AHİRET DAHA HAYIRLI VE
SÜREKLİDİR
Muhterem
Müslümanlar!
Allah Resûlü (s.a.s) ashabıyla beraber bir
cenazedeydi. Peygamber Efendimiz kabrin kenarına oturdu. Şahit olduğu manzara
kendisini çok etkilemişti. Mübarek yanaklarından yaşlar süzülmeye başladı. Öyle
ki gözyaşlarıyla toprak ıslandı. Ümmetinin dünya ve ahiret mutluluğunu her
şeyden daha fazla arzulayan Resûl-i Ekrem (s.a.s) ashabına şöyle buyurdu: “Kardeşlerim! Ölüm için hazırlık yapın.”[i]
Aziz Müminler!
Geleceğe dair bitmez tükenmez emellerin peşinde
koşarken kimi zaman yaratılış amacımızı unutuyor, ölümü aklımızın ucundan dahi
geçirmiyoruz. Çevremizde veya medyada karşılaştığımız ölüm hadiselerini sıradan
karşılıyor, aldırış etmiyoruz. Her gün salgın hastalıktan kaybettiğimiz canların
sayısına bile göz ucuyla bakıp geçiyoruz maalesef.
Nitekim hepimiz bilir ve iman ederiz ki, ölüm ve yeniden diriliş
haktır. Gelip geçici misafirleriz bu hayatta. İmtihan için geldiğimiz bu
dünyadan ansızın göçüp gideceğiz asıl yurdumuz olan ahirete. Âlemlerin Rabbinin
huzurunda iyi ya da kötü yaptıklarımızın hesabını vereceğiz. Ya sonsuz bir
mükâfata kavuşacak ya da elim bir azaba dûçâr olacağız.
Kıymetli
Müminler!
Hayatımıza yön veren, anlam ve değer katan en önemli esas ahirete olan
imanımızdır. Zira ahirete iman eden kişi, ebedî mutluluğun anahtarının bu dünyada
olduğunun bilincindedir. Bu şuur ve inançla Allah’ın rızasını kazandırabilecek
bir hayatı yaşama gayretindedir. Mümin, imanının bir gereği olarak işlediği
salih amellerle hayatını bereketlendirir. Yaşantısını güzel ahlakla süsler.
Takva azığı ile Cenâb-ı Hakkın katında yücelmeye çalışır. Huzuru Allah’ı
anmakta bulur. Rabbini unutturacak çirkinliklerden uzak durur. Dua ile Yüce
Yaratan’a kulluğunu arz eder. Nimetlere şükreder. Ailesi, çevresi ve toplumu
ile barışık yaşar.
Değerli
Müslümanlar!
Ahiret yurdunun daha hayırlı ve kalıcı olduğunun idrakinde olalım.
Dünyayı ahirete tercih edenlerden olmayalım.[ii]
يَٓا اَيُّهَا الْاِنْسَانُ مَا غَرَّكَ
بِرَبِّكَ الْـكَر۪يمِۙ
“Ey insan! Yüce Rabbin hakkında seni yanıltıp aldatan nedir?”[iii]
sorusuna muhatap olmamak için Rabbimize hakkıyla kulluk edelim.
اِقْرَأْ كِتَابَكَۜ كَفٰى بِنَفْسِكَ الْيَوْمَ عَلَيْكَ حَس۪يباًۜ
“Kitabını oku! Bugün sana hesap sorucu
olarak kendi nefsin yeter.”[iv]
nidasıyla karşılaşmadan önce, kendimizi hesaba çekelim. Rahatlıkla, “Alın
kitabımı okuyun. Doğrusu ben, hesabımla karşılaşacağımı zaten bekliyordum.”[v]
diyebilmek için amel defterimizi salih
amellerle dolduralım. Unutmayalım ki, “Kim ahireti ister ve bir
mümin olarak ahiret için ona yaraşır bir çabayla çalışırsa işte böylelerinin
çabaları karşılık görecektir.”[vi]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder