HAMDOLSUN RABBİMİZE
Cumanız mübarek olsun. Bu icabet vaktinde, gönlünüz, hâneniz,
ömrünüz ve rızkınız cumanın bereketiyle dolsun. Üzerine güneşin doğduğu en
hayırlı günde, bizleri saf saf huzuruna kabul eden, cemaat olma coşkusunu
yeniden yaşatan Rabbimize sonsuz hamd ü senalar olsun.
“Hamd, bizden hüznü
gideren Allah’a mahsustur. Şüphesiz Rabbimiz çok bağışlayandır, şükrün
karşılığını verendir.”[1]
Ümmetine temizliği ve tezkiyeyi, maddi ve manevi her türlü
kirden ve kirli işten uzak durmayı öğreten Habîb-i Kibriyâ Muhammed Mustafa
Efendimize salât ve selâm olsun.
Aziz Müminler!
Cuma günü müminlerin bayramıdır ve bu bayram Asr-ı Saadetten
bugüne en güzel hâliyle camilerde, cemaatle kutlanır. Yeryüzünde Allah’ın mescitlerindeki
huzur ve güveni başka hangi mekân sağlayabilir? Tevhidle çarpan yürekler
vahdetle secdeye varırken, bu kardeşliğin sevinci başka nerede yaşanabilir?
Umut ve inanç, teselli ve teslimiyet, muhabbet ve samimiyet başka hangi ortamda
böylesine güçlenebilir? Camiden ilim ve hikmet alınır; edeb ve ihsan yayılır.
Ezan-ı şerifler yediden yetmişe müminleri birlik ve beraberliğe çağırır.
Şükürler olsun bu çağrıya uyduk. Özlemle, hasretle bugünü bekliyorduk. Şimdi
vuslat zamanı. Hislerimizi anlatmaya kelimeler kâfi değil! Vakit, Rabbimize
kulluğumuzu, şükrümüzü, duamızı ve niyazımızı arz etme vaktidir.
Kardeşlerim!
Aziz İstanbul’un kapıları 29 Mayıs 1453 günü muazzam bir
fetihle İslam’a ve şanlı medeniyetimize açılmıştı. Ecdadımızı rahmetle ve
minnetle anıyoruz. Salgın hastalık sebebiyle bir süredir kapalı olan
camilerimizin kapıları da yine bugün aziz milletimize ve değerli cemaatimize
açılıyor. Fethin coşkusu ile camilerimize kavuşmanın sevincini bir arada
yaşıyoruz. Bu büyük nimetin kıymetini bilelim. Sorumluluğumuzu unutmayalım. Tedbirlere
hassasiyetle uyalım.
Şimdi inşallah Cuma
namazının farzını kılacağız. Ardından birbirimizle musafaha etmeden, fizikî
mesafeye dikkat ederek ve görevlilerimizin yönlendirmelerine uyarak buradan
ayrılacağız. Cuma namazının sünnetini evlerimizde kılacağız. Cenâb-ı Hak
ibadetlerimizi kabul buyursun. Bizleri bu salgın hastalıktan en kısa zamanda
kurtarsın. Hutbemi Peygamber Efendimizin şu duasıyla bitiriyorum:
“Allah’ım!
Seni zikretmek, sana şükretmek ve sana güzelce ibadet etmek için bana yardım
eyle!”[2]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder