ÇEVREYE VEFA MÜMİNİN ŞİARIDIR
Muhterem Müslümanlar!
Yüce Rabbimiz
kusursuz bir kâinat yarattı. Uçsuz bucaksız bu kâinatta dünyayı, kulları için en
güzel bir şekilde var etti. Onun imar ve ihyasını, cennetten yeryüzüne
indirdiği ve halifesi kıldığı biz Âdemoğluna emanet etti. Hak duyarlılığı ve sorumluluk
bilinciyle çevremize muhabbet ve merhamet beslemeyi, onu koruyup gözetmeyi emretti.
Her alanda olduğu gibi doğal kaynakların kullanımında da israf, sömürü ve
açgözlülükten kaçınmayı öğütledi.
Aziz Müminler!
Allah’ın yarattığı kâinatı okuma ve anlamlandırmada en güzel rehber Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’dir. Onun tabiata bakışı ibret, hikmet, rahmet ve tefekkür merkezlidir. Allah Resûlü (s.a.s), Mekke’de ve Medine’de “Harem Bölgesi” ilan etmiş, bir bakıma doğal koruma alanları oluşturmuştur. Akıp giden nehirden abdest alırken dahi suyun israf edilmemesini[i] emrederek suya vefasını göstermiştir.
“Uhud bizi sever, biz de onu severiz.”[ii] diyerek dağa muhabbetini izhar etmiştir.
“Kıyamet kopuyor olsa dahi elinizdeki fidanı dikin.”[iii] buyurarak tabiata karşı sorumluluğumuzu hatırlatmıştır.
“Bu dilsiz hayvanlar hakkında Allah’tan korkun.”[iv]
uyarısıyla mümine yakışanın bütün
canlılara merhamet olduğunu beyan buyurmuştur.
Kıymetli Müslümanlar!
Son iki asırda
insanlık ailesi maalesef, kendisine emanet edilen dünyanın kıymetini bilemedi.
Tabiatın dengesini bozdu, çevreyi hoyratça kullandı. İsraf ve savurganlıkla her
türlü nimeti sınırsız bir şekilde tüketti. Neticede devasa boyutlara ulaşan
çevre sorunlarına maruz kaldı. Temiz havamız kirlenmeye devam ediyor,
nefesimize nefes katan ormanlar yok oluyor, sadık yârimiz topraklar çöle
dönüyor, hayat pınarımız sular kuruyor. Denizlerimizin ve okyanuslarımızın
düzeni altüst oluyor. Can taşıyan nice tür yok olup gidiyor. Hâsılı dünyamızın
dengesi her geçen gün daha da bozuluyor.
Değerli Müminler!
Kâinatı hassas bir denge üzerine yaratan, kâinat ve içindekilerin dengesini koruma görevini insanoğluna veren Rabbimiz, Yüce Kitabında bakınız ne buyuruyor:
“İnsanların kendi elleriyle yapıp
ettikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu; böylece Allah dönüş
yapsınlar diye işlediklerinin bir kısmını onlara tattırıyor.”[v]
Evet, ayet-i kerimede buyrulduğu üzere, dünyanın dengesi insan eliyle bozuldu.
Bugün bize düşen İslam’ın insanlığa takdim ettiği çevre ahlakını yeniden kuşanmaktır.
Dünyanın sahibi değil, emanetçisi
olduğumuzu aklımızdan çıkarmamaktır. Cenâb-ı Hakk’ın kâinata koyduğu hassas
dengeyi bozmamaktır. İsraf ve açgözlülük hastalığından kurtulmak, kaynakları
ölçülü kullanmaktır. Bir lokma ekmeği, bir damla suyu dahi heba etmemektir. Piknik
ve mesire alanlarında daha bir duyarlı davranmak, çevreyi gözü gibi korumaktır.
Arkamızda yaşanabilir bir dünya
bırakmak için sorumlu davranmaktır. Unutmayalım ki çevreyle ilgili
hassasiyet, Rabbimizin emanetine
hakkıyla riayet ve gelecek nesillerin hakkını teslim etmektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder