Cumanız Mübarek Olsun Değerli Müminler!
Bir gün Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) çok
sevdiği akrabası Sa’d b. Ebi Vakkas’ın yanına uğramıştı. Sa’d o sırada abdest
alıyordu. Suyu fazla kullanmış olmalı ki Efendimiz; “Bu ne israf böyle?” dedi. Sa’d, “Abdestte de israf olur mu ya Rasulellah?”
diye sorunca Sevgili Peygamberimiz (s.a.s): “Evet, akan bir nehirden abdest alsan bile”[1]
şeklinde karşılık verdi.
Aziz Müminler!
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s) Allah’ın bizlere bahşettiği nimetlerin
kıymetini biliyor ve ashabına her fırsatta bunu hatırlatıyordu. O, bollukta da darlıkta da sahip olduğumuz
nimetleri ölçülü kullanmayı öğretiyor ve israftan sakındırıyordu. Zira israf,
yeme içmeden giyim kuşama, vakitten sağlığa varıncaya kadar her türlü nimet ve
imkânı ölçüsüzce kullanmaktır, dengeyi ve itidali kaybetmektir. İnsanın
kendisine, çevresine ve kâinata yazık etmesidir. İsraf, varoluş bilincimizden ve yaratılış gayemizden uzaklaşmaktır.
İsraf, aynı zamanda bütün nimetlerin sahibi
olan Yüce Allah’ın Rezzâk ismine saygısızlıktır.
Kıymetli Kardeşlerim!
Bugün yeryüzünü kuşatan en büyük afetlerden birisi israftır. Bir yanda
açlığın, yoksulluğun ve sefaletin pençesinde kıvranan milyonlarca insan varken,
saçıp savurmak, ihtiyaç olmadan harcamak, eskimeden atmak hayati bir hatadır. Mazlum
insanlar ekmek ve su gibi en temel ihtiyaçlarından bile mahrum bir şekilde hayat
mücadelesi verirken, artan bir tek lokmayı bile çöpe atmak insafa sığmaz.
Kıymetli Müslümanlar!
İsraf, sadece mal ve eşya ile sınırlı değildir. İnsan için en büyük
israf, ne için yaratıldığını ve varlığını hangi uğurda kullanması gerektiğini
unutarak ömrünü heba etmektir. Kendisine verilen akıl nimetini iman ve hikmetle
buluşturamamaktır. Bedenini, gücünü, iradesini iyilik ve hakikat yolunda
kullanmayıp beyhude meşgalelerle heba etmektir. Sahip olduğu bilgi ve tecrübeyi,
bilim ve teknolojiyi insanlığın faydasına değil ifsadına kullanmaktır.
Kardeşlerim!
Bugün insanı daha fazla kazanıp daha çok tüketmeye teşvik eden, ne
kadar harcarsa o kadar değerli olacağını iddia eden bir zihniyet yaygınlaşıyor.
Özenti ve gösterişe dayalı hayatlar, lüks ve israfa yönelik harcamalar öne
çıkarılıyor. Böylece ömrünü üretim yerine tüketime adayan insanlık, aslında
manevi değerlerini ve yaşama amacını tüketiyor.
Hâlbuki
hayat kitabımız Kur’an, insanın yeryüzüne imar ve ıslah için geldiğini, dünya
ve ahiret hayatı adına orta yolu, iktisadı ve dengeyi asla kaybetmemesi
gerektiğini vurgular. Yüce Rabbimiz müminleri anlatırken şöyle buyurmaktadır: “Onlar, harcama yaptıklarında ne israf
ederler, ne de cimri davranırlar. Bu ikisi arasında bir yol tutarlar.”[2] Peygamberimiz
(s.a.s) de “İsrafa kaçmadan ve kibre kapılmadan yiyiniz, içiniz, giyininiz
ve sadaka veriniz.”[3]
öğüdüyle tüketim ahlakına sahip olmamız gerektiğini dile getirir.
Muhterem Müslümanlar!
Geliniz
Yüce Rabbimizin bizlere lütfettiği bütün nimetlerin değerini bilelim. Hiçbir
nimeti ölçüsüzce israf etmeyelim. Vaktimizi boşa geçirmeyelim. Yememizde, içmemizde,
giyim kuşamımızda ve harcamalarımızda ihtiyaç fazlasından kaçınalım. Doğal
kaynaklarımızı, tabiat varlıklarımızı koruyalım. Allah’ın verdiği her nimetin
bir gün hesabının sorulacağını bilelim. Nimetler karşısında şımarıp lükse
dalmadan ve duyarsızca israfa girmeden infak ahlakını kuşanalım. Rabbimizin
hayata ve kâinata koyduğu dengeyi gözetelim. Bu denge ihlal edildiğinde hayatın
bereketinin kaçtığını, toplumun huzurunu kaybettiğini, insanın kendisine ve
gelecek nesillere zarar verdiğini unutmayalım. Nimetlerin sınırlı, nefsin istek
ve arzularının ise sınırsız olduğunu aklımızdan çıkarmayalım.
Kardeşlerim!
Önümüzdeki Pazarı Pazartesiye bağlayan gece, Yüce Kitabımız Kur’an’ın
nazil olmaya başladığı mübarek Kadir gecesini idrak edeceğiz inşallah. Bin aydan daha hayırlı olan bu geceyi bir
fırsat olarak değerlendirelim. Günahlarımıza tövbe ederek hayatımızı gözden
geçirelim, muhasebemizi yeniden yapalım. Bu vesileyle Kadir gecenizi şimdiden
tebrik ediyor ülkemiz, milletimiz ve tüm İslam âlemi için hayırlara vesile
olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ediyorum.
KAYNAK:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder