ÜÇ AYLAR: RAHMET VE MAĞFİRET VESİLEMİZ
Muhterem Müslümanlar!
Rahmet ve mağfiret, muhabbet ve bereket vesilesi olan üç ayların manevi
gölgesi üzerimize düştü. Önümüzdeki Çarşamba günü Receb ayına kavuşmuş
olacağız. Perşembeyi Cumaya bağlayan gece ise Regaib Gecesini idrak edeceğiz
inşallah.
Bizleri bu müstesna günlere ulaştıran Yüce Rabbimize sonsuz hamd ü sena,
mübarek vakitleri nasıl değerlendireceğimizi öğreten Peygamberimiz Hz. Muhammed
Mustafa’ya salat ve selam olsun.
Aziz
Müminler!
Üç aylar; Allah’ın
insanlara olan sonsuz rahmetinin bir eseridir. Feyiz ve bereketin sağanak
sağanak üzerimize yağdığı bir mevsimdir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), çok
kıymetli ve faziletli olan bu mevsime ulaştığında Cenâb-ı Hakk’a şöyle niyaz
ederdi:
اَللَّهُمَّ بَارِكْ لَنَا فِي رَجَبَ، وَشَعْبَانَ، وَبَلِّغْنَا رَمَضَانَ
“Allah’ım,
Receb ve Şaban aylarını hakkımızda mübarek eyle ve bizi Ramazan’a ulaştır.”[i]
Kıymetli
Müslümanlar!
Rahmet mevsiminin ilk cemresi, Regaib Gecesidir. Regaib Gecesi, bizler
için büyük bir fırsat... Bu gecenin kadir ve kıymetini bilip Cenâb-ı Hakka tam
bir teslimiyetle yönelmek için... Gündelik hayatımızı sorgulamak, bu gidiş
nereye diye kendimize sormak için... Ömrümüzü nerede ve ne uğrunda
tükettiğimizi düşünmek, ölmeden önce kendimizi hesaba çekmek için... Dünya ve
ahiretimize faydası olmayan şeyleri terk edip hak ve hakikat mayasıyla
yoğrulmak için… Çirkin ve kötü huylardan arınıp, güzel ahlakı kuşanmak için…
Hata ve günahlarımızdan pişman olup nasuh tevbelerle Rabbimizin engin merhametine
sığınmak için... Kişinin kardeşinden, anasından, babasından, eşinden,
çocuğundan bile kaçacağı, hiç kimsenin kimseye fayda veremeyeceği o dehşetli
mahşer gününe hazırlanmak için…
Değerli
Müminler!
Elbette bize düşen Rabbimizin ilâhi lütuf zamanları olarak bahşettiği, duaların kabulüne ve günahların affına vesile kıldığı üç ayların manevi ikliminden istifade etmektir. Ancak biz biliyoruz ki Allah’a kul olmak, sadece belli vakitlere mahsus değildir. Yılın hangi ayı, hangi günü ve hangi saati olursa olsun kulluk bilinciyle geçirilen her ânımız kıymetlidir. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.s), bir kutsî hadiste Allah azze ve celle’nin şöyle buyurduğunu bize haber vermektedir:
“Ey âdemoğlu!
Her durumda kendini bana kulluğa ada ki, gönlünü zenginlikle doldurup
ihtiyacını gidereyim.”[ii]
Aziz
Müslümanlar!
Dünya ve ahiret
saadeti, Cenâb-ı Hakk’a iman eden, sadece O’nun rızasını gözeten ve her ânını
salih amellerle bereketlendirenlerin olacaktır. Hutbemi Asr suresiyle
bitiriyorum:
وَالْعَصْرِۙ اِنَّ الْاِنْسَانَ لَف۪ي
خُسْرٍۙ اِلَّا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ وَتَوَاصَوْا
بِالْحَقِّ وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ
“Andolsun
zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Ancak, iman edip, sâlih ameller
işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye
edenler başka, onlar ziyanda değillerdir.”[iii]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder