EFKAN VURAL'IN EĞİTİM KÜLTÜR ve BİLGİ SİTESİ
Efkan Vural'ın Yazıları
18 Ekim 2024 Cuma
Diyanet İşleri Başkanlığının 81.10.2024 Tarihli Cuma Hutbesi :ALLAH’I, ÖLÜMÜ VE AHİRETİ UNUTMADAN BİR ÖMÜR SÜRELİM
ALLAH’I, ÖLÜMÜ VE AHİRETİ UNUTMADAN BİR ÖMÜR SÜRELİM
Muhterem
Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:
“Şeytan, onları etkisi altına
almış, kendilerine Allah’ı anmayı unutturmuştur. İşte onlar şeytanın
yandaşlarıdır. İyi bilin ki kaybedecek olanlar şeytanın yandaşlarıdır!”[i]
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor:
“…Gaflete dalan, boşa zaman geçiren, kabirleri unutan
kul ne kötüdür! Azgınlık yapan, haddi aşan, nereden geldiğini ve nereye
gideceğini unutan kul ne kötüdür!...”[ii]
Aziz
Müminler!
İnsan,
nisyan ile maluldür, yani unutkan bir varlıktır. Kimi zaman kendini, ailesini,
akrabalarını, komşularını unutur, sorumluluklarını ihmal eder. Kimi zaman
yaratılış gayesini unutur, insanlara karşı nezaket ve zarafeti elden bırakır.
Kimi zaman dünya meşgalesine dalıp ahireti, mahşeri, mizanı, hesabı, cennet ve
cehennemi göz ardı eder. Kimi zaman da dinini, tarihini ve kültürünü unutup
özüne yabancılaşır.
Kıymetli Müslümanlar!
Unutmanın en kötüsü ise kişinin Rabbini unutmasıdır. Hâlbuki nerede olursak olalım Rabbimiz bizimle beraberdir.[iii] O, “el-Habîr”dir; gizli ve açık her şeyden haberdar olandır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de
اِنَّ اللّٰهَ لَا يَخْفٰى عَلَيْهِ شَيْءٌ فِي الْاَرْضِ وَلَا فِي السَّمَٓاءِۜ
“Şüphesiz ki ne yerde ne de gökte hiçbir şey Allah’a gizli kalmaz.”[iv] buyrulmaktadır.
Cenâb-ı Hak; yaratan,
yaşatan, yaptıklarımızı gören,
söylediklerimizi işitendir. Kalplerimizden geçenleri bilen, bize şah
damarımızdan daha yakın olandır. Hastalıklarımızın şifası, dertlerimizin
devası, sıkıntılarımızın çaresi O’ndadır. Bütün hata ve kusurlarımıza rağmen,
“Rahmân” ismiyle bizlere merhamet eden, “Gaffâr” ismiyle günahlarımızı
bağışlayan, “Rezzâk” ismiyle bizleri rızıklandıran O’dur.
Değerli Müminler!
Allah Resûlü (s.a.s),
أَكْثِرُوا ذِكْرَ هَاذِمِ اللَّذَّاتِ “
Ağızların tadını kaçıran ölümü çokça hatırlayın.”[v] buyurmuştur.
İradesine hâkim olan ve ölümden sonrası için
çalışan kişinin, akıllı insan olduğunu haber vermiştir.[vi] Zira ölümü ve hesabı unutan insan,
şeytanın esiri olmuştur. Bugün, başta
Gazze olmak üzere İslam beldelerine bombalar yağdıran; masumları katleden,
soykırım uygulayan caniler; Allah’ı
unutan, şeytanı dost edinen kişilerdir. Bugün, Allah’ın haram kıldığı
cana acımasızca kıyan; kadınlara, çocuklara, yaşlılara şiddetin her türlüsünü
reva gören zalimler, ahiret bilincini kaybedenlerdir. Sapkın ideolojiler ve
bâtıl akımlarla gençlerin ve çocukların tertemiz fıtratlarını bozmak için çalışanlar,
insanlıktan nasibini almamış kimselerdir. Dijital mecralarda günahı cazip
gösteren, harama teşvik eden, aile mahremiyetini hiçe sayanlar, ölümü ve
sonrasını hesaba katmayanlardır. İş,
çalışma ve ticaret hayatında helal-haram hassasiyetini kaybetmek, faiz ve kumar
gibi haram yollardan kazanç elde etmeye çalışmak, Allah’ı ve ahireti unutmanın
bir neticesidir.
Öyleyse
Aziz Müslümanlar!
Her
an Rabbimizin gözetiminde olduğumuz, dünyada yapıp ettiklerimizin hesabını
mutlaka vereceğimiz bilinciyle bir ömür sürelim. İbadetlerimizle Rabbimize iyi
bir kul olmaya, güzel ahlakımızla O’nun rızasını kazanmaya çaba gösterelim.
Çocuklarımızın ve gençlerimizin tertemiz yüreklerinde var olan Allah sevgisini
muhafaza etmeye azim ve sabırla devam edelim. Dini, ahlaki ve insani
değerlerimizi öğrendiğimiz aile yuvamızı tehdit eden zararlı akımlara karşı
uyanık olalım. Unutmayalım ki, yeryüzünün imarı ve güvenli bir geleceğin
inşası; Rabbini bilen, ölümü hatırından çıkarmayan, ahiret bilincini kuşanan
nesiller eliyle olacaktır.
14 Ekim 2024 Pazartesi
13 Ekim 2024 Pazar
11 Ekim 2024 Cuma
HAFTANIN HADİSİ
Hz. Peygamber Efendimiz (s.a.v) sabah vakitlerinde şöyle duâ Ederdi:
اللَّهُمَّ أَصْلِحْ لِي دِينِي الَّذِي هُوَ عِصْمَةُ أَمْرِي،
وَأَصْلِحْ لِي دُنْيَايَ الَّتِي فِيهَا مَعَاشِي،
وَأَصْلِحْ لِي آخِرَتِي الَّتِي فِيهَا مَعَادِي،
وَاجْعَلِ الْحَيَاةَ زِيَادَةً لِي فِي كُلِّ خَيْرٍ،
وَاجْعَلِ الْمَوْتَ رَاحَةً لِي مِنْ كُلِّ شَرٍّ ".
"Allah’ım! Her işimin koruyucusu olan dinim ile beni ıslah eyle, kurtuluşa erdir. İçinde yaşadığım, geçimimi sağladığım dünyamı benim için ıslah eyle, hayırlı kıl. Gidip ebedî yaşayacağım ahiret hayatımı benim için hayırlı eyle. Hayatımda her türlü hayrı ziyadesiyle ihsan eyle. Ölümümü de her türlü şerlerden muhafaza eyle."
(Müslim, "Dua", 71)
Diyanet İşleri Başkanlığının 11.10.2024 Tarihli Cuma Hutbesi :KÖTÜLÜĞE İYİLİKLE ENGEL OLALIM
KÖTÜLÜĞE İYİLİKLE ENGEL OLALIM
Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:
“...İyilik ve takvâ hususunda yardımlaşın, günah ve haksızlık yolunda
yardımlaşmayın…”[i]
Okuduğum hadis-i şerifte ise Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor:
“Hayırlınız,
kendisinden iyilik beklenilen ve kötülüğünden emin olunandır. Şerliniz ise
kendisinden iyilik beklenilmeyen ve kötülüğünden de emin olunmayandır.”[ii]
Aziz Müminler!
Yüce dinimiz İslam’ın gönderiliş gayelerinden biri de iyiliğin yeryüzüne hâkim olması, kötülüğün ortadan kaldırılmasıdır. İslam, bunun yolunu bizlere göstermiştir. Bu yol, emr-i bi’l-ma’rûf nehy-i ani’l-münker, yani iyiliği emretmek, kötülükten sakındırmaktır. Doğru, güzel ve hayırlı şeyleri yapmak; yanlış, çirkin ve zararlı şeylerden kaçınmaktır.
Kıymetli
Müslümanlar!
Hayat rehberimiz Kur’an-ı Kerim, iyiliğin
merkezine, imanı, ibadetleri ve güzel ahlakı yerleştirmiştir. İyilikte, takvada ve hayırda yarışmamızı, her
türlü kötülükten uzak durmamızı emretmiştir. Böylelikle iyiliğin; duygu ve
düşünceden söz ve davranışlara kadar hayatımızın her alanına yansımasını
istemiştir. İyiliğin yeryüzündeki en büyük temsilcisi Peygamberimiz Hz.
Muhammed Mustafa (s.a.s) ise, herkesin huzur içinde yaşayabileceği bir dünya
inşa etmek için çalışmış, ümmetini de bu yönde çalışmaya teşvik etmiştir. Kin ve nefretin esiri olmuş gönülleri, merhametten
yoksun vicdanları hikmetle, sevgiyle ve bilgiyle yoğurmuş, bütün insanlığa
örnek olacak yeni bir medeniyet inşa etmiştir.
Değerli Müminler!
Gerçek iyiliğin özünde; Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve
peygamberlere iman etmek vardır. Kulluk ve sorumluluk bilinciyle bir ömür
geçirmek vardır. Bilgiyi, sevgiyi, duayı, hüznü ve derdi paylaşmak vardır. Şiddetin
her çeşidinden uzak durmak; elimizi haramdan, dilimizi yalandan,
kalbimizi öfke ve husumetten korumak vardır. Sevgiden
yoksun kalplere, İslam’ın rahmet yüklü mesajlarını ulaştırmak vardır. İnsanın fıtratını bozan, ahlakını zayıflatan,
düşmanlığa, kin ve nefrete sevk eden kötülük yollarını kapatmak vardır. Hâsılı;
kendimize, ailemize, çevremize ve bütün yaratılmışlara sadece Rabbimizin
rızasını umarak şefkat ve merhametle davranmak vardır.
Aziz Müslümanlar!
Maalesef,
günümüzde kötülük ve kötüler insanlığın gündeminde daha fazla yer tutuyor. Dünyamızı kötülükler kuşatıyor. Yeryüzünü ifsat edenlerin sesi
ıslah etmek isteyenlerden daha fazla çıkıyor. Barışın yerini savaş, merhametin
yerini şiddet, sevginin yerini nefret almaya
başlıyor. Kötülüğü yaygınlaştırmak isteyenler; zararlı akımlar, sapkın
ideolojiler ve kötü alışkanlıklar ile çocuklarımızı ve gençlerimizi milli ve
manevi değerlerimizden uzaklaştırmak istiyor. Onların tertemiz fıtratlarını
bozmaya çalışıyor.
Yaşanan bütün bu olumsuzluklar karşısında her birimize görev ve sorumluluklar düşmektedir.
Bize düşen, فَاسْتَبِقُوا الْخَيْرَاتِۜ
ayetinde emredildiği üzere iyilikte yarışmaktır.[iii]
Durum ve şartlar ne olursa olsun, her daim iyiliği yaşamak ve yaşatmak,
kötülüğün ve kötülerin karşısında durmaktır. Çocuklarımızın ve gençlerimizin
hem gerçek hayatta hem de sanal mecralarda iyi insanlarla birlikte olmaları,
kötülerden uzak kalmaları için gayret göstermektir. Onlara şefkat ve merhametle muamele etmektir.
Onları sahih ve doğru bilgiyle aydınlatmak, Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in
güzel ahlakıyla buluşturmaktır. Unutmayalım ki, yeryüzünü iyilik imar edecek, dünyayı
yaşanılır hale iyiler getirecektir.