Muhterem
Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimeler, insanlığa rehber,
âlemlere rahmet olarak gönderilen Resûl-i Ekrem Efendimize inen ilk vahiydi.
Kur’an-ı Kerim’in ilk nazil olan bu ayetleri, Peygamberimiz (s.a.s)’in şahsında
bütün Müslümanları ilim ve hikmet yoluna şöyle davet ediyordu:
“Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı alaktan yaratmıştır. Oku! Kalemle yazmayı öğreten, böylece insana bilmediğini bildiren Rabbin sonsuz kerem sahibidir.”[1]
“Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı alaktan yaratmıştır. Oku! Kalemle yazmayı öğreten, böylece insana bilmediğini bildiren Rabbin sonsuz kerem sahibidir.”[1]
Kıymetli
Müminler!
İnsanın varlık âlemindeki en kıymetli özelliği, vahye
muhatap olması ve bilgiyle donatılmasıdır. Nitekim bir ayette, “Allah,
Âdem’e bütün isimleri öğretti”[2] buyrularak, Yüce
Rabbimizin, ilk insan ve ilk peygamber olan Hz. Âdem’e eşyanın isimlerini ve
hakikatini bizzat öğrettiği haber verilmektedir.
Öğrenme ve öğretme kabiliyetine sahip olmak, “Alîm”
olan Cenâb-ı Hakkın insanoğluna sunduğu nadide bir nimettir. İnsan için uğrunda
yorulmaya değer en yüce uğraş, helâl rızık peşinde koşarak karnını doyurduğu
gibi, doğru bilginin peşine düşerek de ruhunu doyurmaktır. İlim tahsil etmekten
daha değerli bir çaba, âlim olmaktan daha şerefli bir makam düşünülebilir mi?
Bilginin aydınlığına sırtını dönen insan, huzur bulabilir mi? Bu yüzden Resûl-i
Ekrem (s.a.s) bizleri şöyle uyarır:
“Ya öğreten ol, ya öğrenen ol, ya dinleyen ol, ya da ilmi destekleyen ol. Beşincisi olma, helâk olursun!”[3]
“Ya öğreten ol, ya öğrenen ol, ya dinleyen ol, ya da ilmi destekleyen ol. Beşincisi olma, helâk olursun!”[3]
Değerli Müslümanlar!
Asr-ı Saadet’ten bu
yana dünyanın dört bir köşesine adalet, merhamet, barış ve güven taşıyan İslam
medeniyeti bir ilim medeniyetidir. Zira İslam, yeryüzünde emaneti yüklenen
insanoğluna, düşünmeyi, bilgi üretmeyi, hakikati öğrenerek kendisini ve
toplumunu geliştirmeyi emreder.
Böyle bir dinin
mensupları olarak Müslümanlar, tarih boyunca “Bilenle bilmeyenin bir
olmayacağını”[4]
açıkça belirten Kur’an-ı Kerim’den aldıkları ilhamla yaşadıkları bütün
coğrafyalarda ilmin öncüsü olmuşlardır. Tefsir, hadis, fıkıh, kelam gibi
ilimlerin yanı sıra başta fizik ve astronomi olmak üzere, tıp, cebir, kimya ve
hendese gibi alanlarda çığır açan adımlar atmışlardır. İman ettikleri dinin
sarsılmaz ilkeleri ile yaşadıkları kâinatın muhteşem kuralları arasında dâhice
bağ kurmuşlardır. Fizikle metafiziği, bilgiyle hikmeti buluşturarak insanı
dünyada salâha, ahirette felâha sevk edecek bir yolun takipçileri olmuşlardır.
Asırlara mührünü vuran nice şaheser kaleme almışlar, ürettikleri bilgi ve
yaptıkları icatlarla hem kendi çağlarını hem de sonraki yüzyılları
aydınlatmışlardır.
Muhterem
Müslümanlar!
Bugün oldukça zor dönemler yaşayan İslam dünyası,
bilgiyi ihmal etmenin ve cehalete razı olmanın bedelini hepimizin yüreğini
sızlatan acılar yaşayarak ödemektedir. Bu alandaki geç kalmışlığımızı
sonlandırmak, huzurlu ve güvenli bir gelecek inşa etmek ancak bilgiye sahip
olmakla mümkündür.
Bilgi öyle bir güçtür ki, ona sahip olan iyi
niyetliyse insanlığın önünde şifa kapıları açarken, kötü niyetliyse milyonları
yok eden öldürücü bir teknolojiye dönüşebilir. O halde, Müslümanlar olarak bize
düşen vazife, ilmin değerini bilmek ve bilginin iyilik üretmesi için “ilim ahlakını”
çağımıza anlatmaktır. İmanımızın ve tarihimizin bize yüklediği sorumluluğu
idrak etmeli, okuyan, tefekkür eden, araştıran, öğrenmek için sahih kaynaklara
müracaat eden bir toplum olmalıyız. İsraf
edilecek bir saniyemizin bile olmadığını görerek, yarınlarımızı maddi ve manevi
her türlü yıkımdan korumak için bilgiye sarılmalıyız. Gözümüzün nuru
yavrularımızı medeniyetimizin öncüleri ile tanıştırmalı, modern ilimlerin ve
teknolojik buluşların temelini asırlar önce Müslüman ilim insanlarının attığını
onlara öğretmeliyiz. Bilgi ve tecrübelerini, akıl ve emeklerini insanlığın
hayrına kullanan bu öncü şahsiyetleri gençlerimize model olarak sunmalıyız.
Aziz Müminler!
Peygamberimiz (s.a.s), hutbemin başında
okuduğum duasında Rabbimize şöyle yalvarmıştı: “Allah’ım! Bana
öğrettiklerinle beni faydalandır. Bana fayda verecek ilmi bana öğret ve ilmimi
artır.”[5] Bir Müslüman için
asıl olan, faydalı bilgi ve salih ameldir. Tarih boyunca olduğu gibi, bugün de
Müslümanlar dünyanın dört bir yanında ilim tahsil etmeye, öğrenip öğretmeye,
yurt içinde ve yurt dışında her türlü hayır ve hasenatın, imar, ihya ve inşa
faaliyetinin öncüsü olmaya devam etmektedir. Hayırsever milletimizin
destekleriyle 2018 yılı içerisinde Kırgızistan Bişkek İmam Serahsî ve Almanya
Köln Camilerini ibadete açtık. 2019 yılı içinde yine elbirliğiyle inşallah
Kıbrıs Hala Sultan, Arnavutluk Tiran ve Cibuti Sultan Abdülhamit Han
camilerimizde ezanlar yükselecek, mümin gönüller omuz omuza saf tutacak,
alınlar secdeyle buluşacaktır. Rabbim ilim ve ibadet mekânlarına destek veren
aziz milletimize daima bereket ihsan etsin. Hayır ve hasenatımızı yüce katında
en güzel şekilde kabul eylesin.
[1] Alak, 96/1-5.
[2] Bakara, 2/31.
[3] Dârimî, Mukaddime, 26.
[4] Zümer, 39/9.
[5] Tirmizî, Deavât 128.
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü
KAYNAK:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder