İSLAM’DA TİCARET AHLAKI
Cumanız
Mübarek Olsun Aziz Kardeşlerim!
Allah
Resûlü (s.a.s.) ihtiyaçlarını temin etmek için zaman zaman Medine pazarına
giderdi. Alışveriş yapan insanları izler, onlarla sohbet ederdi. Yine bir gün pazar
yerinde dolaşırken bir buğday satıcısı dikkatini çekti. Kuru görünen buğday
yığınına elini daldırdı. Ancak çuvalın altı göründüğü gibi değildi. Parmakları
ıslanan Peygamberimiz, satıcıya bu ıslaklığın sebebini sordu. Adam buğdayların yağmurdan
ıslandığını söyledi. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem Efendimiz, “Öyleyse
insanların görmeleri için ıslak olan kısmı üste koyman gerekmez miydi?” buyurdu ve şöyle uyardı: “Bizi aldatan, bizden değildir!”[1]
Aziz Müminler!
Dinimize göre, kişinin bir başkasına muhtaç olmadan hayatını sürdürmesi
ve aile fertlerinin nafakasını temin etmesi esastır. Bu maksatla helal ve meşru
yoldan kazanç temin etmek, iş ve ticaret hayatının içinde bulunmak övgüye lâyık
bir durumdur. Allah rızasının, kul hakkının ve helal-haram hassasiyetinin
gözetilmediği her türlü alışveriş ise dinimizce yasaklanmıştır. Nitekim hutbemin başında
okuduğum ayetlerde Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Ölçü ve tartıda hile yapanlara
yazıklar olsun. Onlar, insanlardan bir şey aldıklarında tam ölçüp tartarlar. Kendileri
başkalarına vermek için ölçtüklerinde ise eksik tartarlar...”[2]
Kardeşlerim!
İnsanlığa huzurlu, dengeli ve hakkaniyetli bir
hayatın yol haritasını çizen İslam, alışveriş ve ticaret ahlâkına dair de
birtakım ilkeler koymuştur. Şüphesiz ticaret ahlâkının en önemli ilkesi kazancın
helal olmasıdır. Müslüman, sadece dünya kârına değil, çok daha önemli olan
ahiret yatırımına ağırlık verir ve kazancına haram bulaştırmamaya özen
gösterir. Yüce Allah’ın haram kıldığı şeyleri alıp satmaz. Helal olmayan
yollardan servet edinmez. Haksız kazançtan, faizden, karaborsacılıktan, kamu
malına el uzatmaktan ve vergi kaçırmaktan uzak durur. Ötekini yok eden, rakibini
ortadan kaldırmaya çalışan tekelci ve fırsatçı bir anlayışı asla kabul etmez.
Bencilliği değil, diğerkâmlığı şiar edinir. Kardeşim de kazansın anlayışıyla hareket
eder.
Muhterem
Müslümanlar!
Ticaret ahlâkının bir diğer ilkesi de doğruluk ve
dürüstlüktür. Alışverişte açık sözlü ve şeffaf olmak, yalan, hile ve
aldatmadan kaçınmaktır. Nitekim Peygamber
Efendimiz (s.a.s), “Dürüst ve güvenilir tüccar, peygamberler,
sıddıklar ve şehitlerle beraberdir.”[3]
buyurmuştur.
Doğru sözlü ve güvenilir bir insan olmak, mümin olmanın gereğidir. Mümin, helal kazanç
uğruna ter dökerken, attığı her adımda ibadet bilinci taşır. İşte bu
bilinçle hareket eden ecdadımız “Ahîlik” geleneğini oluşturmuş, çarşı
pazarlarda hukuka riayet kadar, ahlâka da uygun davranılmasını temin etmiştir.
Her bir ustayı, zanaatkârı ya da tüccarı, meslekî becerilerin yanı sıra güzel ahlâk
ve maneviyatla da donatmıştır. Tarihte Müslüman tüccarların ticaret ahlâkından etkilenerek
İslam ile müşerref olan nice topluluk vardır.
Kıymetli Kardeşlerim!
Peygamberimiz
(s.a.s) “Bir Müslümanın kusurlu bir malı, kusurunu açıklamadan satması helâl
değildir.”[4] buyurur. Zira malın kusurunu gizlemek, insanların
birbirine olan güvenini ve alışverişin bereketini yok eder. Her ne kadar kısa
vadede kâr etmiş gibi görünse de aslında gerçeği gizleyen satıcının sonu
hüsrandır. Bunun bilincinde olan bir mümin, kâr elde etmek için her yolu mubah
görmez; geçici dünya malına kalıcı ahiret saadetini değişmez. Bir başkasının
kaybı ve zararı üzerinden kazanç ve menfaat devşirmez. Aldatıcı reklamlarla,
haksız rekabetlerle piyasayı bozmaya tevessül etmez.
Kardeşlerim!
Ticari hayatımızda dikkat etmemiz
gereken önemli hususlardan biri de alışveriş meşgalesinin Allah’a karşı kulluk
görevlerimize engel olmamasıdır. Nitekim Yüce Rabbimiz şöyle buyurur: “Öyle
adamlar vardır ki onları ne bir ticaret ne de alışveriş Allah’ı zikretmekten,
namazı dosdoğru kılmaktan ve zekâtı vermekten alıkoyabilir.”[5]
Ne hazindir ki, hayatımızda helal kazanç
duyarlılığının, kanaat, tevazu, dürüstlük ve insaf gibi erdemlerin gün geçtikçe
zayıfladığını görüyoruz. Hırs ve tamah, servete ve mala olan düşkünlük, lüks ve
ihtiyaç fazlası tüketim bir çığ gibi büyüyor.
Geliniz hep birlikte bu gidişata dur demek için hayatımızı
gözden geçirelim. Kazancımızı doğruluk ve samimiyet üzerine inşa edelim. Helale,
iyiye ve temiz olana yatırım yapalım. Harama, kötülüğe ve sahteciliğe giden
yolları kapatalım. Hak Teâlâ’nın rızası için kazanan ve kazancını hayır yoluna
harcayan müminler olalım.
[1] Müslim, İman, 164; Darimî, Büyû', 10.
[2] Mutaffifîn,
83/1-3.
[3] Tirmizî,
Büyû', 4.
[4] İbn Mâce, Ticaret, 45.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder