HER CAN MUKADDESTİR
Muhterem Müslümanlar!
Cenâb-ı Hak, insanoğlunu eşref-i mahlûk
olarak yaratmış ve yeryüzünün halifesi kılmıştır. Üstün kabiliyetlerle
donatmış, Rabbinin rızasına uygun, insanlık onuruna yaraşır bir hayat sürmesini
emretmiştir. Daima iyi, güzel ve faydalı ameller işlemesini öğütlemiştir. İnsan
olma şerefine gölge düşüren bütün çirkin söz ve davranışları ise yasaklamıştır.
Aziz
Müminler!
Yüce dinimiz
İslam’ın en önemli gayelerinden biri de, insanın canını korumak, onu her türlü
kötülükten ve saldırıdan muhafaza etmektir. Dinimize göre her can mukaddes ve
dokunulmazdır. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır: “Bir cana
kıymaya veya yeryüzünde fesat çıkarmaya karşılık olması dışında, kim bir insanı
öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir canı kurtarırsa bütün
insanların hayatını kurtarmış gibi olur.”[1]
Kıymetli
Müslümanlar!
خَيْرُ النَّاسِ أَنفَعُهُمْ لِلنَّاسِ
“İnsanların en hayırlısı, insanlara en çok
faydası dokunandır.”[2] şiarıyla ömürlerini din-i mübin-i İslam’a, vatana ve
millete hizmet yolunda harcayan nice kardeşimiz var. Ancak ne hazindir ki, vatanımızı
müdafaa eden kahraman askerlerimize, toplumsal huzurumuzu koruyan emniyet
mensuplarımıza, canımızı emanet ettiğimiz sağlık çalışanlarımıza, milletimize
hizmet götüren sivil ve kamu görevlilerimize yönelik şiddet olaylarına şahit
oluyoruz. Can taşıyan hiçbir cana şiddet tasvip edilmezken, aziz milletimiz ve
ülkemiz için fedakârca hizmet sunan kardeşlerimizin haksızlığa ve şiddete maruz
kalması hepimizin canını yakıyor, her birimizin yüreğini dağlıyor.
Değerli Müminler!
Bizler Allah’a
ve ahiret gününe iman eden müminleriz. İnancımızın gereği olarak İslam ahlakını
hayatımıza aktarmakla mükellefiz. Müminin hayatında şiddet ve merhametsizliğe, kin
ve nefrete, haksızlık ve zulme, cana ve
mala kast etmeye asla yer yoktur. Müminin ahlakı, sevgi, saygı, güven ve hak
duyarlılığıdır.
Aziz
Müslümanlar!
Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in:
“İman etmeden cennete giremezsiniz,
birbirinizi sevmeden de gerçek anlamda iman etmiş olamazsınız.”[3] sözüne
kulak verelim; her daim sevgi, şefkat ve merhameti kuşanalım.
إِتَّقِ اللَّهَ حَيْثُمَا كُنْتَ
“Nerede olursan ol, Allah’a karşı gelmekten
sakın.”[4]
hadis-i şerifini şiar edinelim; hata, günah ve isyanla
aramıza set çekelim. Hangi sıkıntımız ve sorunumuz olursa olsun, çözümü asla kabalıkta
ve şiddette aramayalım. İlişkilerimizde nezaket ve zarafeti elden bırakmayalım.
Kendi canımızı dokunulmaz gördüğümüz gibi herkesin canını da kutsal bilelim. Kendimiz
için istemediğimiz bir şeyi başkaları için de istemeyelim. İnsan şahsiyetini ve
onurunu hedef alan her türlü söz ve davranıştan uzak duralım.
Hutbemi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu hadis-i şerifiyle bitiriyorum:
“Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilinden emin olduğu
kimsedir. Mümin de insanların canları ve malları konusunda kendisine karşı güven
hissettikleri kişidir.”[5]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder