İkindi namazını kılmayan kimse, sanki ailesini ve malını yitirmiş gibidir.”[ii] uyarısında bulunmuştur.
Resûl-i Ekrem (s.a.s) sabah namazının bereketiyle başlayan gününü yatsı
namazının sekinetiyle tamamlamış, “İnsanlar
sabah ve yatsı namazındaki sevabı bilselerdi sürünerek de olsa camiye
gelirlerdi.”[iii] buyurmuştur.
Değerli Müminler!
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in hayatında namaz, kulun Allah ile olan bağını canlı tutan bir ibadet, camiler ise bu ibadetin hayat bulduğu mübarek mekânlardır.
Allah Resûlü (s.a.s), “Bir kişinin namaz kılmak için sürekli
mescide gittiğini görürseniz onun imanına şahitlik ediniz!”[iv]
buyurarak, namaz
ve camiyi, bir bütünün iki parçası olarak görmüş, imanın göstergesi saymıştır.
Nitekim camiler; Allah’ın evi, Kâbe’nin şubesi, şehirlerimizin
kalbi, medeniyetimizin temeli, huzur ve barışın teminatı olan mukaddes
yerlerdir. Birlikte omuz omuza huzura durduğumuz, kardeşliğimizi
pekiştirdiğimiz; doğru ve sahih
bilgilerle hayatımızı güzelleştirdiğimiz ilim, hikmet ve irfan
yuvalarıdır.
Aziz Müslümanlar!
Cami
ve namaz; haz, hız, tüketim ve yalnızlığın kıskacındaki günümüz insanına nefes
alma, sükûnet bulma ve yeniden huzura erme fırsatı verir. Toplumsal barışa
katkı sağlar. Çocuklarımıza ve gençlerimize kimlik ve kişilik kazandırır,
sorumluluk bilinci aşılar. Onları zararlı alışkanlıklardan ve yıkıcı
ideolojilerden korur; ailelerine, topluma ve insanlığa faydalı hale getirir. O
halde, Yüce Rabbimizin,
وَأْمُرْ اَهْلَكَ بِالصَّلٰوةِ وَاصْطَبِرْ
عَلَيْهَاۜ لَا نَسْـَٔلُكَ رِزْقاًۜ نَحْنُ نَرْزُقُكَۜ وَالْعَاقِبَةُ
لِلتَّقْوٰى
“Ailene namazı emret ve kendin de ona devam et. Senden rızık istemiyoruz. Biz sana rızık veriyoruz. Güzel sonuç Allah’a karşı gelmekten sakınanların olacaktır”[v] ayetine icabet ederek ailemizi; tatlı dil, güler yüz ve sabırla namaza alıştıralım. Rızık endişesinden dolayı çocuklarımızı ve himayemizde çalışanları namazdan alıkoymayalım. Allah Resûlü (s.a.s)’in sabah namazına giderken kızı Hz. Fâtıma annemizi ve damadı Hz. Ali efendimizi namaz için uyandırdığını[vi] unutmayalım.
Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in, ömrünün son anlarında bile “Namaza dikkat edin!”[vii] uyarısında bulunduğunu, asla
göz ardı etmeyelim.
Kıymetli Müminler!
Her yıl, 1-7 Ekim tarihleri arası “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” olarak kutlanmaktadır.
Bu yıl, “Peygamberimiz (s.a.s), Cami ve Namaz” temasıyla haftamızı idrak edeceğiz inşallah. Bu vesileyle; geçmişten
günümüze aziz milletimizin manevi imarını gerçekleştiren hocalarımızdan,
camilerimizin inşasında emeği geçen hayır sahiplerinden ve bütün cemaatimizden
ahirete irtihal edenlere rahmet, hayatta olanlara sağlık ve afiyet diliyorum.
Hutbemi Ankebût sûresinin kırk beşinci
ayetiyle bitirmek istiyorum:
“Kitaptan
sana vahyedileni oku ve namazı dosdoğru kıl. Kuşkusuz namaz, hayâsızlıktan ve
kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak en büyük iştir. Allah yaptıklarınızı bilir.”[viii]