KARDEŞLİĞİMİZ ZEKÂTLA BEREKETLENSİN
Muhterem
Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Namazı
kılın, zekâtı verin. Kendiniz için her ne hayır yaparsanız Allah katında onu
bulursunuz. Muhakkak ki Allah, yaptıklarınızı eksiksiz görür.”[i]
Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamber
Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Allah, zekâtı ancak mallarınızın kalan
kısmını temizlemek için farz kıldı.”[ii]
Aziz Müminler!
Yüce dinimiz İslam’ın emrettiği beş temel esastan biri de
zekâttır. Zekât; dinen zengin sayılan bir Müslümanın malının belli bir kısmını
yılda bir defa Allah rızası için ihtiyaç sahipleriyle paylaşmasıdır. Zekât, nimetlerin
asıl sahibi olan Yüce Rabbimize karşı şükrümüzün bir göstergesidir. Malımızı
Allah yolunda feda etmekten çekinmeyeceğimizin bir ifadesidir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in buyurduğu üzere, “Suyun
ateşi söndürdüğü gibi zekât da hata ve günahları silip yok etmektedir.”[iii]
Kıymetli
Müslümanlar!
Zekât,
zengin Müslüman için tercih değil, bir mecburiyettir. Zekât vermek, kazancı
bereketlendirir, gönle huzur verir, müminin cennet vesilesi olur. Zekât
vermemek ise malın bereketini kaçırır, kişiyi cimrilik, hırs ve tamahın esiri
eder, ahirette de elim bir azaba sürükler.
Değerli
Müminler!
Yüce Rabbimiz, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurmaktadır: وَف۪ٓي اَمْوَالِهِمْ حَقٌّ لِلسَّٓائِلِ وَالْمَحْرُومِ “Zenginlerin mallarında, muhtaç ve yoksulların da hakkı vardır.”[iv]
Evet, zengin bir Müslüman, zekâtını vermekle aslında ihtiyaç
sahiplerinin hakkını vermiş olur. Zekât, müminler arasında sevgi ve güven
köprüleri kurar. Yüreklerimizi birleştirir,
kardeşliğimizi pekiştirir, birlik ve
beraberliğimizi güçlendirir, toplumsal barışa katkı sağlar.
Aziz Müslümanlar!
Zekât,
başta ülkemiz olmak üzere dünyanın dört bir yanına iyilik tohumları ekmektir. Dünyanın
neresinde olursa olsun bir lokma ekmeğe, bir yudum suya muhtaç olanlara yardım elimizi
uzatmaktır. Zekât, zulme maruz kalmış ve zor şartlar altında hayat mücadelesi
veren bütün mazlumlara ve mağdurlara umut taşımaktır.
Zekât, rahmet
ve mağfiret ayı Ramazanda kardeşlerimize iftar ve sahur neşesi yaşatmaktır. Rabbimizin emaneti olan yetim ve öksüzleri koruyup
gözetmek, onları bayram sevincine ortak etmektir. Peygamber Efendimiz (s.a.s)
bir hadislerinde, “İşaret parmağıyla orta parmağını
göstererek, ben ve yetime kol kanat
geren kimse cennette böyle yan yana olacağız.”[v] müjdesini
vermiştir.
Kıymetli Müminler!
Türkiye
Diyanet Vakfımız, “Kardeşliğimiz Zekâtla Bereketlensin” şiarıyla hayırsever
milletimizin emanet ettiği zekâtları başta ülkemiz olmak üzere dünyanın dört
bir yanındaki kardeşlerimize ulaştırmaktadır. Sizleri, bu kardeşlik kervanına
destek olmaya davet ediyoruz. Bu iyilik seferberliğine din görevlilerimiz
rehberliğinde, makbuz karşılığında il ve ilçe müftülüklerimiz ya da Türkiye Diyanet Vakfımızın
internet sitesi üzerinden katkıda bulunabilirsiniz.
Bu vesileyle geçmişten günümüze hayır ve
iyilik yolunun bir neferi olup vefat etmiş bütün kardeşlerimize Cenâb-ı Hak’tan
rahmet niyaz ediyorum. Hayatta olanlara sağlık, huzur ve bereketli bir ömür diliyorum.
Hutbemi,
bir ayet mealiyle bitiriyorum: “Sevdiğiniz
şeylerden Allah yolunda harcamadıkça iyiliğe asla erişemezsiniz. Her ne
harcarsanız Allah onu bilir.”[vi]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder