ÇEVREMİZ BİZE EMANETTİR
Muhterem
Müslümanlar!
Kâinat denilen mükemmel bir yapının içerisinde yaşıyoruz. Bu ihtişamlı eseri yoktan var eden, yaşatan ve idare eden Yüce Rabbimizdir. Hayat kaynağımız suyu, her nefesimizde muhtaç olduğumuz havayı bize veren Cenâb-ı Hak’tır. Toprağı bereket vesilesi, ormanları oksijen kaynağı kılan O’dur. Güneşi, ayı ve yıldızları, denizleri, gölleri ve nehirleri hâsılı bütün nimetleri insanoğlunun istifadesine sunan Yüce Allah’tır. Nitekim hutbeme başlarken okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır:
“Allah, göklerdeki ve yerdeki her şeyi kendi katından bir
nimet olarak sizin hizmetinize verendir. Elbette bunda düşünen bir toplum için
ibretler vardır.”[i]
Aziz Müminler!
Çevremiz, bizlere Yüce Allah’ın bir lütfudur. Atalarımızdan miras aldığımız, gelecek nesillere aktarmamız gereken bir emanettir. Allah Resûlü (s.a.s) bir hadislerinde
“Emanete gerektiği gibi hassasiyet göstermeyenin imanı
olgunlaşmamıştır.”[ii] buyurmuş, emanete riayet etmeyi
imanın bir tezahürü olarak zikretmiştir. Bizler, çevremize sahip çıkar, onu titizlikle
korursak bu emaneti muhafaza etmiş oluruz.
Değerli
Müslümanlar!
Yeryüzündeki hiçbir bozulma asla kendiliğinden oluşmuş değildir. Nitekim Yüce Rabbimiz,
ظَهَرَ الْفَسَادُ فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ بِمَا كَسَبَتْ اَيْدِي النَّاسِ
“İnsanların kendi elleriyle yapıp ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu.”[iii] buyurmaktadır.
Evet, bugün, kendisinden başka hiçbir şeyi düşünmeyen, mutluluğu sınırsız tüketimde arayan insanoğlu yeryüzündeki tabii dengeyi bozmaktadır. Hırs ve tamahın esiri olan, nefsinin doyumsuz isteklerine boyun eğen nice insan, bütün mahlûkatın ortak kullanım alanlarını sorumsuzca yok etmektedir. Ürettikleri kimyasal silahlar ve bombalarla yeryüzünü yaşanmaz hale getiren zalimler, başta Gazze olmak üzere dünyanın değişik bölgelerinde uyguladıkları soykırımlarla sadece masum insanların değil, doğal hayatın da katili olmaktadırlar.
Nitekim Yüce Rabbimiz bu zalimleri, bizlere şöyle tanıtmaktadır:
“İnsanların bazıları
vardır ki, eline fırsat geçtiğinde yeryüzünde bozgunculuk çıkarıp ürünleri ve
nesilleri yok etmeye çalışır. Allah bozgunculuğu sevmez.”[iv]
Kıymetli
Müminler!
Günümüzde,
dünyada derinden hissedilen çevre problemlerinin başında ise susuzluk ve
kuraklık gelmektedir. Peygamber Efendimiz (s.a.s), suyun bir damlasını bile
israf etmeyi yasaklamış, nehirden
abdest aldığımızda dahi suyu tasarruflu kullanmayı bizlere öğütlemiştir[v].
Hal böyleyken, bugün, gereksiz kullanım sonucunda
ülkemiz de dâhil olmak üzere pek çok yerde su kaynakları yok olmaktadır.
Sorumsuzca dökülen atıklar, plansızca açılan su kuyuları, bilinçsizce yapılan
sulamalar hayat kaynağımız olan suyun geleceğini tehdit etmektedir.
Aziz Müslümanlar!
Bizler
dünyanın sahibi değil, emanetçisiyiz. Yapmamız gereken, israf ve savurganlıktan
uzak durmak, çevremizi ibadet bilinciyle muhafaza etmektir. Başta su
kaynaklarımız olmak üzere doğal hayatı, ormanlarımızı ve piknik alanlarımızı
temiz tutmak ve korumaktır. Özellikle yaz aylarında orman yangınlarına karşı
dikkatli olmaktır. Çevremize
ve canlılara zarar verecek, tabii dengeyi bozacak her türlü tutum ve
davranıştan kaçınmaktır. Nesillerimize yaşanılabilir bir dünya ve temiz bir
çevre bırakmak için gayret göstermektir. Unutmayalım ki temizlik, imanın yarısı[vi], ibadetlerin temel
şartıdır. Müslümanın en önemli vasfıdır.
Dolayısıyla Müslüman işyerini, sokağını, çevresini, mesire alanlarını temiz
tutmalıdır. Rabbimizin kâinata koyduğu ilahi dengeyi bozacak tutum ve
davranışlardan şiddetle kaçınmalıdır.
Hutbemi Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in şu hadisiyle bitiriyorum:
“Ümmetimin iyi ve
kötü bütün amelleri bana gösterildi; iyi amelleri arasında, insanlara eziyet
veren şeylerin yoldan kaldırılması, kötü amelleri arasında ise yerlere tükürmek
ve yerleri kirletmek vardı.”[vii]
[i] Câsiye, 45/13.
[ii] İbn Hanbel, III, 134.
[iii] Rûm, 30/41.
[iv]
Bakara, 2/205.
[v] İbn Mâce, Tahâret, 48.
[vi]
Müslim, Tahâret, 1.
[vii] Müslim, Mesâcid, 57; İbn
Mâce, Edeb, 7.
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder