EŞSİZ SERMAYEMİZ: ÖMÜR
Cumanız Mübarek
Olsun Aziz Müminler!
Yüce
Rabbimiz, okuduğum âyet-i kerimede şöyle buyuruyor: “Allah, hanginizin daha iyi
amel işlediğini ortaya koymak amacıyla sizi imtihan etmek için ölümü ve hayatı
yaratandır. O, mutlak güç sahibidir, çok bağışlayandır.”[1]
Peygamber Efendimiz
(s.a.s) de okuduğum hadis-i şerifte şöyle buyuruyor: “İki nimet vardır ki
insanların çoğu bunları değerlendirme hususunda aldanmıştır: Sağlık ve boşa
geçirilen vakit.”[2]
Kardeşlerim!
Bugünlerde yeni bir miladi yılın eşiğindeyiz. En
değerli sermayemiz olan ömrümüzden bir yılı daha geride bırakmak üzereyiz. Yüce
Rabbimiz, hepimize bereketli bir ömür nasip eylesin. Gelecek günlerimizi,
geride bıraktığımız günlerden daha hayırlı kılsın.
Kıymetli
Kardeşlerim!
Yılları ister hicri, ister miladi diye adlandıralım.
Günleri ister hicri ister miladi takvime göre hesaplayalım. Zamanın yegâne sahibi
Yüce Rabbimizdir. Her bir ânımızı bizlere emanet olarak lütfeden O’dur. Ve Rabbimizin katında asıl önemli olan,
zamanı nasıl geçirdiğimizdir. Sayılı nefeslerimizi ne uğrunda tükettiğimizdir. Ömür
nimetini, yaratılış gayemize uygun değerlendirip değerlendirmediğimizdir.
Kardeşlerim!
Rabbimizin
dünya imtihanında bizler için takdir ettiği kısa zaman dilimine ömür diyoruz.
Ömür, mamur edilmesi, ebedi kazanca dönüştürülmesi gereken hayatı ifade eder.
Eğer fani dünya hayatı, Allah’a iman ve salih amellerle donatılmışsa mamur edilmiş
demektir. Eğer bu kısacık hayat, emanet ve sorumluluk bilinciyle Allah’ın razı
olacağı şekilde yaşanmışsa bereketlenmiş demektir.
Aziz Kardeşlerim!
Yüce
Rabbimiz, ömrümüzü daha anlamlı ve bereketli kılabilmemiz için fırsatlar sunar
her birimize. Zamanın hızla geçişini haber veren her yeni yılın başlangıcı da
bu fırsatlardan biridir. Bu fırsat, hayata adeta yeni bir başlangıç yapmamız ve
tertemiz bir sayfa daha açmamız içindir. Bir yıla yönelik yeni niyetler ve yüce
idealler belirlememiz, hayırlı planlar yapmamız içindir. Bu fırsat, kendimizi
hesaba çekmemiz, hatalarımızı gözden geçirip düzeltmemiz ve günahlarımıza tövbe
etmemiz içindir.
Kardeşlerim!
Öyleyse
ömrümüzden bir seneye daha veda ederken hep birlikte kendimize şu soruları yöneltelim:
Yerde
ve gökte bulunan varlıklar, kendi lisanlarıyla Yüce Allah’ı tesbih ederken biz
O’na ne kadar yakın olabildik?
“Ben sizin Rabbiniz değil miyim?”[3] sualine karşı Allah’a verdiğimiz söze ne kadar sadık kalabildik? O’nun emirlerini ne kadar tutabildik? Yasaklarından ne kadar sakınabildik?
“Ben sizin Rabbiniz değil miyim?”[3] sualine karşı Allah’a verdiğimiz söze ne kadar sadık kalabildik? O’nun emirlerini ne kadar tutabildik? Yasaklarından ne kadar sakınabildik?
Bu
yıl boyunca sevap hanemize hangi hayırları, hangi iyilik ve güzellikleri
kaydedebildik? Elimizi, dilimizi, gözümüzü, kulağımızı, zihnimizi, gönlümüzü
haram ve günahlardan ne kadar koruyabildik?
İki
günü birbirine denk olanın zararda olduğu şu hayatta acaba kaç günümüzü
diğerinden daha verimli kılabildik? Kaç günümüzü ebedi kazanca dönüştürebildik?
Anne
ve babamıza, eş ve evladımıza, akraba ve komşularımıza karşı vazifelerimizi ne
kadar yerine getirebildik? İhtiyaç sahiplerinin derdiyle ne kadar dertlenebildik?
Dünyanın neresinde olursa olsun mağdur ve mazlum kardeşlerimizin acısını
dindirmek için neler yapabildik?
Kardeşlerim!
Bütün
bu soruların cevabını vermemiz gereken saatleri, inancımızda, kültür ve
geleneğimizde olmayan bir takım yanlış davranışlarla israf etmek bizlere yakışmaz.
Piyango ve şans oyunlarına umut bağlayarak alın teri dökmeden, emek harcamadan
kazanmaya çalışmak, dinimizin helal kazanç duyarlılığıyla bağdaşmaz. Alkollü
içkilerle sağlığı heba etmek, sınırsız ve uygunsuz eğlencelerle vakti öldürmek,
müminde bulunması gereken emanet bilinciyle asla uyuşmaz.
Zira
Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in ifade ettiği gibi mümin, hastalığa yakalanmadan önce
sağlığının kıymetini bilmelidir. Meşguliyete düşmeden önce boş zamanını faydalı
işlerle geçirmelidir. İhtiyarlık gelip çatmadan önce gençliğini hayırlı amellerle
değerlendirmelidir. Darlığa ve yokluğa maruz kalmadan önce varlığını ve
imkânlarını dünya ve ahiret saadetine vesile kılabilmelidir.[4]
Kardeşlerim!
Yılın bu son Cuma vaktinde Yüce Rabbimizden niyazımız odur ki;
bahşettiği iman nimetini son nefesimize kadar taşıyabilmeyi bizlere
lütfeylesin. Günlerimizi, aylarımızı, yıllarımızı salih amellerle bereketli
kılsın. Bizleri iyi olan ve iyi işler yapan, kötüden uzak duran ve kötülüğe
engel olan kullarından eylesin. Cennetini kazandıracak işleri yapabilme,
cehenneme götürecek davranışlardan kaçınabilme konusunda bizlerden yardımını esirgemesin.
[1] Mülk, 67/2.
[2] Buhâri, Rikâk, 1.
[3] A’râf, 7/172.
[4] Hâkim, el-Müstedrek, IV, 341.
Hazırlayan:
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder