HATA YAPANLARIN EN HAYIRLISI, HATASINA TÖVBE EDENDİR,
Muhterem Müslümanlar!
Bir miladi yılın daha arefesindeyiz. Bu sene yeni miladi yıl bereketiyle
geliyor. Yılın ilk günü; aynı zamanda rahmet ve mağfiret iklimi üç ayların da ilk
günü. Önümüzdeki Perşembe akşamı ise Regâib Gecesini idrak edeceğiz inşallah.
Bizleri bu günlere bir kez daha ulaştıran Yüce Rabbimize sonsuz hamd ve sena,
O’nun rahmet elçisi Hz. Muhammed Mustafa’ya salât ve selam olsun. Receb ayımız
ve Regâib Gecemiz şimdiden mübarek olsun.
Aziz Müminler!
Ömür sermayemiz hızla tükeniyor. Geçen her dakika, bizi biraz daha ölüme yaklaştırıyor. Hal böyleyken, zaman zaman kulluk ahdimizi unutuyor; Rabbimize, ailemize, çevremize ve insanlığa karşı sorumluluklarımızı ihmal ediyoruz. Bazen de hesap gününü göz ardı ediyor; hatalar ve yanlışlar ile gönül dünyamızı kirletiyoruz.
Oysaki Yüce Rabbimiz, her ânın kıymetini bilmeyi, geçmişimizi muhasebe etmeyi, geleceğimizi ise iyilik ve hayır üzere planlamayı bizlere tavsiye etmektedir.
“Ey iman edenler!
Allah’a itaatsizlikten sakının. Herkes yarın için ne hazırladığına baksın!”[1] buyurarak, iman, ibadetler ve güzel ahlakla ebedi âleme hazırlanmayı, hata
ve günahlarımıza tövbe etmeyi bizlere emretmektedir.
Kıymetli Müslümanlar!
Yüce Rabbimizin kullarına bahşettiği nimetlerden biri de tövbedir. Tövbe, insanlık tarihiyle başlayan bir ibadettir. Hz. Âdem’den itibaren bütün peygamberler, hem kendileri tövbe etmiş hem de ümmetlerini Allah’a tövbe etmeye çağırmışlardır. Tövbe, pişmanlıktır; öze ve fıtrata dönüştür. Kulun Rabbine yönelmesi, O’ndan bağışlanma dilemesidir.
Cenâb-ı Hak,
وَتُوبُٓوا اِلَى اللّٰهِ جَم۪يعاً اَيُّهَ الْمُؤْمِنُونَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ
“Ey iman
edenler! Hepiniz Allah’a tövbe edin, umulur ki kurtuluşa erersiniz.”[2] ayet-i kerimesiyle bizleri
tövbeye davet etmektedir. Öyleyse geliniz, mübarek üç ayların iklimine girerken bu günleri tövbe ve istiğfarla
geçirelim. Bir daha aynı hatalara düşmemeye azmedelim.
Değerli
Müminler!
Yüce dinimiz İslam’ın emrettiği kulluk vazifelerimizi aksattıysak Rabbimize tövbe edelim. Vaktinde eda edemediğimiz ibadetlerimiz olduysa bir an önce tamamlayalım.
وَاعْبُدْ رَبَّكَ حَتّٰى يَأْتِيَكَ الْيَق۪ينُ
“Ölüm sana gelinceye kadar Rabbine ibadet et.”[3]
uyarısını asla unutmayalım.
Söz ve
davranışlarımızla ailemizi incittiysek; tertemiz fıtratla yaratılan
çocuklarımızı kötülerin insafına terk ettiysek; ‘öf!’ bile demenin yasak olduğu
anne
babamıza saygısızlık yaptıysak Allah’tan bağışlanma dileyelim.
Gıybet, dedikodu ve hakaret gibi kötülüklerle
dillerimizi kirlettiysek; kibir, gurur ve haset gibi fenalıklarla kalplerimizi
kararttıysak; alkol, kumar, faiz, kul ve kamu hakkı gibi haramları
kursağımızdan geçirdiysek; rüşvet, stokçuluk ve karaborsacılık
gibi günahlarla haksız kazanç sağladıysak hiç vakit
kaybetmeden tövbe edelim.
İster gerçek hayatta, isterse sanal ortamda mahremiyet
sınırlarını ihlal ettiysek; yalan ve iftiralar ile insanların onur ve
haysiyetine dil uzattıysak hiç beklemeden Rabbimizden af dileyelim.
Akrabalarımızla sılâ-i rahmi kopardıysak;
komşularımıza rahatsızlık verdiysek; yetimlerin ve öksüzlerin hakkına
girdiysek; trafikte, iş yerinde, çarşı ve pazarda kötü söz ve kaba güç
kullandıysak hemen tövbe edelim.
Hâsılı, üzerimizde
hakkı olan herkese haklarını iade edelim, hak sahipleriyle mutlaka helalleşelim
ve Allah’tan içtenlikle bağışlanma dileyelim.
Aziz
Müslümanlar!
Günahımız ne kadar çok olursa olsun Rabbimizin rahmeti bütün kâinatı kuşatmıştır. O’nun tövbe kapısı ardına kadar açıktır.
Allah Resûlü (s.a.s) bir hadislerinde,
“Âdemoğullarının
hepsi hata yapar; hata yapanların en hayırlısı ise hatasına tövbe edendir.”[4] buyurmaktadır. Öyleyse ağızların mühürlenip, ellerin, ayakların ve derilerin
yaptıklarını anlatacağı mahşer gününden önce yapıp ettiklerimizin muhasebesini
yapalım. Hesaba çekilmeden önce kendimizi hesaba çekelim. İşlediğimiz bütün
hata ve günahlar için Rabbimizden af ve mağfiret dileyelim. Unutmayalım ki, can boğaza geldikten sonra yapılan
tövbenin Allah katında hiçbir kıymeti yoktur.
Hutbemi, Nisâ sûresinde yer alan şu ayetin mealiyle bitiriyorum:
“Allah katında makbul
olan tövbe, ancak bilmeyerek günah işleyip sonra da çok geçmeden tövbe
edenlerin tövbesidir. İşte Allah bunların tövbelerini kabul buyurur. Allah
hakkıyla bilendir, hikmet sahibidir.”[5]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder