ZULÜM CEZASIZ KALMAZ
Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz
şöyle buyuruyor:
“Allah’ı zalimlerin yaptıklarından
habersiz sanma! Allah onları cezalandırmayı, korkudan gözlerin dışarı
fırlayacağı bir güne erteliyor.”[1]
Bu ayet, mazlumlar için bir umut ve teselli; zalimler için
bir ihtar ve tehdittir. Bu tehdide aldırış etmeyen zalimler, dünyada da
ahirette de huzur bulamayacaktır. Onlar için dünyada rezillik, ahirette ise
büyük bir azap vardır. Resûl-i Ekrem (s.a.s)’in buyurduğu gibi,
“Zulüm,
zalim için kıyamet gününde zifiri karanlık olacaktır.”[2]
Aziz Müminler!
İnsaf, vicdan ve merhamet duygularının yitirildiği,
zulmün sıradanlaştığı ve zalimin destek bulduğu bir çağda yaşıyoruz. Hak ve
hukuk tanımayan zorbalar, çocuk, yaşlı, kadın demeden mazlum Filistin halkının
üzerine bombalar yağdırıyor. Gözü dönmüş caniler, dünyanın gözleri önünde
Filistinli masum kardeşlerimizi katlediyor. Kan ve gözyaşından beslenenler, Kudüs
ve çevresindeki Müslümanları, baskı ve şiddetle evlerinden, yurtlarından
çıkarıyor, yaşama haklarını ellerinden alıyor. Mabet dokunulmazlığını hiçe
sayıp Mescid-i Aksâ’nın maneviyatını çiğniyor. Ancak biz inanıyoruz ki mazlumla
Allah arasında perde yoktur.[3]
“Kahhâr” olan Rabbimiz, zalimleri kahr u perişan edecektir.
Kıymetli Müslümanlar!
Mümin, zulme taraftar olmaz ve zulmü alkışlamaz. Zulüm
karşısında susmaz, zalimin sesi olmaz. Müminin gönlü asla zulme razı
değildir. Mümin, hak ve adaletin yanındadır, zulmün karşısında daima dimdik
ayaktadır. Mümin, zalime hasım, mazluma umuttur. Yeryüzünün her neresinde
olursa olsun kanayan bir yara gördü mü ciğeri yanar. Zira o, Hakka tabidir ve
Hak yolunun yolcusudur. Mümin bilir ki hak ve adaletin hizmetinde olduğu sürece
Allah’ın rahmeti ve yardımı kendisiyle birliktedir. Hakkı tutup kaldırdığı
sürece zalimler asla mazluma ve mağdura zarar veremeyecektir.
Değerli Müminler!
Peygamber Efendimiz (s.a.s), bir hadisinde
şöyle buyurur:
“Kim bir kötülük görürse onu eliyle düzeltsin; eğer
buna gücü yetmiyorsa diliyle düzeltsin; buna da gücü yetmezse kalbi ile o
kötülüğe tavır koysun. Bu da imanın asgarî gereğidir.”[4]
O halde, mazlumların feryadı arşa uzanırken, ümmet-i
Muhammed olarak bir araya gelip zulme ve işgale karşı çıkalım. Mazlum
kardeşlerimize gücümüz nispetinde destek olalım. Bilelim ki Rabbimizin yardımı,
müminlerin vahdeti, feraseti, cesareti ve onurlu duruşuyla zalimlerin sonu
berbat olacak, huzura ve barışa kastedenler er ya da geç cezasını bulacaktır.
Aziz Kardeşlerim!
Bugün Filistin’de yaşananlar bize önemli sorumluluklar
yüklemektedir. Gün, Müslüman idrakiyle yola revan olup Rabbimize samimiyetimizi
arz etme günüdür. Gün, Sevgili Peygamberimizin ümmet idealini kuşanma günüdür.
Gün, kardeşlerimizle bir olma günüdür. Sizleri Cuma namazından sonra
Filistin’deki kardeşlerimize el uzatmaya, onların yaralarını sarmaya davet
ediyorum. Yüce Mevlâ, iyiliklerimizi kabul buyursun.
[1] İbrâhîm, 14/42.
[2] Buhârî, Mezâlim, 8.
[3] Buhârî, Zekât, 63.
[4] Müslim, Îmân, 78.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder