HAYATI RAMAZAN BİLİNCİYLE YAŞAMAK
Muhterem
Müslümanlar!
Bugün, gönül hanemizin aziz bir
misafirini, Ramazan-ı şerifi uğurluyoruz. Ramazan ayı, Rabbimizin rahmet ve bereketini gönüllerimize,
hanelerimize ve beldelerimize ikram ederek bu yıl da vedalaştı bizlerle. O, öylesine kıymetli bir misafirdi ki, gelişi gibi gidişi
de bayram oldu tüm müminlere.
Aziz Müminler!
On bir ayın sultanı Ramazan,
bir ay önce ilahi bir rahmet esintisiyle geldi. Afetlerden dolayı mahzun olan
yüreklerimizi bereketiyle serinletti. Buruk sinelerimizi coşkusuyla ferahlattı.
Bu mübarek ayda şifa kaynağı, hidayet rehberi Kur’an’ın tilavetiyle huzur
bulduk. Oruçlarımızı günahlara kalkan yaparak takva elbisesine büründük.
Seherlerde teheccüt ve sahurla bereketlendik. Birlikte oturduğumuz iftar
sofralarında Rabbimizin rızasını umarak oruçlarımızı açmanın sevincini yaşadık.
Teravih namazlarımızla birlik ve beraberliğimizi pekiştirdik. Zekât, fitre,
hayır ve hasenatımızla malımızı temizledik, paylaşmanın hazzına erdik. Bin
aydan daha hayırlı Kadir gecesiyle günahlarımızdan arındık. Nihayetinde
Rabbimizin müminlere ikramı olan bayrama ulaştık.
Kıymetli Müslümanlar!
Ramazan mektebinde bir ay
boyunca eğitim aldık. Bu ayın rahmet ikliminde nice güzellikler edindik. İyilik
sardı dört bir yanımızı. Ferahladı ruhumuz, huzurla doldu gönüllerimiz. Bundan
sonra bize düşen Ramazan bilinciyle bir ömür geçirmektir. Vakit, Ramazan
kazanımlarımızı hayatın her alanına yayma vaktidir. Vakit, hayatı Ramazan
kılmanın vaktidir.
Değerli Müminler!
Kulluk, bir geceye ya da bir
aya mahsus değildir elbette. Allah’a kulluk, hayatın asıl gayesidir. Fani dünya
hayatını ebedi cennet kılmanın yegâne yoludur. Kur’an-ı Kerim’de, “O göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin
Rabbidir. Şu halde O’na sabır ve sebatla kulluk et.”[1] buyrulmaktadır. Rabbimiz bu ayette bir ömür kendisine kul olmamızı, hayatımızın her anını ibadete
dönüştürecek sorumluluk bilincini kuşanmamızı istemektedir. Peygamber Efendimiz
(s.a.s) ise bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır: “Allah katında amellerin en sevimlisi, az
da olsa devamlı olanıdır.”[2]
Öyleyse Aziz Kardeşlerim!
Ramazandaki ibadet
bilincimizi Ramazandan sonra da devam ettirelim. Namazla olan bağımızı Ramazan
ayında kuvvetlendirdiğimiz gibi bundan böyle de koparmayalım. Bu ayda daha iyi
özümsediğimiz Kur’an’ın hayat veren mesajlarını ömrümüze hâkim kılalım.
Ramazan ikliminde merhametle
dolan yüreklerimizden şefkat ve muhabbet yayılsın etrafımıza. Yardımlaşma,
dayanışma ve paylaşma ruhuyla kardeşlik köprüleri inşa edelim yıl boyunca. İnfak
ve desteklerimizle tebessümler açsın ihtiyaç sahiplerinin yüzlerinde.
Ramazan-ı
şerifte olduğu gibi Ramazandan sonra da iyilikleri kendimize şiar edinelim.
Kötülüklerden uzak duralım. Gönül kırmayalım, kalp incitmeyelim. Unutmayalım
ki, iki cihan saadeti, imanını ibadete, ibadetini ahlaka dönüştüren müminlerin
olacaktır.
Hutbemi Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’den öğrendiğimiz şu
duayla bitiriyorum: “Allah’ım! Seni zikretmek,
Sana şükretmek ve Sana güzelce ibadet etmekte bize yardım et.”[3]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder