İNSAN, HUZURU İBADETLE ELDE EDER
Muhterem
Müslümanlar!
Kainatta her varlık belli bir amaca yönelik
yaratılmıştır. Varlıklar içerisinde akıl ve iradesiyle seçkin bir yere sahip
olan insan da yüce bir gaye
için dünyaya gönderilmiştir. Cenâb-ı Hak, bu hususu, “İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı zanneder?”[1]
ayet-i kerimesiyle bizlere haber vermiştir.
Aziz Müminler!
İbadet, samimi bir niyetle İslâm’ın emir ve yasaklarını gözetmektir. Yüce
Rabbimizin verdiği sayısız nimetlere şükretmektir. İbadet,
imanın hayata yansımış halidir. İnsanı
kötülüklerden koruyan bir kalkan, huzura ve mutluluğa ulaştıran bir kılavuzdur.
Kıymetli Müslümanlar!
İbadetler
sadece kişiye değil, bütün bir topluma iyilik ve hayır getirir. Evet, namaz
kişiyi; hayâsızlıktan, günahlardan ve yanlışlardan korur. Bununla birlikte mümin,
namaz kıldığı halde Allah’ın emir ve yasaklarını çiğnemeye; ailesine, komşusuna
ve diğer insanlara eziyet etmeye devam ediyorsa kıldığı namazları gözden
geçirmelidir. Zekât, insana paylaşmayı, ihtiyaç sahiplerine destek olmayı,
cimrilik ve tembellikten arınmayı hatırlatır. Müslüman; bencillik, cimrilik,
hırs, haset,
israf, faiz, gurur ve kibirden uzaklaşmadığı müddetçe zekâtın gerçek mahiyetini
kavrayamamış demektir. Hac, insanların Allah katında bir tarağın dişleri gibi
denk olduğunu, tevhit ve vahdeti, marifet ve hikmeti, mahşeri ve hesabı
hatırlatıyorsa amaç hasıl olmuştur. Oruç, insana takvayı ve sabrı öğretir. Şayet
mümin; yalan söylemeyi, gıybet ve dedikoduyu, kul ve kamu hakkı yemeyi
sürdürüyorsa hadis-i şerifte işaret edildiği üzere oruçtan kendisine sadece
açlık ve susuzluk kalmıştır.[2]
Değerli
Müminler!
İbadetler sadece
belli bir zaman ve belli bir mekanla sınırlı değildir. Aramızda sevgi, saygı, şefkat ve merhameti
yaymamız, iyiliği yeryüzünde egemen kılmak için gayret göstermemiz de bir ibadettir.
Aile fertlerine karşı sorumluluklarımızı yerine getirmemiz, onlara şefkat ve
merhametle davranmamız, yetim ve muhtaçları sevindirmemiz de bir ibadettir. Rızkımızı
helalinden kazanıp helal yollarda harcamamız da bir ibadettir. Çalışmamız ve
üretmemiz; vatanımıza, milletimize ve tüm insanlara faydalı olmamız da bir ibadettir.
Yeri geldiğinde insanlara eziyet veren küçücük bir engeli yoldan kaldırmamız
dahi ibadettir.
Aziz Kardeşlerim!
Müslüman için ibadetin olmadığı bir hayat
düşünülemez. “Kulluğunuz ve niyazınız olmasa
Allah size ne diye değer versin!”[3] buyuran Yüce Rabbimize
ibadet etmek, O’nun rızasını kazanmak, sevgisine nail olmak bizler için kazançların
en büyüğüdür. Resûl-i Ekrem (s.a.s)’in “…Allah katında amellerin en sevimlisi, az da
olsa devamlı olanıdır”[4] hadis-i şerifi
gereğince ömür sermayemizi ibadetlerle ve salih amellerle
değerli kılmak, karşılığında da ahiret yurdunu elde etmek ne kıymetli bir kazançtır.
Çocuklarımıza güler yüz ve tatlı dille ibadet alışkanlığı kazandırmak onlara
bırakabileceğimiz en değerli mirastır.
Hutbemizi Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in şu duasıyla bitirmek istiyorum: “Allah’ım! Seni zikretmek, sana şükretmek
ve sana güzelce ibadet etmek için bana yardım et!”[5]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder