HER İŞİN BİR AHLAKI VARDIR
Muhterem Müslümanlar!
Bu hayatta her
birimiz farklı iş ve görevlerle iştigal etmekteyiz. Kimimiz memur, kimimiz amiriz;
kimimiz işçi, kimimiz işvereniz. Allah katında bizi değerli kılan, ne
mesleğimizdir ne de konumumuzdur. Bizi değerli kılan; imanımız ve
ibadetlerimizdir. Sorumluluk bilincine sahip güzel ahlaklı bir kişi olmamızdır.
Aziz Müminler!
Yüce Rabbimiz
Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: “Allah, hanginizin
işini daha güzel yapacağını sınamak için ölümü de hayatı da yaratandır…”[i] Ayet-i kerimede ifade edildiği üzere, müminde
bulunması gereken hasletlerden biri de işini en güzel şekilde yapmasıdır. Zira
İslam’ın bize öğrettiği bir iş ahlakı vardır. Bu ahlakın özünde doğruluk ve
dürüstlük, güven ve sadakat, helal ve haram duyarlılığı vardır. Bu ahlakın
özünde hak etmediğini almamak, kul ve kamu hakkına riayet etmek vardır. Bu ahlakın özünde ülkemizi her alanda daha güçlü
kılmak, milletimizin huzuruna, mutluluk ve refahına katkı sunmak vardır. Bu
ahlakın özünde ilmi, bilim ve teknolojiyi insanlığın hayrına kullanmak, adalet
ve iyiliği hâkim kılmak, zulüm ve kötülüğe engel olmak vardır.
Kıymetli Müslümanlar!
Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir hadislerinde “Allah
Teâlâ, işinizi en güzel şekilde yapmanızdan hoşnut olur.”[ii] buyurmaktadır. Bu hadis-i
şerife gönülden bağlı kalmalı, işimizin hakkını vermek için çaba göstermeliyiz.
Helal rızık kazanmak için emek sarf etmeliyiz. Alın terini kutsal bilmeliyiz.
İşimizi, bize verilmiş bir emanet olarak görmeliyiz. Rızkımızı kazandığımız
işyerinin eşya ve malzemelerine zarar vermemeliyiz. İşyerinin imkânlarını şahsi
menfaatlerimiz için kullanmamalıyız.
Değerli Müminler!
Yüce dinimiz İslam’da sadece işin ve işçinin değil, işverenin de bir
ahlakı vardır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), “İşçiye, ücretini teri kurumadan önce verin.”[iii]
buyurmaktadır. Eğer işveren isek bu hadisi kendimize şiar edinip
işçinin ücretini tam ve vaktinde ödemeliyiz. Onu sosyal güvenceden mahrum bırakmamalıyız. İş güvenliğine hassasiyet
göstermeli, işçinin sağlığını kendi sağlığımız bilmeliyiz. İşçinin canına zarar
verecek her türlü tutum ve davranıştan sakınmalıyız. Ona dinlenme ve ibadetlerini yerine getirme
fırsatı sağlamalıyız.
Aziz Müslümanlar!
İslam’a göre kamuda görev yapmanın da bir ahlakı vardır. Her şeyden önce kamu hakkının topyekûn bir milletin hakkı olduğunu bilmeliyiz. İster memur isterse amir olalım, görev ve sorumluluğumuzu hakkıyla yerine getirmeliyiz. Devletimize sadakatle bağlı kalmalı, milletimize nezaket ve güler yüzle hizmet etmeliyiz. Adaleti titizlikle ayakta tutmalı, doğruluktan, iyilikten, hak ve hakikatten ayrılmamalıyız.
Yüce Rabbimizin,
وَمَنْ يَغْلُلْ يَأْتِ بِمَا غَلَّ يَوْمَ الْقِيٰمَةِۚ
“Kim emanete, devlet
malına hıyanet ederse, kıyamet günü, hainlik ettiği şeyin günahı boynuna asılı
olarak gelir.”[iv] uyarısını asla unutmamalıyız.
Kıymetli Müminler!
Yaptıklarımızın
hesabını vereceğimiz ve karşılığını eksiksiz göreceğimiz ebedi bir ahiret
hayatı var. Öyleyse iş ve çalışma hayatımızda hesap verilebilir adımlar atalım.
Ne aldatan ne de aldatılan olalım. Helalinden kazanalım, helale harcayalım. Kul
ve kamu hakkından sakınalım. Boğazımızdan haram bir lokmanın geçmemesine özen
gösterelim. Unutmayalım ki, kendimiz ve ailemizin ihtiyaçlarını helal ve meşru
yollardan temin etmek için çalışıp çaba göstermek de ibadettir.
Hutbemi Yüce Rabbimizin şu müjdesiyle
bitiriyorum: “İman
edip dünya ve ahiret için yararlı işler yapanlar bilsinler ki biz, güzel iş
yapanların ecrini asla zayi etmeyiz.”[v]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder