Bayramlar sevinç günleridir. Komşularımızı, akrabalarımızı, hasta, yaşlı ve yalnız kardeşlerimizi bu sevince ortak edelim. Mübarek günlerde dargınlıklara ve küskünlüklere son verelim. Bayramın huzurunu hep birlikte yaşayalım. Ancak hastalıkların yayılmasına sebep olarak bu kıymetli günleri hüzne çevirmeyelim. Maske ve güvenli mesafe kuralına riayet edelim. Bayram günlerinde ve salgın süresince tokalaşmaya, kucaklaşmaya ve musafahaya ara verelim. Ayrıca Arefe günü sabah namazıyla başladığımız ve bayramın dördüncü günü ikindi namazıyla birlikte tamamlayacağımız teşrik tekbirlerini unutmayalım.
Efkan Vural'ın Yazıları
31 Temmuz 2020 Cuma
Diyanet İşleri Başkanlığının 31.07.2020 Tarihli Cuma Hutbesi:KURBAN BAYRAMI: TAKVA YOLCULUĞU
Bayramlar sevinç günleridir. Komşularımızı, akrabalarımızı, hasta, yaşlı ve yalnız kardeşlerimizi bu sevince ortak edelim. Mübarek günlerde dargınlıklara ve küskünlüklere son verelim. Bayramın huzurunu hep birlikte yaşayalım. Ancak hastalıkların yayılmasına sebep olarak bu kıymetli günleri hüzne çevirmeyelim. Maske ve güvenli mesafe kuralına riayet edelim. Bayram günlerinde ve salgın süresince tokalaşmaya, kucaklaşmaya ve musafahaya ara verelim. Ayrıca Arefe günü sabah namazıyla başladığımız ve bayramın dördüncü günü ikindi namazıyla birlikte tamamlayacağımız teşrik tekbirlerini unutmayalım.
Diyanet İşleri Başkanlığının 31.07.2020 Tarihli KURBAN BAYRAM HUTBESİ:VEDA HUTBESİ: ÇAĞLARI AŞAN NEBEVİ VASİYET
30 Temmuz 2020 Perşembe
Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın Öğretisi-15
Kur’an-ı Kerim’de Allah’ın Öğretisi
Allah’ın
İsimleri (Esmâ-i Hüsnâ=En Güzel İsimler)-11
Allah’ın en
güzel isimleri olan doksan dokuz ismini açıklamaya devam
ediyoruz.
54-KAVÎ
Allah'ın en güzel isimleri olan
"Esmaü'l-Hüsnâ" dan biri de el-Kavî'dir.
Sözlükte “güçlü olmak, gücü
yetmek, bir işi gerçekleştirmek için aklen ve bedenen yeterli olmak”
anlamındaki kuvvet kökünden sıfat olup Allah’a nispet edildiğinde “her şeye
gücü yeten, kudret sahibi manasına gelir.
El-Kavî, Her şeye gücü yeten sınırsız
kudret sahibi, asla yorgunluğa ve zaafa uğramayan, kayıtsız şartsız her şeye
kadir olan, güç ve kuvveti sonsuz olan demektir.
El-Kavî , Kudreti en üstün ve hiç
azalmaz,anlamına gelir.
El-Kavî ,Her şeye gücü yeten, çok
kuvvetli ve kudretli olan O’dur.
Yüce Allah, tam bir kudret
sahibidir. Gücü, kuvveti sonsuzdur. Allah, bitmezve tükenmez bir güce sahiptir. Nicelik ve nitelik
bakımından üstün kudrete sahiptir. Gücünün yetmeyeceği bir şey düşünülemez. O,
her şeyi etkiler, ama hiç bir şey O’nu etkileyemez.
Yüce Allah Kur’an-ı Kerimde
bazı ayetlerde şöyle buyurmaktadır:
“Allah inkar edenleri,
kinleriyle geri çevirdi, bir hayra ulaşamadılar; savaşta, inananlara Allah'ın
yardımı yetti. Allah kuvvetli olandır, güçlü olandır.”
(Ahzâb Suresi 25. Ayet)
“Allah’ın kadrini gereği
gibi bilemediler. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, mutlak güç sahibidir.” (Hac
Suresi 74. Ayet)
“Emrimiz gelince, Sâlih'i ve onunla beraber iman
edenleri, bizden bir rahmet olarak (azaptan) ve o günün zilletinden
kurtardık. Şüphesiz Rabbin kuvvetlidir, (her şeye) galip gelendir.” (Hûd
Suresi 66. Ayet)
“… Doğrusu O, kuvvetlidir; azabı da pek çetindir.” Mümin Süresi :
22. Ayet
“İnsanlar arasında Allah’ı bırakıp da O’na ortak
koşanlar vardır. Onları, Allah’ı severcesine severler. Mü’minlerin Allah’a olan
sevgisi daha güçlü bir sevgidir. Zulmedenler azaba uğrayacakları zaman bütün
kuvvetin Allah’ın olduğunu ve Allah’ın azabının pek şiddetli olduğunu bir
bilselerdi!” (Bakara Suresi 165. Ayet)
55-METÎN
Sözlükte “sağlam, kuvvetli,
sert ve dayanıklı olmak” mânasındakimetânet kökünden türemiş bir sıfat olup
“çok güçlü ve sağlam” demektir. Allah’a nisbet edildiğinde “fiillerinden dolayı
zâtına herhangi bir zorluk ve yorgunluk ârız olmayan, nihaî noktada kudretli”
anlamına gelir .
Metîn; sonsuz kudrete sahip;
son derece güçlü, kuvvetli; dayanıklı, sağlam demektir.
Çok güçlü olan, kuvveti
eksilmeyen, hiçbir şekilde dağılmayan, çok dayanıklı olan Metin O’dur
Metîn olan Allah çok
güçlüdür. Hiçbir şey onu sarzmaz. Mutlak güç ve kuvvet sahibi
O’dur. Allah, hiç bir şekilde dağılmayan bitip tükenmeyen mutlak güç
ve kudret sahibidir. Metîn olan Allah’ın gücü de, kuvveti de sarsılmaz, kaynağı
hiçbir şekilde bitip tükenmeyen yok olmayan anlamına gelir.
Yüce
Allah, sonsuz bir güce sahiptir. Fiillerinden dolayı zatına her hangi bir
zorluk ve yorgunluk ilişmez. Kuvveti azalıp gevşemez. Hiçbir şey O’nu âciz
bırakamaz. Hiç kimsenin yardımına da muhtaç değildir. Her şeyi etkileyendir.
“Metîn” ismi, kuvvetinin şiddetini bildirir.
Dıştan gelebilecek hiç bir etkiyi kabul etmeyendir.
Gazzâlî ve Fahreddin
er-Râzî’nin yorumlarından anlaşılacağı üzere yakın anlamlı iki isim olan kavî
ile metînden ilki ilâhî kudrete konu teşkil eden her şeyi kapsaması açısından
nitelikte, ikincisi, çok güçlü olması bakımından nicelikte kudret sıfatına ait
kemal mertebelerini ifade eder. Buna göre kavî “bütün mümkinatı etkileyen”,
metîn ise “dıştan gelebilecek hiçbir etkiyi kabul etmeyen” mânasına gelir.
Yüce Allah Kur’an-ı Kerimde
bazı ayetlerde şöyle buyurmaktadır:
“Şüphesiz Allah rızık
verendir, güçlüdür, çok kuvvetlidir.” (ZâriyâtSûresi 58. Ayet )
“Göklerin ve yerin
orduları Allah'ındır. Allah çok güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Fetih
Suresi 7. Ayet)
“…Şüphesiz sen her şeye hakkıyla
gücü yetensin.” (Âl-i İmrân Suresi 26. Ayet)
“…Allah, mutlak güç
sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Tevbe Suresi 40. Ayet)
Onlara mühlet veririm; (ama)
benim cezam çetindir.
Onlara mühlet veririm; (ama)
benim cezam çetindir.
“Onlara mühlet veririm; (ama) benim cezam çetindir.”
(Araf-suresi,183.ayet)
Yoksa onlar Allah'tan başka dostlar mı edindiler?
Halbuki dost yalnız Allah'tır. O ölüleri diriltir, her şeye kadirdir. (Şûrâ
Suresi 9. Ayet)
Onlara mühlet veririm; (ama) benim cezam çetindir.
“(Bunların gidişatı) tıpkı Firavun ailesi ve onlardan
öncekilerin gidişatı gibidir. (Onlar da) Allah'ın âyetlerini inkâr etmişlerdi
de Allah onları günahları sebebiyle yakalamıştı. Allah güçlüdür. O'nun cezası
şiddetlidir.” (Enfâl Suresi 52. Ayet)
56-VELÎ
Allah'ın en güzel isimleri olan
"Esmaü'l-Hüsnâ" dan biri de el- Velî 'dir.
Sözlükte “bir şeye çok yakın olmak, bir kimseyle yan
yana bulunmak” anlamındaki vely ile
“birinin işini üstlenmek; bir ülkeyi yönetmek; yardım etmek, sevmek”
mânalarındaki velâyet kökünden
türeyen velî “yardımcı, dost” demektir.
El-velî, Cenab-ı Hakk kullarına her daim yardım eden ve
onlara dostluk gösteren velî’dir.
El-velî, Allah’u
Teâla mü’min kullarını sever ve onların dostu yardımcısıdır.
El-velî, Dost ve yardımcı O’dur.Mü’minlerin dostu
olan O’dur. Allah’u Teala sevdiği kullarının dostudur.
Kur’an’da veli,Allah’a nisbet edilerek O’nun müminlerin
dostu, koruyucusu olduğu bildirilmektedir.
Kur’an’da
peygamberlerin ve müminlerin Allah’ı velî edindikleri belirtilmektedir.
Allah Teâlâ, sevdiği
kullarının dostudur. Onlara yardım eder; sıkıntılarını, darlıklarını giderir;
ferahlık verir. Dünya ve âhiret işlerinde başarıya ulaştırır. Mü’minlerin
yardımcısı ve koruyucusudur. Allah’tan başka gerçek dost ve yardımcı yoktur.
Yüce Allah Kur’an-ı Kerimde
bazı ayetlerde şöyle buyurmaktadır:
“Allah, iman edenlerin dostudur. Onları karanlıklardan aydınlığa
çıkarır…”( Bakara Suresi 257. Ayet)
“Yoksa onlar Allah’tan başka dostlar mı edindiler? Hâlbuki gerçek dost
Allah’tır…” (Şûrâ Suresi 9. Ayet)
“…Sizin için Allah'tan başka ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.”(Tevbe suresi,116. Ayet)
“…Kim Allah’a tevekkül ederse, O kendisine yeter…” (Talâk Suresi ,3. Ayet)
“… Eğer mü’minler iseniz, yalnızca Allah’a tevekkül edin.” (Mâide
Suresi, 23.Ayet)
“O, insanlar umutlarını kestikten sonra yağmuru indiren, rahmetini her
tarafa yayandır. O, dost olandır, övülmeye lâyık olandır.”( Şûra Suresi 28.
Ayet)
Allah'ın en güzel isimleri olan
"Esmaü'l-Hüsnâ" dan biri de el- Hamîd 'dir.
Hamîd kelimesi “iyilik, güzellik ve erdemlilikle
niteleyip övmek” anlamındaki hamd mastarından sıfat olup “övülen, övgüye lâyık
bulunan”, ayrıca “öven” manalarına gelir. Âlimlerin çoğu, esmâ-i hüsnâdan biri
olarak hamîdi'n ilk anlamına öncelik vermiştir.
El-Hamîd:Tüm
övgülerin tek mercii. Övülmekte eşsiz ve benzersiz olan
Hamîd, çok övülen, övgüyle değer sıfatlarıyla hamt
edilendir.
Bütün varlığın diliyle övülmeye layık ve her an ancak
O’na hamt edilen tek yüce varlık anlamlarına gelir.
Hamid, hamt edilmeyi hak eden,
hamda layık olandır. Çünkü O, vardı ve bütün varlıkları ve insanı yoktan var
etti. Sonra iki üstün nimeti akıl ve hayatı insanda topladı. sonra ona sayısız
nimetler verdi ve onu, bütün varlıklara üstün kıldı. Ona çalışma izni
verdi. O halde Ondan başka kim hamt edilmeye layık olur? Hayır bütün övgüler ve
hamdler sadece Allah’a dır, başkasına değil. Bütün bu minnet ve bağışlar
başkasından değil sadece Ondan’dır.
Yüce Allah Kur’an-ı Kerimde
bazı ayetlerde şöyle buyurmaktadır:
“Hamd, gökleri ve yeri yaratan, karanlıkları ve ışığı var eden Allah’a
mahsustur.” (En'âm Suresi -1. Ayet)
“Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’adır.”(Fatiha Suresi,2.Ayet)
“O, insanlar umutlarını kestikten sonra yağmuru indiren, rahmetini her
tarafa yayandır. O, dost olandır, övülmeye lâyık olandır.” (Şûrâ Suresi 28.
Ayet)
“Yedi gök, yer ve bunların içinde bulunanlar Allah’ı tespih ederler. Her
şey O’nu hamd ile tespih eder. Ancak, siz onların tespihlerini anlamazsınız. O,
halîm’dir (hemen cezalandırmaz, mühlet verir), çok bağışlayandır.”( İsrâ Sûresi
44. Ayet)
“Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. Hakikaten Allah, yalnız O
zengindir, övgüye değerdir.” (Hac Suresi 64. Ayet)
“O hâlde, Rabbini hamt ile tespih et (yücelt) ve secde edenlerden ol.”(
Hicr Suresi 98. Ayet)
58-MUHSÎ
Allah'ın en güzel isimleri olan
"Esmaü'l-Hüsnâ" dan biri de el- Muhsî 'dir.
El- Muhsî; Her şeyi tek tek ve bütün ayrıntılarıyla bilen
demektir.
El--- Muhsî;İlmiyle her şeyi sayan,büyük veya küçük hiçbir şey
gözünden kaçmayan. Yüce Allah’ın İlmi ve kuşatması sonsuzdur.
Muhsî; sonsuz ilmiyle her
şeyin sayısını bilen, her yapılanı bir bir sayan demektir.
Allah Teâlâ, her şey’i olduğu gibi görür ve bilir, yani,
bütün varlığı bir yığın halinde birbirinden seçilmez karışık bir şekilde değil;
cinslerini, sınıflarını, zerrelerini birer birer saymış gibi gayet açık görür
ve bilir.
Bütün mahlukatın ve insanların ilim ve amellerinin
kuşattığı ve de kuşatmadığı bütün olayların sayısını ve miktarını bilen
demektir. O, canlıların alıp verdiği her nefesi, rızkı, insanların itaat ve
günahlarını, yakınlığını, yağmur ve kum tanelerinin sayısını, bütün bitkileri,
hayvan türlerini, ölüleri ve canlıları bilendir.Allah Teâlâ, sonsuz ilmi ile
her şeyi kuşatmıştır.
Onun ilminden hiç bir şey hariç kalamaz. Bütün
amellerin sayısını bilir, kıyamet günü bunların hepsinin karşılığını verir. Hiç
birini unutmaz ve atlamaz.
Yüce Allah Kur’an-ı Kerimde
bazı ayetlerde şöyle buyurmaktadır:
“O gün Allah onların hepsini diriltecek ve yaptıklarını
kendilerine haber verecektir. Allah onları bir bir saymıştır. Onlar ise
unutmuşlardır. Allah her şeye şahittir.”( Mücâdele Sûresi 6. Ayet)
“…(Allah) onların nezdinde olup bitenleri çepeçevre
kuşatmış ve her şeyi bir bir saymıştır (kaydetmiştir).”( Cin Suresi
28. Ayet)
“Şüphesiz biz, ölüleri mutlaka diriltiriz. Onların
yaptıklarını ve bıraktıkları eserlerini yazarız. Biz, her şeyi apaçık bir
kitapta (Levh-i Mahfuz’da) bir bir kaydetmişizdir.” (Yâsîn Suresi 12. Ayet)
“Kitap ortaya konur. Suçluları, kitabın içindekilerden
korkuya kapılmış görürsün. “Eyvah bize! Bu nasıl bir kitaptır ki küçük, büyük
hiçbir şey bırakmadan hepsini sayıp dökmüş!” derler. Onlar bütün yaptıklarını
karşılarında bulurlar. Senin Rabbin hiç kimseye zulmetmez.” (Kehf Suresi 49.
Ayet)
“Yaratan (yarattığını hiç) bilmez mi? O, en gizli
şeyleri bilendir, (her şeyden) hakkıyla haberdardır.” (Mülk Suresi 14. Ayet)
“İnsan hiçbir söz söylemez ki onun yanında
(yaptıklarını) gözetleyen (ve kaydeden) hazır bir melek bulunmasın.” (Kâf
Suresi 18. Ayet)
59-MÜBDİ
Allah'ın en
güzel isimleri olan "Esmaü'l-Hüsnâ" dan biri de el- Mübdi 'dir
Mübdi, İlkin
yaratan, “kainatı yoktan var eden” manasına
gelmektedir.
Maddesiz ve örneksiz
yaratıcı, yoktan yaratıp var eden.
Allah, bütün varlıkları
yoktan yaratan ve varlığı başlatandır.
Varlıkları hiçbir eşi olmadan yaratan O’dur.
Yaratmaya il kez başlayan ve bunu tekrar eden Allah’tır.
Allah, her şeyi örneksiz ve hiç yokken
yaratmıştır.
Varlığı
ilk defa yaratan O’dur.
İlk yaratan ve sonra da
tekrar yaratacak olan ancak odur. İlk yaratmayı da, yeniden hayat vermeyi de o
yapar. Allah yaratışı ta başlangıçtan yapar. Başka birinin etki ve müdahalesi
olamaz.
Allah Teâlâ, kâinâtı
yaratırken daha önce bir benzeri ve örneği olmaksızın yaratmıştır. İşte esas
yaratma denilen, ilk maddesi, örneği olmaksızın yaratmadır. Bu, yoktan var
etmedir ve Allah’a mahsustur.
Yüce Allah Kur’an-ı Kerimde
bazı ayetlerde şöyle buyurmaktadır:
“Yaratmaya başlayan, sonra
onu tekrarlayan O'dur, ki bu, O'nun için pek kolaydır. Göklerde ve yerde
(tecelli eden) en yüce sıfat O'nundur. O, mutlak güç ve hikmet sahibidir.”( Rûm Suresi
27. Ayet)
“O (Allah) ki, yarattığı
her şeyi güzel yapmış ve ilk başta insanı çamurdan yaratmıştır.” (Secde Suresi
7. Ayet)
“Allah'ın, yaratmayı nasıl
başlattığını, sonra bunu(nasıl) tekrarladığını görmediler mi? Şüphesiz bu,
Allah'a göre kolaydır.”( Ankebût Suresi 19. Ayet)
“O’dur her şeyi yoktan
yaratan, yarattığını tekrar edip, son olarak âhirette yeniden yaratacak
olan.” ( Bürûc Sûresi,
13. Ayet)
De ki: “Allah’a koştuğunuz
ortaklarınızdan, başlangıçta yaratmayı yapacak, sonra onu tekrarlayacak kimse
var mı?” De ki: “Allah, başlangıçta yaratmayı yapar, sonra onu tekrar eder. O
hâlde, nasıl oluyor da (haktan) çevriliyorsunuz?” (Yûnus Suresi 34. Ayet)
(Bu
yazı,Diyanet İslam Ansiklopedisinden yararlanarak hazırlanmıştır.)
(Devam
edecek)
Efkan VURAL
HAFTANIN HADİSİ
اَلسَّاعِي عَلَى الأرْمَلَةِ وَالْمِسْكِينِ كَالْمُجَاهِدِ فِي سَبِيلِ
اللَّهِ
أوِ الْقَائِمِ اللَّيْلَ الصَّائِمِ النَّهَارَ
|
||
|
27 Temmuz 2020 Pazartesi
Allah’ın İsimleri (Esmâ-i Hüsnâ=En Güzel İsimler):68- SAMED
Allah’ın İsimleri (Esmâ-i Hüsnâ=En Güzel İsimler):
SAMED
Sözlükte “bir şeye yönelmek” anlamındaki samd (sumûd) kökünden türeyen samed “ihtiyaçların giderilmesi için kendisine başvurulan
kimse” demektir.
Allah’a nisbet edildiğinde “ihtiyaçlarını gidermesi
için herkesin başvurduğu, yaratılmışlara özgü acz ve ihtiyaçtan münezzeh ebedî
ve bâkī yüce varlık” mânasına gelir
Es-Samed: Herkesin kendisine ihtiyacını arzettiği,
fakat kendisi kimseye muhtaç olmayan.
Es-Samed: Hiçbir
şeye muhtaç olmayan, her şey kendisine muhtaç olan.
Samed; her şeyin kendisine muhtaç olduğu, kendisinin
hiç bir şeye muhtaç olmadığı; ihtiyaçların giderilmesi ve ızdırapların
dindirilmesi için başvurulacak tek merci demektir.
Allah Teâlâ, yaratıkların her türlü ihtiyaçlarını
gidermek için başvurdukları tek başvuru kaynağıdır. Her türlü yaratığın her
türlü ihtiyacını en mükemmel bir şekilde karşılar ve giderir. Kendisi ise hiç
bir şeye muhtaç değildir.
Samed ismi ile Allah’ın yetkin sıfatlara sahip bulunduğu
ve yaratılmışlardaki âcizlik ve eksiklik içeren niteliklerden münezzeh olduğu
anlatılmaktadır.
Yüce
Allah Kur’an-ı Kerimde bazı ayetlerde şöyle buyurmaktadır:
“De ki: O, Allah birdir. Allah Samed’dir. (Her şey O’na
muhtaçtır; O, hiçbir şeye muhtaç değildir.) O, doğurmamış ve doğmamıştır. Onun
hiçbir dengi yoktur.” (İhlâs Sûresi,1-4. Ayet)
“En güzel isimler Allah'ındır, O'na o isimlerle dua edin, O'nun isimleri konusunda eğriliğe sapanları bırakın. Onlar yaptıklarının cezasını göreceklerdir.” (A’râf Suresi 180. Ayet)
“Onlar, inananları bırakıp da kafirleri dost edinirler;
onların tarafında bir şeref ve kudret mi arıyorlar? Doğrusu kudret bütün olarak
Allah'ındır.” (Nisâ Suresi 139. Ayet)
“Yahut kendisine dua ettiği zaman zorda kalmışa cevap
veren ve başa gelen kötülüğü kaldıran, sizi yeryüzünün halifeleri kılan mı?
Allah ile birlikte başka ilâh mı var!? Ne kadar az düşünüyorsunuz!”( Neml Sûresi,
62. Ayet)
(Devam edecek)
Efkan VURAL
HAFTANIN AYETİ
Şeytan hakkında, “Her kim onu dost edinirse, mutlaka o kimseyi saptırır ve onu cehennem azabına sürükler” diye yazılmıştır.
(Hac Suresi 4. Ayet)