Efkan VURAL etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Efkan VURAL etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Temmuz 2021 Perşembe

15 Temmuz ve Düşündürdükleri

                                                               15 TEMMUZ 


15 Temmuz 2016 günü ülkemizde hain bir darbe girişimi yapılmıştı. Türk

 halkı bu hain kalkışmaya topyekün karşı koymak suretiyle darbe girişimi

 başarısız hale getirilmişti.

Hain FETÖ Terör örgütü tarafından düzenlenen kalkışmayı bertaraf etmek için 250 evladımızı şehit verdik.

Ve yine yüzlerce vatan evladımız gazi olmuştu.

Kalkışmayı bastırmak ve bertaraf etmek için gayret eden her Türk vatandaşımızıa yürekten teşekkür eder ve onlara minnettar olduğumu her daim dile getirmek isterim.

Bunun gibi bir hain saldırıyı tarihimizde hiçbir zaman böylesine yaşamamıştık.

Kendini Türk askeri zanneden bir kısım Fetöcü hainler milletin malıyla millete silah doğrultmuş ve hiç çekinmeden ateş etmişlerdir. Bunlar Türk halkının iman gücünü hesaba katmamışlardı.

Allah’ın yardımıyla ve halkımızın cesaret ve kahramanlığı karşısında darbeciler başarısız oldular.

Ülkemiz ve milletimiz büyük bir bela ve musibetten kurtuldu.

                         

                               15 Temmuz bize şunları unutturmayacaktır:

1- 15 Temmuz’da darbe teşebbüsüne karşı verdiği mücadele ile Türk halkı, büyük bir destan yazmıştır.

2-15 Temmuz, Türk halkının yenilmez ve geçilmez bir güç olduğunun dosta ve düşmana ilan edildiği gündür.

3-15 Temmuz’da Türk halkı, hem darbe teşebbüsüne kalkışan TSK içindeki FETÖ’cü teröristleri hem de darbe teşebbüsüne destek veren herkesi ve karanlık güçleri yenmiştir.

4-15 Temmuz’da verdiği mücadele ile Türk halkı; demokrasi, millet, devlet ve vatan düşmanlarına en büyük darbeyi indirmiştir.

5-15 Temmuz’da milletin gücü tankın gücünü yenmiştir.

6-Ülkemiz ve milletimiz hiçbir zaman bölünemeyecektir.

7-Vatanımızın ve T.C. Devletimizin sahibi milletimizdir. Ne pahasına olursa olsun kanımızın son damlasına kadar vatanı ve milleti koruruz.
8-Demokrası ve Millet iradesi hiçbir şekilde engellenemez ve müdahale edilemez.
9-Hiçbir kimsenin özgürlüğü ve yaşama hakkı engellenemez.
10-Hiçbir kimsenin inancı ve ibadeti engellenemez.
11-Vatan, bayrak ve tüm kutsal değerler uğruna can vermek şehitliğe ermektir. Şehitlik insanın maneviyatta erişeceği en büyük makamdır.
12- Vatan, bayrak ve tüm kutsal değerler uğruna yapılan mücadelede yaralanan ve savaşa katılanlara gazi denir. Gazilik dünyada en değerli bir unvandır.
13-Şehitler ölmez vatan bölünmez.
14-Bayrak inmez, ezan dinmez.
15-Ülkemizde yaşayan tüm vatandaşlarımız aynı haklara sahiptir.

16-Temmuz, Türk demokrasi tarihinde bir dönüm noktasıdır. Artık Türkiye’de muhtıralar, darbe teşebbüsleri ve darbeler devri kapanmıştır.

 17-Bundan sonra darbe teşebbüsüne niyetlenecek ve kalkışacak hain alçaklar, daima karşılarında Türk halkını bulacaktır.

İşte 15 Temmuz bize bu ve benzeri ülkülerimizi hatırlatır. Bunların kıymetini ve önemini anımsatır.
İnsanın onuru, hürriyeti, can güvenliği, bağımsızlığı en mühim şeylerdir. 
Bütün bu değerler bir gecede alt üst olacaktı. Ama Türk milleti buna müsaade etmedi.
Artık bundan sonra da asla müsaade etmeyecektir.

İç ve dış tüm düşmanlarımız sinsi veya açık boş durmayacaklardır. Onlara hiçbir zaman fırsat vermemeliyiz.

15 Temmuz  vesile ile ülkemize ve milletimize yaşatılan 15 Temmuz Darbe Girişimini yapan FETÖ TERÖR ÖRGÜDÜ ’nü, tüm terör örgütlerini ve destekçilerini  bir kez daha kınıyor ve lanetliyorum.

YAŞASIN  TÜRK MİLLETİNİN BİRLİK VE BERABERLİĞİ...

Bugüne kadar bağımsız bir şekilde vatanımızda huzurlu yaşamamıza katkı sunan tüm şehitlerimize Allah rahmet eylesin.

Gazilerimize de Allah sağlık ve afiyet versin,inşllah.

 Beş yıl önce 15 Temmuz gecesi vermiş olduğumuz

 251 ŞEHİDİMİZİ Rahmetle anıyor, GAZİLERİMİZE saygılar sunuyorum.

                                

                                   Sizlere Minnettarız.

Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez.

 Vatan Güvende Şehitler Yüreğimizde.

Vatan söz konusu ise gerisi teferruattır.

Türk Yurdunda ve Türk Bayrağı Altında Kıyamete Kadar Kardeşçe

 Yaşamak Hepimizin İdeali Olmalıdır.

 15 Temmuzu unutmayacağız ve unutturmayacağız.

Efkan VURAL

Bu Yazı Aşağıdaki Web Sitelerinde Yayınlanmıştır:

Milliyet Blog:

 

 

 

 

1 Temmuz 2021 Perşembe

AYIN SÖZÜ

                          Ayın Seçme Sözü ve Yorumu


“Herhangi bir işi yarına bırakma. Zira her günün derdi gibi işi

 de kendine yeter.” 

                                                  Ord.Prof.Dr. Ali Fuat Başgil 

Başarılı olabilmek için bir takım kural ve ilkeler vardır.

Başarıya inanmak şartıyla odaklanıp, çalışmak en önemli olan

 adımlardan ve ilkelerden  birincisidir.

 İnsan inandığı bir şey için elinden gelen gayreti

 titizlikle  göstermeye çalışır.

Başarılı olmanın ikinci önemli ilkesi planlı bir şekilde yapılan

 düzenli çalışmalardır.

 Başarılı olmanın bu iki ilkesinden sonra yapacaklarımızı

 zamanında yapmak ve çalışmaları başka bir zamana

 bırakmamak; üçüncü ilkeyi teşkil eder.

İşler zamanında yapılmazsa, birbirlerine karışır ve çözümleri

 zorlaşır.  Böyle bir durumda başarıya ulaşmak zorlaşır ve 

 başarısız olunabilir.

Çalışma hayatında ve özellikle öğrencilik dönemlerinde

 bugünün işini yarına bırakmamak lazım.

Her günün işini o gün içinde yapmak başarının lokomotifi olur.

Bugünün işini yarına aksatırsak, yarının kendine has işleri

 olduğu için; başarı yolunda sıkıntılar artmış olur.

Ord.Prof.Dr. Ali Fuat BAŞGİL, bu konuda şöyle der:

“Herhangi bir işi yarına bırakma. Zira her günün derdi gibi işi

 de kendine yeter.”                                                               

   Her günün işi kendine özgüdür. Her günün farklı farklı işleri

 vardır.

Her farklı günün dertleri ve sıkıntıları ayrı ayrıdır. Bunları günü

 gününde çözemezsek; işler karmakarışık bir hal alır.

 Karşımıza nelerin çıkabileceğini önceden kestiremeyebiliriz.

Yapmamız gerekenleri zamanında yapabilirsek, önümüze

 çıkacak diğer işleri güzel

ve düzgün yapma imkânımız olmuş olur. Buda başarımızı artırır.

Bu durumu daha iyi anlamak için öğrencilerin ders çalışma

 şeklini örnek verebiliriz.

Yaz tatilinin başlayacağı bu günlerde, yaz tatilini

 değerlendirmek isteyenler

 öncelikle bir çalışama planı hazırlamalıdırlar.

Okullar açılana kadar geçmişe dönük yapılacak çalışmalar

öğrencinin başarısını artıracak ve çalışmayan akranlarından

 daha ilerde olacaktır.

Tatilde yapılan plana uygun olarak günlük çalışmalarını

 zamanında yapan,

 bir kişi için başarıyı yakalamak kolay olacak ve akranlarına

 göre özgüveni daha da artacaktır.

Özellikle 11.sınıftan 12.sınıfa geçen öğrenciler yazın

 yapacakları çalışmalarla eksikliklerini tamamlayabilir ve

 Eylül’de başlayacak eğitim

 öğretim faaliyetleri ve yapılacak çalışmalar için hazır olmuş

 olurlar. Okul günlerinde iş güç, ders, ödev ve projeler birbirini

 kovalayıp duracak.

Zamanında yapılacak çalışmalar bizi her günün işini

 zamanında yapmamıza yardımcı olacaktır.

Başarıyı yakalamak kolay değildir.

Başarıya ulaşabilmek için bize düşen görev ve vazifeleri

 zamanı içinde yerine getirmeliyiz.

Gerisi Allah’ın takdiriyle başarıya ulaşmak olacaktır.

Önce, planlı bir şekilde ve zamanında çalışmak

 suretiyle tedbir; sonrasında da başarıyı beklemek takdir

 olacaktır.

Ne mutlu çalışıp başarılı olabilenlere….

Efkan VURAL

Bu Yazı Aşağıdaki Web Sitelerinde Yayınlanmıştır:

Milliyet Blog:

                              

27 Haziran 2021 Pazar

ÜNVERSİTE SINAV ÖNERİSİ

                                                             2021-ÜNİVERSİTE SINAVI


26 - 27 Haziran 2021 Tarihlerinde ÖSYM tarafından TYT ve AYT olmak üzere iki sınav yapıldı.

26 Haziran Cumartesi günü TYT sınavı bittiği anda bazı adayların ağladığını ve çok üzgün olduğunu gördüm. Sınava giren ve ağlayan adaya niçin ağlıyorsun sen çok iyi yapmışsın. Başkaları senin kadar işaretlememiş, sınıfın en iyilerindensin, diyerek moral vermeye çalıştım. Ve kendisine bugün bu sınavı unut. Neyi nasıl yaptım. Doğru ya da yanlış mı yaptım diye düşünme. Dinlen yarınki AYT sınavına odaklan. Normal gündelik yaşamını sürdür. Dedim. Aday az da olsa rahatlatıp gitti.

Dışarda sınav sonrası çocukları ağlayan bazı velilere haddim olmadan çocuklarına sınav hakkında hiçbir şey sormamalarını söyledim.

Velilere, bugün sınavı konuşmayın. Normal gündelik hayatınızı devam ettirin. Yarınki, AYT sınavından sonra her şeyi değerlendirin ve yorumlayın, dedim. Ayak üstü kısa konuşmam sonrasında velilerin tedirginliklerinin azaldığını gördüm.

Sonrasında ben de bir eğitimci olarak üzüldüm. Eve gittim yaşadığım bu durumu çocuklarıma anlattım.

Anlatmaz olaydım, dört yıl önce YGS sınavı sonrasında oğlum, matematikten işaretlediği soru sayısını bana söylediğinde benim tepkim çok talihsiz oldu: “Sınava girmeseydin bari” dedim. O an söylediğimin ne anlama geleceğini düşünememiştim.

Meğer oğlumun üzüntüsünü artırmış oldum. 2.sınav olan LYS’ye yaklaşık üç ay kala bizim oğlan kendini mezuna bırakıyor. Yani LYS’ye asılmıyor, şansını bir sene sonrasına bırakıyor. Maalesef bu kararına benim tepkimin katkısı olmuştur.

O yıldan sonra Mart ayında yapılan sınavın adı değişerek Haziranda diğer sınavla arka arkaya yapılmaktadır.

Önceleri 1.sınavda morali bozulan ve öz güvenini kaybeden öğrenciler, 2.sınava aylar kala başarısız olacaklarını düşünerek kopuyorlardı.

Şimdi de yapılan bu sınavlarda birincisi eğer iyi geçmemişse 2.sınavda da moralsizlik oluşuyor ve başarıyı çok etkiliyor. Üst üste iki gece stres ve uykusuzluk her iki sınavı mahvediyor…

BU DURUM KARŞISINDA ÖSYM’YE ÖNERİM OLACAK

Yüksek Öğretime Giriş Sınavı için 2 önerim var:

1-Ösym sınavı bire indirgenmeli.

Tek bir sınav yapılması. Bu sınavın içinden çeşitli seviyelerde puanlar çıkartılması. (TYT,AYT,vb.)

Sınavda süreyi uzun tutarak soru çeşidini ve sayısını azaltmak.

2-Dört yılda 4 sınav. 9.10.11. sınıflarda Haziran ayında TYT benzeri seviye sınavları. Bunların yüzdeleri ayarlana bilir.

12.Sınıf AYT şeklinde genel bir sınav.

Bu şekilde Öğrenciler tek sınav stresinden kurtulmuş olurlar. Her şeyin kazanıldığı veya bittiği bir sınav yerine yıllara yayılmış çalışmayı ve tecrübeyi öne çıkaran bir sınav sistemi.

Bence en iyisi 2.önerim.

Tabii ki bana göre….

Ben kendimi avutmak için; böyle bir yazı yazmak geldi içimden…

Aklın yolu birdir….

Sınav sistemi, uzun ve deneyimli bir araştırma ve çalışma ile yapılması gerekir.

Tüm gençlerimize sağlık mutluluk ve başarılar dilerim.

Her şey bu sınav değil.

Hiçbir zaman umudunuzu yitirmeyiniz.

Gençler sizi seviyoruz…

Efkan VURAL

Bu Yazı Aşağıdaki Web Sitelerinde Yayınlanmıştır:

Milliyet Blog:

14 Haziran 2021 Pazartesi

HAFTANIN AYETİ

 Yüce Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır:


اَلَّذ۪ينَ اِذَا ذُكِرَ اللّٰهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَالصَّابِر۪ينَ عَلٰى مَٓا اَصَابَهُمْ

وَالْمُق۪يمِي الصَّلٰوةِۙ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَ


"Onlar, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperen, başlarına gelen musibetlere sabreden, namazı dosdoğru kılan ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden Allah yolunda harcayan kimselerdir."

                     (Hac Sûresi,35. Ayet)

12 Haziran 2021 Cumartesi

HAFTANIN HADİSİ

                  Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)şöyle buyurur:


كُلُّ ابْنِ آدَمَ خَطَّاءٌ وَخَيْرُ الْخَطَّائِينَ التَّوَّابُونَ


Her insan hata eder.

Hata işleyenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir.

(Tirmizî, Kıyâme, 49; İbn Mâce, Zühd, 3)

5 Haziran 2021 Cumartesi

AYIN SÖZÜ

 Ayın Seçme Sözü ve Yorumu


“Sabır önceleri zehirdir; Huy edinirsen bal olur.”  Hz.Mevlana                                                 

İnsanı diğer canlılardan ayıran bir takım özellikler vardır. Bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz.

Akıl, irade, düşünme, ifade eme, inanma, güvenme, sevme, sevilme, sabırlı olma, tahammül, yardım severlik, cömertlik vb.

İnsanoğlu hayatta birçok şeyle karşılaşabilir. İnsanın karşı karşıya kaldığı bazı şeyler var ki, onlar kişiyi darmadağınık eder.

İnsanın en önemli özelliklerinden biri de aceleci oluşu ve sabırsızlığıdır. Sabır göstermek ve sabırlı olmak büyük bir maharettir. Gerçekten sabır zor bir iştir. Sıkıntıyla ve zorlukla başlayan sabır sonunda rahatlık ve güzellik sağlar .

Karşılaştığımız bir sorunu hemen ortadan kaldırmamız mümkün olmayabilir. Sorunun bertaraf edilebilmesi için gerekenlerin yapılarak sonucunun sabırla beklenmesi gerekir. Bazen elden gelen her şeyi yaptığı halde insanoğlunun artık yapabileceği bir şey olmuyor. İşte böyle durumlarda sabır ve tevekkül devreye giriyor.

Sabır başlangıçta zor olsa da zamanla bir çıkış yolu bulunuyor ve sorun çözüme kavuşuyor. Sabır bir bakıyorsunuz ilaç gibi geliyor  ve iyileştiriyor her şeyi…

İlaç başta içilirken acı geliyor. Tedavi acı ve zorluklarla başlıyor. İğne, operasyon, ilaç serum gibi uygulamalar hastaya sıkıntı veriyor. Sonunda da iyileşme ile huzur ve mutluluğa ulaşılmış olunuyor. Eziyetler sonunda ulaşılan sağlıklı yaşam insan için bal ve şeker gibi olur.

Mevlana Celaleddin er-Rumi Hazretleri de  bundan dolayı “sabır” için söylediği şu söz önem kazanmaktadır: “Sabır önceleri zehirdir; Huy edinirsen bal olur.”

İnsanın başarıya ulaşabilmesi için sabırla çalışıp gayret göstermesi gerekir. Hemen sonuca ulaşmamız mümkün olmayabilir. Sabırla gayret edip beklemek lazım gelir. Uğraş, eziyet ve zorluklar sonrasında, kişinin başarıya ulaşması onu sevindir ve huzura kavuşturur.

Öğrenciler sabırla gece gündüz ders çalışır, uğraşırlar didinirler, nefislerinin arzularına gem vururlar. Sonrasında da başarılı olurlar ve istedikleri  yerlere gelirler. Öğrencinin uğraşı ve çalışması nefse zor gelir. Herkes gezip dolaşırken okuluyla ve dersiyle sabırla uğraşan  kişi için o anlar bir çile ve bir işkence gibidir. Ama sonrası sevinç ve  mutluluk olur… Acı ve zehirle başlayan mücadele sevinç ve mutlulukla yani balla son bulmuş olur.

Borç ve kredi olan bir esnaf önce eziyetli bir mücadele verir sonrasında borcunu öder  ve iyi bir duruma gelir.   

Hayatta  iyi bir şeye ulaşmak için sabırla gayret etmek gerekir. Peygamberimiz ve inanan ilk Müslümanlar Mekke’de yaşadıkları eziyet ve işkencelere sabretmişler ve  imanlarını korumuşlardır. Allah’ta onların sabırla yaptıkları bu mücadele sonunda Medine’nin yolunu açmıştır.  Medine’de Müslümanların yaşadığı altın yıllara “asrı saadet” denilmiştir. İşte bu yıllarda Müslümanlar mutluluğa kavuşmuş ve cenneti hak etmişlerdi.

Müslümanların başta yaşadıkları haller zehir gibi, ama sabır sonucunda bal gibi bir hayata kavuşmuş oluyorlar.

İşte Mevlana da bunu ifade etmek istemiştir.

Bizlerde yaşayışımızda zorluklara sabrederek hayat mücadelesini sabırla vermek zorundayız. Her zorluktan sonra bir kolaylık var diyor , Rabbimiz. (İnşirâh Suresi - 5. Ayet)

Unutmayalım ki sabrın sonu selamettir.

Sadece sabır yeterli değil…

Sabırla gayret etmeli ve tevekkül ile sabretmeliyiz.

Ne mutlu sabredenlere…

 Efkan VURAL

Bu Yazı Aşağıdaki Web Sitelerinde Yayınlanmıştır:

Milliyet Blog:

Celalin Penceresinden

1 Haziran 2021 Salı

Güzel İnsan İsa ÇELİK-5

 

                 Güzel İnsan İsa ÇELİK-5

Tam bir yıl önce aramızdan ayrılıp Hakka yürüyen çok sevdiğimiz komşumuz güzel insan İsa ÇELİK abimizin hayat öyküsünü  paylaştığım yazı dizisini bugün tamamlamak istiyorum.         


                                 Umarım biraz olsun İsa abiyi anlatabilmişiz.

İsa ÇELİK hayatının büyük bir bölümünü engelli oğlu Celal ÇELİK’i mutlu edebilmekle geçirmiştir. Kendini tamamen oğluna adamıştı. Kendi mutluluğunu oğlunun mutluluğunda buluyordu. Oğlu için arabasına rampa yaptırdı, banyoda kaldıraç sistemi yaptı, balkondan dışarıya çıkış köprüsü yaptı,yatağı otomatik sistemle çalışır vaziyete getirdi, bilgisayar ve sınırsız internet tedariki yaptı… İsa ÇELİK oğlu için lazım olacak bir şey için çarşı ve mağazaları dolaşır. Oğlu mutlu olsun diye hasta ve yorgun haliyle de olsa hiç pes etmeden var gücüyle mücadele etmiştir.

İsa ÇELİK büyüğümüzün vatan ve millet sevgisini de zikretmeden geçemem. Beraber olduğumuz sohbet ve konuşmalarımızda devlet büyüklerimize ne kadar çok saygı duyduğunu  her haliyle belli ediyordu. Onların yaptığı başarılı çalışmaları anlatırken heyecanlandığına bir çok kez şahit olmuştum. Milletimize hizmet eden devlet büyüklerine, asker, polis, hakim, savcı, avukat, doktor, öğretmen, mühendis,iş adamı, usta ve sanatkar  gibi çalışanlara minnettar olduğunu ve onlara saygı duyduğunu ifade ederdi.

 Vatanın bütünlüğü ve milletin bölünmezliğini her daim dillendirirdi. Askerimizi ve polisimizi çok sever başarılarını duydukça heyecanlanırdı. Asker ve polislerimizin başarılarını gündeme getiren dizi filmlerini  duygulanarak ve ağlayarak seyrederdi. Arka sokaklar ve Diriliş Ertuğrul dizileri  bunlardan bazılarıydı.


İsa ÇELİK’in dile getirmediğimiz bir önemli özelliği de  hepimize örnek olsun istiyorum. İsa abi kendisi için istediği ve memnun olduğu bir şeyi başkaları içinde istemesi ve hatta bu konuda gayret göstermesi takdire şayandır. Engelli oğlu için banyoda yaptığı vinçi, başka bir engelli aileye önererek, vinci kendisi yaparak bir engelliyi sevindirmiştir. Bir yerden uygun ve güzel bir şey aldığında bunu komşu ve tanıdıklarına da önerirdi. Böylece başkalarının da faydalanmasını canı gönülden isterdi. O herkesin iyi olmasını isterdi. Başkalarının iyiliğini istemesi bir temenni ötesinde, gerçekten birinin iyiliğe ulaşması için kendisi gayret ederdi.

                          Hz.Ali’de Buluşmak Üzere….

İsa ÇELİK abimiz hani demiştik ya oğlu için her şeyi yapar ve bu şekilde mutlu olur, vicdanı huzur bulur. Başta astım rahatsızlığı olmak üzere birçok hastalığına rağmen Celal’i için uğraşan İsa ÇELİK, her Cuma oğlunu hazırlayıp, engelli arabasıyla balkon köprüsünden dışarıya çıkarıp engelli rampayı kurarak kendi arabasına bindirerek mahalledeki Hz Ali mescidine getiriyordu. Orada hep beraber Cuma namazını eda ediyorduk.                                                                

   İsa abi için bu yaptığı bile tek başına büyük bir sevap. İnşallah Allah onu cennetine yerleştirir.                                                                                                                         

    Cuma namazı bittikten sonra mescit önünde komşularla kısa sohbet edilir ve ayrılık vakti gelince, bir hafta sonraki Cuma günü tekrar burada yani Hz.Ali Mescidinde buluşmak üzere der ve ayrılırdık. Ben okula giderdim.                

  Daha sonraları  bu Hz.Ali mescidindeki buluşmayı aynı zamanda ahirette Hz.Ali’de buluşma arzusuna dönüştürmüştük.  Şöyle derdik, Hz. Ali cennette Hz.Muhammed’le beraber olacağından bizde Hz.Ali’de buluşursak aynı zamanda peygamberimizle buluşmuş oluruz. Ogün bugün Celal ÇELİK’le görüşmemizde “Hz.Ali’de Peygamberimizle görüşmek ve komşu olmak dileğiyle hoşça kal… İfadesini kullanırız. İnşallah bu gerçekleşir.(Amin)



Engelli  Celal ÇELİK  babası İsa ÇELİK’i  Anlatıyor:

 Canım babacım İsa Çelik.

Güzel bir hayat yaşadı,

Babam çocukluğundan itibaren 72 yaşında ölene kadar sürekli çalıştı. 

Babam benim için çok iyi bir örnekti.

Çok dürüst doğru haksızlık karşısında dayanamayan cesur bir insandı.

27 yıl devlete işçi olarak hizmet etti.

Atölyesinden şahsı için bir vida dahi kullanmadı.

Bir defasında bir mafya bozuntusu komşuya hakaret ve tehdit ediyordu 

Apartmanda Yüksek ses gelince babam çıkmış adamın üzerine yürümüş sen kimsin be defol buradan diye kovmuş, tutmasalar dövecekmiş.

Babam çok mütevazı ve iyiliksever biriydi. 

Bir bayram günü sokakta komşuya gelen misafir babama arabasından gelen sesten bahsedince üzerinde bayramlıklâ hemen arabanın altına yattı tamir etti, gömleği yağ olmuştu.

Babam çok yufka yürekli idi.

Bazı Kemal Sunal filmlerine bile ağlardı.

Ben engelli olup ilerde yatalak olacak dendiğinde Allah'a söz verdi 

Sonuna kadar bakacağım engelli evlada.

16 yıl işe götürdü getirdi emekli etti Allah'ın izniyle 

Tuvalet banyo diş yemek giydirmek..

Sanrm98de işyerinde karnım ağrıdı.

 Babamı çağırdım. 

İşyerinde tuvalete götürdü hemen beni. 

İshal olmuş hem üstüm hem tuvalet batmıştı. 

Astımı olan babam çok uğraştı terledi. 

Babam ailesine çok düşkündür .

Yetmislerde duyuyor ki Hatay Dörtyol'da olan kız kardeşi sıkılıyor eniştesi de çarşıya

 yürümekten yorulmuş.

Bir radyo ve motosiklet göndermiş. 

Hocam çok yoruldum

Yavaş yavaş ara ara bir haftada 3 saatte yazdım 


Sevgilerimle...
Celâl ÇELİK

 

Sevgili Celal Çelik kardeşimiz babası saygı değer büyüğümüz İsa abiyi çok güzel bir biçimde

 özetleyerek anlattı. Kendisine teşekkür ediyoruz.

Değerli okurlar İsa ÇELİK abimizi acizane olarak sizlere tanıtmaya çalıştık. Esasen birçok şeyi

 atlayarak yazımızı tamamlamaya çalıştık…

İsa ÇELİK gibi bir değerimizi anlatabilmek beni çokça bahtiyar etmiştir.

İnşallah böyle bize güzel örnek olan büyüklerimizden bir şeyler alır ve bunları hayatımızda

 önemseriz. Ve çocuklarımıza da bir miras olarak bırakmış oluruz.

İnşallah İsa abinin 5 torunu dedelerini tanıyarak onu örnek almak suretiyle vatana ve millete

 yararlı birer kişi olurlar. Buna, az da olsa katkı verebildiysem  kendimi mutlu hissederim.

Dürüst, çalışkan, yardım sever, iyi yürekli, herkesi düşünen, empati yapan, mütavazi birçok

 özelliğe sahip değerli büyüğümüz İsa ÇELİK’e hürmet eder saygılarımı sunarım.

Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun inşallah.(Amin)

 (Son)

Efkan VURAL

Bu Yazı Aşağıdaki Web Sitelerinde Yayınlanmıştır:

Milliyet Blog:

Celalin Penceresinden

31 Mayıs 2021 Pazartesi

Güzel İnsan İsa ÇELİK-4

                         Güzel İnsan İsa ÇELİK-4

 Tam bir yıl önce aramızdan ayrılıp Hakka yürüyen çok sevdiğimiz komşumuz güzel insan İsa ÇELİK abimizin hayat öyküsünü sizlerle paylaşmaya devam etmek istiyorum.




İsa ÇELİK abimizin anlatılacak bir çok yönü var elbette. Onun  bence en önemli özelliklerinden biri de her konuda bilgi ve tecrübe sahibi olmasıydı. Kendisi iyi bir usta ve iyi bir şoför olmasından dolayı bu sahada kendisine güveni tam olup, başarılı bir geçmişe sahipti. Yani bu konularda tam anlamıyla söz sahibi idi.

Bunların dışında da hemen hemen her konuda bilgi sahibi olup, her mesleğin genel özelliklerini bilirdi. Bu biraz merak ve biraz da kabiliyete bağlıdır. Her ikisi de İsa abide mevcuttu.

Başka mesleklerinde püf noktalarını bilirdi. Buna bir örnek vererek İsa abinin ne derece bilgi ve anlayışa sahip olduğunu görmeye çalışacağız.

Tanıdığımız stajyer bir öğretmen, dersini dinlemeyen haylaz bir öğrenciyi sınıftan kovar. Öğretmen öğrenciye der ki, dışarı çık ve dersin sonuna kadar orada bekle. Öğrenci dışarda beklemez, doğruca çarşı merkezine gider. Orada bir bakkaldan yiyecek canı çeker ve gizlice bir şeyleri alıp kaçmak isterken yakalanır ve polislere teslim edilir. İlçe çok küçük bir yerleşim yeri olduğundan konu kaymakam bey’e yansır. Kaymakam hemen okulu arar ve karşısına çıkan nöbetçi öğretmen:Buyurun efendim der… Okul müdürü o anda okulda olmadığı için nöbetçi öğretmen telefona bakar. Telefonun uçunda Kaymakam bey var. Kaymakam olayı anlatır ve kızar tabi… Nöbetçi öğretmen aynı zamanda öğrenciyi dersten dışarı çıkaran kişidir. Tesadüf öğretmen ile Kaymakam önceden tanışıyordu. Öğretmen Kaymakam’a şöyle der: Kaymakam bey özür dilerim öğrenciyi dışarda beklemesi için çıkarmıştım. Oda bu yanlış davranışa yöneldi… Kaymakam bey’de öğretmeni tanımıştı. Hocam dedi bir daha böyle bir şey olmasın… Bu olay, stajyer öğretmen için hayatında büyük bir ders olmuştu.                                                    Bu olayı bir öğretmen olarak İsa abi ile konuşurken, İsa abinin söylediği şu söz onun ne kadar bilgi ve tecrübe sahibi olduğunu gösteriyordu:” Yaramazlık yapan öğrenciyi tahtaya kaldırıp, dersin sonuna kadar tek ayak üstünde bekletseydi ya” İşte bu tüm öğretmenlere iyi bir önek olsun.

İsa abinin bize anlattığı bir çok öykü  vardı. Hepimize ders verici özellikte olan anlatımlarını videoya çekmeye başlamıştık. Maalesef bu çekimleri tamamlayamadık. İsa abinin anlattığı ilgi çekici ve eğlendirici olanlarından bir iki örnek vermek istiyorum.    

                    Ön Tarafı ve Sürücü Yeri Olmayan Kamyon

Eskiden  kamyonla yolcu taşınmaktaydı. O zamanlar  yolcu arabası yaygın değildi. Kamyonlarla yolcu taşınmaktaydı. Sürücü yeri ve ön tarafı olmayan ve terk edilmiş bir kamyon kasası varmış. İki kişi  kamyon kasasının arka kapısını açıyorlar ve oradaki yolculara sesleniyorlar. Birazdan kamyon şu yere  hareket edecek. Hadi vatandaş gel birkaç yolcu aldıktan sonra kalkacak diyerek, kamyonu yolcu ile dolduruyorlar. Yolcular binerken yol paralarını da veriyorlardı. Son yolcu bindikten sonra kamyonun kapısını kapatıyorlar. Ve yüksek sesle şoföre bağırıyorlar. Hareket edebilirsin iyi yolculuklar… Aradan az bir süre geçmişti. Kamyon hareket etmeyince yolcular mırıldanmaya başlıyor. Niye kalkmıyor bu araba? Ne var acaba? İçlerinden biri aşağıya iniyor şoförü uyarmak için bir de ne görsün, kamyonun önü yok, şoför yok… Tüm yolcular aldatılmıştı… Böyle bir aldatma nasıl yapılır diye hayretler içinde gülüşüyorduk, İsa abinin anlatımlarıyla… 

                                Ailenin Mutluluk Sırrı:Karpuz

Mutlu ve huzurlu bir aile reisi arkadaşlarını evine davet eder. Evde ziyafet verilir. Arkadaşları evde gördükleri huzur ve mutluluğun sebebi nedir, diye sorarlar.

Adam  eşine derki , Bir karpuz getir de ikram edelim. Hanım bir karpuz getirir, eşine verir. Adam karpuza eliyle birkaç kez vurur. Hanımına der ki,  bu karpuz iyi değil git başka getir. Hanım karpuzu alır gider ve arkasından yeni bir karpuz getirir. Adam karpuzu inceler eliyle vurur karpuzu yine beğenmez. Hanımına karpuzu verir git diğer karpuzlardan getir, der. Hanım hiç bozuntuya vermez gider yeniden bir karpuz daha getirir. Adam karpuza dokunur şimdi iyi bir karpuz getirdin der, hanımına. Karpuz kesilir ve afiyetçe yenir. Arkadaşları adama sorar. Hani bize mutluluğun sırrını demedin.  Nedir sizi mutlu eden şey?

Ben size bunu gösterdim. Ama siz fark edemediniz. Mutluluğumuzu sağlayan şey karpuzdu. Önce anlayamamışlardı mutluluğun sebebini…. Adam sırrı açıklayınca herkes anlamıştı sırrı. Meğer evde tek karpuz vardı. Evin hanımı her sefer gider aynı karpuzu alır getirir. Başka karpuz yok diyerekten Kocasını rezil  etmez. Eşlerin birbirine her zaman değer vermesidir mutluluk kaynağı.




Rahmetli İsa abi eşi Nuriye hanıma bakarak şöyle demişti: Hocam bizim hanımda böyledir…Bizim huzurumuz Nuriye hanımdır. Ben dışarda gurbetlerde çalışırken. Nuriye hanım evi döndürdü. Çocuklarımı yetiştirdi. Onların okumalarına sebep oldu. Allah razı olsun ondan, dedi.

Gerçekten çok uyumlu eşlerdi. Allah her ikisinden razı olsun. Tüm aile Cennette buluşur İnşallah.

(Devam edecek)

Efkan VURAL

Bu Yazı Aşağıdaki Web Sitelerinde Yayınlanmıştır:

Milliyet Blog:

Celalin Penceresinden