Muhterem
Müslümanlar!
Başı
rahmet, ortası mağfiret, sonu ise cehennemden selamet olan Ramazan-ı şerifi bir
defa daha yaşamanın şükrünü eda ediyoruz. Bu mübarek ayın nihayete ermesiyle
hüzünleniyor ama aynı zamanda vefa ve kardeşlik duygularının dalga dalga
yayıldığı bayram sabahına kavuşmanın sevincini taşıyoruz. Bizi bayrama
ulaştıran Rabbimize sonsuz hamd ü senalar olsun. Bayramları neşe, sevinç ve
Allah’ı zikretme günleri olarak niteleyen Sevgili Peygamberimiz Muhammed
Mustafa’ya salât ve selam olsun. Bayramımız mübarek olsun.
Aziz Müminler!
Ramazan
ayının gündüzünde gecesinde, orucunda teravihinde Rabbimizin rızasını aramaya
gayret ettik. İbadetlerimizi ve iyiliklerimizi çoğaltmaya, sabrımızı ve
tevbemizi artırmaya, Kur’an’la beslenip takva elbisesi kuşanmaya çalıştık.
Mukabelelerle Peygamberimizin sünnetini ihya ederken, iftar sofralarında
lokmamızı sevdiklerimizle ve ihtiyaç sahipleriyle paylaştık. Zekât ve
sadakalarımızın bizi mal tutkusundan, dünya hırsından arındırmasını niyaz
ettik. Tekbir ve salavatların yükseldiği camilerimizde ümmet olmanın coşkusunu
yürekten hissederken, itikâfla kulluk bilincimizi tazeledik. Geçen yıllarımızın
muhasebesini yaptık. Hata ve günahlarımızdan tövbe ettik, Rahmân’ın affına
sığındık. İşte böylesine feyizli ve bereketli bir ayın sonunda bayram sabahına
ulaştık elhamdülillah!
Kıymetli Müslümanlar!
Bayram
günleri, Ramazanı eda eden kullarına Rabbimizin bir ikramıdır. Bugün
birbirimize yaklaşma, gönlümüzün ve hanemizin kapılarını açma, mutluluğumuzu
paylaşma vaktidir. Bugün bayrama kavuşan bir mümin olmanın umudunu, şükrünü ve
sevincini gittiğimiz her yere taşıma zamanıdır.
Öyleyse
hürmete ve ikrama en çok layık olan anne-babamızla, acı-tatlı günlerimizin
ortağı, can yoldaşımız eşimizle, evlerimizin tazecik neşesi ve ümidi olan
çocuklarımızla birlikte bu sevinci yaşayalım. Aile büyüklerimizi,
akrabalarımızı, komşularımızı, arkadaş ve dostlarımızı ziyaret edelim.
Hatırı
sorulmamış hiçbir hasta, gönlü alınmamış hiçbir yaşlı bırakmayalım. Yetimlerin,
gariplerin ve kimsesizlerin tebessümleriyle bayramımıza bir kat daha anlam
katalım.
Bu
bayram sabahında omuz omuza aynı kıbleye yöneldiğimiz kardeşlerimizle
aramızdaki küskünlüklere, dargınlıklara son verelim.
Yüce Rabbimizin
“Müminler ancak
kardeştir.”[1] ilahî fermanına
uyarak aramızdaki muhabbet ve güven bağlarını pekiştirelim.
Yüce Rabbimizin
Âhirete
göç eden geçmişlerimizi ve mübarek vatanımız için canlarını seve seve feda eden
aziz şehitlerimizi rahmetle yâd edelim. İslam beldelerinde darda ve sıkıntıda
olan kardeşlerimiz için el açıp Rabbimize yalvaralım. Onların da barış, huzur
ve güven içinde ulaşacağı nice bayramlar için Cenâb-ı Haktan lütuf ve inayet
dileyelim.
Aziz Müslümanlar!
Bir
Ramazan-ı şerifi daha uğurluyoruz. Biliyoruz ki Allah’a kulluk görevimiz
Ramazan ayıyla sınırlı değildir. Teravihlerden sonra da camilerimiz beş vakit
dolmalı, iftarlardan sonra da muhtaçların sofrası donatılmalı, orucun
zindeliği, sadakanın cömertliği bir yıla yayılmalıdır. Nitekim Yüce Allah,
Kur’an-ı Kerim’de “Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine kulluk et.”[2] buyurarak
ömrümüzün her anını kulluk şuuruyla geçirmeye bizleri davet etmektedir.
Rabbimizin bu emrine uyarak, bu ilahi
davete icabet ederek, Ramazan’da kazandığımız güzel hasletleri hayatımız
boyunca devam ettirelim. Ramazan günleri bitmiş olsa da Ramazan bereketi ve
Ramazan samimiyeti ömrümüzden eksik olmasın.
Bu
duygu ve düşüncelerle başta aziz milletimiz olmak üzere bütün İslam âleminin
Ramazan Bayramını tebrik ediyorum. Bayramın insanlığa hayırlar getirmesini Yüce
Rabbimden niyaz ediyorum.
Hutbemi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in
şu hadis-i şerifi ile bitiriyorum: “Ey insanlar! Selâmı aranızda
yaygınlaştırın, yemek yedirin, akrabalık bağlarınızı gözetin, insanlar uyurken
namaz kılın ki selâmetle cennete giresiniz.”[3]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder