RAMAZAN VE DOĞRULUK
Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:
“Şüphesiz ‘Rabbimiz Allah’tır’ deyip, sonra
dosdoğru olanlar var ya, onların üzerine akın akın melekler iner ve derler ki:
Korkmayın, üzülmeyin, size dünyada iken vaad edilen cennetle sevinin!”[i]
Okuduğum hadis-i şerifte Allah Resûlü (s.a.s) şöyle buyuruyor:
“Doğruluk insanı iyiliğe, iyilik de
cennete götürür. Kişi devamlı doğru söyler ve doğruluktan ayrılmazsa Allah
katında sıddîk olarak tescillenir…”[ii]
Aziz
Müminler!
Yüce dinimiz İslam, söz ve davranışlarımızda dosdoğru olmamızı emreder. Fıtratımızla bağdaşmayan ve istikametimizi bozan yalanı da yasaklar. Doğruluk, İslam’ın özü, ahlaklı ve erdemli bir toplumun en temel vasfıdır. Nitekim “Ey Allah’ın Resûlü! Bana İslâm hakkında öyle bir söz söyle ki, bu konuda hiç kimseye bir şey sorma ihtiyacı duymayayım” diyen bir sahabiye Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle cevap vermiştir:
قُلْ آمَنْتُ بِاللّٰهِ فَاسْتَقِمْ
“Allah’a inandım de, sonra da dosdoğru
ol.”[iii]
Kıymetli Müslümanlar!
Doğruluk, Allah’a gönülden inanmak, Resûlüllah’a gönülden
bağlanmaktır. Bedenimizi ibadetle, ruhumuzu takvayla yoğurmaktır. Her daim hak
ve hakikatin yanında yer almaktır. Sözümüze sadık kalmak, ahde vefa göstermek,
emanete riayet etmektir. Yalandan, gıybetten, iftiradan ve kötü sözlerden
kaçınmaktır.
Aziz Kardeşlerim!
Mümin, doğruluğu söz
ve davranışlarına yansıtır. Özü sözü birdir müminin. İçi dışı aynı, niyeti ile
davranışları tutarlıdır. Geliniz, yolumuz doğruluk, özümüz sözümüz bir olsun.
Olsun ki, dünyamız ma’mûr, akıbetimiz cennet olsun.
Müminin hayatında
doğruluk önce ailede tesis edilir. Doğruluğun hâkim olduğu bir yuvada aile
fertleri birbirine sadakatle bağlanır. Çocuklar, dürüstlüğü anne babanın güzel
davranışlarından öğrenir. Ailenin güven veren ikliminde hayatın yükü birlikte
omuzlanır. Geliniz, yolumuz doğruluk, ahlakımız güzel olsun. Olsun ki gönüllerimiz
muhabbetle, hanelerimiz huzurla dolsun.
Mümin, ticaretinde dürüsttür; daha fazla kazanma arzusu ya da zarar etme korkusuyla doğruluktan ayrılmaz. Dünya hırsına kapılıp da harama bulaşmaz. O, bilir ki اَلرِّزْقُ عَلَى اللّٰهِ “rızık Allah’tandır.” Yine bilir ki Allah Resûlü (s.a.s),
مَنْ غَشَّنَا فَلَيْسَ مِنَّا
“Bizi aldatan bizden değildir.”[iv] buyurmuştur.
Mümin, sanal âlemde de
istikametini muhafaza eder, doğruluktan ayrılmaz. Yalan ve iftira ile
insanların onur ve haysiyetini zedelemez. Kul ve kamu hakkını ihlal eden
asılsız paylaşımlarda bulunmaz. Geliniz, yolumuz doğruluk, niyetimiz iyilik
olsun. Sevgili Peygamberimizin ifadesiyle Allah’a ve ahiret gününe iman
eden, ya hayır söylesin ya da sussun.[v]
Kardeşlerim!
Resûl-i Ekrem (s.a.s)
bizleri şöyle uyarmaktadır: “Yalan söylemeyi ve yalanla iş yapmayı terk etmeyen kimsenin, yemesini
içmesini bırakmasına Allah’ın ihtiyacı yoktur.”[vi]
O halde, doğruluğu kuşanmak ve
hayatımıza hâkim kılmak için Ramazan-ı şerifi bir fırsat bilelim. Unutmayalım
ki, doğruluğu kaybetmek bizzat iyiliği kaybetmektir. Dünyalık fayda sağlayacağı
düşünülen yalanlar ve haksızlıklar mutlaka kötülüğe götürür. Her işimizde ve
her sözümüzde dosdoğru olmak ise iyiliğe, iyilik de cennete götürür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder