ORUÇ
VE KUR’ÂN AYI RAMAZAN
Aziz Müminler!
Peygamber Efendimiz Medine’ye hicret edeli henüz on
sekiz ay olmuştu. Şaban ayının son günleriydi. Ramazan orucunun farz
kılındığını haber veren Bakara sûresinin şu ayetleri nazil oldu:
“Ramazan ayı,
insanlara yol göstermek, doğrunun ve hakkı bâtıldan ayırmanın açık delilleri
olmak üzere Kur’ân’ın indirildiği aydır. Öyle ise sizden kim Ramazan ayına
ulaşırsa onda oruç tutsun.”[1]
Sevgili
Peygamberimiz (s.a.s) de Mescid-i Nebevî’nin minberine çıkarak ümmetine şöyle
seslendi: “Mübarek
Ramazan ayına kavuştunuz. Yüce Allah bu ayda size oruç tutmayı farz kıldı. Bu
ayda cennetin kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve azgın şeytanlar
bağlanır.”[2]
Değerli
Müminler!
On bir ayın sultanı Ramazanın manevi hayatımızda özel bir yeri
vardır. Zira Ramazan, oruç ve Kur’ân ayıdır. Ramazan sabır, şükür, tövbe ve
tefekkür ayıdır. Ramazan, bin aydan daha hayırlı Kadir gecesini içinde saklayan
en şerefli aydır. Ramazan ibadettir, berekettir, mağfirettir. Ramazan taattir,
hayır ve hasenattır. Peygamber Efendimizin bildirdiğine göre, Ramazan
ayının ilk gecesi olunca, bir melek şöyle seslenir: “Ey iyilik isteyen!
İbadete ve kulluğa gel! Ey kötülük isteyen! Günahlarından vazgeç!”[3]
Kardeşlerim!
Ramazan,
oruç ile anlam bulur.
Oruçlarımız her şeyden önce bir sabır, irade ve merhamet eğitimidir. Bizi iştah
ve hevesin, gayri meşru istek ve arzuların esiri olmaktan koruyan birer
kalkandır. “Ey iman edenler!
Kötülüklerden sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size
de farz kılındı.”[4] âyeti, orucun
gayesinin her türlü kötülükten ve günahtan uzak durmak olduğuna işaret
eder. Nitekim Allah Resûlü (s.a.s) şöyle
buyurur: “Oruç bir kalkandır. Sizden biriniz oruçlu olduğu günde kötü söz
söylemesin, kavga etmesin. Ona birisi sataşır veya söverse, ‘Ben oruçluyum!’
desin.”[5]
Muhterem
Müminler!
Ramazan, hayat
kitabımız Kur’ân’ın indirilmeye başlandığı aydır. Kur’ân,
Kelâmullâh’dır, Kitâbullâh’dır. Allah’a ait olduğu için, “Sözlerin
en güzeli”dir.[6] Peygamberimizin ifadesiyle, “Sözlerin
en doğrusu, Allah’ın kelâmı; hâl ve tavrın en güzeli ise Muhammed’in hâl ve
tavrıdır.”[7] Kur’ân-ı
Kerîm kıyamete kadar her çağda ve her coğrafyada insanlara en doğru yolu
gösteren rehberdir. Kur’ân ruhlara şifa, kalplere rahmettir. Kur’ân, bize Rabbimizi tanıtır,
sorumluluğumuzu bildirir, ahireti hatırlatır. İnsan olmanın anlamını ve
insanca yaşamanın sırlarını öğretir.
Aziz Müslümanlar!
Ramazan kardeşlik, dayanışma ve paylaşma ayıdır. Geçici olarak
yeme-içmeden uzak kaldığımızda, yoksulun halini anlar, nimetlerin kadrini bilir
ve Rezzâk olan Allah’a hakkıyla şükretmemiz gerektiğinin farkına varırız.
Ramazan aynı zamanda kötü alışkanlıklara son verme, iyiden,
güzelden yana yeni sayfalar açma fırsatıdır. Ramazan sayesinde hayırlı işlerde
yarışır, iyiliğe yatırım yapar, kötü sözden ve amelden uzak dururuz. Birlik,
beraberlik ve kardeşlik duygularımızı gönülden hissederiz. Aramızdaki sevgi ve
saygı bağları güçlenir. Bu ayda yapılan ibadetlerin, iyiliklerin, hayırların
sevapları ve mükâfatları diğer aylara nazaran daha fazladır.
Değerli Kardeşlerim!
Öyleyse
geliniz dilimizi, kalbimizi, tefekkür dünyamızı
ve bütün hayatımızı Ramazanın ve orucun getirdiği güzelliklerle buluşturalım. Kur’ân-ı
Kerimi okumaya ve anlamaya her zamankinden daha fazla vakit ayıralım. Yıpranan
gönül ve zihin dünyamızı Kur’ân’ın nuruyla tamir edelim. Oruçlarımızı şuurla tutalım. Yalnız midemize değil
dilimize, elimize, gözümüze, gönlümüze velhasıl bütün uzuvlarımıza bizleri tüm
kötülüklerden koruyan bir oruç tutturalım.
Kardeşlerim!
Türkiye Diyanet Vakfı’nın önemli faaliyetlerinin başında eğitim hizmetleri gelmektedir. Vakfımız
İslam’ı doğru anlayan ve yaşayan nesiller yetiştirmek için yurtiçinde ve
yurtdışında eğitim faaliyetleri yürütmektedir. Özellikle Kur’an Kursları,
Uluslararası İmam Hatip ve İlahiyat programları kapsamında 111 ülkeden gelen
binlerce öğrenciye burs ve eğitim desteği sağlamaktadır. Eğitim öğretim
faaliyetlerinde kullanılmak üzere bugün ülkemiz genelindeki bütün camilerde siz
değerli cemaatimizin yardımlarına müracaat edilecektir. Ayrıca zekât ve
fitrelerinizi de bu yardımlar kapsamında değerlendirebilirsiniz. Rabbim yapmış
olduğunuz ve yapacağınız yardımları kabul eylesin.
Hutbemi
Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu hadis-i şerifi ile bitirmek istiyorum:
“Gönülden inanarak ve karşılığını
Allah’tan umarak Ramazan’ı ibadetle geçiren kişinin geçmiş günahları
bağışlanır.”[8]
[1]
Bakara, 2/185.
[2] Nesâî, Sıyâm, 5.
[3] Tirmizî, Savm,1; İbn Mâce, Sıyâm, 2.
[4]
Bakara, 2/183.
[5]
Buhârî, Savm, 9; Müslim, Sıyâm, 29.
[6] Zümer, 39/23.
[7] Nesâî, Îdeyn, 22.
[8]
Buhârî, İman, 27.
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder