ÖNCE KENDİMİZDEN SORUMLUYUZ
Aziz Kardeşlerim!
Hepimiz
bir imtihan dünyasında yaşıyoruz. Ve bir kul olarak öncelikle kendi imtihanımızda
başarılı olmakla mükellefiz. Dünya ve
âhirette huzura kavuşmak için sorumluluk bilinciyle hareket etmek
mecburiyetindeyiz. Kendimize, Rabbimize ve çevremize karşı görevlerimizi yerine
getirmek zorundayız. Nitekim Âlemlerin Rabbi de, Kur’an-ı Kerim’de şöyle
buyurmuştur:
Kıymetli
Müminler!
Sorumluluk sahibi kişi, her daim görev bilinciyle yaşar. Hayata, olaylara
ve kâinata ibret nazarıyla bakar. Bu dünyada başıboş bırakılmadığını; her bir
nimetin, her bir sözünün, her bir işinin bir gün hesabının sorulacağını gayet
iyi bilir. Sorumluluk duygusu taşıyan kimse, hayatının her alanında samimiyet
ve dürüstlüğü, ahlak ve fazileti kuşanır. Yalan, iftira, hile, aldatma gibi
türlü kötülüklerle kendisine ve çevresine zarar vermez.
Kardeşlerim!
Sorumluluklarının farkında olan kişi, Rabbimizin,
“Sakın
kendinizi kusursuz görmeye kalkışmayın! Çünkü Allah, kendisine karşı gelmekten
sakınanları en iyi bilendir.”[4] âyeti gereği kendisini hatasız görerek kibre kapılmaz. Öncelikle
kendi kusurlarını gidermek için gayret eder. Kendi muhasebesini yapmayı bırakıp başkalarının günahını diline dolamaz. Kendi
hatalarını gizlerken başkalarını hedef haline getirmez. “Kim bir Müslüman’ın
ayıbını örterse, Allah da dünya ve âhirette onun ayıplarını örter.”[5]
hadis-i şerifini asla göz ardı edemez.
Sorumluluk
şuuru bulunan bir mümin, bilir ki; kendisine
düşen, İslam’ın sınırlarına riayet ederek yaşamaktır. Helal haram duyarlılığına
sahip olmaktır. Her bir yanlış adımı için samimiyet ve nedametle tövbe kapısına
yönelmektir. Bile bile günahta ısrar etmemektir.
Kardeşlerim!
“Kitabı okuyup durduğunuz halde, kendinizi unutup iyiliği
başkalarına mı emrediyorsunuz? Aklınızı kullanmıyor musunuz?”[6]
buyurmuştur.
Sorumluluk bilinciyle hareket eden kişi, iyiliği önce kendisi şiar edinir. Özüyle,
sözüyle çevresine örnek olur. Zira şu bir gerçektir ki; iyilik yolunda
yürümeyen, başkalarını iyiliğe yöneltemez. Kötülüğün esiri olan, başkalarını
kötülükten uzak tutamaz. Hak ve hakikatin
hizmetkârı olmayan, başkalarına hak ve hakikati öğretemez. Erdemli bir duruş
sergilemeyen, başkalarına ahlak ve fazilette örnek olamaz.
Muhterem Müslümanlar!
Yeryüzünün en değerli varlığı olarak,
insan olarak yaratıldık. Bu değerimizi imanımızla taçlandırdık. Öyleyse
insanlık ve iman nimetinin kıymetini bilelim. Bu nimetlerin bizlere sorumluluk
yüklediğini asla unutmayalım. Kendimizle, Rabbimizle, sorumlu olduklarımızla ilişkilerimizde
samimiyeti elden bırakmayalım. Önce kendi sorumluluklarımızın farkında olalım.
Daha sonra çevremize güven ve sorumluluk duygusu aşılayalım. Ve hep beraber
Rabbimizin rızasına kavuşmak için çabalayalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder