Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Allah’a ve Resûlüne itaat edin, birbirinize düşmeyin,
sonra gevşersiniz ve gücünüz elden gider. Sabırlı olun. Çünkü Allah
sabredenlerle beraberdir.”[1]
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s.) şöyle buyuruyor:
“Elinizle,
dilinizle ve malınızla cihad edin.”[2]
Kıymetli Müslümanlar!
Vatan, insanın huzur ve güven içinde
yaşadığı, hür olmanın şerefini taşıdığı topraktır. Aynı cesaretle tarih
yazanların, aynı değerler uğruna baş koyanların, aynı ideallerle geleceği inşa
edenlerin yurdudur. İzzetini ve istikbalini korumak için şehadet şerbeti içenlerin,
gazi olup varlığından geçenlerin emanetidir vatan.
Ecdadımız, Allah’a
olan imanları ve vatana olan sevdaları ile bu mukaddes toprakları asırlarca
korumuş, zulme ve zalime karşı kahramanca mücadele etmiştir. Yegâne emeli,
mabedinin göğsüne namahrem eli değdirmemek olan bu aziz millet, haysiyet ve
onuruna hiçbir zaman halel getirmemiştir. Tarih
boyunca nice Ağustos ayına damgasını vuran Malazgirt, Otlukbeli, Çaldıran,
Mercidâbık, Mohaç, Sakarya ve Büyük Taarruz zaferleri buna şahittir.
Bu kutlu zaferler
göstermiştir ki, gayret müminlerden, zafer Allah’tandır. O’nun rızasını
kazanmak ve yeryüzünde iyiliği hâkim kılmak için çarpan yürekler asla esaret
altına alınamaz. Hakka tapan milletimizin birlik ve beraberliğine göz dikenler,
rezil ve zelil olmaya mahkûmdur. Yurdumuzun üstünde tüten en son ocak sönmeden bu
bayrak inmeyecek, bu ezanlar dinmeyecektir.
Muhterem Müslümanlar!
Bugün de ülkemizi baskı altına alma ve İslam coğrafyasını kuşatma girişimleri karşısında
zafer bilinci kuşanmamız gerekmektedir. Zafer bilinci, zorluklar karşısında
sabır ve sebat göstermektir. Kökü derinlerde olan ulu bir çınara benzeyen bu toplumu
içten içe kemiren çekişmeleri, tartışmaları, ihtirasları bir kenara bırakmaktır.
Kardeşliğimizi sarsmak ve muhabbetimizi bozmak isteyenlere karşı uyanık olmaktır.
Aziz
milletimiz, dün en ağır şartlara rağmen yedi düveli dize getirdiği gibi, bugün
de feraseti ve Allah’ın inayetiyle hainlere geçit vermeyecektir. Dün 15 Temmuz
işgal girişimine göğsünü siper ettiği gibi, bugün de ekonomik ve teknolojik her
türlü saldırıya korkusuzca karşı koymasını bilecektir. Nihayetinde hak ile
bâtıl arasındaki savaşın adı, zamanı, zemini ve şartları değişmiş olsa da
değişmeyen tek bir gerçek vardır ki, o da;
“Ey iman edenler! Eğer siz Allah'ın dinine yardım
ederseniz O da size yardım eder, ayaklarınızı kaydırmaz.”[3]
ilâhî fermanıdır.
Aziz Kardeşlerim!
Milletimizin bekası uğruna, Allah’a
olan sadakatimizi, teslimiyetimizi ve tevekkülümüzü pekiştirelim. Yüce
Rabbimizin,
“Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer inanmışsanız şüphesiz en üstün olan sizsiniz.”[4] ayetine gönülden bağlanalım. Maddi varlığımıza, manevi değerlerimize, el emeğimize, ürünümüze, yavrularımızın yarınlarına sahip çıkalım. Tutumlu olmaya, sade ve mutedil harcamaya, israftan uzak durmaya her zamankinden fazla özen gösterelim.
Kardeşlerim!
Tarih şahittir ki Cenab-ı Hak, dinini ve
vatanını muhafaza etmeyi en ulvi görev bilen aziz milletimizi yardımsız
bırakmayacaktır. Her kim mazlumun, mağdurun, mültecinin ve muhacirin yanındaysa,
Allah’ın rahmet ve inayeti de onun yanında olacaktır.
[1] Enfâl,
8/46.
[2] Nesâî, Cihâd, 48.
[3] Muhammed,
47/7.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder