MÜMİN SORUMLULUK
SAHİBİDİR
Muhterem
Müslümanlar!
Cenâb-ı Hak, insanı akıllı, saygıdeğer ve sorumluluk sahibi
bir varlık olarak yaratmıştır. Yüce Rabbimiz, İslâm’ın ilkeleri arasında, her
insan için doğuştan kazandığı haklar ve üstlenmesi gereken sorumluluklar
belirlemiştir. İmanla başlayan bu sorumluluklara riayet edenleri, dünya ve
ahiret mutluluğuyla müjdelemiştir.
elikle kendisine bütün varlığımızı
borçlu olduğumuz Yüce Rabbimiz karşısında sorumluluk taşırız. O’na gönülden
inanmak, sevgiyle bağlanmak, itaat etmek, emir ve yasaklarına titizlikle riayet
etmek müminler olarak en önemli görevimizdir.
Sonra kendimize ve çevremize karşı sorumluluklarımızı yerine
getiririz. Helâl, güzel, doğru, iyi olan ne varsa hayatımıza dâhil eder;
haramdan, çirkinlikten, yanlış ya da kötü olan her türlü işten uzak durmaya
çalışırız. Biliriz ki, Rabbimizin rızası da, O’nun bize emanet ettiği her bir
canın huzuru da bizim sorumluluk duygumuzda saklıdır.
Değerli
Müminler!
Cenâb-ı Hak, Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurur: “İnsan,
kendisinin başıboş bırakılacağını mı zanneder?”[1] Demek ki, sorumsuz, savruk, ilkesiz,
idealsiz bir hayat, insana yakışmaz. Her davranışın, bu dünyada bir sonucu,
ahirette de Allah tarafından verilecek bir karşılığı vardır.
Namaz kılmak gibi, merhametli olmak da müminin
sorumluluğudur. Oruç tutmak gibi, dara düşene el uzatmak da insanî ve İslâmî
bir görevdir. Zekât vermek gibi, her işi dürüst ve hilesiz yapmak da bizim
kulluk vazifemizdir.
Kardeşlerim!
Allah Resûlü (s.a.s) bir hadis-i şerifinde iman sahibi olan
insanları şöyle anlatır: “Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine
merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir bedene benzer. Öyle bir beden ki, bir
uzvu rahatsızlandığında diğer uzuvları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıya
ortak olur.”[2]
Geçen hafta, güzel İzmir’imizi vuran depremle hepimiz
sarsıldık. Yüreklerimizde acı, dillerimizde dua, içimizde umutla hepimiz
enkazın başında bekleştik. Rabbimizin inayeti ve devletimizin desteğiyle,
milletçe yaralarımızı sarmak için seferber olduk.
Depreme engel olmak elbette mümkün değildir. Ancak
unutmayalım ki, tedbir almak ve doğal afetlerin yol açacağı tahribatı en aza
indirmek mümince bir sorumluluğun gereğidir. Allah aziz milletimizi her türlü
felâketten muhafaza buyursun! Vefat eden kardeşlerimize rahmet eylesin. Kederli
ailelerine sabırlar, yaralılarımıza acil şifalar ihsan eylesin.
Aziz Müminler!
Hutbemin sonunda
bir hususu sizlerle paylaşmak istiyorum. Önümüzdeki Çarşamba günü “Geleceğe
Nefes, Dünyaya Nefes” temasıyla ülkemizin dört bir köşesinde belirlenen
alanlarda fidan dikimi gerçekleştirilecektir. Ayrıca yaşadığı ortamı
güzelleştirmek isteyen her bir vatandaşımıza Orman İşletme Müdürlükleri ve
Orman İşletme Şefliklerince bedelsiz fidan verilecektir. Bu vesileyle yediden
yetmişe bütün cemaatimizi, cennet vatanımızın ağaçlandırılmasına katkı
sağlayacak bu etkinliğe davet ediyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder