HER ANIMIZI EBEDİ KAZANCA DÖNÜŞTÜREBİLİRİZ
Muhterem Müslümanlar!
Zaman, Cenâb-ı Hakk’ın yarattığı
hem büyük bir nimet hem de önemli bir imtihandır. Aslında zamanın uzunluğu ve
kısalığı yaşadığımız duygularla ilgilidir. Öyle zaman olur ki, bir ömre bedeldir;
geçmesini istemeyiz. Öyle zaman da olur ki, hüzün kaplar dört bir yanımızı, hemen
bitmesini isteriz. Bir an gelir huzurla dolar ruhumuz, gönlümüz şenlenir. Bir
an da gelir kâbus gibi çöker üstümüze, kalbimiz daralır. Bununla birlikte bazı
vakitler vardır ki, Yüce Allah, rahmet ve mağfiret kapılarını ardına kadar
açmış, onları kullarına ikram etmiştir. İşte önümüzdeki Pazar günü karşılayacağımız
üç ayların ilki olan Receb ayı, Perşembe’yi Cuma’ya bağlayan gece idrak
edeceğimiz Regaib Kandili Yüce Rabbimizin bizlere bir ikramıdır.
Ey Genç Kardeşim!
Sana lütfedilen ömrün en
bereketli dönemini yaşamaktasın. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in, hiçbir
gölgenin bulunmadığı kıyamet gününde arşın gölgesinde olacaklar arasında
zikrettiklerinden biri de sensin.[1]
Hayatının bu dönemini; ebedi mutluluğa götürecek faydalı işlerle de sonrasında
pişmanlık duyacağın yanlışlarla da geçirmek senin elindedir. Zamanını; alnını
secdeyle buluşturup bereketlendirmek de aklını örten alkol, sağlığını tehlikeye
atan uyuşturucu maddelerle ziyan etmek de senin elindedir. Günlerini oruçla
geçirip sekinete ermek de zina ve fuhşiyat ile hayatını zindana çevirmek de
senin elindedir. Yapacağın küçük bir iyilik ya da bir yetimi sevindirdiğin için
Peygamberimiz (s.a.s)’e ebedi âlemde komşu olmak da ocaklar söndüren kumar ve
şans oyunlarıyla hem kendi hem de sevdiklerinin hayatını zindana çevirmek de
yine senin elindedir.
Ey Anne Babalar!
Tıpkı zaman gibi çocuklarımız da
bize emanettir. Onların hata ve günahlara sürüklenmelerinin en başında
ilgisizlik gelmektedir. Çocuklarımız bizlerden; kendilerine değer vermemizi, iyi
günde de zor günde de yanlarında olmamızı beklemektedir. Evet, rahmet yağmurlarının
sağanak sağanak yağacağı günlerin gölgesi üzerimize düştü elhamdülillah. Üç aylar
ve Kandil Geceleri; tövbeye
kapı, umuda pencere, gönle şifa olan manevi bir iklimdir. Bu bereketli vakitleri; çocuklarımızla el ele gönül gönüle verebilmenin, evimizde aynı
sofrayı, camilerimizde aynı safı paylaşabilmenin vesilesi kılmak en büyük
kazancımız olacaktır.
Kıymetli Müminler!
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), bir kudsî hadislerinde Yüce Rabbimizin şöyle buyurduğunu bizlere haber vermektedir:
“Âdemoğlu zamana kahreder. Hâlbuki zamanı var eden benim! Gece de gündüz de benim elimdedir.”[2]
Evet, ey aziz kardeşlerim! Bize düşen;
zamanın kıymetini bilip her anımızı ebedi kazanca dönüştürmektir. Rabbimizin emrinde,
Peygamberimiz (s.a.s)’in izinde bir ömür geçirmektir. Hayat rehberimiz Kur’an-ı
Kerim’le hemhal olmak, onun nuruyla evlerimizi bereketlendirmektir. Heva ve
hevesimizin değil, Rabbimizin rızasını kazanmanın gayretinde olmaktır. Kötü alışkanlıklarımızı
geride bırakmak, hem kendimizi hem de çocuklarımızı cehennem azabından
korumaktır.
Şimdiden üç
aylarımızı ve Regaib Kandilimizi tebrik ediyor, hutbemizi; fani ömrümüzü baki
mutluluğa çevirmenin yollarını gösteren Asr sûresinin mealiyle bitirmek
istiyorum:
“Asra yemin olsun ki, insan gerçekten ziyandadır. Ancak, iman
edip salih ameller işleyenler, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler
bundan müstesnadır.”[3]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder